Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Özdal Üçer’den Bakan Nabi Avcı’ya soru önergesi. Van'da ilköğretim okullarında çalışan 304 taşeron işçinin işten çıkarılmasını ve diğer işten çıkarılan İş-Kur işçilerin durumunu Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya soran Üçer, “Demokratik hak ekseni çerçevesinde Ankara’ya yürümek isteyen işçilere polis, biber gazı, TOMA, plastik mermi ve coplar ile müdahale etmiştir. Böyle bir gayrı-hukuki ve gayrı-insani müdahalenin, siyasal iktidarın icazeti, talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir.” Dedi.

HDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Van’da son dönemlerde işten çıkarılan işçilerin sorununu meclise taşıdı. Üçer, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde, işçilerin işten çıkarılmasıyla hem taşeron işçilerin yaşamsal açıdan ciddi şekilde mağdur edildiğini hem de okulların birer pislik yuvasına dönmesine sebep olunduğunu belirtti.

‘DEVLET OKULLARI HİJYEN AÇISINDAN KORKULACAK DURUMA GELDİ’

Üçer verdiği soru önergesinde şu ifadelere yer verdi: “2014-2015 Eğitim-Öğretim yılı başlarken, AKP’nin yürütmüş olduğu eğitim politikası, sosyal devlet ilkesini aşındıracak şekilde özel sektörün eğitimde birincil rol oynadığı bir konuma gelmiş durumdadır. İktidarın yürütmüş olduğu bu politika ile devlet okulları birer eğitim yuvası olmaktan çıkarılmıştır. Yüz binlerce eğitim emekçisi öğretmen, yaratılan fiziksel yetersizliklerle baş başa bırakılmış, öğrenciler eğitimde fırsat eşitliğinden mahrum bırakılmıştır. Devlet okulları odaklı eğitim sisteminin işlevselliğini kaybetmesi için devreye sokulan uygulamalar, iktidarın ustalık dönemi olarak adlandırdığı bu dönemde iyice hız kazanmış, devlet okulları (bilinçli olarak) sağlık ve hijyen açısından korkulacak mekanlara dönüştürülmüştür.”

‘OKULLAR KADERLERİYLE BAŞBAŞA BIRAKILDI’

Bu duruma örnekler vererek sözlerine devam eden Üçer, “En belirgin örneklerinden biri de Van ilinde yaşanmaktadır. Eğitim-Öğretim yılı başında, ildeki okulların fiziksel açıdan hizmet sunmaya tamamen hazır olması gerekmekteyken, bu mekânlar kalıcı hastalıklara davetiye çıkaracak şekilde temizlik ve bakımdan yoksun halde, kaderleri ile baş başa bırakılmıştır. Van İlinde devlet okullarını deyim yerindeyse pislik götürmekte, birçok okulun dersliği moloz ve çöp artığı ile dolup taşmakta. Öğrencilerin sağlıklı mekânlarda eğitim-öğretim faaliyetine katılması zorunluluğu hiçe sayılmaktadır. Bunun yanında (belki de en önemli yaşamsal işleve sahip olan) tuvaletlerin durumu ise tam bir felakettir. Bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkaran tuvaletler, birçok öğrencinin hayatını tehlikeye sokacak derecede hijyen koşullarından mahrum bir vaziyettedir.” Dedi.

‘İŞTEN ÇIKARILMALAR İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR’

Okullarda çalışan ve bu yıl işlerine son verilen taşeron işçilerin de durumuna değinen Üçer, “Van'da MEB’e bağlı ilköğretim okullarında çalışan 304 taşeron işçi işten çıkarılmıştır. Okullarda, yukarıda ifade edilen (temizlik-bakım-onarım gibi) işleri yapan taşeron işçilerin; çok ağır şartlarda çalıştırılmaları yetmiyormuş gibi (en büyük sıkıntılarından biri olan aldıkları düşük maaşın arttırılması gerekirken) işten çıkarılmaları insan haklarına aykırılık teşkil etmektedir. Oysa bu insanlar (yaptıkları işin niteliği açısından) sistemin yapı taşını oluşturmaktadır. Van’daki devlet okullarında, her bir okul için en az 4-5 çalışanın söz konusu hizmetin ifası açısından görevlendirilmesi gerekirken, İktidar tarafından var olan 304 taşeron işçi bile işten çıkarılmıştır. Bu uygulama nedeniyle hem taşeron işçiler yaşamsal açıdan ciddi ekilde mağdur edilmiş hem de okulların birer pislik yuvasına dönmesine sebep olunmuştur.” Dedi.

