ŞEHRİVAN HABER: Pandemi salgının ilk dönemlerinde insanların ulaşmakta zorluk çektiği maske ve dezenfektanlar, artık telefoncu, çantacı, seyyar satıcı, saatçi, giyim mağazası ve daha pek çok dükkânda satılışı yapılıyor. Kontrolsüz üretilen maskeler virüse karşı savunmasız bırakıp kanserojen riski taşırken, dezenfektan ise tahriş veya zehirlenmeye sebep olabiliyor. Talebin yoğun olmasının ardından, uzmanlar; vatandaşları özellikle ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen yöntemle izinsiz üretilen maskelere karşı uyarıyor. Konuyla ilgili Şehrivan’a açıklamalarda bulunan Van Bitlis Hakkâri Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Baransel, izinsiz olarak üretilen maskelerin bir kez daha sağlıksız olduğunu vurguladı.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyada etkili olan korona virüs salgını kısa sürede çok sayıda ölüme sebep oldu. Uzmanların virüse karşı steril ve filtreli maskeler, antibakteriyel jel, antibakteriyel sıvı ve 80 derecelik kolonyanın etkili olduğunu açıklamasının ardından korunmak isteyenlerin ilgisi bu yöne kaydı. Maske satışı yapan firmalar bir anda ellerindeki stoğu 4-5 katı fiyatla satmaya başladı. Fahiş fiyatlara rağmen maskeler kısa sürede tükenirken insanlar maske ve dezenfektana ulaşmakta zorluk çekti. Korona virüse karşı en büyük silah olarak görülen maske ve dezenfektanlar, bir zamanların bulunmaz Hint Kumaşı durumundayken, üreticinin çoğalmasıyla birlikte her köşe başında maske ve dezenfektan bulmak mümkün hale geldi. Virüsten korunmada etkin rol oynayan maskeyi takmak zorunlu olunca da her yerde ‘merdiven altı’ maskeler üretilmeye başlandı. Üretimin ardından birçok kentte olduğu gibi Van’da da saatçi, çantacı, telefoncu, giyim mağazası, park önlerinde, seyyar satıcılarda ve bijuteri dükkânlarında, hatta bisikletle bile seyyar olarak maske satışı başladı. Talebin yoğun olmasının ardından, uzmanlar; vatandaşları özellikle ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen yöntemle izinsiz üretilen maskelere karşı uyarıyor. Konuyla ilgili Şehrivan’a açıklama yapan Van Bitlis Hakkâri Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Baransel, uzmanlar tarafından yapılan uyarıları bir kez daha yeniledi.

HER YERDE SATILAN MASKELER VAR AMA…

Her yerde satılmaya başlayan maskelerin ne yazık ki koruyuculuğu bakımından aynı görevi görmediğine vurgu yapan Van Bitlis Hakkâri Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. Fikret Baransel, şöyle devam etti: “Maske tıbbi bir ürün onun için en doğru satış noktaları eczanelerdir, biz bunu hep dillendiriyoruz. Ancak burada Sağlık Bakanlığı da devreye girerek, koruculuğunu ve belirli standartlarını garanti altına almak için Ürün Takip Sistemi (ÜTS) adı altında bir sistem geliştirdiler. Maskeleri alan vatandaşlar orada maskeleri sorgulatabiliyorlar. Telefonlarındaki uygulamaya barkod numarasını sorgulattığında Sağlık Bakanlığı onayının olup olmadığını oradan görebilecekler. Burada dikkat edilmesi gereken şey şu; ağzınıza her taktığınız maske değil, yani kendinizi korumaya çalıştığınız şeyi maske olarak düşünmeyin. Bir kısmı sadece görüntü, belki sizi ceza yemekten kurtarabilir. Ancak sizi hastalıktan koruyamaz. Çünkü maske özelliği yok. Bundan dolayı virüsle mücadele edecek, bunları samimi bir şekilde takacaksak. Kaliteli, kullanılabilir ve etkin bir maske kullanmak daha doğru ve çok önemlidir.”

BOYALI MASKELER KANSEROJEN RİSKİ TAŞIYOR!

Merdiven altı üretilen maskelerin hastalık boyutlarını açıklayan Başkan Baransel, “Gıda katkı maddeleri gibi boyalı olarak kullandığımız maddelerde belli riskler taşıyor. Giyim kıyafetlerinde kullanılan boyer maddeler, aslında çok geniş bir yelpazeye sahip ama ciddi bir kısmı kanserojen. Bu maskeler için özelikle merdiven altı üretilenler için boyer maddelerin maddeleri neye göre seçtiklerini bilmiyoruz. Ağız yoluyla ya da nefes yoluyla direk vücuda giren bir şeyden bahsediyoruz. Çünkü bu hastalık maskeyle temas halinde, ister istemez ağzımızdaki maske ıslanıp nem oluşturabiliyor. Bununla birlikte boyer maddenin eser miktarda da olsa size tesir etmesi mümkün oluyor. Dolayısıyla ilerde ne olur bunu kestirmek çok zor. Ancak içerisindeki bazı boya maddelerinden dolayı kanserojen riskinin çok fazla olduğunu düşünüyoruz. Hatta koruculuğunun olmaması ya da sadece süs olarak görülmesi sizi hastalığa açık bırakıyor. İnsanlar maske takınca biraz daha rahat davranıyoruz. Bu durumda riski daha artırıyor. Çünkü çok kalabalık ortamlara maskemiz var diye girebiliyoruz.” Şeklinde konuştu.

