ŞEHRİVAN HABER: MERAL YILDIZ- Son dönemlerde kuraklık ile mücadelenin gündemden düşmediği ülke genelinde Van ve bölge illerinin durumu ile ilgili uyarılar ardı ardına geliyor. Türkiye’nin kuraklık haritasında gözünü Marmara’ya diktiği süreçte Van Gölü havzasındaki kuraklık daha tedirgin edici bir noktaya ulaşırken Van ve bölge illerinin iki yıl gibi bir zaman içerisinde aşırı kurak bir hale geldiği harita da endişe yarattı. Bu anlamda kuraklığa ve susuzluğa dair uyarılar ardı ardına gelirken aynı konu Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın son haritasında bir kez daha gözler önüne serildi. NASA’nın son görüntüsünde Van Gölü havzasının kuraklık noktasındaki görüntüsünü yorumlayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, havzadaki yağışların durumu net bir şekilde ortaya koyduğuna dikkat çekti.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye ve pek çok ülke için uydu üzerinden görüntüleme yapan NASA, 11 Ocak 2021 tarihinde yayımladığı görüntülerle Türkiye’nin yeraltı suları için kritik durumu gözler önüne sermişti. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün daha önce yayımlanan kuraklık haritalarına göre Türkiye’nin önemli bölümünün yağış almadığı, ‘olağanüstü, çok şiddetli ve şiddetli kuraklık’ yaşandığını gösteren haritalarda olduğu gibi NASA’nın yayımladığı haritada da şiddetli kuraklık tehlikesine işaret edildi. Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş ise Van Gölü Havzasının 2020 yılının şubat ayı ile 2021 yılının şubat ayı uydu görüntülerini inceledi. Görüntülere göre geçtiğimiz yıl yüzde 85-95 civarında kar yağışı görülürken, bu yıl ise yüzde 50-60 civarında kar görüldü.

“ESKİSİ KADAR KAR YAĞIŞI DÜŞMÜYOR”

Konuyla ilgili konuşan Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Akkuş, son yıllarda gerek ülkemizde, gerekse de dünya genelinde küresel iklim değişimiyle beraber mevsimlerin uzunluk seviyelerinin de değiştiğini belirtti. Doğu Anadolu Bölgesinde artık kış aylarının daha kısa yaşandığı ortaya çıkan bir gerçek olduğunu ifade eden Akkuş, “Eskisi kadar kar yağışı düşmüyor. Diğer taraftan kar olarak düşmesi gereken yağışlar da yağmur olarak düşüyor. Yağmur yağışı önemli ama kuraklık açısından esas önemli olan kar yağışıdır. Çünkü yağmur yağışları yüzey akışlarıyla beraber göle dökülürken, kar yağışları ise adeta su deposu görevi görüyor. Yaz aylarında gerek çiftçilerin gerekse de 15 bin insanın geçimini sağladığı inci kefalleri için çok büyük bir öneme haizdir. Yaz aylarında bir taraftan suya ihtiyaç duyan çiftçiler, diğer taraftan üremek için akarsulara göç eden ve suya ihtiyaç duyan balıklar karşımıza çıkıyor. Fakat özellikle son yıllarda kar yağışının azalması bu noktada kuraklık sorununu ortaya çıkarıyor” dedi.

“HAVZADA KAR, YOK DENECEK KADAR AZDIR”

Yaz aylarında akarsularda suyun olmasının kış aylarındaki kara bağlı olduğunu ifade eden Akkuş, “Kış aylarında özellikle yüksek kesimlere yağan karlar yavaş yavaş eriyerek akarsuları besliyor. Böylece bütün vadideki canlılara hayat kaynağı oluyor. Geçen yılın şubat ayı ile bu yılın şubat ayının görüntülerini incelediğimiz zaman havzanın yüzde 95’lik kısmı karla kaplıyken, bu yılın aynı ayında ise havzanın yüzde 50’ye yakın kısmı karla kaplıdır. Özellikle Enginsu Çayı’nın su toplama havzasında ciddi bir kuraklığın yaşanacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu.

“SALMA SULAMA YÖNTEMLERİNDEN VAZGEÇMEK GEREKİYOR”

Kuraklığın en çok etkisini buharlaşmanın yüksek olduğu yaz aylarında hissedileceğinin altını çizen Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun önünü geçmek için ne yapmalıyız? Özellikle bölgedeki ürün desenini değiştirmemiz lazım. Suya çok ihtiyaç duyan bitkilerin yerine alternatif ürünler ekmememiz lazım. Ülkemizin su tüketiminin yüzde 75’lik kısmı tarımsal sulamaya gidiyor. Tarımsal sulamada da vahşi sistem denilen salma sulama yöntemlerinden vazgeçmek gerekiyor. Suyu daha az kullanan yağmurlama ve damla sulama gibi sistemlere geçmek gerekiyor. Çünkü bu durum bize hızla yaklaşıyor, buna bir tedbir almamız ve bununla uyumlu bir şekilde yaşamaya alışmamız gerekiyor.”

Editör: TE Bilisim