ŞEHRİVAN ÖZEL HABER: ORHAN SAĞLAM-NECMETTİN DURSUN

Son dönemlerde Orta Doğu’dan Türkiye’ye ve Avrupa’ya yapılan göçlerin en büyük geçiş güzergahlarından birisi olan Van’da tedbirlere rağmen göç hareketliliği sürüyor. İran üzerinden yasa dışı yollarla ülkeye girmeye çalışan göçmenlerin Van hattını kullanmaya devam ediyor. Kimilerinin başarılı olduğu, kimisinin de umut yolculuğunda hayatını kaybettiği süreç devam ederken Van trajik hikayelere şahitlik etmeye devam ediyor. Türkiye’nin en büyük mülteci mezarlığına dönen kentte göç hareketliliği geçmiş yıllara oranla azalsa da devam ediyor. Bu hareketlilikten dolayı yaşanan tüm olumsuzlukların da Van ile lanse edildiği bir süreç yaşanırken devam ederken, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin konuyla ilgili önemli bir uyarıda bulundu. Parin, göç realitesinin olduğunu fakat göç ile ilgili tüm olumsuzlukların Van üzerinden yansıtılmaması gerektiğini söyledi. Parin, bunun için de oluşturulacak bir platform ile bu farklı algılamaların önüne geçilebileceğini vurguladı.

PARİN, VAN’IN GÖÇ MESELESİNİ ŞEHRİVAN ARACILIĞI İLE DEĞERLENDİRDİ

Van son yıllarda Afganistan’dan, Pakistan’dan, Bangladeş’den, Suriye’den Avrupa’ya gitmek için yolculuklarına başlayan mültecilerin en önemli geçiş noktası haline geldi. Göçmenlere İran’dan katılanlar Türkiye-İran sınırındaki dağları aşarak Türkiye’ye geçerken, umut yolculuğuna ölümler de eşlik ediyor. Can kayıpları özellikle kışın dağlarda yaşanırken, ardından yollarda trafik kazaları ya da Van Gölü'nde teknelerde ölüm onları bekliyor. Ekonomik zorlukların gölgesinde verilen yaşam mücadeleleri devam ederken bu yolculuktaki her olumsuzluk da Van ile birlikte anılıyor. Bu olumsuzluklar uzun vadede kentin imajına da yansırken Şehrivan’a konuşan Parin, hem bu olumsuzlukları hem de göçmen meselesini kapsamlı bir şekilde ele aldı. Herkesin göçmen konusunda Van üzerinde farklı bir algı oluşturduğuna dikkat çeken Parin, bunun önüne geçebilmek anlamında ise göçmenler konusuyla ilgilenen birim ya da platformların ortak bir çerçevede bilgi üretmesi gerektiğini söyledi.

PARİN: OLUMSUZLUKLAR VAN FOTOĞRAFI ÜZERİNDEN VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Göçmenlerin durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Parin, “2011 yılında Suriye’de patlak veren iç savaş nedeniyle başta ülkemiz olmak üzere yakın coğrafyayı etkileyen bir uluslararası göç var. Bu göç öncesi Van neredeyse yabancı uluslararası göç anlamında da geçiş noktası olarak sürekli gündemde olan bir şehirdi. Fakat son yıllarda artan Suriye göçü ise bu algıyı geride bıraktı. Herkes bu anlamda Suriye göçüyle ilgilenmeye başladı. Ancak Van, İran, Irak ve Afganistan’dan ülkeye giriş yapan göçlerin merkezi konumundadır. Bu da bir göç hadisesi veya olumsuzluk yaşandığında hemen Van fotoğrafı üzerinden olaylar verilmeye çalışılıyor.” Dedi.

GÖÇ YOLUNDAKİ İNSANLARIN ÇOK AZI VAN’DA KALIYOR

Van’ın sadece bir geçiş noktası olduğunu vurgulayan Parin, şöyle devam etti: “Van üzerinden ülkeye giriş yapan göçlerin çok azı burada kalıyor. Büyük bir kısmı ise kent üzerinden başka yerlere gidiyor. Bu anlamda da konu göçmen olduğu zaman şehir olumsuzluklarla gündemde gelmeye başlıyor. Öte yandan göçmenler ilgili acı hadiselerde yaşanıyor. Bununla ilgili de YYÜ’de Göç Araştırmaları Merkezi, İl Göç İdaresi ve göçmenlerle ilgilenen Sivil Toplum Örgütleri var. Bunlara bağlı olarak da Valilik bünyesinde de oluşturulan komisyonlar var. Yani bu konuyla ilgilenen kurumlar ve birimler bir araya gelerek göçmen geçişler, veriler ve yaşanan acı hadiseler üzerinden periyodik aralıklarla incelenmesi gerekiyor. Bununla ilgilide raporların oluşturulması lazım.”

“GÖÇLE İLGİLİ OLUMSUZLUKLARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”

Göçmelerle ilgili Van’da herkesin farklı bir algı oluşturmaya çalıştığını belirten Prof. Dr. Parin, “Kente araştırmacı ve gazeteciler geliyor. Bundan dolayı herkes bu konuyu farklı ele alıp farklı okuyor. Bunun önüne geçebilmek anlamında söz konusu birim ya da platformların ortak bir çerçevede konuyla ilgili bilgi üretmelerinin çok anlamlı olacağını düşünüyorum. Çünkü bu olumsuzlukların önüne geçmek adına bu adımların atılması çok gereklidir. En azından bu düşüncelerin giderebilmesi ve doğru bilginin de elde edilmesi çok daha önemlidir. Yine göçmenlerin sosyoekonomik durumlarını da yorumlayacak olursak, burada kalan göçmenlerin büyük bir kısmının düşük bir profille geldiğini görüyoruz. Orta ya da üst sosyo-ekonomiye sahip olanlar daha çok batıdaki şehirlere gidiyor. Ancak buraya gelip tutunmaya çalışan ve burada yaşamaya devam eden insanların durumları çok düşük.”

“ACI HADİSELERİN TAMAMI VAN’A MAL EDİLİYOR”

Göçmen olaylarının kentteki insanlar üzerindeki etkilerini anlatan Parin, “Özellikle son yıllarda sürekli uluslararası göçmen konularıyla gündeme gelmek kent için olumlu değil. Fakat jeopolitik konumu itibarıyla bulunduğu yer, göçmenlerin kaçak yollarla giriş yaptığı bir yerdir. Bunu engellemek elbette önemlidir ama engellenemediğinde de yabancı göçünün şehrin kimliğine en az zarar verebilecek şekilde önlemlerin alınması gerekiyor. Bu konuda da sosyal medyada sürekli gündem olan göçmenler konusu Van gündemini çok fazla meşgul ediyor. Hatırlatmak gerekirse; geçen aylarda gündem olan ‘bir göçmen annenin soğuktan üşüyen çocuklarına kendi çoraplarını vermesi’ olayının oysaki gerçekleşen durumunun Van’da olmadığı öğrenildi. Ancak sınır bölgesi olduğu için bu tür durumlar Van’a mal ediliyor. Bu imajların ortadan kaldırılması için platformların kurulması lazım.” Diye ekledi.

Editör: TE Bilisim