İpekyolu ilçesine bağlı Kevenli Mahallesi’nde ikamet eden Güngör ailesi, tüm olumsuz şartlara rağmen hayata gülümsüyorlar.

Antalya’da kaldıkları evin yanması nedeniyle çaresizlik içinde Van’a geri dönen Güngör ailesinin sıkıntısı bitmiyor. İki aydır Kevenli TOKİ’de kiracı olarak oturdukları evden çıkmak zorunda kalan Güngör ailesi, mahalle muhtarının bulduğu müstakil bir evde yaşam mücadelesi veriyor. Bomboş evde üç ayda bir aldığı engelli maaşıyla geçinmeye çalışan Muhammed Güngör, yetkililerden yardım bekliyor. Antalya’da çıkan yangında tüm eşyalarını kaybettiğinden dolayı Van’a geri dönmek zorunda kaldığını belirten Muhammed Güngör, geldikleri Van’da da yabancı gibi olduklarını söyledi. Engelli olduğu için çalışamadığını ve bu nedenle zor günler geçirdiklerini ifade eden Güngör, “Gözlerimden dolayı engelliyim. Bunun yanında şeker hastalığım ve astımım da var. Çalışamıyorum. Üç ayda bir 800 TL engelli maaşım var. Onu da kiraya mı vereyim, mutfak masrafına mı harcayayım, yoksa eşya mı alayım. Çok zor durumdayım” dedi.

Kendi memleketinde mağduriyeti yaşadığını vurgulayan Muhammed’in eşi Menişa Güngör ise, “35 yaşımda hala elimle çamaşır yıkamak zoruma gidiyor. Çamaşır makinem yok, buzdolabı yok. Gıda alamıyorum, aldığım da buzdolabı olmadığı için hemen bozuluyor. Kendi memleketimde mağduriyet yaşıyorum. Yabancılık çekiyorum. Bilmiyorum bu duruma daha ne kadar idare edebileceğim” diye konuştu. Tek isteğinin bir ev olduğunu vurgulayan Menişa Güngör, “Kadın olarak iyi kötü idare ediyorum. Ama bir ev olsa, çocuklarım ve eşimle birlikte hiç olmazsa rahat edeceğiz. Ben artık batıya gitmek istemiyorum. Oralarda daha fazla rezil olmak istemiyorum. Kendi milletimde oturmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Evsizlikten dolayı sığınma evlerinde kaldığını dile getiren Menişa Güngör, “Birçok yere dilekçe verdim. Gelip bakmadılar bile. Belki de mağdurlarımız çok olduğundan dolayı bize sıra gelmemiştir. Yinede tekrarlıyorum. Lütfen bizleri de unutmayın, gelip bizi de ziyaret edin. Biz de bu memleketin çocuğuyuz” şeklinde konuştu. Bir yandan elleriyle çamaşır yıkayan, bir yandan beşiği olmadığı için evin içerisine ipten yaptığı salıncakta bebeğini uyutan anne Güngör, “Her şeye rağmen hayata inat gülümsüyoruz. Aslında hayat çok kısa, üzülmeye değmez” dedi.

Editör: TE Bilisim