ŞEHRİVAN ÖZEL HABER- MERAL YILDIZ / HAMİT KARAKUŞ-  Türkiye genelinde yaşanan ekonomik ‘git-gel’ler ile birlikte, bir taraftan yerel seçim süreci hızla ilerliyor. Döviz kaynaklı manipülasyonlarla gerilen ortam dövizin rahatlamasıyla birlikte yumuşasa da ekonomi hala siyaset ile birlikte en çok konuşulan konuların başında geliyor. İki konu gündemi meşgul etmeye devam ederken kentin dinamikleri de konuya dair fikir ve görüş bildirmeye devam ediyor. Her hafta önemli bir ismin konuk olduğu Kanal M ekranlarındaki Beyaz Çerçeve programının son konuğu TÜMSİAD Van şube başkanı Süleyman Güler oldu. Kentteki STK’ları, İran ile ekonomik ilişkileri, yerel seçimleri, ekonomik sıkıntıları ve daha bir çok konuyu Burak Gültepe’nin programında konuşan Güler, özellikle yeni süreçte İran ile ilişkiler konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu. Öte yandan Van’ın hala bir kimlik arayışında olduğunu söyleyen Güler: “Van’ı turizm şehri mi yapacağız, tarım şehri mi yapacağız, sanayi şehri mi yapacağız yoksa üçünü birden mi, kalkındıracağız. Bu konuda bir kafa karışıklığı var.” Kentteki belirsiz tabloyu da ortaya koydu. Van’da güçlü STK’ların olduğunu fakat bir STK’ların birliktelik konusunda sorunlu olduğuna vurgu yapan Güler, yeni sınır kapısının açılması sonrası Van’ın daha sağlam bir noktada durması gerektiğini vurgulayarak, “Kendimizi hazırlamamız gerekiyor.” Vurgusu yaptı.

 

 

Kanal M ekranlarında Burak Gültepe’nin hazırlayıp sunduğu ‘Beyaz Çerçeve’ programının konuğu olan Tüm Sanayi ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) Van Şube Başkanı Süleyman Güler, kentin gündemine ve güncel duruma dair bir çok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

 

VAN’IN ORTAK HAREKET ETME SORUNU VAR!

 

İlk olarak kentin yıllardır konuştuğu birlikte hareket edememe ve ortak paydada buluşamama sorunu değinen Güler, bu konuda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Güler: “Van’daki STK’ların görevlerinin layıkıyla yerine getirdiklerine inanıyorum. Van’ın sadece STK olarak değil, Van’ın bir birliktelik sorunu var. Çeşitli mecralarda, çeşitli STK’lar görüşlerimizi dile getiriyoruz. Ama birey veya tek STK olarak bir işi gündeme taşımak çokta kolay olmuyor. Birlikte hareket etmek gerekiyor. Gaziantep ve Kayseri gibi illerde olduğu gibi şehrin dinamiklerini harekete geçirebilecek, işleri ancak kolektif hareket ederek aşabilirsiniz. Bizim Van’da o kolektif ve birlikte hareket etme sorunumuz var. Bunu aşmamız gerekiyor.”

 

 

MALESEF BAŞARAMIYORUZ!

 

“Söz konusu Van olduğu zaman hepimizin bir masa etrafında kayıtsız ve âmâsız toplanmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde başarılı olabiliriz. Ne yazık ki, Van’da henüz onu sağlayabilmiş değiliz. Bunu bir özeleştiri olarak ta algılayabiliriz. Kendimize yakın htiğimiz birkaç STK var. Bu STK’larla çeşitli mecralarda bir araya gelerek, birlikte hareket ederek, şehrin önünü açarak şehrin sorunlarını ortak bir dille getirme anlamında çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Tek başımıza çok şeyi başaramayız. Ama birlikte hareket ederek birçok şeyi başarabileceğimize inanıyoruz.” Şeklinde konuştu.

 

 

VAN’IN EN BÜYÜK SORUNU NE?