“PANDEMİ KONUSUNDA KENT KÖTÜ DEĞİL AMA İYİDE DEĞİL”

Van’ın maske konusunda çok kötü olmadığını dile getiren Baransel, “Toplumda gördüğümüz kadarıyla, dışarda iken vatandaşların maske taktığına şahit oluyoruz. Vatandaş maske takmaya bir şekilde adapte oldu. Gerek cezalar gerekse kendi özgür iradeleriyle bir şekilde bu sürece ayak uydurmaya çalıştılar. Pandemi konusunda kent kötü bir noktada değil ama çok iyi bir noktada da değiliz. Tedbirleri elden bırakırsak, bir anda her şey altüst olabilir. Çünkü günlük vaka sayılarımız sıfır değil. Patlamaya hazır bomba noktasındayız.  Dikkat etmezsek kötü bir noktaya evrilebilecek bir noktadayız. Ama dikkat edersek de çok daha çabuk toparlanacak bir noktadayız. Bunu bir şansa çevirip daha çok dikkat ederek bu işi atlatmalıyız. Tabi pandemi çok uzun sürdüğü için insanlarda oluşturduğu ekonomik ve sosyal baskı ile bir bıkkınlık bir yorgunluk oluştu. Bunu gayet iyi anlayabiliyoruz ama biraz daha sabır gerekiyor.” Dedi.

BARENSEL, “MASKELERİN HASTALIK BARINDIRDIĞI UNUTULMAMALI”

Maskelerin nasıl takılıp nasıl çıkarılması gerektiğini uzun süre anlatmaya çalıştıklarını dile getiren Başkan Baransel, maskenin tıbbi bir ürün olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Maske takarken ve çıkarırken mutlaka elimizi yıkamamız lazım. Takmadan önce de ve takınca da elimizi yıkamalıyız. Yani maskelerin tıbbi atık olduğu düşüncesiyle hareket etmemiz gerekiyor. Maskeler hastalık barındırabiliyor. Çünkü sizi hastalıktan korumasındaki temel mantık, maskenin ön tarafı ile arka tarafında bir bariyer oluşması. Yani virüsü arka tarafa çekmesine engel oluyor. Sizi o maskeyi çıkarıp herhangi bir yere bıraktığınız zaman ve takarken de dikkatli davranmadığınız zaman kendi kendinizi kontabile edebilirsiniz. Yani kendinizi virüse maruz bırakabilirsiniz. Bu nedenle maskenin günlerce kullanılması uygun değildir. Pandeminin bir döneminde maskelerden dolayı çok sorunlar yaşadık. Arz talep dengesizliği oluştu. Maske fiyatları çok arttı ve gerçekten büyük problemler yaşadık. Ancak şimdi maske fiyatları düştü ve günlük maliyetini de gözümüzde çok büyütmeyerek maske ile ilgili biraz hassas davranmakta fayda var. Yani birkaç saatte bir maske değiştirmek daha sağlıklıdır.”

MASKENİN KORUCULUĞU GÖZLE GÖRÜLMEZ!   

Kullanılan maskelerin koruyuculuğu bakımında dikkat edilmesi gerekenleri açıklayan Baransel, “Bir maskenin standartta uygun olup olmadığını gözle tespit etmemiz çok zor. Üretim bandında kullanılan ürünlerin doğru olması ve üretim bandının temiz olması önemli. Dolayısıyla burada Sağlık Bakanlığı sistemini kullanmak en doğrusu. Ürün Takip Sistemi (ÜTS) dediğimiz bir mobil uygulama var. Telefona indirdiğiniz de ve maskeyi okuttuğunuz zaman Sağlık Bakanlığı onaylıysa, maske ismi, numarası ve üretici gibi bütün bilgiler hepsi çıkıyor. Ancak bu şekilde doğru maskenin hangileri olduğunu öğrenebiliriz. Yani bunu yapmadan gözle maskenin doğru maske olup olmadığını bilemeyiz.

DEZENFEKTAN DEĞİL, SU VE SABUN KULANILMALI!

Son olarak Başkan Baransel, dezenfektan hakkında da bilgiler vererek cümlelerini şu şekilde tamamladı: “Öncelikle dezenfektan konusu çok özel bir konu. Pandeminin ilk günlerinden bu yana ısrarla şunu söyleyeme çalıştık; elinizi mümkün mertebe sabunla yıkayın, yani her nereye giderseniz ya da hangi ortamda bulunursanız bulunun lavaboya ulaştığınız bir yerde iseniz elinizi dezenfektan ile değil de sabunla yıkayın. Bunun artısı çok daha fazla. Çünkü su ile temizlemek elde daha az tahriş yapıyor, dokusuna daha az zarar veriyor. Bunun yanında bir de elin doğal florasına da daha az zarar veriyor. Elimizde yararlı bakteriler mevcut bunların dengesini bozmamak için su ve sabunu bol bol kullanmak daha yararlı. Diyelim ki su ve sabuna ulaşacak bir yerde değilsiniz. O an tabi ki el dezenfektanı kullanabilirsiniz. Burada da kullanılan dezenfektanların onaylı olması gerekmektedir. Yüzde 70 alkol bazlı olan dezenfektanlar şu an piyasa da en güvenli olanlar gibi görünüyor. Ondan da Ürün Takip Sistemi (ÜTS) geçerli.”      

Editör: TE Bilisim