Ömer Faruk TOKTAŞ-Şehrivan


 

İsrail’in yıllardır Filistin üzerinde izlediği rejim aynı şekilde devam ederken 7 Temmuz tarihinde başlayan hava saldırıları neticesinde hayatını kaybeden Müslümanların sayısı gün geçtikçe artış gösteriyor. Önceki gün bir kara harekâtı da başlatan İsrail başta Türkiye olmak üzere Dünya’nın birçok yerinden tepki toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz günler içerisinde plajda oynayan 4 çocuğun öldürülmesi ve sığınak olarak kullanılan tünellerin de yıkılması İsrail de yaşanan vahşeti bir kez daha gözler önüne sermişti. Müslüman Kardeşlerle Dayanışma İnisiyatifi ise İsrail rejimi karşısında vatandaşları birlik ve beraberliğe çağırmak için bir basın açıklaması düzenledi ve Filistin’de vefat eden Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kılındı. Hz. Ömer Camii önünde gerçekleşen açıklama da İsrail aleyhine birçok slogan atıldı. İsrail’in kasıtlı bir şekilde katliamlarına devam ettiğini belirten Van Müslüman Kardeşlerle Dayanışma İnisiyatifi Sözcüsü Fuat Arpa “Filistinli kaynaklar İsrail'in yeni politikasının sadece direnişçileri hedef almak olmadığını asıl hedefin direnişçilerin ailelerini ve sevdiklerini yok ederek intikam almak olduğunu söylüyorlar. Şu ana kadar hedef alınan evlerin büyük bölümü, İsrail'in öldürmek istediği direnişçilerin aile ya da akrabalarına ait evler.” İfadelerini kullandı.

‘GAZZE'YE SİYONİST SALDIRI’

İsrail’in izlediği rejim karşısında atılan adımların sadece kınamalar olduğunu belirten Arpa “İsrail işgal rejiminin 7 Temmuz 2014 tarihinde başlattığı hava saldırıları sonrası dün de büyük bir kara harekâtı başlatılmış durumdadır. Bu harekât sırasında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı her geçen gün artarken, Gazze'de zaten kötü olan insani durum dayanılamaz boyutlara ulaşmış, sığınma mekânı olan tüneller yerle bir edilmiştir. Kapalı yerlerde hedef tutturamayan eli kanlı katiller artık eskiden beri olduğu gibi hastaneleri, evleri, çocuk dolu sahilleri vurmaya başlamışlardır. Dünya her zaman olduğu gibi korkak ve sessiz. Konuşanlar ise bir avuç kamuoyu. Hıçkırıklar, dualar, lanetlemeler. Dün unutan ve bugün utanan bir ümmet. Havadan, denizden ve karadan gelen saldırılarda hayatını kaybedenlerin yüzde 80'lik bölümünü siviller oluşturuyor. Katil İsrail, vurulan ya da zarar gören evlerin Hamas tarafından roket fırlatılan yerler olduğunu ileri sürse de, bölgedeki Birleşmiş Milletler ve İHH kaynakları, vurulan bölgelerin büyük bölümünün roket atışıyla ilgisi olmayan evler olduğunu teyit ediyor. Örneğin; Gazze'nin doğusunda Emniyet Müdürünün evine atılan bomba, aynı aileden 6'sı çocuk, 3'ü kadın olmak üzere 18 sivili katletmiş birçok kişi yaralanmıştı. Sivillerin yaşadığı bilindiği halde evlerin bombalanması, İsrail'in sivil ölümler konusunda kasten ateş ettiğini ortaya koyuyor.” Dedi.

‘İSRAİL'AİLELERİ HEDEF ALIYOR’

İsrail’in yeni bir hedef benimsediğini belirten Arpa “Filistinli kaynaklar İsrail'in yeni politikasının sadece direnişçileri hedef almak olmadığını asıl hedefin direnişçilerin ailelerini ve sevdiklerini yok ederek intikam almak olduğunu söylüyorlar. Şu ana kadar hedef alınan evlerin büyük bölümü, İsrail'in öldürmek istediği direnişçilerin aile ya da akrabalarına ait evler. İsrailli fanatik milletvekili Ayelet Şaked'in "Filistinli anneler de oğulları gibi ölmeliler" sözleriyle açığa vurduğu bu strateji işgal rejiminden yalanlama görmediği gibi, Batılı ülkelerden de her hangi bir tepki almadı. İşgal rejiminin ayrım gözetmeden attığı bombalar sebebiyle, uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirten hukukçular, ölçüsüz güç kullanımının insanlığa karşı suç kapsamına girdiğini belirtiyorlar. Şu ana kadar sivil Filistinlilere ait 1000'den fazla ev yerle bir edildi. Ölü sayısı sürekli artarken, Yaralıların sayısı binlerce olarak ifade ediliyor. Bulundukları bölgeden zaten mülteci durumunda olan binlerce Filistinli başka bölgelere göç ederek ikinci ya da üçüncü kez mülteci konumuna düştü. UNRWA’ya göre kuzey Gazze'de en az 16 bin kişi yaşadıkları mahalle ve evleri terk ederek BM'ye ait okullara sığınmış durumda.” Diyerek ekledi.

