Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan flaş Cizre ve Yüksekova açıklaması. Cumhurbaşkanı, Esenler'e müjde verirken, Cizre ve Yüksekova’nın da il olması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'na katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konut bakımından İstanbul'un çok farklı bir noktaya geldiğini belirterek, “Zira göç alma noktasında önüne geçemiyorsunuz. Belediye başkanlığımda 'nakil il muhaberi verilmesi gerekir.' dediğimde kıyamet kopardılar. Eğer biz o zaman nakil il muhaberini kabul ettirebilseydik, bugün İstanbul 15 milyona kesinlikle ulaşmazdı. O zaman nüfus 8 milyondu ama şimdi neredeyse katladı.” dedi.

 

KENTLEŞME SORUNU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, şehir nüfusunun 2. Dünya Savaşı sonrası hızla arttığı pek çok ülke gibi ciddi bir kentleşme sorunu yaşadığını, İstanbul, Ankara, İzmir gibi nüfusu hızla artan şehirlerin çevrelerini saran, adeta bulduğu her boşlukta yayılan imarsız yapıların, dönemin plansızlığının, projesizliğinin vizyonsuzluğunun bir ürünü olduğunu söyledi.

 

“SORGULANMASI GEREKEN DÖNEMİN YÖNETİCİLERİ”

Kimsenin bu imarsız yapıları yapan, zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veren insanları suçlamaya hakkı olmadığını belirten Erdoğan, sorgulanması gerekenin, bu insanları sağlıklı konut hakkından mahrum bırakan, bunun için üzerlerine düşenleri yapmayan dönemin yöneticileri olduğunu ifade etti.

KAYNAK: HABERGZT.COM

 

“ŞEHRİN NEREDEYSE DÖRTTE ÜÇÜ KAÇAK”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde, şehrin neredeyse dörtte üçünün imar tekniği anlamında kaçak olduğunu anlatan Erdoğan, çıktığı televizyon programlarında İstanbul'un gerçeğini bir bir anlattığını ancak kendi sırça köşklerinde milletin ne durumda yaşadığından, hangi sıkıntılarla mücadele ettiğinden bihaber olanlar için bunların alışıldık ifadeler olmadığını dile getirdi.

 

“KABUL ETTİREBİLSEYDİK İSTANBULUN NÜFUSU 8 MİLYONDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994 yılından beri Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin diğer vilayetleriyle birlikte, İstanbul'un da sorunlarını çözmenin mücadelesini verdiklerini aktararak, şöyle konuştu:

"İstanbul'un eski silüeti ile yenisi arasındaki farkı bu şehirde yaşayanlar çok iyi bilirler. Elbette hala çözülememiş İstanbulumuzda çok sıkıntılar var. Nitekim bunları her fırsatta dile getiriyor, serzenişlerimizi, rahatsızlıklarımı ifade ediyorum. Ama özellikle konut bakımından İstanbul gerçekten çok farklı bir noktaya geldi. Zira göç alma noktasında önüne geçemiyorsunuz. Belediye Başkanlığımda nakil ilmuhaberi verilmesi gerekir dediğimde kıyamet kopardılar. Eğer biz o zaman nakil ilmuhaberini kabul ettirebilseydik, bugün İstanbul 15 milyona kesinlikle ulaşmazdı. O zaman nüfus 8 milyondu ama şimdi neredeyse katladı.”

 

ESENLER'DE ANAHTARLAR TESLİM EDİLİYOR

Afetlere hazırlık kapsamında yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarının ardından, biraz daha mesafe kat edilmiş olunacağını belirten Erdoğan, “Kentsel dönüşüm için 5 Ekim 2012 tarihinde Esenler Havaalanı Mahallesi'nde ilk kazmayı vurmuştuk. Bu mahalledeki ilk çalışmalar tamamlandı. İnşallah önümüzdeki ay hak sahiplerine anahtarları teslim edilecek. Bu bölgede 2 bin 373 konut ve 55 iş yeri yapıldı. Böylece kentsel dönüşümü, bir proje, bir hayal olmaktan çıkartıp, fiilen gerçeğe dönüştürmüş oluyoruz.”