 

Van’ın en büyük sorunu, bir konuda karar verememe olduğunu dile getiren Güler, “Van’ı turizm şehri mi yapacağız, tarım şehri mi yapacağız, sanayi şehri mi yapacağız yoksa üçünü birden mi, kalkındıracağız. Bu konuda bir kafa karışıklığı var. Bunu ilk olarak birinci, ikinci ve üçüncü aşama olarak kategorize etmemiz lazım. Halk nezdinde bu bir kültür ve bunun yerleşmesi çok kolay olmuyor. Çünkü bölgeden 30 yıl süre gelen bir süreç var. Bu süreçte insanlar aslında tamamen sosyal hayattan zihinsel olarak kopmuş durumda, bunu oturmakta çok kolay değil ve zamana yayılması lazım. Van aslında marka bir şehir, şehrin ismini markalaşmanın dışında neyi pazarlayabileceğimize karar vermemiz lazım. Van’ın 3 kalkınma ayağı var. Bunlar turizm, tarım ve sanayidir. 3’ünü birden yapamazsınız ama birini yaparak diğer ikisini tetikleyebiliriz.” Diye belirtti.

 

 

VAN GÜVENLİ VE GELECEĞİ PARLAK BİR ŞEHİR!

 

Tam da bu noktada Van’ın önemli potansiyellerine de değinen Güler: “Bir Türkiye’yi, bir de Doğu’yu baz alarak ele almamız lazım. Geçmişte yaşadığımız sorunların özellikle ulusal basının batıya kötü yansıtması bölgede sanki handikabın içindeydi gibi lanse ediliyordu. Van güvenli bir şehir, Van coğrafi konumu itibariyle de Türkiye’nin en stratejik illerinden biri, şimdi siz Van’dan Dünya’nın her yerine hitap edebilirsiniz. Ortadoğu pazarına açılmak istiyorsanız, hem karayollarıyla hem de demiryolu ile bunu gerçekleştirebilirsiniz. İnşallah kısa zamanda da hava yoluyla ulaşma şansınız var. En önemlisi demiryolu ile ulaşabiliyorsunuz, özellikle ihracatın büyük bir bölümü burada demiryollarıyla yapılıyor. Onun için aslında Van, hiçbir zaman güvensiz bir şehir olmadı. Türkiye’nin yaşadığı süreçler vardı, İstanbul ve Ankara gibi illerde Van’dan çok güvenli değildi. Oluşan algı bölgenin güvensiz olduğu yönündeydi. Bugün Van, Türkiye’nin yıldızı parlayan, gelecekte iyi ticaretlerin olabileceği, Ortadoğu pazarı baz alınarak çalışmalar yapılırsa Türkiye’nin sayılı şehirlerinden biri olacağı kanaatindeyim.” Dedi.

 

 

YEREL SEÇİMLER İÇİN NELER SÖYLEDİ?

 

31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlere değinen Güler, “Öyle bir süreç yaşıyoruz ki, sadece Türkiye için geçerli değil tüm dünyada Mart’tan sonrasını kestirmek çok zor. Ama umarım ki sandıktan güzel bir sonuç çıkar. Çünkü bizim sadece seçimden sonraki bizim zaten şuan da yaşadığımız ekonomik sorunlar var. Bu ekonomik sorunları ilk çeyreğini ya da ilk yarısını seçim ve seçimden sonraki süreçle tamamlayıp ekonomiye odaklanması gerekiyor ki, şuan da yaşadıklarımız kayıpları telafi edebilen, tabi ben şuna bağlıyorum, oradaki çıkacak sonuçlar geleceğimizi daha çok belirleyecek. Özellikle büyükşehirler, Ankara, İstanbul, Bursa gibi şehirlerin alacağı sonuçlarla Türkiye’nin aslında geleceğini belirleyecektir. Ama umut ederim ki biz, 31 Mart’ta seçimi bitireceğiz. Bir aylık o seçim sonuçları vesaire gidiş, gelişlerinden sonra 1 Mayıs dedin mi, bizim artık her şeyi kapatıp ekonomiye ve kalkınmaya yönelik bütünleşerek hareket etmemiz gerekiyor.” Dedi.

