ŞEHRİVAN HABER: UĞURCAN DEMİR-ERDAL ERBAŞ

Kültür ve Milli Eğitim Bakanlarından, 21, 22 ve 23. Dönem Van, 24. Dönem Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Hüseyin Çelik, Üvercinka Kültür Sanat Akademisi ve Van Edebiyat Mahfili’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Ali Suavî ve Dönemi” söyleşi ve imza gününde Vanlılarla bir araya geldi. 13 Haziran Pazartesi günü saat 17:30’da Van Devlet Tiyatrosu’nda gerçekleşen programa STK Başkanları, akademisyenler ve çok sayıda kişi katıldı. Çelik, söyleşide Ali Suavî’nin yaşamının yanı sıra birçok konuya da değindi.

ÇELİK: TARİH BOYUNCA DAYAK YİYENLER BİRLEŞMİŞTİR

Çelik, tarih boyunca zıt kutupların birleştiğini belirterek şunları kaydetti: “Tarih boyunca dayak yiyenler birleşmiştir. Ne kadar zıt kutupta olurlarsa olsunlar tarih boyunca dayak yiyenler birleşmiştir. Zıt kutuplar bir araya gelir. İran şahını devirirken Mollalarla Komünistler beraber hareket ettiler. Farslar, Azeriler, Kürtler, Ermeniler, Keldaniler, Şiiler, Sünniler birlikte hareket ettiler ve devirdiler şahı. Abdülhamid’i devirirken biraz önce saydığım üç grubun dışında dönemin İslamcı aydınlarının hemen hemen hepsi Sultan Abdülhamid’e karşıdır. Kendi öz kız kardeşinin oğlu Prens Sabahattin Abdülhamid’e karşıdır”

“ÇOK FARKLI DÜŞÜNCELERE SAHİP İNSANLAR BİR ŞEYE VEYA BİR KİŞİYE KARŞI OLABİLİR”

Farklı düşünen, farklı inançlara sahip olan kişilerin bir araya gelip bir kişiye karşı olabileceğinin mümkün olduğunu dile getiren Çelik, “Diyelim ki biri bizi buraya kapatıyor. Bize günde üç öğün dayak attırıyor. Bize kuru ekmek ve sudan başka da bir şey yedirip içirmiyor. Birimiz Müslüman, birimiz Hristiyan, birimiz Yahudi, birimiz Putperest, birimiz de ateist olsun. Bize bu muameleyi reva gören adama karşı beşimiz birleşir miyiz? İnsanın tabiatı gereğidir bu. Böyle bir durumda oradaki Müslüman’a sen niye Hristiyan’la, Yahudi’yle, Putperestle, Ateistle ittifak ettin diye sorulur mu? Sorulmaz. İnsanlar çok farklı gerekçelerle aynı şeye veya aynı kişiye karşı olabilir. Bu onları aynileştirmez. Çok farklı düşüncelere, çok farklı inançlara, çok farklı dünya görüşlerine sahip insanlar, bir şeye veya bir kişiye karşı olabilir. Bu onları aynileştirmez” dedi.

ÇELİK: BAŞIMIZA NE OLUMSUZLUK GELSE DIŞ GÜÇLERE BAĞLIYORUZ

Çelik, kişinin başına gelen her olumsuz olayı dış güçlere bağladığını belirterek, “Biz de dış güçler fobisi manyaklık derecesindedir. Bütün Doğu Müslüman dünyası böyledir. Başımıza ne kadar musibet, felaket, olumsuzluk gelse biz onu dış güçlere havale ederek kendimizi sorumluluktan kurtarmak gibi bir kolaycılığı seçiyoruz. İyi bir şey yaparsak evelallah biz yaptık fakat olumsuz bir şey olunca dış güçler, yabancı lobiler, faiz lobisi devreye giriyor. Bu kolaya kaçmaktır. Bütün İslam dünyasının bundan kurtulması gerekiyor. Faiz 4,6’ya inmişti Gezi olaylarının arifesinde. Kim indirdi o 4,6’yı. Biz indirdik. Fakat faiz alıp başını gittiği zaman dış güçleri çıkarıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil” şeklinde konuştu.

