Orhan AŞAN – Şehrivan ÖZEL


 

Kış aylarının gelmesiyle birlikte Van’daki hava kirliliği yaşamı tehdit etme noktasına geldi. Özellikle bacalardan çıkan kömür dumanı sabah ve akşam saatlerinde nefes almayı bile zorlaştırıyor. Kent merkezinde yaşayanları tedirgin eden hava kirliliği gece saatlerinde ise daha da artıyor. Ulusal Hava Kalitesi İzleme İstasyonu’ndan alınan veriler ise sürekli olarak değişiyor. Kışın erken gelmesiyle birlikte yakılan sobalardan çıkan dumanlar, Van semalarını kaplarken oluşan hava kirliliği insan hayatını olumsuz etkiliyor.

Van’ın kış aylarındaki kabusu olan hava kirliliği sobaların yakılmasıyla birlikte yeniden ortaya çıktı. En son 2011 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tehlike çanlarının çaldığı Van için ‘en kirli il’ uyarısı yapılmış ve gelinen noktaya daha o yıllarda dikkat çekilmişti. O gün yapılan araştırmalarda yakıtların doğal olarak yapısında bulunan kükürt bileşiklerinin yanma esnasında açığa çıkmasıyla oluşan kirletici gaz ‘kükürtdioksit’ ortalamalarının en yüksek bulunduğu Van; Tekirdağ, Hakkari, Muğla, Bitlis ile birlikte başı çekmişti. Buna rağmen kentte her yıl kış ayıyla birlikte senaryo tekrar ederken, havaların soğumasıyla birlikte ibre yine tehlikeli bölgeye doğru dönmeye başladı. Uzmanlar ise gelinen noktadaki hava kirliliğinin astım, KOAH, hipertansiyon, kanser gibi kronik hastalıkların tetikleyicisi olduğunu açıklıyor.

‘DENETİM YAPILMALI’

Hava kirliliğinin insanlarda solunum yolu hastalıklarına yol açtığını ve hastalıkların arttığını söyleyen vatandaşlar, “Kışın erken gelmesi, hava kirliliğini de beraberinde getirdi. Sobaların yanmasıyla birlikte geceleri dışarı çıkamaz duruma geldik. Kalitesiz gelişi güzel kömürler yakılmaya başlandı. Bu da bu kış çok zor günler geçireceğimizin işareti. Yetkililer bu konuda maalesef duyarsız. Gelişi güzel kente getirilen kömürler denetimlerden geçirilmelidir. Bu konuda yetkililerin bir an önce çözüm bulmalarını istiyoruz. Kaçak ve kalitesiz kömür yakılmasına müsaade edilmesin. Bacaların denetlenmesi ve bacalara filtre takılması şart. Bunlar yapılarsa hava kirliliğinin az da olsa önüne geçilmiş olur.” Dedi.

‘DOĞALGAZ YAYGINLAŞMALI’

Geçtiğimiz yıllara göre az da olsa hava kirliliğinin düştüğünü ifade eden bazı vatandaşlar ise bunun nedenini son yıllarda kentte biraz artan doğalgaz kullanımına bağlıyor. Doğalgaz kullanımının artmasıyla birlikte hava kirliliğinin önüne de geçileceğine inanan vatandaşlar yetkililerin bu konuda duyarlılık göstermesini istedi. Vatandaşlar hava kirliliğinin ürkütücü seviyelere çıktığını söyleyerek, kısa sürede çözüm bulunmaması durumunda gece saatlerinde evden çıkılamayacağını belirtti.

‘ANA KAYNAK KALİTESİZ KÖMÜR VE TAŞIT SAYISI’

Van Kent Konseyi 5 Haziran Dünya Çevre gününde yapmış olduğu bir açıklama ile hava kirliliği sorununu önceden gündeme getirmiş ve açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:
“Van’da hava kirliliği önemli çevre sorunlarından biri olup özellikle sosyo-ekonomik şartlardan dolayı ucuz fakat düşük kalorili kükürt oranı yüksek kömürlerin kullanılması, motorlu taşıt sayısının hızla artması ve az da olsa sanayi tesislerinin bacalarından atmosfere bırakılan istenmeyen maddeler hava kirliliğinin ana kaynakları olarak sıralanabilir. Bu sorunun oluşmasında toplumda bilinç eksikliği kaliteli yakıt temininde yaşanılan zorlukları mali imkansızlıklar, kurumsal ve yasal eksiklikler gibi nedenlerin payı büyüktür.”

KALÇIK: İNSAN SAĞLIĞINA BÜYÜK TEHDİT

Yaşanan hava kirliliğine bir tepki de ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık’tan geldi. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) Tarafından dar gelirli ailelere verilen kömürlerin kalitesiz oluşuna tepki gösteren Kalçık, “Dünyanın her yerinde, her mevsimin bir özgünlüğü ve güzelliği vardır. Bizim ilimizde ise ne yazık ki; her mevsim bir başka kâbusa dönüşür.” Dedi. Kalçık, “Her akşam karabasan gibi kentin üzerine çöken kömür bulutları; sadece havayı, çevreyi kirletmemekte, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, yediğimiz meyve-sebze ve her türlü gıdaya sinerek, insan sağlığına karşı büyük bir tehdit oluşturmaktadır.” Dedi.

UZMANLAR UYARIYOR…

Astım, KOAH, hipertansiyon, kanser gibi kronik hastalıkları olan bireylerin hava kirliliğin arttığı dönemlerde dışarıya çıkmaktan sakınmaları gerektiği belirtildi. Hava kirliliğinin başta insan sağlığı olmak üzere hayvanların, bitkilerin ve dolayısıyla çevreyi de olumsuz etkilediğini belirten uzmanlar, hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerin yaşandığını belirtti. İçinde bulunduğumuz bu mevsimin olumsuz etkilerini özellikle hastaların yoğun şekilde hissettiğini kaydeden uzmanlar, Doğanın temel unsurları olan hava- su ve toprağın temiz ve kullanılabilir olması, canlıların sağlıklı, rahat ve huzurlu yaşamalarına katkı sağlayacağını belirtti.

İNSAN HAVASIZLIĞA 6 DAKİKA DAYANABİLİR

Uzmanlar, “Bu temel unsurlardan olan havanın kirlenmesi, kirletilmesi veya buna engel olunmaması çevresel ve sağlıksız felaket ve sorunları birlikte getirir. Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunan hava kirleticilerin, insanlar ve diğer canlıların sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Bir insanın günde yaklaşık 2.5 lt. su, 1.5 kg besin, 10-20 m³ hava gereksinimi vardır. Açlığa 60 gün, susuzluğa 6 gün dayanabilen insan, havasızlığa ancak 6 dakika dayanabilir. Atmosferde azot, oksijen, asal gazlar, karbondioksit, su buharı ve ozon bulunur. Hava kirliliğinin yanardağ faaliyetleri orman yangınları ile bitki örtüsünün ve doğanın tahrip edilmesi gibi doğal nedenleri yanında, yapay kaynaklı insanların faaliyetleri ile konutlarda yakıt kullanımı, sanayi faaliyetleri, trafik kaynaklı hava kirlilikleri olabilir.” Dedi.

SAĞLIKLI İNSANLAR DA TEHDİT ALTINDA

Hava kirliliğinin sadece hastaları değil sağlıklı insanları da tehdit ettiğini söyleyen uzmanlar, “Hava kirliliği sadece hasta olanları değil, sağlıklı bireyleri de tehdit etmektedir. Öncelikle yapılması gereken hasta olunmasını engelleyici tedbirler almak olaya kökten el atmaktır. Özellikle çocuklar ve erişkinler için astım, KOAH, hipertansiyon, kanser vs. kronik hastalıkları olan bireylerin hava kirliliğin arttığı dönemlerde dışarıya çıkmaktan sakınmaları, ilaçlarını kullanmaları, gribal enfeksiyonlara maruz kalmamaları, bulaşıcı olan diğer solunum yolları, ayrıca el ve ağız yoluyla bulaşan hastalıklara karşı özellikle tedbirli olmaları gerekir” Dedi.

KALP KRİZİ RİSKİ YÜKSEK

Sigara, yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi faktörlerle kıyasla hava kirliliğinin kalp krizi riskini daha düşük oranda artırdığını ifade eden Fransız bilim adamları, buna rağmen şehirlerdeki havayı temiz tutmanın insan sağlığına olumlu etkileri olacağını belirtti.
Hava kirliliğine neden olan karbonmonoksit, azot dioksit, kükürt dioksit, 10 mikrometre büyüklüğe kadar olan toz partikülleri ve ozon oranıyla kalp krizi riski arasındaki bağlantıyı araştıran bilim adamları, ozon hariç diğer tüm faktörlerin riski artırdığını gördü.

2011’DE EN TEMİZ İZMİR EN KİRLİ VAN

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yeryüzünün hava kirliliği açısından en yaşanmaz kentinin, İran’da olduğunu açıkladı. Türkiye, havası kirli ülkeler arasında bulunuyor. Türkiye’de hava kirliliği açısından analiz edilen şehirlerarasında İzmir havası en temiz Van’sa havası en kirli yer olarak gösterildi.

Editör: TE Bilisim