 

 

İRAN MESELESİ ÖNEMLİ...

 

İran pazarını iyi bilen, düzenlediği fuarlarla her yıl İranlı firmaları ve yetkilileri Van’a çeken bir isim olan Güler, konuşmasında İran meselesine geniş bir yer ayırdı. Konuşmasına demiryolu ile ulaşım konusu ile başlayan, demiryolunun bölge ve Van için hayati önem taşıdığını belirten Güler, “İran’dan, Van’a gelen bir demir yolu değil. İstanbul’dan başlayıp, İran’a giden, İran’dan da diğer birçok ülkeye dağılabilen bir demir yolu rayı var. Van’ın en büyük avantajlarından biri. Çünkü coğrafi konum itibariyle karayolu taşımacılığı çok aktif değil ama demir yolu çok büyük bir önem arz ediyor. Orta Doğu pazarlarına Van’dan aslında lojistik sağlanabilir. Bununla ilgili geçmişte bir çalışma da olmuştu. Lojistik köyü diye, bununla ilgili yer bakılmıştı, belirli çalışmalar yapılmıştı. Van, hem ticaret merkezi olur, hem de lojistik dağıtım merkezi olabilir. Demiryolu gerçekten de bir nevi hayati bir önem taşıyor. Bunu tam teşekkürlü, tam yeterince kullanabiliyor muyuz? Yüzde 60, yüzde 70 kapasitelerle kullandığımızı biliyorum. Bunu yüzde yüze çıkarıp özellikle Kapıköy açıldıktan sonra da aslında hayalimiz olan yıllardır düşündüğümüz demir hattının da devreye girmesi ile Van’ın stratejik önemi daha çok artacaktır.” İfadelerine yer verdi.

 

 

VAN İRAN İLE İLİŞKİLERDE MERKEZ OLMALI!

 

İran ilişkileri ve ticaret konusunda Van ve Türkiye için büyük bir pazar olduğunu belirten Güler, “ İran bizim için büyük bir Pazar, İran’ın imalat ve makine anlamında büyük bir sıkıntıları var. Biz bunları tedarik edebilir miyiz? Tedarik edebiliriz ama aşılması gereken bazı sorunlar var. Ticarette İran ile istediğimiz düzeyi yakalayabildik mi? Maalesef yakalamadık. Eğer İran ile yapılacak bir ticaret varsa burada öncü olacak bir il varsa oda Van’dır. Bu konuda kesinlikle Van’ın ön ayak olması lazım. Van bir merkez haline gelmesi lazım. İran ile ilgili tüm bilgi, birikim yereldeki ve ulusaldaki tüm bilgiler Van’da mevcut bulunuyor. İran ile yapılacak ticaretin Van’ın fikrinin alınması çok önem arz ediyor. Ticarette başarılı olamamanın nedeni buna bağlıyorum. Bu konuda Van’a bir rol biçilmesi gerekiyor.”

 

 

“VAN KAPIKÖY’DEN EN İYİ ŞEKİLDE FAYDALANMALI”

 

“Türkiye’nin en modern sınır kapısı olan Kapıköy Sınır kapısının açılmasından sonra İran ile ticarette yetkilendirilmesi Van’ın daha aktif rol almasına neden olacaktır. Van’ın bundan en iyi şekilde faydalanması gerekiyor. Dünya’da buna benzer bir örneği yok, 270-280 kilometre sınırı olup, bu kadar sınır kapısı olan bir ilin bu pazardan faydalanmayan başka bir il göremezsiniz. Ticaretimiz, spesifik olarak İran üzerinden dönüyor olabilir. İran’dan gelen turistlerin bavul ticareti yapması aslında büyük ölçekli bir ticaret değildir. Bunun içerisinde ihracat yer almıyor. Bunu en iyi şekilde geliştirmemiz gerekiyor. Bunu Ankara’ya taşıyarak çaba sarf etmemiz gerekiyor. Şunu da unutmamız gerekiyor ki, biz her şeyimizi İran’a endeksi yaparsak, bu konunun da çok verimli olacağını düşünmüyorum.” Dedi.