“BİR MEMLEKETTE MUHALEFET YOKSA O MEMLEKETTE HER TÜRLÜ KEYFİLİK VAR DEMEKTİR”

“Bir memlekette muhalefet yoksa o memlekette her türlü keyfilik var demektir” diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarihi galipler yazar. Galip oldunuz mu tarih sizi parlak parlak yazar ama mağlup oldunuz mu sizin için söylenmedik şey bırakmazlar. Niçin demek muhalefet etmektir. Bir memlekette muhalefet yoksa o memlekette her türlü keyfilik var demektir. Bu muhalefet sadece siyasi parti muhalefeti değil. Bu muhalefet entelektüel muhalefettir. Yeni Osmanlıların bence en faziletli taraflarından birisi sadece kendilerine yapılan haksızlığı eleştirmiyorlar. Başkalarına yapılan haksızlığı eleştiriyorlar. Mesela sizin Ermeni, Rum bir komşunuz olsa, ona karşı hukuk dışı bir dayatılmada bulunulsa sizin onu savunmanız için Ermeni veya Rum olmanız gerekiyor mu? Mühim olan sizin gibi olan, sizin gibi düşünen, sizin gibi düşünen, hayatını sizin gibi tanzim eden insanlar haksızlığa uğradığı zaman onları savunmak değil, mühim olan sizin gibi olmayan, sizin gibi düşünmeyen, hayatını sizin gibi düzenlenmeyen insanlar haksızlığa uğradığı zaman onları savunmaktır. Yoksa türdeşlerini, yavrularını savunmak hayvanların da yaptığı bir şeydir.”

ÇELİK: DİĞERGAMLIK, BAŞKASININ DERDİNİ DERTLENMEKTİR

Çelik, diğergamlığın başkasının derdiyle dertlenmek olduğunu vurgulayarak, “İnsan olmak diğergam olmayı gerektirir. Diğergamlık, sadece kendi derdi, kederi için düşünen değildir, başkasının derdini dertlenmektir. Müslüman olmak, ahlaklı olmayı gerektirir. Ben namaz kılıyorum, oruç tutuyorum, Hacca gidiyorum. Ahlak var mı, yok. Merhamet var mı, yok. Diğergamlık var mı, yok. Fakir fukaranın elinden tutmak var mı, yok. Kamu malına karşı bir özen var mı, yok. İsraftan kaçınmak var mı, yok. Elli tane yok. İslamiyet güzel ahlaktır ama sen bütün bu şekli ibadetleri yapıyorsun. Fakat sende bunların hiçbiri yoksa kusura bakma orada bir sıkıntı var. Bugün toplumumuzun en büyük sıkıntısı budur” şeklinde konuştu.

“KONUŞAN TOPLUMDAN ZARAR GELMEZ”

Konuşan toplumlardan zarar gelmediğini dile getiren Çelik, “Yasak dün de vardı, bugün de var ve yasakçı zihniyet bu toplumun huzurunu bozuyor. Sadece polisle, hafiyeyle, istihbaratla bir şeyin önüne geçmek tarih göstermiştir ki mümkün olmamıştır. Yeryüzünde Sultan Abdülhamid’in hafiye sisteminden daha güçlü ve daha yaygın hafiye teşkilatı olmamıştır fakat önleyemedi. Bırakın insanlar söylediğini söylesin. Bunun bir zararı yok. İnanın yok. Susan toplumdan zarar gelir. Konuşan toplumdan zarar gelmez. Bastırılmış ve susturulmuş toplumda patlama olur. Bütün dünyada bunun yüzlerce örneğini verebiliriz” dedi.

Editör: TE Bilisim