Son yıllarda Ortadoğu’da yaşanan savaşlarla birlikte Türkiye’nin tüm kentlerine göç eden göçebe dilenciler Van’da da kendi sektörlerini oluşturdu. Bir taraftan yabancı uyruklu, bir taraftan da Şanlıurfa, Malatya, Hatay gibi illerden gelen dilenciler kenti adeta bir ‘manevi’ sömürü haline getirirken Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğü’nden bomba bir iddia dile getirildi. İddiaya göre Van’a getirilen dilenciler kiralanarak getirilir ve Van’da dilendiriliyor!

 

Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Van’ın da en büyük sorunlarından biri olan dilenci sorununa çözüm bulunmazken, kış mevsimi başlamasına rağmen dilenciler kucaklarında küçücük bebekleriyle sokak ve caddelerdeki bekleyişlerini sürdürüyor. Bunun için yetkililerin konuya ne zaman ve nasıl bir çözüm bulacağı ise kafalarda soru işareti oluşturuyor. Konuyla ilgili gazeteniz Şehrivan’a konuşan Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Selim Bozyiğit, “Kim oldukları ve ne oldukları belli değil. Bunların hepsi özel araçlarla çarşı merkezine bırakılıyor. Peki, emniyetin bu kadar istihbaratı olmasına rağmen neden bunların yakalaması için bir çalışma yapmıyor. Bizim mahallerle çalışma yapmak gibi bir hakkımız yok ki. Ama emniyetin geniş yetkileri var. Emniyet gerekli işlemleri yapıp toplarsa bana da ‘Al götür bunları’ derse ben götürmeyecek miyim? Tabi ki de götürürüm. Gerekli her şeyi yapmaya da hazırız.” Diye belirtti.

 

DEFALARCA GÜNDEM OLDU AMA…

Suriye’deki iç savaştan dolayı topraklarını terk etmek zorunda kalan Suriyeliler Van’ın sokak ve caddelerinde dilenerek, para kazanmaya çalışıyor. Yaz ayının bitmesine rağmen hala sokakta soğuğun altında kucaklarında ufacık bebeklerle dilenen bu insanların sorununa çözüm bulunmuş değil. Suriyeli mültecilerin yanı sıra başka illerden gelen Türk vatandaşı insanların ise kentte dilencilik yapması işin tam anlamıyla çığırından çıktığını gösteriyor. Geçtiğimiz zaman diliminde Şehrivan olarak dilencilerin yabancı ve Türk plakalı özel arabalarla bazı noktalara bırakıldığını fotoğraflarla belgelemiş ancak bu için bir adım atılmadığını dile getirmiştik. Tamda kış mevsimiyle birlikte bu sorun yine kenttin en önemli sorunlarından bir tanesi haline gelince yapılması gereken ancak yapılmayan çalışmalar yeter artık dedirtti.

 

DİLENCİ SORUNU İÇİN ADIM ATILMIYOR

Küçük yaşta çocukları ile birlikte cadde ve sokakları istila eden dilenciler adeta kentin huzurunu kaçırırken vatandaş bu durumun her geçen gün artarak devam etmesine büyük tepki gösteriyor. Üstelik sokakları işgal eden bu dilenciler akşam saatlerinde ise belli araçlarla sokaklardan toplanarak ertesi gün aynı saatlerde yeniden köşe başlarına bırakıldığını ifade etmiştik. Suriye’deki içi savaştan kaçanlar dışında güneydoğu illerinden gelip kendisini Suriyeli gibi tanıtarak Vanlıya duygu sömürüsü yapan dilenciler kentin huzurunu kaçırmış durumda. Dilencilerin sayısı her geçen gün artarken, bu işin önüne geçmek için bir şey yapılmaması ise vatandaşın huzurunu iyice bozuyor.

 

SEVKİYAT ARAÇLARLA YAPILIYOR!

Daha önce yapmış olduğumuz haberde dilencilerin şehir içinde sevkiyatlarının yapıldığını hatta Şerefiye Mahallesi’nde bulunan bir evin önünde bulunan ve sevkiyat yapan bu 3 araç tek tek çocukları ve kadınları evden nasıl alınıp dilendirildiğini da görüntülemiş ve siz okuyucularımızla paylaşmıştık. Evin önünde bulunan 3-4 erkek kadınların evde çıkmasını beklerken, şehir merkezinde insanları rahatsız edecek duruma getiren küçük çocuklar ise sevkiyata çıkmadan önce marketten abur cubur alıyor.

 

ZABITA ALIP GERİ BIRAKIYOR

“Aradan geçen bunca zamana kadar her hangi bir atılmazken, bu araçların sayısının artması ise gözlerden kaçmıyor. Başta Şerefiye Mahallesi olmak üzere, Akköprü Mahallesi ve diğer birçok mahallede aynı şekilde bu araçlardan bulunuyor. Hükümetin son olarak bu araçlara Türkiye plakası vermesi ise işleri tam karıştı. Bu araçların sayısı her gün artarken başta devlet kurumları olmak üzere belediyeler önlem alıyor mu? Alıyorsa nedir bu önlemler? Yoksa bunun için henüz kimse bir adım atmış değil mi? İşte bu noktada Zabıta’nın yaptığı tek şey dilencileri toplayıp o gün topladıkları paralara el koymak. Bu işlemin ardından tekrardan salıverilen dilenciler ertesi gün yeniden sokağa çıkıyor. Bu noktada gözler Van Emniyet Müdürlüğü’ne çevriliyor…

 

BOZYİĞİT: DİLENCİNİN ÜZERİNDE BİN 500 LİRA DA NAKİT PARA ÇIKTI

Konuya dair Şehrivan’a konuşan Büyükşehir Belediyesiz Zabıta Daire Başkanı Selim Bozyiğit, dilenciliğin önüne geçilmesi için 2 tane ekiplerinin olduğunu dile getirdi. Bozyiğit, sıkıntının önüne geçilmesi için profesyonel bir çalışmanın yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu Kobanê ve Rojava süreci bir gerekçeydi. Burada çocuklarını, eşlerini dilendirenler bu durumu fırsata çevirenler aslında ilgisiz, alakasız ve Arap kökenli kişiler bunlar. Daha geçen gün bir dilenciyi aldık. Üzerinde sadece atlet ve bir pantolon vardı. Ve baktık ki bu kişi Urfa’ya 11 bin lira para havalesi yapmış. Ayrıca üstünü aradıklarında da Bin 500 lira da nakit para çıktı. Bizim Serhat insanı aşırı duygusaldır. Dilenciler başka ilde buralarda yaptıkları kadar prim yapamazlar. Van insanı bu konularda aşırı duygusal olduğu için düşkünlere sürekli yardımcı oluyorlar. Ekiplerimizin yaşadığı en büyük sıkıntı dilenciye müdahale edildiği sırada halkın büyük tepkisinin olması. Halk bize ‘Yazıktır, günahtır yapmayın’ diyorlar ama öyle değil. Bunlar dilencilik dışında hırsızlık yapıyorlar, yan kesicilik yapıyor hatta fuhuş dahi yapıyorlar. Bu da yetmiyor çocuklarını kullanıyorlar. Bunlar genellikle üzerinde Arapça yazı olan kimlik tarzı bir kart taşıyorlar. Bu dilenciler kendilerini o kadar çok geliştirmişler ki önüne geçmek çok zor oluyor. Bunlar ne Türkçe nede Kürtçe bilmiyorlar. Arapça konuşuyorlar.” Diye belirtti.

 

“İL VALİSİNİN KOORDİNASYON OLUŞTURMASI GEREKİYOR”

Alıkoydukları dilencileri geri gönderdiklerini ifade eden Bozyiğit, ancak sonraki gün yeniden geri döndüklerine şahit olduklarını belirtti. Bozyiğit, “Son çare olarak alıp emniyete teslim ediyoruz. Emniyetin işlem yapması gerekiyor. Ama sonuç yok. Emniyette ya serbest bırakıyor ya da ‘Çık git’ diyor. Ama olmuyor. Biz buradan araçlara bindiriyoruz, ücretini dahi ödeyip gönderiyoruz ama geri geliyorlar. Ve bunlar genellikle Urfa ve Adana’dan geliyorlar. Son dönemlerde Adıyaman’dan gelenler var. Bunlarla mücadelemizi 8 kişilik ekimiz ve dilenci karakolumuzla yürütüyoruz. Bu arkadaşlar ya çadırları sökerek geri gönderirler ya da çarşı içerisinde müdahale ederler. Bir de bizi gördüklerinde feryat figan ederek insanları toplarlar. Ama insanlarımız bunları bilmediği için ön yargılı davranıyor. Bu sadece bizim çözeceğimiz bir konu değil ki. İl valisinin koordinasyon oluşturması gerekiyor bunlarla mücadele için. Gerekirse bunların zaman zaman emniyete alınması lazım. Kaderine terk edilip zabıtanın üzerine yıkılırsa olacağı da budur. 20 kişilik zabıta ekibi dahi olsa bir sonuca ulaşılamaz.” Dedi.