 

GÜLER: ŞEHİR OLARAK HAZIRLIKLAR YAPMAMIZ GEREKİYOR

 

İran sınırında olan ve yapım aşaması devam eden Kapıköy Sınır Kapısı hakkında açıklamalarda bulunan Güler, “Şuan bitme aşamasında, testler yapılıyor. Açılışa hazırlanıyor. Ufak tefek eksiklikler var. İnşallah Aralık ayı içerisinde açılacağını biliyorum. Artık oradan geçiş yapacağız.” Dedi. Güler, “Türkiye ve Van için çok önemli bir olay, çünkü şu an Türkiye’nin en modern sınır kapısına kavuşmuş olacağız. Bunun için şehir olarak hazırlıklar yapmamız gerekiyor. Kapıköy sınır kapısının açılmasıyla birlikte uluslararası statü ile çevrede bulunan illerinde ticareti buraya dönecektir. Şehir olarak alt yapı olarak buna hazır olmamız gerekiyor. Şehir olarak sınır kapısına sahip çıkıp, ona göre kendimizi konumlandırmamız gerekiyor. Kalkınmayı da yerelden yapmamız gerekiyor. Ticaret aktif bir iş, ticaret şunu kaldırmıyor ‘Ben yapamıyorum ama yapmaya çalışacağım’ diye bir süreç yok. O gün yapmanız gerekiyor. Bu anlamda güçlü, bilgili ve hazır olmanız gerekiyor. Eğer siz hazır değilseniz, o gün kim güçlü ve hazırsa o gelip işi alır. Bu anlamda Van’ın hazır olması gerekiyor.” Diye konuştu.

 

 

“VAN’A GELEN İNSANLAR MEMNUN DİYEBİLİRİZ”

 

Güler, “İran’da Van çok iyi bilinen, referansları da çok iyi olan bir il konumda yer alıyor. Şunu diyebiliriz, İranlılar Van’a hayran diyebiliriz. İnsanlardan aldığımız tepkilerden yola çıkarak, hiç eksiğimiz yok mu var. Bunlar telafi edilmeyecek sorunlar değil. Belli çalışmalarla telafi edilecek sorunlar. Fiyat konusunda ve bazı yaşanan sıkıntılar kontrol edilebilir ve aşılabilir sorunlar. Ama genel anlamda Van’a gelen insanlar memnun diyebiliriz. Bu son dönemde yaşadığımız süreçte İranlıların bir süre gelmemesi, ekonomide düşüş ile birlikte esnafımız baz almıştır. Bundan sonra gelecek olan İranlar ile birlikte bazı şeylere dikkate edeceklerdir.”

 

 

GÜLER: BİZDE İRAN’A GİDEN SAYISI 50 BİNİ GEÇMİYOR

 

İranlıların Türkiye’ye giriş ücretlerinin artması İran hükümetinin bu konuda sergilediği tavrı eleştiren Güler, “İran bürokraside hantal bir ülke, orda bürokrasi çok yavaş işliyor. Harç konusunda verilen yasa teklifi 2,5 yıl öncesine dayanıyor. 2,5 yıl geçmesinin ardından bu yasa çıktı. Bunun iptali yarın çıksın yarın kabul edilsin, yarın iptal edilmesi o kadar kolay değildir. Ancak spesifik olarak İran hükümeti sınır illerindeki vatandaşların bu yasadan muaf tutulması üzerinde çalışılıyor. Bu yaklaşım çözüm olur mu, bence çözüm olmaz. Ama olması nispeten faydalı olacaktır. Yasanın çıkış sebebine gelirsek, İran dışardan turist çekmeyen, kendi iç turizmi ile turizmi döndüren bir ülke, dışardan İran’a en yakın ülke biziz. Bizde İran’a giden sayısı 50 bini geçmiyor. İran ile ticaretimiz olmasına rağmen, yüzde 80’i ticaret için gidiyor. İran’da kendi iç turizmde son zamanlarda Türkiye’ye, Azerbaycan’a, Gürcistan’a ve Ermenistan’a çok büyük turist göndermeye başladılar. Bu da kendi iç turizmin bitme noktasına getirdi. İç turizmin bitme noktasına gelmesiyle birlikte çare bulma yoluna gidildi. Vatandaşlarına dışarıya gidemezsiniz diyemediler ve böyle bir çözüm buldular. Bu sadece Türkiye karşı alınan bir karar değil, Dünya’nın neresine giderse gitsin bu karar geçerli olacaktır.” Dedi.

