Önder ALTINAL - Şehrivan ÖZEL


Van’da 2011’de yaşanan deprem sonrasında yıkılan evlerinin yerine kentsel dönüşümden faydalanarak konut yapmak isteyen vatandaşların sıkıntısı bitmek bilmiyor. Van’da depremden sonra başlatılmasına rağmen tam bir mağduriyete dönüşen kentsel dönüşüme bir de imardaki köklü değişiklikler eklenince vatandaş tam bir çıkmaza giriyor. Van’da bu durumda olan ve yıkılan evinin yerine yeni bir konut yapmak isteyenler için bu anlamda kentsel dönüşüm tam bir kentsel ızdırapa dönmüş durumda!

EVSİZ, BARKSIZ KALDIK!

Diğer kentlerde tam anlamıyla uygulanmasına rağmen Van’da halen büyük mağduriyetler yaratan Kentsel Dönüşüm, vatandaşların canını sıkmaya devam ediyor. Vatandaş, hasarlı olduğu için yıktığı evin yerine kentsel dönüşüm kapsamında yeni konut yapmak için başvurmasına rağmen sonuç alamıyor. Bu anlamda kentsel dönüşümden faydalanmak için ilgili kurumların kapısında gidip gelmekten yorulduğunu açıklayan vatandaşlardan biri ise yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor; “2011 yılındaki depremden sonra sitemizi için yıkım kararı alındı bu kararı ise AFAD müdürlüğü bizlere ulaştırıldı. Daha sonrasından bizlerde kentsel dönüşüm kapsamında evimizi aynı arsa üzerine yapmak için başvurularda bulunduk, ancak yetkili merciler tarafından geri çevrildik. Sebebi ise yıkılan evin risk araştırma raporunun çıkmamasıydı. Defalarca AFAD ve Çevre Şehircilik Müdürlüklerine gidip geldim. Ancak gelin görün ki ne beni dinleyen oldu nede bu konuda bir adım atan. Üstelik bir adım atmaya kalktığımızda ise bu kez belediyelerdeki ticari arsa olayına takıldık. Ne yapacağımızı bilemez durumdayız.” şeklinde dert yanıyor!

Van’da yaşanan kentsel dönüşümü yaşayan vatandaşlardan bir kısmı ise Akköprü Mahallesi’nde bulunan Şakir Hoca Camii civarında bulunan bir sitenin sakinleri. Yaşanılan depremin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen mağduriyetleri bitmeyen vatandaşların AFAD, Çevre Şehircilik ve belediyeler arasındaki durumu filmleri aratacak cinsten. Kentsel dönüşümden faydalanmak isteyen, tüm bunların yanı sıra birde Belediye tarafından A7-B7 arsa durumu işin içine girince vatandaş adeta intiharın eşiğine geldi.

AFAD YIKIM RAPORU VERDİ AMA…

2011 yılında Van’da yaşanılan depremlerin ardından evlerine yıkım kararı çıkan vatandaşlar evlerini yıktığına bin pişman oldu. AFAD’ın kararı ile yıkılan daha sonrasında Çevre Şehircilik Bakanlığının risk araştırma raporunun ve evin yıkılmasından dolayı yeni evin yapılmasına izin çıkmayınca olaylar ve sorunlar sırasıyla başlamış oldu. Gazetemize konuşan ve ismini vermek istemeyen vatandaş olayları şöyle anlatıyor: “2011 yılındaki depremden sonra sitemizi için yıkım kararı alındı bu kararı ise AFAD müdürlüğü bizlere ulaştırıldı. Daha sonrasından bizlerde kentsel dönüşüm kapsamında evimizi aynı arsa üzerine yapmak için başvurularda bulunduk, ancak yetkili merciler tarafından geri çevrildik. Sebebi ise yıkılan evin risk araştırma raporunun çıkmamasıydı. Çevre Şehircilik bu rapor olmadığından dolayı yeniden evi yapmamız için izin vermedi. Daha sonrasında evimizin yeniden yapılması için ise defalarca AFAD ve Çevre Şehircilik Müdürlüklerine gidip geldim. Ancak gelin görün ki ne beni dinleyen oldu nede bu konuda bir adım atan. Defalarca uğraşmama rağmen hiç kimseden bir netice alamayınca artık hayatımdan ve canımdan bıktım. AFAD’ın yıkım emri verdiği rapor yeniden evin yapılması için fayda etmeyince bizlerde resmen dışarda kaldık.”

