Hakkâri’nin Yüksekova Devlet Hastanesi’nde doğumdan sonra hayatını kaybeden kadının kocası, hastaneyi ihmalkârlıkla suçladı.

Yüksekova Devlet Hastanesi’nde bir kadının hayatını kaybetmesi ve bir doktorun darp edilmesi olayının yankıları sürerken, hayatını kaybeden Güllü Bülbün'ün eşi Fesih Bülbün, olay günü yaşadıklarını anlattı. Eşinin doktorların ihmalkârlığı nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia eden Bülbün, “Doktorun darp edilmesini kesinlikle tasvip etmiyorum. Darp etme olayını sonradan öğrendim, haberimiz yok” dedi.
Olayın yaşandığı akşam doğum yapmak üzere olan eşiyle beraber Yüksekova Devlet Hastanesi’ne gittiklerini anlatan Bülbün, “Eşimi doğum nedeniyle doğumhaneye aldılar. Orada kimseyi içeriye almadılar. Ondan sonra kendisine ilaç mı verdiler ne verdiler bilmiyorum. Ben camdan görüyordum. Eşim sürekli çırpınıyordu. Kendisini duvarlara vuruyordu. Ben hemşirelere ya eşimin ablası ya da kardeşim içeriye girsin dedim, kabul etmediler. İki kadın vardı içeride, onlar doğum yaptı, onları çıkardılar. Sonra beni içeriye çağırdılar. Ben sezaryen yapılır, o nedenle imza istiyorlar herhalde dedim. İçeri girdiğimde eşimi yerde gördüm. İlgilenen yoktu. Orada bir ebe vardı, bana yardım etti. Doktor doğum masasına çıkarmamızı istedi. Hemşireler ya da başka kimse yardım etmedi. Benle o kadın beraber eşimi doğum masasına yatırdık. Sonra beni dışarıya çıkardılar” dedi.

“İKİNCİ KEZ EŞİMİ YERDE KIVRANIRKEN GÖRDÜM”


Yaklaşık 2-3 dakika sonra tekrar kendisini içeri çağırdıklarını belirten Bülbün, “İçeri girdiğimde tekrar eşimi yerde kıvranırken gördüm. Birkaç kez kendisine seslendim, bana karşılık vermedi. O sırada tekrar eşimi yerden alarak masaya yatırdık. Doktor orada, ‘Bana yardım et’ dedi, ben de doktora yardım etmeye çalıştım. Eşimin kollarından tuttum. Ben orada tekrar doktora gerekiyorsa sezaryen yapmasını önerdim. Bana gerek olmadığını söyledi. ‘Sezeryana alsam eşin kilolu, dikiş tutmaz’ dedi. Ben de, 'Sen daha iyi bilirsin' dedim. Benim eşim çok zorluk çekti. Çocuğu zorlayarak çıkardıklarını düşünüyorum. Doktora giderek eşimin kanamasının devam ettiğini söyledim. Ben doktora bebeği bırakıp eşimle ilgilenmesini istedim. Doktor da bana, ‘Tamam eşiniz biraz dinlensin, dikiş yapacağız’ dedi. Orada eşimin başında beklemeye başladım. Oluk oluk kan akıyordu. Bir süre sonra tekrar doktoru çağırdım doktor geldi ve dikiş atmaya başladı. Dikişten sonra da kanama devam ediyordu. Doktor orada da benim çıkmamı istedi, çıktım. Bana, ‘Siz gidin, biz servise getireceğiz’ dediler. Hemşireler benden çocuk servisine giderek çocuğun sevkini yapmamı istedi. Çocuk servisinden sevki aldım. Bu kez de sevki fakslamamı istediler. Ben de faks çektim” ifadelerini kullandı.

“ÜÇÜNCÜ KEZ EŞİM YERDE KANLAR İÇERİSİNDE KIVRANIYORDU”