 

“VAN OLARAK FARKLI KILACAK ARGÜMANIMIZ VAR”

 

İran ile ilişkiler konusunda tek pazar konusu üzerine açıklamalarda bulunan Güler, “Dünya’nın çok değişik ülkelerinden biri İran diğeri ise Çin’dir. Ticaret ve turizmde de sadece İran’ı hedef aldığımız da turizm de olduğu gibi bu sene gelmediler turizm çok zor süreçler yaşadı. Oysa bizim Van olarak farklı kılacak argümanımız var. Biz iç turizme yönelebiliriz. Geçmişe baktığımız da İran’dan turistimiz yoktu. Avrupa ülkelerinden gelen turistlerimiz vardı. Avrupa’nın merakını çeken bir bölgede yer alıyoruz. Arap turistlere çok iyi hitap edebiliriz. Çünkü Araplar kendi ülkelerinden çıkınca sıcak bölge olan Antalya’yı tercih etmezler. Daha muhafazakâr ve iklimi serin olan bölgelere gitmek isterler. Bu anlamda Van biçilmiş kaftan diyebiliriz.”

 

DİĞER PAZARLARI DA DEĞERLENDİRELİM!

 

“Yine Arap pazarı ve Avrupa pazarına yönelebiliriz. Avrupa pazarını değerlendirebiliriz. İran dışında alternatif pazarlar aramamız gerektiğini düşünüyorum. İran ile ilişkilerimiz 450 yıldır son 10 yıldır aynı düzeyde gitmemiştir. Uzun vadeli iyi veya kötü giden ilişkiler yatırımları olumsuz etkilemiştir. İran bizim için çok önemli üst düzey bir pazar hiçbir zaman yadırgamamak lazım. Ama bunun dışında alternatif pazarlar aramamız lazım. Bu konuda geç kaldığımızı düşünüyorum. 5-10 yıl önce yapmamız gerekiyordu. Fırsat kaçmış değil, planlayarak en iyi şekilde bunu değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.” Şeklinde konuştu.

 

GÜLER: FUARIMIZI ULUSLARARASI DÜZEYDE YAPMAYI PLANLIYORUZ

 

Van’da bu yıl 9’üncü turizm fuarını yaptıklarını ifade eden Güler, “Turizm fuarının dışında periyodik olarak yaptığımız fuarlar vardı. Sonuncusu olarak turizm fuarını yaptık. İlk turizm fuarını yaptığımızda çok ilgi uyandırmamıştı. Öyle bir kültür yoktu, ama biz işe başladığımızda bu bir kültür olduğuna ve bunu başarabileceğimize inanmıştık. Bu yıl turizm fuarımıza valilik ve kültür müdürlüğü düzeyinde yaklaşık olarak 40’a yakın il katılım sağladı. Kalkınma ajansları, Ticaret odaları ve sektörün kendisi. Artık özel sektör Van turizm fuarının marka haline geldiğini düşünerek gerek katılımcı gerekse de ziyaretçi anlamında çok yoğun bir katılım oldu. Doların en yüksek olduğu süreçte biz fuarımızı yaptık. Herkes küçülme beklerken bizim büyümemiz çok kıymetliydi. Bizim fuarımız yaşanan aksine büyüdü. Ve ziyaretçi akını yaşandı. 2019 yılında yapacağımız fuarımızı uluslararası düzeyde yapmayı planlıyoruz. Van’ın artık uluslararası bir fuarı yapıldı. Biz çok zor bir süreçte fuarlar yaptık. Türkiye’de ses getiren bir tarım fuarı yaptık. İran’da mucit olan insanlar getirdik Van’a. Ayrıca inşaat fuarı yaptık. Ve kentimizde mobilya fuarına yatkın bir yapıya sahip.” Dedi.