‘VAATLER YERİNE GETİRİLMEDİ’

İŞ-KUR işçilerinin de durumuna değinen Üçer, “Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de meydana gelen 7.2 ile 5.6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından İş-kur, Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında 7 bin 286 kişiyi, Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli resmi kurumlarda görevlendirmiştir. 3 yıldan fazla bir süredir yılda 9 ay çalışıp, 3 ay boş kalan işçiler, son olarak 14 Haziran 2014 tarihinde işten çıkarılmıştır. Ancak son işten çıkarma olayı (önceki yıllardaki gibi) 3 aylık dönemi kapsamamaktadır. İşçilere verilen bilgi, bir daha çalıştırılmayacakları yönündedir. Bunun üzerine 7 bin 286 işçi dönüşümlü olarak Van şehir merkezinde bulunan Feqiye Teyran Parkı’nda oturma eylemi yaparak, seslerini duyurmaya çalışmıştır. İşçiler, istihdamlarının kalıcı hale gelmesi için onlarca kez başta dönemin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan olmak üzere, Çalışma Bakanı ve birçok devlet yetkilisi ile görüşmüş, bu görüşmeler esnasında kendilerine her defasında, ‘İstihdamlarının kalıcı olması yönünde ne gerekiyorsa yapılacağı, bir takım çalışmaların başlatıldığı’ yönünde vaatlerde bulunulmuş, ancak hiçbirisi gerçekleşmemiştir.” Dedi.

‘İŞÇİLERE MÜDAHALE İKTİDAR ELİYLE YAPILDI’

Önceki gün Van merkezde seslerini duyurmak için Ankara’ya yürümek isteyen İş-Kur işçilerine yapılan sert müdahaleyi de değerlendiren Üçer, “Demokratik hak ekseni çerçevesinde Ankara’ya yürümek isteyen işçilere polis, biber gazı, TOMA, plastik mermi ve coplar ile müdahale etmiştir. İlk belirlemelere göre 22 kişinin gözaltına alındığı bu sert müdahalede 4 kişi de yaralanmıştır. Böyle bir gayrı-hukuki ve gayrı-insani müdahalenin, siyasal iktidarın icazeti, talimatı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. İktidar, emekçileri oyalayabildiği kadar oyalamış, sonrasında ise onlara polis şiddetini layık görmüştür. Aldıkları çok düşük ücrete rağmen çalıştıkları birimlerin en ağır işlerini gören bu işçilere reva görülen uygulama, çağdaş hukuk devletinde asla karşılaşılmayacak bir durum arz etmektedir.
Bütün bu yaşananlar, Van’daki devlet okullarının içler acısı durumu ile iç içe geçmiş bir sorunlar yumağıdır. Okullarda yukarıda ifade edilen söz konusu işleri ifa etmekle görevli çalışanlar işten çıkarılmış; bu nedenle okulların temizliği, bakımı ve onarımı yapılamaz hale gelmiştir.” Dedi.

‘İŞÇİLER TEKRAR İŞE ALINMALI’

İşçilerin bir an önce yeniden işe alınması gerektiğini söyleyen Üçer, “İşçilerin işe alınması hem artık ailesini geçindiremeyen ve yaşamsal ihtiyaçlarını bile karşılayamayan emekçilerin mağduriyetin giderilmesini sağlayacak hem de okulların daha temiz ve daha sağlıklı birer mekâna dönüşmesine hizmet edecektir. Ancak işçilerin yeniden istihdamı kesinlikle kalıcı nitelikte olmalıdır. Aksi halde sorunlar derinleşecek ve toplumsal barış ciddi şekilde yara alacaktır.” Dedi.

‘İŞÇİLERE MÜDAHALENİN SORUMLUSU KİM?’

Milletvekili Özdal Üçer yaptığı açıklamanın sonunda ise Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın cevaplamasını istediği soruları şöyle sıraladı: “Van’daki devlet okullarının (temizlik ve bakım konusundaki) vahim durumu nedeniyle öğrencilerin karşı karşıya kalacağı ciddi sağlık sorunlarının sorumlusu kim olacaktır?. Van İlinde devlet okullarında söz konusu hizmet için toplam kaç çalışan görev yapmaktadır? Bu sayı her bir ilçede ne kadardır ve okul başına düşen çalışan sayısı nedir? Bu sayıyı yeterli bulmakta mısınız?. Bu çalışanların ne kadarı devlet memuru statüsündedir? Halihazırda başka bir hizmet akdi ile söz konusu işlerin ifası için kimse çalıştırılmakta mıdır? Varsa; bu kişilerin sayısı ne kadardır ve hangi ilçede görev yapmaktadır?. İşten çıkarılma olayında; bu kişilerin ailelerinin geçimini sağlamaktan mahrum bırakılmalarının yaratacağı vahamet ve bu nedenle oluşacak toplumsal zararlar neden dikkate alınmamıştır?. İşçilerin ifade ettiği üzere; hükümet yetkilileri tarafından verilen kalıcı istihdam sözü neden tutulmamıştır?. Hem işten çıkarılan işçilerin mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması hem de okullardaki temizlik-bakım sorununun sona erdirilmesi için; bu işçilerin yeniden işe alınması gerçekleşecek midir? Sorunun giderilmesi için girişimde bulunmayı düşünmekte misiniz?. Emniyet güçlerinin işçilere karşı uygulamış olduğu (insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan) çok sert müdahale hakkında ne düşünmektesiniz? Konu ile ilgili gerekli soruşturmalar açılarak, söz konusu gayrı-hukuki müdahaleden sorumlu olan kişilerin tespiti ve hak ettikleri cezayı almaları sağlanacak mıdır?”


(ŞEHRİVAN)

Editör: TE Bilisim