 

BOZYİĞİT: EMNİYETİN DEVREYE GİRMESİ GEREKİYOR

Dilencilik yapanların genelinin kimlik taşımadığını dile getiren Bozyiğit, “Kimlik yok ise emniyetin devreye girmesi gerekiyor. Emniyet bize zaman zaman ‘Gel bu dilencileri buradan al’ diyor başkada bir çalışma yapmıyor bu konuda. Bütün illerde dilenciliğin önüne geçilmesi için koordinasyonlar kuruldu. Burada da ona benzer koordinasyon kurulmalı. Biz emniyet kadar büyük yetkilere sahip değiliz ki evleri basalım. Ki emniyet onların ne ve kim olduğuna dair istihbaratları var. Kilis’ten buraya 2 otobüs dolusu dilenci getiriliyor. Bunu yapan da Kilis belediyesi. Bu nasıl bir kuraldır. Bu olay bu yıl yaşandı. Birilerinin dönüp buna dur demesi gerekiyor. Burası dilenci cenneti mi ki buraya getiriliyor bunlar. Bazen öyle şeylere şahit oluyoruz ki. Bir kadının yanında birkaç çocuk vardır sürekli dikkat ettiyseniz. Ve biz bu çocukları topladığımızda fark ettik ki bu çocuklar kiralanarak getirilmiş.” İfadelerini kullandı. 

 

“BU İŞİ SEKTÖR HALİNE GETİRDİLER”

Başka şehirlerden çocukların kiralanıp Van’a getirildiğine dikkat çeken Bozyiğit, “Bunu yapacak kadar ileri gitmiş durumdalar. Bunlar bu işi sektör haline getirdiler. Sanat oldu resmen. Bunların hiçbiri Suriye’den gelmiş insanlar değil. Genellikle Arap kökenli insanlar bunlar. Defalarca onlar tarafından saldırıya uğradık. Kim oldukları ne oldukları belli değil. Bunların hepsi özel araçlarla bırakılıyor çarşıya oraya buraya. Peki, emniyetin bu kadar istihbaratı olmasına rağmen neden bunların yakalamak için bir çalışma yapmıyor. Bizim mahallerle çalışma yapmak gibi bir hakkımız yok ki. Ama emniyetin geniş yetkileri var. Emniyet gerekli işlemleri yapıp toplarsa bana da ‘Al götür bunları’ derse ben götürmeyecek miyim? Tabi ki de götürürüm. Gerekli her şeyi yapmaya da hazırız.” Diye belirtti. 

 

BARİÇ: SURİYELİLER FIRSATA ÇEVRİLDİ

Van’da 10 yıldır esnaflık yaptığını ifade eden Nazmi Bariç dilencilerin günlük 600 TL’lik bir kazanç elde ettiğini ifade etti. Bariç şunları kaydetti: “Ben Van’da 10 yıldır esnaflık yapıyorum. Bu süre içerisinde hükümetin Suriye politikasından dolayı şikâyetçiyim. Bunun en basit örneklerinden bir tanesi Suriyeli dilencilere hükümet sözde kamplarda bakmasıdır. Ben buna inanmıyorum. Madem bu insanlar kamplarda bakılıyor, o zaman Van’da her sokak başında, her trafik ışında dilencilik yapan bu insanlar neden sokaklarda. Elbette ki bunları hepsi Suriyeli değil ama şunun da bilinmesi gerekiyor hükümet bunu engellemediği için bunu fırsata çeviren Diyarbakır, Batman, Mardin, Urfa, Hatay ve buna benzer birçok ilde yaşayan insanlar Van’a gelerek dilenmeye başladı. Hükümet bunun için acilen adım atmalı. Suriyeli olanlar kamplara çekilmeli, diğer illerden gelenler ise kendi illerine yeniden gönderilmeli ve dilencilik yaptıklarında toplanın cezalar verilmeli.”