 

“HERKES KENDİ GELECEĞİNİ DÜŞÜNEREK VAN’I SAHİPLENMELİ”

 

Güler konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: “2019 yılı ekonomik anlamda durağan bir şekilde geçecek gibi görünüyor. Bazen iyi bir atak yapmak için durmak gerek. Bizimde o şekilde yapmamız gerekiyor. 2019 yılında 6 ayrı fuarımız var. İlk zamanlar Van’ın bu fuarları kaldıramayacağı söylendi. Ancak Van bu fuarları o kadar iyi sahiplendi ki büyük bir ivme kazandık. Van gerçekten stratejik bir konumda. Özellikle tarım konusunda iyi bir konumdayız. Belki üretim çok yok ama potansiyelimiz var. Ve bu potansiyel zamanla üretime geçecek. Yapılacak olan fuarlarla birlikte Van olarak ön plana çıkacağız inşallah. Van’da 4 ayrı uluslararası fuar yapmayı planlıyoruz. Yakın zamanda bir kitap fuarımız var. 7-16 Aralık tarihleri arasında yapılacak. Herkesi bu fuarı görmeye davet ediyorum. 2019 yılı içerisinde çeşitli fuarlarımız olacak. Türkiye çok güzel bir yer. Van’da Türkiye’nin sayılı güzel illerinden bir tanesi. Van’a samimiyetle sahip çıkmamız lazım. İlimizi hak ettiği konuma getirmemiz lazım. Herkes birbirini sevmeyebilir ama Van için kenetlenmemiz şart. Herkes kendi geleceğini düşünerek Van’ı sahiplenmeli.”

 

TÜMSİAD NE YAPIYOR?

 

Güler, “TÜMSİAD’ın ana hedefi ekonomik bir STK olması yanı sıra sosyal ve kültürel anlamda gerekli yerlere, gerekli bilgileri sunan ve ülkenin sosyal ve kültürel bir yere gelmesi açısında hareket ediyor. TÜMSİAD, sadece ekonomi üzerine kurulmuş bir dernek değil, manevi değerleri ön planda tutarak, sosyal, kültürel ve eğitim anlamında çalışmalarımız var.” Dedi. Türkiye’de son dönemde yaşanan dolar bazlı ekonomik dalgalanmayla birlikte yaşanan kriz konusuna değinen Güler, “Son dönemde dövizin yükselmesiyle birlikte, dış kaynaklı operasyonların başladığı dönemde TÜMSİAD olarak duruşumuz belli, ana temamız ‘Yerli üret, yerli tüket’ düşüncesiyle hareket ediyoruz. Bu tür sorunları geçmişte te yaşadık, bundan sonra da yaşayacağız, yaşatacaklar. Biz yerli üretimin büyümesi gerektiğine inanıyoruz. Dışa bağlı kaldığımız sürece bu tür operasyonların yapılacağına inanıyoruz. Özellikle yerli üretim ve ihracatımızı daha çok geliştirmemiz gerekiyor. İhracat konusunda TÜMSİAD Genel Merkezimiz olarak bu konuda seferberlik ilan edildi. Çeşitli ülkelere gidildi, halen çeşitli ülkelere ziyaretler devam ediyor. Heyetler uluşturuldu ve biz nereye ne satabiliriz, ekonomimize nasıl daha canlı tutabiliriz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim