Son yıllarda hem Van’ın hem de Türkiye’nin ortak bir sorunu haline gelen, fakat bir zamanların et üretim merkezi olması dolayısıyla Van’ın öncelikli gündem maddelerinden biri olan hayvancılık ve et üretimindeki sıkıntılar BDP Van Milletvekili Nazmi Gür tarafından meclise taşındı. Kırmızı et sektöründe yaşanan sorunların tespiti ve bu sorunların ülke ekonomisinde ve hayvancılık sektöründe yarattığı olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması için gerekli çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla mecliste araştırma açılma talebinde bulunan Gür, hayvancılığın önündeki en büyük engelin ham madde yüksekliği, mera azlığı ve uygun hayvancılık koşulların oluşmaması olduğunu kaydetti.

 

EN BÜYÜK DARBEYİ İTHAL ET VURDU!

 

Öte yandan Şehrivan Gazetesi olarak sürekli olarak görüştüğümüz ve konuyu değerlendirdiğimiz üreticiler ve önde gelen meslek dinamikleri ise hayvancılığın özellikle Van’da bu noktaya gelmesindeki en büyük faktörün ithal et alımının başlaması olduğunu kaydetti. Van Ticaret Borsası (VATBO) Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Irak, Türkiye’de hayvancılık anlamında yanlış politikalar izlendiğini belirtirken, özellikle ithal etin hayvancılığı bitirme noktasına geldiğini belirtti. Aynı konuda görüş bildiren bir başka isim olan Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sabri Yılmaz ise, daha önce hayvancının en büyük dostu olan Et Balık Kurumu’nun yüzünü dışa dönmesinin ve ildeki hayvan kesiminin durdurmasının Van’da hayvancılığın durumunun bu hale gelmesinde büyük rol oynadığını kaydetti.

 

YETERSİZ DENETİM VE HAKSIZ REKABET HAYVANCIYI BİTİRİYOR…

 

Konu ile ilgili olarak meclise bir araştırma önergesi sunan BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, geçim kaynakları arasında vazgeçilmez bir öneme sahip olan tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan sorunlar son yıllarda artış gösterdiğini, özellikle et fiyatlarında yaşanan artış tüm alanı etkileyecek bir olumsuzluğa neden olduğunu belirtti. Sürekli yükselen et fiyatları için farklı yorumlar yapılsa da sektör yetkilileri büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı cazibesini yitirmiş olduğunu kaydeden Gür, bunun en önemli nedeni ise yem maliyetlerinin yüksek olması, mera alanlarının yetersizliği yani ürün üretim maliyetlerinin yüksekliği ve hayvancılıkla geçimini sağlayan kesimin hayvancılık yapma koşullarının ortadan kaldırılmış olduğunu söyledi. Gür, sunduğu önergede ayrıca, “Kırmızı et sektöründe yaşanan en büyük sorun ürün maliyetlerinin yüksekliği ve kayıt dışı üretimdir. Ham madde yetersizliği, zaman zaman gündeme gelen hayvan hastalıklarının tüketiciyi olumsuz yönden etkilemesi, yem bitkilerinde son yıllardaki büyük maliyet artışları üreticinin tarımsal sanayi sektörü ile entegrasyonunun gelişmemesi yetersiz denetim, haksız rekabet ve ticari zorluklar söz konusu sektörü bitirme aşamasına getirmiştir.” Diyerek meclise verdiği önergede şu sözlere yer verdi, “Kırmızı et sektöründe yaşanan sorunların tespiti, bu sorunların ülke ekonomisinde ve hayvancılık sektöründe yarattığı olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması için gerekli çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci, TBMM İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.”

 

“KÖYLÜ VATANDAŞ ARTIK KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK YAPMIYOR”

 

Özellikle 2007 yılından bu yana aşırı artış gösteren yem fiyatları nedeniyle küçük ve orta ölçekli besi çiftliklerinin sayısı ve kapasite kullanımları azaldığını kaydeden Gür, “Yeterli kazancı sağlayamayınca üretici besicilikten uzaklaşarak anaç hayvanlarını kesime göndermiş, köylüler ise özellikle küçükbaş hayvan besiciliği yapmaktan vazgeçmiş bu da arzın daralmasına ve fiyatların artmasına nenden olmuştur. Sığır dışındaki manda, koyun ve keçi gibi alternatif kırmızı et kaynaklarında gerek hayvan sayısı gerekse et üretimi bakımından ciddi azalmalar yaşanmakta, bu durum kırmızı et ihtiyacının bu kaynaklarla ikame edilmesinin önünü tıkamaktadır. Bu durum üreticileri bir daha dönmemek üzere bu sektörden çekilmek zorunda bırakmaktadır. Neticede ette dışa bağımlı olacağımız gibi, tüketiciler değil ucuz et yemeyi eti şimdikinden daha pahalıya tüketmek durumunda kalacaklardır.” Şeklinde konuştu.

 

“DESTEKLEMEDEKİ BÜTÜNLÜK VE DENETİM ŞART”

 

Üretimi düzene koymak için hayvancıyı desteklemenin ve denetimi yapmanın şart olduğunu belirten Gür, “Üretim maliyetlerinin yüksekliği ürün fiyatlarına yansımakta ve dolayısıyla tüketici yüksek reyon fiyatı alım gücü yetersizliği nedeniyle hijyen ve sağlık koşullarının bilinmediği güvenilir olmayan ve denetlenmeyen merdiven altı kesimlere yönelmek zorunda kalmaktadır. Besi hayvancılığı ve kırmızı et sektörünün sorunlarını aşabilmesi için hayvan yetiştiricilerinin devlet desteklerinden yoksun bırakılmaması gerekmektedir. Desteklemeler bir bütünlük içerisinde yapılmalı, bu alanda yaşanan sorunlar aşılıp normal seviyeye ulaşıncaya kadar acil önlemler alınmalı, sürekli bir denetim ve destek mekanizması geliştirilmelidir.” Sözlerine yer verdi. Gür ayrıca şöyle konuştu:

 

MALİYET ÜRETİMİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL!

 

“Kırmızı et fiyat artışları, yaşanan belli bir sürecin sonucudur ve bu durum ithalatla değil üretimi artırıcı politikalarla çözülebilir. Uzun dönemli kalıcı bir hayvancılık ve et sektörüne özel politikalar ile verimlilik yakalanabilecektir. Sorunun esası fiyat artışından ziyade sektörün üretim maliyetlerinin düşürülmesinde başarısız kılınmasıdır. Mevcut üretim, maliyet ve fiyat yapısı, ne yazık ki halk sağlığını da tehdit eden kayıt dışının, üretim sürecinin çiftlikten sofraya her noktasında artmasını da beraberinde getirmektedir.”

 

MERALAR ÜRETİCİNİN HİZMETİNE SUNULSUN

 

“Devlet, aşırı fiyat düşüş ve yükselmelerine karşı gerekli tedbirleri almalı, bu konuda piyasayı regüle etmek için gerektiğinde müdahale edecek mekanizmaları devreye sokmalıdır. Kaçak ve kontrolsüz kesimler neticesinde et üretiminin büyük bir kısmı kayıt dışıdır. Sektörde en kısa zamanda kayıt dışılığı önleyecek tedbirler alınmalıdır. Ucuz maliyetli bir üretim için meralarımız en kısa zamanda ıslah edilerek üreticilerimizin hizmetine sunulmalıdır. Gerekçede belirtmiş olduğumuz bu nedenlerden dolayı bir meclis araştırma komisyonun kurulmasını gerekli görmekteyiz.”

 

IRAK: HÜKÜMET DESTEĞİ ŞART

 

Öte yandan Gür’ün soru önergesi üzerine Şehrivan Gazetesi olarak görüştüğümüz isimler de hayvancılıktaki sorunda aynı noktayı işaret etti. Sektörde önemli isimlerden birisi olan ve Van’daki tarım ve hayvancılık piyasasını en iyi bilen isimlerden birisi olan VATBO Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Irak, bu konuya en çok kafa yoran isimlerden birisi. Sürekli olarak Türkiye’de tarım ve hayvancılıkta yanlış politikalar izlendiğini yineleyen Irak, hayvancılığın yeniden canlanması için de en çok çaba sarfeden Vanlılardan birisi. Daha önce de defalarca konunu çözümü için görüş bildiren ve özellikle tarım ve hayvancılıktaki teşviklerde Van’ın ve bölgenin zayıf kaldığını yineleyen Irak, konu ile ilgili son değerlendirmesinde ise şu yorumlarda bulunuyor; “Dünyada hayvancılıkta vazgeçilmez iki kural vardır. Birincisi yayla ve meraların olması, ikincisi ise eksi 20 ile artı 30 iklim değerlerinin olmasıdır. Bunun olduğu tek yer Doğu Anadolu Bölgesi’dir yine eksi 20 ile artı 30 hava sıcaklığın bulunduğu tek kent ise Van’dır. Bunun için eğer hayvancılık geliştirilmek isteniyorsa yatırımlar bu çerçevede yapılmalıdır. Bunun için hükümet Türkiye genelinde verdiği destekleri bu bölgeyle sınırlandırarak, uzun vadeli olarak sürdürmelidir. Bu yapılmadığı sürece hayvancılığın gelişmesi imkansızdır. Bakınız 1980 yılında 44 milyon nüfusa göre, 80 milyon olan büyük ve küçükbaş hayvan sayısı, 2013 yılında 75 milyon nüfusa göre 30 milyona kadar düştü. Yine son yıllarda Bölge’de tesis kurarak hayvancılığa başlayan onlarca kişi iflas etti.

 

YILMAZ: EBK HAYVANCIYI YÜZÜSTÜ BIRAKTI

 

Konuya hakim isimlerden birisi de Van İli ve İlçeleri Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sabri Yılmaz. Gazetemize açıklamalarda bulunan ve hayvancılık yapan üreticiler olarak artık dayanacak güçlerinin kalmadığını belirten Yılmaz, sorunun merkezinde Et ve Balık Kurumu’nun ithal ete yönelip bölge halkında hayvan alıp kesmeyi durdurmasının ve yüksek yem fiyatlarının yattığını söylüyor. Üreticinin sıkıntılarının giderilmesi noktasında yetkililerden çözüm bekleyen Yılmaz, “Et Balık Kurumu üreticisini artık unuttu. Yıllardır et üreticisinin bel kemiği olan bu kurum artık bize tamamıyla sırtını dönmüş durumda. Yıllardır bu yükün altında ezilen üreticinin de artık ne ithal yem alma gücü var ne de buna daha fazla dayanma gücü. Hayvancılık bitti bitiyor. Yetkililer bu sese kulak versin. Üretici pahalıya et üretip ucuza satarken, birileri de ucuza alıp tüketiciye fahiş fiyatlar ile et satıyor.” Şeklinde konuştu.

 

Ömer Aytaç AYKAÇ/Şehrivan

Editör: TE Bilisim