Kadın doğum servisine gittiğinde eşinin orada olmadığını görünce tekrar doğumhaneye gittiğini belirten Bülbün, “Oraya gittiğimde tekrar eşimin yerde kanlar içerisinde kıvrandığını gördüm. Oradaki ebe kadın tekrar bana yardım etti. Eşimi tekerlekli sandalyeye bindirdik. Hemşireler tekrar dışarı çıkmamı istediler. Dışarı çıkar çıkmaz tekrar beni çocuk servisinden istediler. Dediler ki, ‘Faks onaylanmamış. Acilen seni istiyorlar.’ Tekrar beni başhekimliğe gönderdiler. Orada faks işlemini yaptıktan sonra yine doğum servisine gittim ve eşimin halen servise getirilmediğini gördüm” dedi.
Yeniden doğumhaneye gittiğini söyleyen Bülbün, “Yine doğumhane girişinde eşimin kanlar içerisinde yattığını gördüm. Üstüne bir battaniye sermişlerdi. Ablası ve amcamın eşi onu yerden kaldırmaya çalışıyorlardı ama kaldıramıyorlardı. Yanlarında iki hemşire vardı ama ciddi bir müdahale yoktu. Orada çalışan bir personel vardı, yardım ettiler battaniyeye sararak sedyeyle servise götürdük. Doktor oraya geldiğinde doktora kanamasının çok olduğunu söyledim. Bana, ‘Hastan yerinde durmuyor, müdahale edemiyorum. Çok hareket ettiği için dikişlerine bakamıyorum’ dedi. Doktor benden psikiyatri doktorunu çağırıncaya kadar eşimin ayaklarını bağlamamı istedi. Ayaklarını bağladım. Diğer doktor geldi, ‘Sakinleştirici iğne yapacağım’ dedi ve benden kollarını da bağlamamı istedi. Kollarını da bağladım. İğne yapıldıktan sonra kollarını çözdüm. Kanamanın devam ettiğini görünce doğum doktorunu aramaya başladım. Doktor yerinde yoktu. Oradaki görevlilere, ‘Eşim ölüyor, doktor nerede?’ diye sordum. Hemşirelere kızınca doktoru aramaya başladılar. Bir ara, ‘Hasta ölüyor’ dediler. Orada güvenlik görevlileri vardı. Güvenlik görevlileri beni oradan uzaklaştırdı. Bir ara cihaz falan getirdiler, ‘Hastayı yoğun bakıma almalıyız’ dediler. Orada ben de beraber yoğun bakıma gittim. Doktor geldiği zaman beni tekrar dışarı çıkardılar. Artık ondan sonra ne olduğunu bilmiyorum. Eşimin vefat ettiğini sonradan öğrendim” iddialarında bulundu.

“DOKTORUN DARP EDİLMESİNİ TASVİP ETMİYORUM”


Doktorun darp edilme olayını görmediğini ve böyle bir şeyden haberi olmadığını belirten Bülbün, “Ben ve yanımdaki yakınlarım zaten morgda cenazemizin derdine düşmüştük. Cenazemizi Van’a götürmek üzere arabaya bindirmekle meşguldük. Benim haberim yok. Sonradan o olayı duydum. Ben şahsen böyle bir şeyi tasvip etmiyorum. Zaten doktor sürekli yanımdaydı içeride. Ben içeride de doktora hiçbir şey yapmadım” şeklinde konuştu.
Eşinin kan kaybından ölmüş olabileceğini belirten Bülbün, “Sebebi kan kaybı veya başka bir şey olsun, ben ihmal edildiğini düşünüyorum çünkü yaklaşık 45-50 dakika boyunca kanama sürdü. Yeterli müdahalede bulunulmadı diye düşünüyorum. Biz yürüyerek girdik hastaneye. Durumu iyiydi. Söz konusu olayla ilgili şikayette bulundum. Olayın çözülmesini istiyorum. Umarım adalet yerini bulur. Benzer olaylar Hakkari ve ilçelerinde başkalarının da başına geldi bugüne kadar. Bizim başımıza geldi, artık başkaları bu acıyı yaşamasın istiyoruz. Eşimin ölüm sebebi neyse ortaya çıkarılsın istiyorum” ifadelerini kullandı.
Bülbün, eşiyle yaklaşık 10 ay önce evlendiğini, çocuklarının da halen yoğun bakımda olduğunu sözlerine ekledi.
Öte yandan doğum yapan kadının hayatını kaybetmesi ve ardından yaşanan darp olayıyla ilgili Yüksekova Devlet Hastanesi yönetimi tarafından yapılan açıklamada, “Hiçbir insanın yaşamak istemeyeceği böyle talihsiz bir olaydan sonra henüz nedeni kesinlik kazanmamış bir durum için idari ve adli soruşturma başlatılmışken, böylesine hukuk dışı bir tavır içine girilerek hareket edilmesi hukukun üstünlüğüne inanan bizleri derinden üzmüştür. Ülkemizin farklı yerlerinden gelerek zor koşullarda mesleklerini icra eden ve en önemli gayesi insana hizmet etmek olan biz sağlık çalışanlarının bu tür saldırılara maruz kalmasının, sağlık çalışanı bulma noktasında büyük sıkıntı çekilen ilçemize sağlık çalışanlarının gelmesi konusunda oldukça büyük sorunlara yol açacağı çok iyi bilinmelidir. Daha 3 ay öncesinde Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde tek kadın hastalıkları ve doğum uzmanının Yüksekova Devlet Hastanesi'nde olduğu ve ne zorluklarla sağlık hizmeti verildiği unutulmamalıdır. Arkadaşımıza yapılan bu saldırıyı nefretle kınıyoruz ve sorumluların bulunması için yapılan çalışmaların bizzat takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz" ifadeleri kullanılmıştı.

 

 

 

Editör: TE Bilisim