 

DOKUNULMAZLIKLAR

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da teröristlerden temizlenen ilçelerde imar çalışmalarının başladığını söyleyen Erdoğan, "Dokunulmazlıkların kaldırılmasını gündeme getiriyoruz. Ve şimdi dokunulmazlıkların kaldırılması deyince yani milletvekillerine dokunulmazlık kalksın gibi bir şey anlıyorlar. İşin aslı bu değil. Kimin fezlekesi varsa o fezlekeyle ilgili sürecin hemen yargıya taşınması anlamındadır. Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim. Ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim ya. Bu kadar olaylar olacak, sen terör örgütüne silah taşıyacaksın arabanla, tabutlarla silah taşıyacaksın... Hani 'Kalksın diyordun' da şimdi ne oldu. Niye geri vitese taktın. Ana muhalefet bakıyorsun şu an da ipe un seriyor. Diğerleri ipe un seriyor. Niye seriyorsunuz. Bakın 550 fezleke var. Herhalde burası parlamento fezlekeleri takip bürosu değil. Biran önce bu işin halledilmesi gerekiyor. Bu iş halledildikten sonra da suçlu olan bedelini öder. ve burada siyaset bana göre bu fezlekelerin önünde bariyer oluşturmamalıdır. Bu işin önü açılmalıdır" ifadelerini kullandı.

 

“YÜKSEKOVA, CİZRE İL OLMALI”

Erdoğan, "İnşallah hem Sur'u tarihi görünümüne kavuşturacak hem vatandaşları huzur içinde yaşayacağı konutlara kavuşturacağız. Hakkari şehir değil nasıl yapmışlar anlamadım. Yüksekova ama öyle değil. Yüksekova'nın şehir olması doğru karara olacaktır.

Cizre de öyle zaten şehirdi hakkı elinden alındı. Şİmdi o hakkının geri iade edilmesi lazım. Şırnak'a şehir demek mümkün değil. Orada da Şerafettin Elçi havaalanını yaptık. Cizre medeniyet, tarih kültür olarak bu yapıya müsait. Bu bölgeye yeni bir kimlik kazandırmak bizim görevimizdir" dedi.

 

“KANAL İSTANBUL'U KİM NE DERSE DESİN YAPACAĞIZ”

Kanal İstanbul projesiyle ilgili de konuşan Cumhurbaşkanı "Biz toplu konutta artık özgün mimariyi, yerel mimariyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. 2011 yılına geldik 500 bin konutluk hedef aşıldı. Şimdi 2023'e kadar ikinci bir 500 bin hedefi var. Şimdi bu hedefi de aştık ve toplamda inşallah diyoruz ki 1 milyon değil, 1 milyon 200 binlik bir rakama doğru gidelim. Çünkü Kanal İstanbul... Kanal İstanbul yapıldığı anda Kanal İstanbul'un her iki tarafında gerçekten İstanbul'un şanına yakışır konutlarla, Kanal İstanbul'un farklılık arz etmesi gerekiyor. Buna da hep 'Olur mu canım' diyenler çıktı. Arkadaşlar, Kanal İstanbul olacak. Kanal İstanbul'u yapacağız. Kim ne derse desin yapacağız." dedi.

 

“DİKEY MİMARİYE GEÇİLMELİDİR”

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçmişte hem yeterli imarlı alanının olmayışı hem de merkezi yerlere yönelik aşırı talepten dolayı yüksek bina ihtiyacı makul görülebilirdi. Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir. Mesela Kanal İstanbul'un çevresinde, ben arkadaşlarıma da söyledim, 'Kesinlikle dikey mimariye müsaade edilmemelidir' diyorum."

 

Editör: TE Bilisim