ŞEHRİVAN ÖZEL: UĞURCAN DEMİR-ERDAL ERBAŞ

Organ Bağışı Haftası kapsamında Şehrivan TV ekranlarında Büşra Tapan Soğanda’nın sunduğu ‘Sağlık Olsun’ programına konuk olan Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Erişkin Yoğun Bakım Uzmanı Doktor Kübra Saraç Büküç ve Bölge Hastanesi Manevi Danışmanı ve Diyanet görevlisi Elif Bilen, organ bağışının sağlık ve dini boyutundaki merak edilenleri cevapladı. 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında ülkenin her tarafında olduğu gibi kentte de uzman kişiler konuyla ilgili görüşlerini paylaştı. Programda ülke gelinde 2020 yılında 1032 beyin ölümü gerçekleştiği ve 263 kişinin ise donör olmayı kabul ettiği bilgisi verilerken, Van’da da 75 beyin ölümünün gerçekleştiği ve 3 kişinin donör olduğu vurgusu yapıldı.

UZMANI DOKTOR BÜKÜÇ, ORGAN NAKLİ İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLERİ PAYLAŞTI

Organ ve doku naklinin ne olduğunu açıklayan Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Erişkin Yoğun Bakım Uzmanı Doktor Kübra Saraç Büküç, “Bir kişide tedavinin mümkün olmadığı bir durumunda gerçekleştiği geri dönüşüz organ yetmezliği geliştiğinde bu organın yerine canlıdan ya da vefat etmiş kişilerden alınan sağlam bir organın hastaya nakledilmesidir. Canlı kişilerden böbrek ve akciğer nakli gerçekleştiriyoruz. Ama kadavralardan organ olarak böbrek, akciğer, karaciğer, kalp ince bağırsak , pankreas gibi organların nakilleri gerçekleştirebiliyor. Doku olarak en sık kornea, kemik, kıkırdak, terus, yüz, cilt nakilleri gerçekleştirilebilen nakillerdir.” İfadelerini kullandı.

“VAN’DA 75 BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ”

Dünya ve Türkiye’de organ nakli derecesinden söz eden Doktor Büküç, şunları söyledi: “ Organ nakli ülkenizde çok geri işliyor. Ülkemizde canlı nakiller daha ön planda ama dünyada ise kadavradan naklileri daha fazla görüyoruz. Ülkemizde yavaş yavaş bilgilendirme yolu ile bilinçlendirmesi ile organ bağış oranımız artıyor. Türkiye’de organ nakil bekleyen nakil ihtiyacı olan son dönem hastalık safhasına artık geri dönüşümsüz organ yetmezliği oluşan yanlış 30 bin hastamız var. Bunalanın çoğunluğu böbrek yetmezliği nedeni ile sıra bekliyor. Bu rakam 22. 900 hasta böbrek yetmezliği ile şuan nakil bekliyor. Ülkemizde en çok böbrek yetmezliği nakli yapılıyor. En çok ihtiyaç duyulan organ yine böbrek. 2020-2021 yılları arasında 5 bin 973 kişi organ beklerken hayatını kaybetti. 2020 yılında 1032 beyin ölümü gerçekleşmiş ve sadece 263 kişi donör olmayı kabul etmiş. Van’da ise 75 beyin ölümü gerçekleşti bunların sadece 3 kişi donör oluyor.”

“VAN’DAKİ HASTANELERDE ORGAN BAĞIŞI YAPILIYOR”

Doğu Anadolu olarak Diyarbakır koordinasyon merkezine bağlı olduğumuzun altını çizen Büküç, “Kovit-19 nedeni ile son iki yıldır organ bağışı ve beyin ölümü tanısında biraz aksaklık yaşadık. Akli dengesi yerinde olan ve 18 yaşından itibaren olan her birey kendi hür idaresi olan herkes organ bağışından bulunabilirler. İlimizde bütün devlet hastanelerinde organ bağış yapılabilir. Kişi hayattayken kendisinin onayı yeterli. Yalnız vefat etmiş ise öncelik izin önce eşi, çocukları ve daha sonra anne baba dan alınır. Beyin geri dönüşsüz olarak fonksiyonlarını yitirmesidir.” Diye ekledi.

PROSEDÜR NASIL İŞLİYOR?

Genelde beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden organ nakli alınmadığını vurgulayan Büküç, devamında şunları kaydetti: “Dışarda gerçekleşen bir ölümü diğer organlar için değerlendirmesi zor, genelde ölü hastaneye gelene kadar diğer organlarda hasar görüyor. Bu nedenle hastanede beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden nakil yapıyoruz. Öncelikle vücudunuza diğer bir bireyin organını alıyorsunuz ve bunun vücudunuz ret etmesi veya sizin vücudunuza zarar vermemesi için uyguladığımız bir protokolümüz var. Bu tedavi prokolüne uymaları bunu aksatmamaları gerekiyor. Bunu ilk üç- altı ay önemli noktalardan biri. Organ bağışı yapan ve alan kişi belirli tetkilerden geçiyor. Uyum olduğu halde nakli gerçekleştiriyoruz. Organ nakli yapan kişi, organ nakli bekleyen kişilere sıra ile yapıyoruz. Bunu yaparken herhangi bir din dil ırk ayrımı yapmadan aciliyet sırasına göre yapıyoruz.”

ORGAN NAKLİNİN İSLAMİ VE DİNİ BOYUTLARI DA KONUŞULDU

Organ bağışın en büyük sadaka olarak düşülmesi gerektiğini belirten Van Bölge ve Araştırma Hastanesi Manevi Danışmanı ve Diyanet görevlisi Elif Bilen, “Kuran ve sünnet perspektifinden ele aldığımız zaman da bununla ilgili hadisler ve ayetler var. Bu konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 1980 yılında 396/ 13 sayılı bir kanun yayınlıyor. Öncelikle bir başka insandan organ almak son çare olmalı. Tıbbi kıdemelerin bir onayı olması gerekiyor. Yine işinin ehli olan Tıp doktorları, organ bağışı yapıldıktan sonra bir garanti vermeli. Organ ya ölüden ya da yaşayan birisinden alınacak. Yaşayan birisinden alındığında onun açısından her hangi bir risk taşımamalı. Eğer ölüden alınacaksa hayattayken bu duruma onay vermesi gerekiyor. Son olarak da bunu konuda organ verene ücret verilmemeli. Çünkü insana ait olan bir parça meta olarak kesinlikle kullanılamaz. Dinimiz açısından değerlendirilince insan çok değerlidir. O yüzden insanın kendisi veya vücudundan alınan parça meta olarak kesinlikle kullanılamaz.” Dedi.

“HERKES KENDİ RUHUNDAN SORUMLUDUR”

Organ bağısında insanlarda tereddütün olduğunu ifade eden Bilen, şunları anlattı: “Kişinin kendisi ve kişinin yakınları açısından düşünülünce bir başkasına ait bir organı başkasına vermek ne kadar doğru. Ancak bizlerde kıyamette dirildiğimizde kendi vücudumuzla bütünsel olarak dirileceğiz ve kişinin kendi organını bağışladığı insanın yaptığı günahlar bana da sorun yaşatır mı şeklinde düşünülmemesi gerekir. Yani herkes kendi ruhundan sorumludur. Kişi hayattayken organ bağışına karar vermişse hayır işlemiş olur. Çünkü bir başka insana hayat veriyor. Bu konuda da dini ve tıbbi otoritelerin düşünceleri de aynıdır. Din ve tıp açısından insan önemlidir. İnşallah bu bilinçle hareket ederiz.”

Editör: TE Bilisim