‘BİRÇOK HASTANE VE OKUL KULLANILAMAZ DURUMDA’

Birçok okulun ve hastanenin hale geldiğini belirten Arpa “İsrail saldırılarında sadece insanlar değil, geride kalanların hayatta kalmasını sağlayacak tesisler de hedef alınıyor. Örneğin bazı şehirlere temiz içme suyu veren tesislerin vurulması sonucunda yaz sıcağında ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor. Gazze nüfusunun en az üçte biri temiz içme suyundan mahrum. Alternatif olarak belediye yetkilileri ulaşımın kolay olduğu su kuyularından istifade etmeye çalışıyorlar. Bölgedeki kaynaklara göre en az 350 bin kişi su sıkıntısı ile karşı karşıya. Elektrik hatlarının vurulması sonucunda özellikle Gazze bölgesinin kuzey kesimlerine elektrik verilemiyor. Bu da bölgedeki birçok tesis ve hastanenin hayati cihazlarının çalışmasında aksamalara neden oluyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre şu ana kadar saldırılarda 8 tane sağlık tesisi ile 4 ambulans vuruldu. Hava saldırılarında bir doktor hayatını kaybederken, 19 sağlık çalışanı ağır yaralı. Vurulan yerlere yakın civarda bulunan 66 okul da hasar gördü. Okulların tatilde olması can kaybı riski barındırmasa da, tamiratlarının büyük bir külfet olacağı düşünülüyor. Yine insanların geçimini temin ettiği birçok dükkân yerle bir olurken, balıkçılık için kullanılan 32 teknede imha edildi.” Dedi.

‘YAKITIN FİLİSTİN İÇİN ÖNEMİ AYRI’

Hastanelerde bulunan cihazların çalıştırılması için yakıtın önemli bir yere sahip olduğunu belirten Arpa “Gazze'nin dünyaya çıkış kapılarında ise durum çok daha sıkıntılı. İsrail saldırılarına dolaylı destek veren Mısır'daki darbe yönetimi Refah Sınır Kapısındaki keyfiliğini sürdürürken saldırılar başladığından beri sadece birkaç saatliğine izin verildi. Ancak şimdi tüneller yıkılmış durumda. Zaten oraları sürekli kapatan Mısır Firavunu Sisi İsrail ile anlaşarak sadece bir göz boyama yapmıştı. Bölgedeki güvenilir kaynakların verdiği bilgilere göre Gazze'nin şu an acil ihtiyaç hissettiği başlıca kalemler ilaç ve gıda. Saldırılar öncesi zaten var olan kısıtlı imkânlar tüm giriş ve çıkışların kapatılması nedeni ile ölümcül bir durum aldı. BM rakamlarına göre Gazze'de sadece ilaç ihtiyacının karşılanması için acilen 60 milyon dolar gerekiyor. Yazın kurak geçmesi ve saldırıların Ramazan ayına denk gelmesi gıda konusunu öne çıkardı. Temiz içme suyu bölgede ki insanların en önemli ihtiyacı ve oldukça sıkıntılı oranda. Şu an işsizliğin yüzde 5O'leri aştığı bölgede nüfusun üçte ikisini mülteciler oluşturuyor. Bu nedenle bölgedeki insanlara sürekli gıda yardımı yapılması gerekiyor. Gazze için yakıt diğer coğrafi bölgelerden çok daha farklı bir anlam taşıyor. Burada yakıt birçok tesisin çalışması için hayati önemde. İsrail bunu bildiği için yakıt girişini tamamen kesmiş durumda. Bu ise yaralıların ve hastaların tedavi gördüğü hastanelerdeki cihazların çalışır durumda tutmayı her geçen gün zorlaştırıyor. Bölgenin bir diğer ihtiyacı binlerce yaralının acilen tedavi amacıyla başka ülkelere sevki ile ilgili. Bu yaralıların bir bölümünün Gazze'de ki hastanelerde tedavisi mümkün olmadığından uluslararası bir destek ile ülke dışına çıkarılmaları zorunlu görünüyor. Bunun için BM'nin ve Mısır'daki darbe idaresinin ikna edilmesi gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

‘ARTIK HAREKETE GEÇİLMELİDİR’

İsrail rejimine karşı artık bir adım atılması gerektiğini belirten Arpa “Evleri tamamen yerle bir edilen en az 6000 kişi ile evleri oturulamayacak derecede hasar gören 8500 kişinin de acilen barınma ihtiyacı bulunuyor. Bunların yanı sıra yaklaşık 48000 kişi, kapı ve camları kırık olan hafif hasarlı evlerde yaşadığından evlerinin tadilata ihtiyacı bulunuyor. Şu an ailelerini kaybeden 25 bin çocuğun acilen maddi ve psikolojik desteğe ihtiyacı bulunuyor. BM kaynaklarına göre Gazze'ye şu an acil yardım olarak 400 milyon dolara yakın bir bağış gerekiyor. Bunların sadece yüzde 42'lik bölümü karşılanacak teminatlar alınmışken kalan yüzde 58'lik bütçe halen açıkta bulunuyor. Ayrıca öğrenilmiştir ki son bir hafta içinde İstanbul'dan Telaviv'e sürekli artırılan uçak seferleriyle amaçlı bir sevkiyat yapılmaktadır. Gazze'de öldürülen senin kardeşin, kirletilen mescit, senin mescidin; dil uzatılan namus, senin namusun; kırılan kollar, senin kolların; yetim bırakılan çocuklar, senin çocukların daha ne zamana kadar susacaksın. Artık namaz çıkışlarında basın açıklamaları ve evlerdeki hüzünlü dualarla yetinmek kardeşlik akidesiyle bağdaşamaz. Günlerce süren ve dünyanın ilgisini çekecek toplu eylemler için daha ne zamana kadar bekleyeceksin. Elbette şiddet çağrısı yapmıyoruz ama şiddetli haykırışlar artık bir saatliğine değil günlerce semayı titretmeli değil midir? Ey anne; İsrailli AyeletŞaked'in "Filistinli anneler de oğulları gibi ölmeliler" sözlerine cevap için ne bekliyorsun. Ey acıyı en iyi bilen Kürt kardeş; Türk kardeş Ey Ümmet-i İslam Adımlarınızı sıklaştırın, Filistin'de soykırım var. Zalimler için yaşasın cehennem.” Diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilisim