ŞEHRİVAN GÜNCEL: MERAL YILDIZ - Son zamanlarda imarın, ruhsatlandırmanın ve kat artırım taleplerinin eksik olmadığı bir süreçte Van İnşaat Mühendisleri Odası’ndan açıklama geldi. Son dönemlerdeki önemli gelişmeler ile ilgili bir açıklama yaparak kentteki durumu değerlendiren İMO, Van’da inşaat sektörünün zor durumda olduğuna vurgu yaparak belediyelere çağrıda bulundu. Çevre Yolu ve sahil yolu ve kıyıdaki kurumlar gibi birçok konuya da yorumlar getiren İMO başkanı Kamuran Turgut, 18’inci maddenin de çözüm olmadığına değindi.

 

Van İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) yönetim kurulu üyeleri, Van’daki inşaat sezonunu, imar sorunu, çarpık yapılaşma, çevreyolu, sahil yolu ve Van’ın diğer önemli sorunlarını tartışmak ve çözüm önerilerini anlatmak üzere basın mensuplarıyla bir araya geldi. Van İnşaat Mühendisleri Odasının amacına dair açıklama yapan Van İMO Başkanı Kamuran Turgut, son dönemlerde gündemden hiç düşmeyen kat artırımları, ruhsatlandırmalar, imar ve daha bir çok konuyla ilgili değerlendirmeler ve çözüm önerilerinde bulundu. Turgut, inşaat sektöründeki canlanmanın son dönemlerde yeniden bir düşüşe geçtiği tespiti paylaşırken Van’da bu sektörde çalışan isimlerin yeniden yüzünü batıya döndüğünü ve oraya doğru bir göç başladığını söyledi. Turgut, Çevre Yolu’nda 18’inci maddenin değil kamulaştırmanın çözüm olduğu vurgusunu yaparken, Edremit’te başlayan yapıların yıkılma sürecinin kamu kurumları ile devam etmesi çağrısını da yaptı.

 

TURGUT: İLK ADIM İNŞAATLA ATILIR

Van’da özel sektör alanında 2017 yılı inşaat sektörünü değerlendiren Turgut, “İnşaat Sektörü, ülkemiz geleceğinin altyapısını hazırlayan, bugünü ve yarını şekillendiren, ülkemizin lokomotif sektörüdür. Ekonomide her ilk adımın inşaatla atıldığı hatırlandığında, dünya ekonomilerinin krizleri aşmada neden sektörümüzü kullandıkları daha iyi anlaşılabilmektedir. Ekonomimizin üçte 1’ini etkileyecek güce sahip inşaat sektöründeki hareketlilik, kendisine bağlı yaklaşık 400 alt sektörün de üretime geçmesi anlamını taşımaktadır.” Şeklinde konuştu.

 

 

“İNŞAAT SEKTÖRÜNCE CANLANMA YAŞANDI”

Van da bu yıl özel sektörde depremden sonraki diğer yıllara nazaran inşaat sektöründe ciddi bir canlanma yaşandığına dikkat çeken Turgut, “Ciddi bir şekilde Van ekonomisine katkı sağlandı. Van dışındaki müteahhit ve taşeronlarda geriye dönüş başlandı. Van da o kadar büyük bir hareketlilik vardı ki, Çalıştırılacak inşaat ekibi bulunamıyordu. Fakat 2017 yılının son çeyreğinde yani 9’uncu aydan sonra bu durum tekrar tersine dönmeye başlandı. Tekrar batıya bir inşaat göçü başladı.” Dedi.

 

TURGUT: İMARDA SORUNLAR YAŞANIYOR

İnşaat sektöründe yaşanan canlanmanın Van imarını nasıl etkilediği konusuna vurgu yapan Turgut, “Van’ın imar sorunu geçmişten gelen bir sorun, 90’lı yıllardan itibaren çoğu ilde olduğu gibi Van’da da parsel tadilatları yani Van’ın katliamı yapılmaya başlandı. Bu süreç 2011 yılına kadar devam etti. 2011 yılında Van’a sözde yeni bir imar planı yapıldı. Şehir merkezine yapılan imar planında ciddi sıkıntılar vardı. Ve bundan dolayı Van da 2016 yılına kadar inşaat sektörü ciddi şekilde yara aldı. 2016 ve 2017 yıllarında her ne kadar İMO olarak tasvip etmesek de ada etütleri ve parsel tadilatları bu sorun tekrar aşılmaya başlandı. Bu durumdan dolayı Van’da inşaat sektörü ciddi şekilde canlandı. 9’uncu aydan sonra imar tadilatlarını kısmen durdurulmasından dolayı tekrar Van’da geriye dönüş yaşandı. Ve şuan itibari ile ciddi şekilde parsel tadilat talebi var. Hatta İpekyolu belediyesinin onaylayıp da büyükşehir belediyesinin reddettiği tadilatlarında sayısı çok fazla. Ve bundan dolayı da şu an Van da kısmen bir kilitlenme söz konusu.” İfadelerine yer verdi.

 

 

BU TUTUMU YANLIŞ BULUYORUZ!

Yaşanan sorunun nasıl çözüleceği konusunda açıklık getiren Turgut, “Bizler hiçbir müteahhitlerimizin, taşeronumuzun ve işçimizin şehrimizi terk etmesinden yana değiliz. İnşaat mühendisleri odası olarak parsel tadilatlarını doğru bulma gibi bir durumumuz yok yani vali beyin tutumunu doğru buluyoruz. Yalnız bir Vanlı olarak bu tutumu yanlış buluyorum. Çünkü şehir merkezi olarak benimsediğimiz İkinisan Caddesi, İpekyolu Caddesi, Milli Egemenlik Caddesi ve Akköprü deresi arasında kalan kısımda yapılaşma yüzde 70’e yakın olarak tamamlanmış durumdadır. Burada artık siz mevcut eski imara uyacaksınız deme hakkımız yok. Yani diğer parsel sahiplerine hak doğmuş durumdadır. 3000 metrekare bir inşaatta yaklaşık 100 kişi çalışıyor bu insanları 5 kişilik çekirdek aile ile çarptığınızda 500 kişi sadece küçük bir inşaattan doğrudan etkileniyor bunun 2 katıda dolaylı yoldan etkileniyor.” Şeklinde konuştu.

 

"YENİ BİR İMAR GEÇMİŞ YILLARA DÖNMEMİZE NEDEN OLUR"

Turgut konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bunu ayda 100 tane inşaatla çarptığınızda yaklaşık ayda yaklaşık 150 bin insan inşaat sektöründen pay alıyor. Bundan dolayı bu soruna derhal çözüm bulunmalıdır. Bazı insanların elini taşın altına koyması gerekiyor. Yoksa gelecek sene bizi çok ciddi sıkıntılar beklemektedir. Buralarda kimselerden medet yani dışarıdaki teknik elemanlardan ve kurumlardan, çünkü onlar şehrimizi bilmeden mevcut kanuna göre hareket edecekler. Çünkü yasa bunu söylüyor. Ama çoğu belediye yasalara uymuyor. Ummadan Vanlı teknik elemanlardan oluşan bir heyet kurarak bu sorun çözülebilir. Mevcut yoğunluk artacağından altyapı su kanalizasyon buna göre yeniden düzenlenebilir. Bundan dolayı Van şehir merkezinde bir teknik heyet gezdirerek bu parsel tadilatlarının gerçekten emsal teşkil edip etmediği saptanabilir. Yalnız siz şehir merkezi için yeniden bir imar planı yapmaya çalışırsak tekrar 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarına geri döneriz. Çünkü bir yeni imar planının yapılması demek en az bir inşaat sezonunun tekrar kaybına yol açabilir hatta geçmişte olduğu gibi itiraz ve mahkeme süreçleri bu süreyi daha da uzatabilir.”

 

 

“YENİ İMAR ALANLARI AÇILMALI”

Van’da yaşanan sorunları ancak Vanlıların kendi aralarında halledebileceğini kaydeden Turgut, “Biz oda olarak bölge bazında bir çalışma yaptık, bunu İpekyolu belediyesiyle paylaştık, ama bunu kendi halkımızı şehir bölge plancılarımız, mimarlarımız, harita mühendislerimizi katarak daha da detaylandırabiliriz. Van imarı ile ilgili spekülasyonların önüne geçmek için bölge bazında herkese eşit emsaller verilmelidir. Van’da inşaat sezonu göz önüne alındığında, Sezon kaybına uğramamak için bu durum biran önce çözüme kavuşturulmalıdır. İmar çözümü ile ilgili bir diğer çözüm, Van’da ki Hızlı nüfus artışının dolayı yeterince arsa üretilememesidir. Van’da yeterince arsa üretilememesi, arsa fiyatlarının çok yükselmesine neden olmaktadır. Arsa payı inşaat maliyeti içinde yüzde 15-20 oranına sahip olması gerekirken günümüzde bu oran Van’da yüzde 40’ı aşmış durumdadır. Bu sorunu çözmek için yeni imar alanları açılmalıdır.” Dedi.

 

 

TURGUT: VAN’DA 20-30 KATLI BİNALAR YAPILABİLİR

Van’ın zemininin yüksek katlara müsait olup olmadığı konusuna açıklık getiren Turgut, “Aslında 90’lı yıllarda Van’ın imar planına baktığınızda 7 katlı hiçbir yerin olmadığını göreceksiniz. Fakat bilhassa şehir merkezi için yapılan parsel tadilatlarından dolayı 90’lı yıllardan bu güne kadar çoğu yer 7 kat olmuştur. Ve artık çoğunlukla arsa sahipleri arsalarını müteahhitte verdikleri zaman 7 kat üzerinden hesap yaparak daire istemektedirler. 7 kat olmadığı taktirde arsalarının yapılaşmasına izin vermemektedirler. Ama her nedense bu durum müteahhitlere fatura edilmektedir. Hal bu ki 5 kat olması veya 7 kat olması müteahhit için fark etmemektedir. Yeter ki arsa sahibi mevcut imarı kabul etsin. Ama hiçbir zaman arsa sahibi bu olayı kabul etmez, sağa gider, sola gider, bakana gider, milletvekiline gider, il başkanına gider, en kötü olmasa diğer belediye seçimlerini bekler. Yani kısacası çözülene kadar 3-5 yıl bekler. Bunun 2011 yılında ki süreç bunun açık örneğidir. Onun için merkez imarı düzenlenirken bu 7 kat olayı göz ardı edilmemelidir. Zemin olayına gelecek olursak, Van da 20-30 katlı çok yüksek katlı binalarda yapılabilir. Yalnız bu binalar yapılırken maliyet, mevcut yollar, altyapı, su, kanalizasyon yeterliliği göz önüne alınmalıdır. En basit örneği ile İstanbul 1. Derece deprem bölgesi olmasına rağmen ve zemin değerlerinin de düşük olan yerlerinde de çok yüksek katlı yapılar yapılıyor. İnşaat mühendislerinin fikri alınmadan siz yüksek katlı yapı yapamazsınız demek biz inşaat mühendislerine hakaret sayılır.” Şeklinde konuştu.

 

 

“GÖÇ ZORLAŞTIRILACAĞINA ÖZENDİRİLMİŞTİR”

Van’daki çarpık yapılaşma ile ilgili açıklama yapan Turgut, “Öncelikle çarpık kentleşmenin tanımını yaparsak; kentlerin, nüfus patlaması sonucunda, plansız ve denetimsiz olarak, gelişigüzel, altyapısız, her türlü estetik kaygıdan uzak bir şekilde merkezden dışa doğru adeta bir ur gibi büyümesidir. Bu durum çevrede, insanca yaşamaya olanak vermeyen ilkel yerleşmelerin kenti kuşatmasına, merkezde ise mevcut dokunun tahribine, tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin yok olmasına yol açmaktadır. Bu sorunda kentlerin ölüme, insanları mutsuzluğa ve fakirliğe, toplumu düzensizliğe götürmektedir. Van da merkeze göç; bil hassa 90’lı yıllarda devletin köyleri göçe zorlamasından dolayı tahminlerin üstünde bir hızla gerçekleşmiştir ve daha da devam etmektedir. Mevcut gelen Hükümetler, gerçekçi yerleşme kararları almamış ve uygulamamıştır. Göç zorlaştırılacağına özendirilmiştir. Planlar yapılmıştır; ancak bu planlar anormal büyüyen Van; nüfusun ve ihtiyaçların gerisinde kalmış, kentleşme planlamayı izleyeceğine, planlama kentleşmeyi izlemiştir bu gün konuştuğumuz imar sorunu zaten çarpık yapılaşmanın sonucudur.” Şeklinde konuştu.

 

“İNŞAAT SEKTÖRÜ ZOR DURUMDA BIRAKILMIŞTIR”

Turgut Van’da yapılan TOKİ uygulamalarının herhangi bir model ışığında gerçekleştirilmediğini ifade ederek, “Bunun sonucunda da kentimizin yapı dokusuna ve kültürüne aykırı, Van ile uyuşmayan TOKİ apartmanları yükselmiştir. TOKİ, inşaat sektöründe artık büyük bir güç haline gelerek, asıl amacını aşmış ve farklı amaçlara hizmet etme yolunu seçmiştir. TOKİ diğer ülkelerdeki gibi sosyal ihtiyaçları karşılama amacıyla kurulmuş olsa bile, bugün bu amacından uzaklaşmıştır. TOKİ hayata geçirdiği ve devam eden birçok projesiyle inşaat alanında pay sahibi olarak sektörün büyük oranda zarar görmesine sebep olmaktadır. Kurum makro düzeyde planlama ve sürdürülebilir kalkınma modelinin aksine, anlık çözüm üreterek; tek tip mimari uygulamalarla kentlerin mimari dokusuna uyuşmayan bir yapılaşmayı ortaya koymuştur. TOKİ son dönemlerde özellikle hayata geçirdiği lüks konut projeleriyle sektörde faaliyet gösteren firmalara bir rakip haline gelmiştir. Sürdürülebilir kalkınma modelinden uzak, anlık çözümlerle ülkenin her bölgesinde plansız bir şekilde proje gerçekleştiren TOKİ, bu uygulamalarla inşaat sektörünün geleceğini tehlikeye atmaktadır. İnşaat sektörünün Türkiye Gayrisafi Milli Hasılasındaki oranı direk ve endirekt olarak yüzde 40'ı bulmakta olup, kalkınmada en önemli sektörlerden birisi olduğunu var sayarsak TOKİ, uygulamalarıyla inşaat sektörü zor durumda bırakılmıştır.” Diye belirtti.

 

 

TURGUT: 18’İNCİ MADDE ÇÖZÜM DEĞİL

Turgut ayrıca Van’a yapılması planlanan çevre ve sahil yolu hakkında da açıklama yaparak, “Biz geçmişte olduğu gibi şimdi de çevre yolunun kamulaştırma yapılarak açılmasından yanayız. Sizde biliyorsunuz ki 2010 yılından beridir ki çevre yolumuz bir türlü faaliyete geçmedi. Ve bu sorun 18’inci madde uygulandıktan sonra da sancıları devam edecek. Sahil yolu da bir an evvel kamulaştırma yapılarak açılmadır. Bir çevre yolu kadar da sahil yoluna da ihtiyacımız var. Seçilmişlerimizden bir an önce geriye dönmeksizin ve bir 10 yıl daha kaybetmeden bu iki yolunda bir an önce açılması gerekmektedir.” Dedi.

 

O TESİSLERİN BİR GECEDE ORTADAN KALDIRMASINI İSTİYORUZ

Turgut konuşmasını şöyle sürdürdü: “Edremit biliyorsunuz ki bizim turizme daha yatkın bir belediyemiz. Yapılan sahil çalışmalarını doğru bulup yaptığı çalışmalardan dolayı sayın kaymakamımıza teşekkür ediyoruz. Yalnız bir isteğimiz de sayın kaymakamımızdan nasıl bir gecede sahildeki tüm barakaları ortadan kaldırdı halkı Van deniziyle bütünleştirdiyse sahildeki kamu tesislerine de barakalar gibi bir geçe de ortadan kaldırmasını istiyoruz. Çünkü Edremit sahil kenarında barakalardan daha fazla kamu dinlenme tesisleri var. Sahil tüm halkın ortak malıdır.”

 

YETKİLİLERE YEŞİL ALAN ÇAĞRISI

Van’da şehir merkezinde yeşil alanların arttırılması konusunda konuşma yapan Turgut, “Aslında Van da 2011 yılı depremi bunlar için bir milat olabilirdi. Ama ne yazık ki bunu iyi kullanamadık. Ama daha da geç kalmadık. Van merkezinde kalan büyük kamusal alanlara daha boş duruyorlar. Örneğin eski devlet hastanesi yeri, şehir merkezinde kalan eski askeri alanlar, valiliğin yeri, belediyenin yeri, eski il özel idaresi, eski karayolları bölge müdürlüğü, et balık kurumu, DSİ Bölge Müdürlüğü vs. daha da çoğaltabiliriz. Buradan sizin aracılığınızla sayın valimiz, milletvekillerimiz başkanlarımız, STK’larımız ve meslek odalarımızla seslenerek bir olup bu büyük alanların park olması için kampanya başlatalım. Çünkü küçük parklar işlev görmüyor Van’ın insanların rahat edebileceği büyük parklara ihtiyaç var. Bu kamusal alanlarında bina yapılmasına izin vermeyelim.” Dedi.

 

TURGUT: UZUN VADELİ ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİDİR

Van’ın en önemli sorunlarından olan ulaşım sorununa dair açıklama yapan Turgut, İskele Caddesinin çift yön yapılması konusuna da değindi. Turgut, “Öncelikle uzun vade için ulaşım master planı hazırlanması gerekirken, kısa vade de bir an önce çözülmesi gereken Van’da trafik tıkanıklarından dolayı acil olarak müdahale edilmesi gereken yerler var. En basitinden birkaç örnek verecek olursak, Beşyol trafiği, iki nisandaki AVM bulvarı, cumhuriyet caddesi, karayolları ve otogar kavşağı, bölge hastanesi kavşağı, kazım kara Bekir caddesi buralara uzun vadeli çözümler üretilmelidir. Ulaşım başlı başına bir daldır. Biz bunun için 2011 yılında Van büyükşehir belediyesi ve 2012 yılında Tuşba belediyesine çözüm önerileri adı altında bir sunum yapmıştık, kısa vadeli ve uzun vadeli çözümler için.” Diye konuştu.

 

“İSKELE CADDESİNİN ÇİFT YÖNE AÇILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”

Turgut konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “İskele Caddesi sorusunun gelirsek biz İMO olarak iskele caddesinin çift yöne açılmasını doğru bulmuyoruz. Uzun vade de göreceksiniz ki mevcut başka caddelerimiz de tek yön olarak kullanmak zorunda kalacağız. Çünkü sürekli olarak Van da hızla büyüyen bir nüfus artışımız var. Mesela şu an en basitinden Maraş Caddesi ve cumhuriyet caddesi çift yön kullanımında ciddi bir zaman kaybı yaşanıyor. Bu arada Beşyol trafiğinin biraz daha da rahatlaması için milli egemenlikten gelen cadde bir an önce dere caddesine bağlantılı yapılmalıdır. Bu şekilde doğudan gelip de Erciş yönüne doğru seyahat eden araçlar Beşyol trafiğine girmeden amaçlarına ulaşacaklardır. Bunun için birkaç yerin kamulaştırılması gerekiyordu.” 

Editör: TE Bilisim