Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, bugün Yeni Şafak Gazetesi'ndeki köşesinde, 'Elektrik faturaları neden fırladı?' başlığı adı altında, tüm nedenleri tek tek sıraladı.  Acet, faturalarda Mart ayından sonra bir rahatlama yaşanacağını da belirterek, "Tabii, Ukrayna krizinin bir savaşa dönüşmesi gibi enerji maliyetlerini iyice tetikleyecek yeni gelişmeler olmazsa" diye not düştü. 

İşte Mehmet Acet'in bugünkü köşe yazısı:

Siyasetteki tecrübesi ‘Türkiye’nin aksakalı’ olacak kadar derinleşen AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, ta Ulaştırma Bakanı olduğu yıllarda yaptığımız bir sohbet sırasında söylemişti: “Vatandaşın şikâyet etmesinden korkmayacaksın. Asıl, o şikâyetler kesilirse ondan korkacaksın.”

Sebep?

Onu da yine Binali Bey’in gerekçelendirmesi üzerinden aktaralım:

“Vatandaşın şikâyet etmesi, senden umudunun devam ettiği anlamına gelir. Kesilirse, artık şikâyet etmeye değecek biri olmadığını düşünür, bu durum senden umudunun kalmadığı anlamına gelir.”

Kış şartlarının çetinleştiği, enerji maliyetlerinin alıp başını gittiği bir dönemden geçiyoruz.

Enerjide dışa bağımlı bir ülke olarak böyle bir sürecin negatif etkileriyle yüzleşmememiz mümkün değil.

ELEKTRİK FATURALARI NEDEN FIRLADI?

2021 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle, barajlardan beslenen hidroelektrik santrallerinden yeterli verim elde edilemedi.

Öyle olunca, sadece ısınmak için değil, elektrik üretmek için de hem doğalgaza hem de kömüre yüklenmek zorunda kalındı.

Doğalgaz ve kömürün fiyatları dolar üzerinden fırlayıp gittiği gibi, buna bir de kur ataklarının negatif etkisi eklendi.

Elektrik faturalarında, özellikle ticari işletmelerin faturalarındaki yüksek meblağların temel gerekçesi bu.

Haliyle bu durum, son haftalarda vatandaşın, esnafın en önemli ‘şikâyet konusu’ haline gelmiş durumda.

Hükümet, pandemi sürecinde ortaya çıkan olağandışılıklar ve enerji maliyetleri karşısında halkın daha fazla ezilmemesi için ciddi destekler sağladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın birkaç hafta önce yaptığı açıklamayı dikkate alarak aktarıyorum, bu desteklerin miktarı 165 milyar lirayı bulmuş durumda.

Faturaların bu kadar şiştiği bir ortamda bu söylenir mi diye soranlar olabilir.

Hem, ülke olarak göğüslemek zorunda kaldığınız sıkıntının boyutlarının makul insanlar tarafından fark edilmesi için söylenir, hem de iktidar olarak sorumluluk duygusunu kaybetmeden bu zorluklarla nasıl başa çıkmaya çalıştığınızı göstermesi bakımından söylenir.

Tabii bu böyle diye, halkın faturalara dönük ‘şikâyetlerinin’ haksız olduğunu da kimse düşünemez.

Şikâyet halindeki kişinin yüzü, şikâyet makamının yüzüne doğru dönük olur.

Beklentisini dile getirmesi, umudunun devam ettiğine işaret eder.

Binali Bey’in dediği gibi siyasetçi asıl, vatandaşın şikâyet etmekten vazgeçmesinden korkmalı.

Zira o durum, fiziki olarak da, duygusal olarak da bir ‘yüz çevirme’ anlamına gelebilir.

Muhalefet partilerinin genel tutumuna baktığımızda, enerji krizini kendi bağlamında değerlendirerek alternatif olabilecek argümanlar ortaya koyma yerine, genel tutumlarının bir devamı olarak krizden beslenme taktiğiyle hareket ettiği görülüyor.

Elektrik faturaları artınca “Gelsin oylar” diyerek ‘el ovuşturuyorlar.” Muhalefet sözcüleri, Enerji Bakanı Fatih Dönmez’i elektrik kesintisinin olduğu Isparta’ya geç gitmekle suçladılar. Hâlbuki Enerji Bakanı, İran’ın kış ortasında doğalgaz kesmesine karşı alternatifler aramak için gittiği Azerbaycan’daki temaslarını bitirir bitirmez soluğu Isparta’da almıştı.

ELEKTRİK ÜRETİMİNDE MART AYIYLA BİRLİKTE RAHATLAMA BAŞLAYABİLİR

Böyle zamanlar, vatandaş gözünde zor işlerin, büyük sıkıntıların üstesinden kimlerin gelebildiğini, gelebileceğini tartma zamanlarıdır aynı zamanda.

“Çözerse kim çözer” sorusu/duygusu kimin lehine ise, avantajlı olan taraf orasıdır.

Evvelsi gün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, elektrik faturalarıyla ilgili güzel haberi verdi.

“Çok yakında elektrik faturalarına yeni düzenleme gelecek. Cumhurbaşkanımız da talimatlarını veriyor. Vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz.” dedi.

Bu vaadin arka planında bahar aylarına dönük umutlu beklentiler de olmalı. Kış evet soğuk geçti, kar yağışları ısınma maliyetlerini artırdı ancak barajlardaki su seviyesinin bu sayede artması elektrik üretim maliyetinin yeniden düşmesi anlamına gelecektir. Mart ayıyla birlikte, hem ısınma ihtiyacı düşeceği için, hem de hidroelektrik santralleri yeniden daha fazla devreye gireceği için doğalgaz ihtiyacının azalması öngörülüyor. Elektrik üretiminde maliyet düşünce, bunun faturalar üzerindeki baskıyı azaltması daha mümkün hale gelecektir. Tabii, Ukrayna krizinin bir savaşa dönüşmesi gibi enerji maliyetlerini iyice tetikleyecek yeni gelişmeler olmazsa.

Editör: TE Bilisim