DBP ve HDP Yüksekova İlçe Örgütleri Van’da düzenledikleri ortak basın toplantısında, “Çatışmada katledildiğini iddia eden birçok cenazenin sokak ortasında teşhir edilmesi hatta hayvanlara yedirilmesi gibi vahşet görüntülere tanık oluyoruz.”  Diyerek kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.

 

Yüksekova’da 27’inci gününe giren sokağa çıkma yasağı ve süren çatışmalara ilişkin HDP Van İl binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın toplantısına HDP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Fikret Turgut,  DBP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Rüstem Demir, Esendere DBP Belde Eş Başkanı Mehmet Çarpaz ve Yüksekova DBP İlçe Yöneticisi Ercan Sever katıldı. Basın toplantısında konuşan HDP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Fikret Turgut, “Bilindiği gibi 13 Mart 2016 gününde Yüksekova merkezinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. AKP hükümetinin adına ‘huzur ve güvenlik operasyon’ koyduğu bu operasyon aslında göç, mağduriyet, ölüm, yıkıma dönüşmüştür. Bu operasyonla çılgınlaşan AKP devleti yandaşlarına savaş ganimeti vaatleriyle savaşı daha derinleştiren bir boyuta taşımıştır. Bu yöntemler 12 Eylül darbe dönemlerinde, 90’lı yıllarda denenmiş ancak sonuç alınmamasına rağmen bugün aynı yöntemler sonuç almayınca savaş kuralları bile aşan, hiçbir evrensel değer, ilke ve hukuka uymayan bir yöntem ve şiddet uygulanmaktadır.” Dedi.

 

“KÜRTLER ONURLU BİR BARIŞA DA HAZIRDIR”

Cumhurbaşkanın “Gerekirse mevzuatları bir kenara bırakın” söyleminin bir itiraf olduğunu iddia eden Turgut, “En son Devlet Bahçeli’nin dediği ‘taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayın’ demesiyle Erdoğan’ın bunu destekler mahiyetinde havadan bombardıman edilmesi gerektiğini söylemiş. Bununla Kürt Halkının iradesini teslim alma, iradesizleştirme ve kimliksizleştirmeye yönelik bir darbedir. Bu darbeyle Kürt halkının meşru taleplerini bastırmadır. Bu savaşın sadece yaratacağı sonuç: Yıkımdır, kaostur. Binlercesini öldürseler, Göç ettirseler de ancak Kürt halkının meşru haklarını ortadan kaldırmayacaktır. Erdoğan ve AKP Türkiye Kamuoyuna bu savaşı Kurtuluş ve İstiklal savaşına benzeterek tüm Türkiye’yi Seferberliğe çağrılması bir gasp ve çarpıtmadır. Türkiye’nin ortak değerlerini çarpıtmadır, gasptır. Kurtuluş savaşı ve istiklal mücadelesi Kürtlerle olan ittifakla kazanılmıştır. Kurtuluş savaşında verilen bedelleri zikrederek Kürtler üzerinde bir korku imparatorluğu kurmaya çalışırken bilsin ki, Kürtler o günde bugünde o bedeli vermekte çekinmeyecektir. Asla geri adım atmayacaktır. Ancak ortak gelecek için Kürtler onurlu bir barışa da hazırdır. Dolmabahçe yol haritasına bağlıdır.” Şeklinde konuştu.

 

“ÇOK CİDDİ İDDİALAR VAR”

