İlçeye 30 kilometre mesafedeki dağlık alanda bulunan Yedisalkım İlkokuluna üç yıl önce atanan İstanbullu sınıf öğretmeni Nur Banu Koçer, öğrencileri için büyük fedakarlıklar yaparken vatandaşların da sıkıntılarıyla yakından ilgileniyor.

 

 

Görev yaptığı sürede okuldaki eksikleri gidererek öğrencilerine daha iyi bir eğitim ortamı sağlamak için titizlikle çalışan Nur öğretmen, geri dönüşüm malzemelerinden yaptığı oyuncaklarla çocukları sevindiriyor. 

Tek derslikli okulda 13 öğrencisine anne şefkatiyle yaklaşan ve köylünün sorunlarıyla da yakından ilgilenen öğretmenin bu çabası, köy halkı tarafından takdirle karşılanıyor. 

Çocukları için büyük fedakarlıklar yapan öğretmene sahip çıkan köy sakinleri, yabancılık çekmemesi için onu evlerinde ağırlıyor.

Nur öğretmeni misafir etmek için adeta birbirleriyle yarışan köylüler, en güzel yemekleri pişirip, ikramda bulunuyor.

 

 

- "Evlatlarıymışım gibi yaklaşıyorlar"

 

Nur Banu Koçer, AA muhabirine, daha önce hiç doğuya gelmediğini ama ilk görev yeri olan köyü bilerek ve isteyerek tercih ettiğini söyledi.

 

 

Tayini ilk çıktığında nasıl bir durumla karşılaşacağını bilemediği için gelmekle tereddüt ettiğini anlatan Koçer, "İlk gün uzun bir yolculuğun ardından geldiğim köyde vatandaşlar beni çok iyi ağırladı. Beni evlerinde konuk ettiler. Öğrencisi olan ve olmayan herkes bana çok destek oldu." dedi.

Köyde çocuğundan yaşlısına, erkeğinden kadınına kadar herkesi çok iyi tanıdığını ifade eden Koçer, köylülerin hiç bir zaman kendisini yalnız bırakmadığını aktardı.

 

 

 

Her gün vatandaşların kendisini evlerinde konuk ettiğini ve gittiği evlerde yemek ve çay yapıldığını belirten Koçer, "Bazen evlerine gitmediğim durumlarda bana kızıyorlar. Lojmanda kalmamı istemiyorlar. Ben de yabancılık yaşamadan her gün birinin evine misafir oluyorum. Her gittiğim yer benim evim gibi oluyor. Hepsi çok sıcak ve iyi davranıyor. Sanki evlatlarıymışım gibi yaklaşıyorlar." diye konuştu.

"Onlar böyle yaklaşınca ben de sadece öğretmen değil, onlara yeri geldiğinde abla, kardeş ve arkadaş oluyorum" diyen Koçer, köyün sorunlarına duyarsız kalmadığını aktardı.

Koçer, şunları söyledi:

"Geçenlerde bir ablamız düştü ve yaralandı. Eşi burada değildi. Ambulans çağırıp ona eşlik ederek hastaneye götürdüm. Bir gece yanında kaldım. Dediğim gibi pek çok konuda onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlar da bir evlat gibi beni bağırlarına bastılar. Belki burayı sevmemin, burada tek başıma yaşamamın sebebi budur. Her şey çocukların eğitimi için. Onlar için buradayım. Okulda sadece ders işlemiyorum, doğru ve dürüst bir insan nasıl olunur, bunu işliyorum."

 

 

- "Kızımız gibi çok seviyoruz"

Köy muhtarı Tahsin Erörz de köylerinin tek öğretmeni olan Koçer'in fedakarlıklarına değinerek, "Kendisini kızımız gibi çok seviyoruz. Burada herkesin kapısı ona açık. Herkes evine davet ediyor. O, köyümüzün geleceğidir. Bağrımıza bastık. Onun da herkesle diyaloğu çok iyi. Öğrencilerimizin geleceği için çok iyi işler yapıyor." dedi.

 

 

Köylülerden Sait Talaşlı da ilk geldiğinde yabancılık yaşayan öğretmenlerinin köy hayatına alışması için seferber olduklarını söyledi.

Öğretmenlerine sahip çıktıklarını anlatan Talaşlı, "Üç yıldır köyümüzde büyük fedakarlıklarla görev yapıyor. Bizim kızımız gibi oldu. Evimizde ağırlıyoruz. Onu asla yalnız bırakmıyoruz. Onu evimizde ağırlamaktan büyük gurur duyuyoruz. Burada her yer onun evi gibi." diye konuştu.

 

 

Mehmet Sıddık Çorak da "Biz ona evladımız gibi bakıyoruz, o da çocuklarımıza evladı gibi bakıyor. Biz onu çok seviyoruz." ifadelerini kullandı.  

 

Editör: TE Bilisim