 

“DİLENCİLERE GÖZ YUMULUYOR”

Dilencilik yapanların kazandıkları paralar hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulunan Bariç, “Buralarda dilenenler her aileden en az 5-6 kişidir. Ben esnaf olarak bu her aileden kişi başı her gün 100 TL’den 500-600 TL kazanç elde ettiklerini düşünüyorum. Aylık bu para 18 bin TL yapıyor. Bu parayı asgari ücrete böldüğümüz zaman aylık 19 kişinin asgari ücretine denk geliyor. Bölge de ve özellikle kentte ekonomik durumun bu kadar kötü olduğu bir dönemde insanların dini duygularını sömürerek bu kadar büyük paralar kazanmaları doğru değil. Buda yetmezmiş gibi başta devlet kurumları olmak üzere hiç kimse bunun önüne de geçmiyor. Durum böyle olunca kimse kusura bakmasın ama ben başta devlet kurumları olmak üzere diğer kurumların dilencilere göz yumduğunu düşünüyorum.”

 

BARİÇ: İNSANLAR DİLENMEYE YÖNLENDİRİLMEMELİ

Hükümeti sert bir dille eleştiren Bariç son olarak şunları kaydetti: “Az önce belirttim. Suriyeli mülteciler Türkiye’ye ve bölgeye geldikten sonra Türkiye’de yaşayan TC vatandaşları bunu fırsata çevirdiler. Peki, bu insanlar neden dileniyorlar? Ebette ki yoksulluktan dolayı. Peki, hükümetin bas bas bağırdığı ve reklamını yaptığı biz yoksula bu kadar para yardımı yapıyor, çocuk parası veriyoruz, yaşlılara para veriyoruz söylemleri ne kadar doğru. Madem bu kadar yardımlar yapılıyor, o zaman diğer illerden Türkiye’de yaşayan bu insanlar neden dilencilik yapar. Yaşanan bu olumsuzluklar ve yoksul insanlar için hükümetin bugüne kadar önlem aldım dediği ancak almadığı ve bundan sonra daha doğru ve düzgün bir şekilde bu insanlar için yapılması gerekenler yapılmalı. Evi olmayanlar için gerekirse TOKİ’lerde evler verilmeli ve hibe edilmeli. İşi olmayan ve çalışabilir durumda olanlar için iş olanakları oluşturulmalıdır.”

 

ATALAY 2014’TE TÜM VALİLERE GENELGE GÖNDERDİ

Dönemin Başbakan Yardımcısı ve şu anki Van milletvekili adayı Beşir Atalay 2014 Ağustos ayında dilencilerin toplanması için 81 ilin valisine genelge gönderdiklerini söylemişti. Atalay o dönem, “Dilencilik görüntülerine izin verilmemesi için valilere genelge gönderdik.” Demişti. Dönemin Başbakan yardımcısı Beşir Atalay, sıfır noktasında yapılan miktarın da çok ciddi olduğunu ve daha çok Kızılay aracılığıyla insani yardımı sürekli gönderdiklerini ifade eden Atalay, şu bilgilere yer vermişti: “Türkiye’de Suriye sınırına yakın yerlerde 22 kamp kuruldu. Arazi bulunamayan yerlerde Malatya gibi biraz daha içerilere kaydık. Şu anda kamplarda 220 bin kişi kalıyor. Kamplarda halen 30 bin kişilik bir kapasite var. Bu kamplar dünyada örnek gösteriliyor. Hele o konteynerler bir ev gibi. İçinde sıcak suyu, mutfağı, banyosu var. Büyük masrafımız da oldu, bizim fiili harcamamız 2 milyar 134 milyon 599 bin Türk lirası. Bütün bu harcamalar AFAD’tan yapıldı. BM yardım hesaplarına baktığınızda yaklaşık 3,5 milyar dolarlık bir harcamamız oldu.”

 

SADECE 9 ŞEHİRDE DİLENCİ YOK

İçişleri Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı 1 milyon 385 bine ulaştı. Suriyelilerin en fazla tercih ettiği il ise 330 bin ise İstanbul oldu. 220 bin Suriyeli ile İstanbul’u takip eden il ise Gaziantep. Suriyelilerin en fazla bulunduğu üçüncü ile Hatay ise 190 kişi yaşıyor. Buna karşın Suriyelilerin hiç gitmediği 9 il bulunuyor. Bunlar ise Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Sinop, Tunceli, Bayburt, Ardahan ve Iğdır. Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin haritası çıkartılırken, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkartılan genelge ile 25 kentte dilencilik yapan Suriyelilerin 22 farklı kampa yerleştirilmesine karar verildi. Bu kapsamda özellikle İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Mersin, Konya, Antalya, Kayseri gibi şehirlerde dilencilik yapan Suriyeliler toplanacak.


ŞEHRİVAN GÜNCEL: MERAL YILDIZ / ÖZEL

Editör: TE Bilisim