DEPREMDEN ÖNCE B7 DEPREMDEN SONRA A7

Yaşanılan tüm bu sorunların ardından vatandaş yine evin yapılması için birçok yere gidiyor ve başvurularda bulunuyor. Ancak gelin görün ki vatandaşın son olarak karşılaştığı sorun ise tam anlamıyla vatandaşı çileden çıkarıyor. Peki, bu sorun nedir? İşte o sorunun tam olarak ne olduğu ve vatandaşın yaşadıkları: “Evimizin yapılmamasından ve TOKİ’ye taşınmamızdan sonra olaylar ve sıkıntılar bitmek bilmeyince bende evin yeniden yapılması için birkaç kişi ile yine görüştüm ve çalışmalara başladım. Ancak gelin görün ki bu sefer de A7-B7 sorunu ile karşı karşıya kaldım. B7 bizim depremden önce ikamet ettiğimiz arasının ismiydi. Bu arsa tam olarak ticari bir arsa anlamına geliyor. Ancak depremden sonra bu arsa A7 olmuş. Peki, bunlar ne anlama geliyor? B7 bulunduğunuz arsada ev yapmanız için asanın %100’nü kullanabilirsiniz anlamına geliyor. A7 ise bulunduğunuz arsada ev için arsanın sadece %30’unu kullanabilirsiniz. Bende bu anlamda bir müteahhit ile görüştüm. Ama müteahhit ise bu alan 28 dairelik bir site yapamayacağını söyledi. Yani anlayacağınız arsa bu şekle dönüşünce işler yine sarpa sardı ve en başa dönmek zorunda kaldım. Ne yapabilirim diye araştırdım ve bölgemizden mesul olan İpekyolu Belediyesine gitti. Banu bir dosya hazırlamamı ve götürmemi istediler. Ancak gelin görün ki bu dosyayı hazırlamak için en az 7 bin TL’lik bir bütçemizin olması gerekiyor. Bunun yanı sıra elbette ki bir de encümenin keyfi uygulaması bulunuyor. Yani encümen dosya tamam, bu arsayı çeviriyoruz dediği anda çevrilecek ama yok dediği anda ise dosya masraflarımız ve çalışmalarımız hepsi boşa ve çöpe gitmiş olacak. Yani anlayacağınız bu işten de bize tam anlamıyla bir fayda yok.”

VATANDAŞ: İNTİHAR ETMEYİ BİLE DÜŞÜNDÜM

Yaşanılan tüm bu sorun ve sıkıntılardan dolayı hayattan bıktığını ve belediyedeki görüşmesinden sonra belediye binasında intihar etmeyi düşündüğünü de söyleyen vatandaş sorunların bir türlü çözüme kavuşmamasından ve kimsenin kendilerine kulak asmamasından artık canlarından bezdiklerini dile getirdi. Vatandaş belediye yaşadıklarını ve ayrıca arsa ile ilgili birkaç gelişmeyi ise şöyle anlattı: “Belediyenin bu dosya için bana vermiş olduğu listeye baktım. O listede her şey madde halinde sıralanmış durumda ve bu maddeler halinde sıralanmış raporu ise şehir plancısının hazırlaması gerekiyor. Özellikle o maddelerin içinde bir madde var ki oda 9. Madde aynen şunlar söyleniyor: “Jeolojik ve Jeofizik etüt raporunun hazırlanması” bu raporun hazırlanması sadece 3 bin TL değerinde. Geriye kalan maddelerin toplam tutarı ise 4 bin TL ve toplamda 16 madde olan bu raporun toplam değeri ise 7 bin TL’dir. Ancak şöyle de bir durum var, rapor kabul görmezse o 7 bin TL’de çöpe gitmiş olacak. Bana bunu söyledikleri zaman kendimi 5’nci kattan atmak istedim bu yaşanılan saçmalıklara artık ciddi anlamda dayanamadım. Böyle saçma bir iş olabilir mi? Yani bu saçmalıkların içinde oradan da elim boş döndüm. Bunların yanı sıra birde arsada bir gelişme yaşandı ki bu zaten tam bir saçmalık. Bizim evimizin üstünde olduğu arsanın metre karesi 2 bin TL iken bazı uyanık alıcılar bu arsanın metre karesi için 450 TL veriyorlar. Yani bazıları arsamızı ucuza alıp üzerine ev yapmak istiyorlar. İşte geldiğimiz son nokta budur. Şimdi ne yapacağız kime gideceğiz bilmiyoruz. Ne iktidar partisi ve yöneticileri nede gerek belediye yöneticileri ve partililer bizlere yardım etmiyor. Bir sahibimiz bile yok. Peki, biz ne yapalım?”

KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN BEKLEYENLERİ HADDİ HESABI YOK

Peki, yaşanılan tüm bu sorunların yanında vatandaş ne istiyor, nasıl bir çözüm bekliyor. İşte vatandaşın yetkililerden istekleri ve çözüm önerileri: “Bildiğiniz gibi kentsel dönüşüm kapsamında vaade olarak 10 yıl olan ödemelerin 2 yılı hariç diğer 8 yılı ödemelidir. Bildiğiniz üzere banklarda 100 bin TL’ye kadar nakit vermektedir. Buda aylık 1,300-1,500 TL arasında değişiyor. Devletin sağladığı hibe ise %33’tür. Vatandaş bu anlamda aylık 1,500 TL’yi de vermeye razı. Ancak gelin görün ki Çevre Şehircilik Bakanlığı Van’da kentsel dönüşümü, 6306 yasaya dayandırarak bunları yapmıyor ve insanlar zor durumda kalıyorlar. Bu nedenle biz öncelikli olarak bu kentsel dönüşüm adı altında 10 yıllık ve 2 yıl ödemesiz olan kentsel dönüşümlerin 20 yılar çıkarılıp ayrıca bankalarında bu vaadeler anlamında vatandaşa gerekli destekler vermesini istiyoruz. Bunun dışında Ekim ayında ayının sonunda orta hasar verilen binalar yıkılacak. Peki, bu yıkımlar ne zamana kadar devam edecek. Bunun yanında yapılması gereken binaların temelleri ne zaman atılacak ve bu binalar yeninden yapılacak. Bu yüzden binası yıkılan ya da yıkacak olan vatandaşların sorunlarına başta devletten daha sonra ise belediyelerden yardımların yapılması gerekiyor. 100 binlerce insan kentsel dönüşüm anlamında atılacak adımları bekliyor. Bu yüzden bu adımların biran önce atılması gerekiliyor.”

VATANDAŞ: TOKİ’YE TAŞINDIM, TAŞINMAZ OLAYDIM

Üstelik kendi evini yapmayınca TOKİ konutlarına yerleşen vatandaşın TOKİ konutlarındaki durumu olayı daha vahim duruma getiriyor. Bir türlü bitmeyen sorunlar nedeniyle buraya yerleşen vatandaşlar burada da yaşanan sıkıntılardan dolayı bıkma durumuna geliyor. Aynı vatandaş burada yaşadığı sorunu ise şöyle dile getiriyor; “Evimizin yapılması için izin çıkmayınca bizde sitedeki insanları birçoğu gibi Edremit TOKİ’lere yerleştik. Yerleştik ama yerleşmez olaydık. Her gün yol gidip gelmekten artık ağlamaklı duruma geldik. TOKİ’deki Boğaziçi adı altında şirket denilenleri insanlardan aldıkları paraların haddi hesabı yok. Hele ki aldıkları bu paralarının üzerinde durmayıp hiçbir çalışma yapmamaları ise tam bir rezalet. Bu anlamda TOKİ’deki birkaç sorundan sizlere bahsetmek istiyorum. Öncelikli olarak bir alış-veriş merkezi yok. Ulaşım anlamında araçları olmayan insanlar büyük sorunlar yaşıyorlar özelliklede gece saatlerinde. Tüm bunların yanında bir ticaret merkezi bulunmuyor. Bunlardan en önemlisi ise bir hastanenin bulunmaması ve gece hasta olanların mecburiyetten merkezdeki hastanelere gelmesidir. Var olan sağlık ocağının ise saat 5’ten sonra kapanması ve hizmet vermemesi zaten bir faciadır. Bizlerde işlerimiz şehir merkezinde olduğu için her gün şehir merkezine geliyor ve aylık yaklaşık olarak 300-400 TL’lik yakıt parası veriyoruz. Bu sıkıntıların yaşandığı TOKİ’lerde ben nasıl ikamet edeyim buna da yetkililer karar versinler. Tüm bu sorunların yanı sıra bir de benim geçen sene kömür parası olarak 1695 TL yerine 1690 TL yani 5 lira eksik vermemden tam 10 ay sonra bana gelen 15 TL’lik bir borç var. Orada nasıl bir faiz oranı işliyor. 5 liranın 10 ayda 15 lira olduğunu halen aklım almıyor. Sırf bu yüzden TOKİ’lerde rezalet bir hal içerisindeler.” Dedi.

Editör: TE Bilisim