Yüksekova Merkezde sokağa çıkma yasağının 27. gününe girdiğini kaydeden Turgut, şehir merkezinde gece-gündüz top ve havan toplarıyla havadan gelişi güzel bombardıman yapıldığını belirtti.  Binlerce sivilin şehir merkezinde halen evlerinde bulunmasına rağmen bu bombardıman aralıksız devam ettiğini belirten Turgut, “Çatışmada katledildiğini iddia eden birçok cenazenin sokak ortasında teşhir edilmesi hatta hayvanlara yedirilmesi gibi vahşet görüntülere tanık oluyoruz. Devletin vermiş olduğu resmi rakamlara bakınca öldürülen insanların sayıları ile hastaneye getirilen cenaze sayıları arasında çok fark vardır. Acaba hastaneye getirilemeyen cenazeler nerededir? Toplu mezarlara mı gömüldü? Ya da sokak ortasında mı bırakılmış? Çok ciddi iddialar vardır? Bunu soruşturulmasını istiyoruz. Bunlar insanlık dışıdır. Vahşettir, zulümdür. İnsanlık adına utanç verici görüntülerdir. Bunu yapanları Erdoğan ve AKP her gün utanmadan tebrik ediyor, kutluyor. Davutoğlu’nun devletin kudreti dediği şey bu mudur? Şefkat dediği şey bu mudur? 90’lı yıllara kesinlikle dönülmeyecek, dönülmeyeceğiz derken haklıdır aslında çünkü 90’lı yılları çoktan aşmıştır. Kürt halkının Cizre ve Gever hafızası olduğu sürece asla Kürt Halkını ikna edemeyecekler. Bunun sonucunda yüzlerce ev ve dükkân yanmış, yıkılmıştır. Çarşı merkezindeki dükkân neden ve niçin yakılıp yıkılıyor? Çarşı merkezinde hendek mi var? Yine birçok ev hiçbir çatışmanın olmadığı hendeğin olmamasına rağmen neden yıkılıyor, yakılıyor? Amaç nedir? Bunlarla halkı terbiye edeceklerini mi sanıyorlar? Kesinlikle yanılacaklar.  Bunu asla kabul etmeyiz.” Diye konuştu.

 

“HALKIMIZIN CİDDİ ENDİŞELERİ VAR”

Operasyon kapsamında mahallelere girmeye çalışan asker, polis ve kurucuların halkın evlerinin kapısını kırıp içeri girerek onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu ileri süren Turgut konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu da sosyal medyaya servis ediliyor. Yine operasyona katılan kimi korucu ve kimi sivillerin vatandaşların evlerinde ve dükkânlarındaki değerli eşyaların verildiği ve çalınmasına göz yumulduğu iddia ediliyor. Bunlar doğru mudur, değil midir? Bilmiyoruz, ancak halkımızın bu yönde ciddi endişeleri vardır. Resmiyette şehir merkezinde sokağa çıkma yasağı konulmuş ancak Yüksekova’ya bağlı tüm köylerde bu yasak fiilen uygulanmaktadır. Köylerde yaşayan insanlarımız hastaneye gidemiyor, tarlaya ve merasına gitmesine izin verilmiyor. Birçok köy İmam ve muhtarlar aracılığıyla köylülere hiç kimse pancara gitmemeli ve hayvanlarını köyün dışına otlatmaya çıkarılmamalıdır diye duyurulmuş. Aksi halde İHA’ların tespit edilmesi anında hava saldırı yapılacağını duyurulduğunu duyduk. İnsanların çok acil hastasını hastaneye can güvenliği gerekçesiyle alınmasına alınmamasına rağmen onlarca araçlık konvoyla ‘mülteci’ oldukları iddia edilenleri çok rahatlıkla şehir merkezinden polis ve askerlerin gözetiminden şehir merkezinden Van’a doğru gittiklerine tanık oluyoruz. Bunlar kimdir nedir bilmiyoruz. Kendi vatandaşının sözde güvenliğini sağlamayanlar ama vatandaş olmayan iddia edilen mültecilerin güvenliği nasıl ve niçin sağlanıyor? Bunlar sadece birkaç tanesi, daha bilmediğimiz belki birçok vaka vardır. Bunun acilen ama hiç zaman kaybetmeden ilgili Uluslararası ve Türkiye’deki tüm Kurum ve kuruluşlar; insan hakları, siyasi partiler, STK’lar, Af örgütleri, Barolar, Sağlık örgütleri, hatta Konsolosluklar ve tüm demokratik çevrelerden harekete geçmesini ve gerekli inceleme ve araştırılmanın yapılması için Yüksekova’ ya davet ediyoruz. İddialar çok ciddidir. Yine göçertme politikaları sonucu çevre il ve ilçelere yerleşen halkımızın birçok sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu bunun için ilgili il ve ilçelerdeki tüm kurum ve kuruluşlarımızın halkımızın sorunlarıyla yakından ilgilenmesini ve destek olmasını bekliyoruz. Bu konuda maddi ve manevi destelerde bulunmasını istiyoruz”

Editör: TE Bilisim