Size yazılmış yerel bir köşe yazısının ne kadar hükmü vardır bilemem.

 

Ama yıllardır bu ülkeyi yönetmenin verdiği ağırlığın ve zorluğun büyük bir bölümünün omuzlarınıza yüklenmiş olduğunu gördüğümden hasbelkader gözünüz ilişir diye birikmişlikler içinden bir şeyler yazmak istedim.

 

Çokça takdir edildiniz ve doğal olarak çokça da eleştirildiniz. Kolay değil biliyoruz, depderin yapılar içerisinden, ülkeyi bir aşağı ve bir yukarı çeken tarihsel gizli güç merkezleri arasından sıyrılıp, Rahmetli Adnan Menderes’le aynı kadere razı olmadan, Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmek hiçte kolay değilken, siz zoru başardınız ve önemli bir eşiği aştınız.

 

Çok büyük zorluklarla karşılaştığınızda oldu, ülkedeki her yöneticiden daha büyük bir sorumlulukla sizin dışınızda gelişen olayların sorumluluğunu reddetmeyerek, boğazınızın düğümlendiği ve göğsünüzün daraldığı dönemler muhakkak olmuştur.

 

Aynı şekilde büyük mutluluklar ve toplumsal dönüşümün gelişimi ekseninde göğsünüzün kabardığı mutluluğunuzun ve heyecanınızın taştığı zamanlarda yaşadınız. Tüm bunları yaşarken sadece iyi bir hatibin değil aynı zamanda büyük bir liderin sahip olduğu bir tutumla meydanlarda seslendiğiniz kalabalıkları tam yüreklerinden yakalayıp aynı idealde buluşmayı başarabildiniz.

 

Soğuk savaş kalıntılarıyla uğurladığımız 20. Yüzyıl paradigmasının ardından, küresel bir düzen içinde harmanlanan 21. Yüzyıl dünyasının en önemli dünya liderlerinden birisi olmayı başardınız. Özellikle Ortadoğu’da ve dünyada Müslümanların ve mazlumların yoğun olduğu her yerde size gönderilen selamlar üzerimizde birikti kaldı.

 

Dokunulmazlıkları bir kült olarak zihinlerde tabulaşmış içsel olgulara ve eleştirilemez kabul edilen uluslararası kişiliklere sert bir tonda dokundunuz ve yüksek sesle eleştirdiniz.

 

Yollarla, barajlarla, köprülerle ve yeni projelerle “Gidemediğin Yer Senin Değildir”  sözünün sahibi tarihsel mevkidaşınız Halil Rıfat Paşanın bu sözünü günümüzde anlamına yakışır bir hale getirdiniz.

 

Sosyal devleti etkin bir hale getirerek “Cumhuriyet Kimsesizlerin Kimsesidir” diyen Mustafa Kemal’in başlattığı çabanın günümüze uygunve ülkemize yakışır bir hale gelmesine vesile oldunuz.

 

Biliyoruz ki yapılan hemen hemen her projenin ve kalkınma sürecinin çevreye ve doğaya az ya da çok bir etkisi oluyor. Türkiye’nin ihtiyacı olan projeler hayata geçtikçe istenmese de ağaçlar kesilebiliyor, sular daha az akabiliyor.

 

İşte tam bu noktada yaptığınız projelere değil ama özünde doğada meydana gelen değişimlere yapılan itirazlarla aslında toplumda büyük bir çevre bilincinin aşılanmasına da vesile oldunuz. Sonu kabul edilemez bir Vandalizm ve gereksiz güç kullanımına varan suiistimaller yaşansa da bir ülkede çevre bilinci ve ahlakının oluşması ve yeni doğal alanların oluşturulabilmesi için en önemli şart toplumsal bilinçtir. Şu an için bir kesim tarafından öyle değerlendirilmese de aslında isteyerek veya istemeyerek çevre adına büyük bir zihinsel değişime de imza attınız.

 

Çözüm süreci adı altında takip ettiğimiz gelişmelerle,zinhar olmaz denileni de yaptınız. Dün imkânsız denilen diyalog kanallarının bugün açık olmasında zamana duyulan ihtiyaç ve toplumu hazırlama evresinde ki süreci başarıyla yönetebildiniz. Her türlü eşitsizliğin giderilmesinde ve hakkın sahibini bulmasında adalete dayanan ve sabırla gerçekleşmesi gereken bir demokratik ilerleyişin olması gerektiğine inananlardanım. Öylesine ilginçtir ki, sizden zamanın olgunluğuyla bağdaşmayan aşırı ve zamansız taleplerle elinizde sihirli bir değnek varmışçasına metafizik bir beklenti içerisine girildi.Bu da aslında sizden olan beklentinin büyüklüğünü ölçmek adına önemli bir ölçüttür.

 

Sizi zaman zaman konu bazında eleştirdiğimizde oldu, ancak dönüp resmin bütününe bakınca eleştiriler lokal ve hatta görünmez kalıyor.

 

Van’a gelince;

 

Depremlerde yapılan her şeye peşinen bir teşekkür etmek isterim. Ancak en önemlisi depremin ilk günü hasarlı havaalanını açtırarak yanımızda oluşunuzdu. Bu kararınızla hem bize moral verdiniz hem devletin gece nöbetine geçmesine mani oldunuz ve millete önemli bir mesaj verdiniz.

 

Bugün ortada daha modern daha dinamik bir Van var. Nüfus artışı neticesinde ortaya çıkan kentsel sorunlar artık geçici değil kalıcı çözümlere ihtiyaç duyuyor. Van’da yerelde ki siyasetin toplumun önüne geçmesine ve öncü güç olarak hizmet siyasetine ve iyi yönetime odaklanmasına ihtiyaç duyuyoruz. AK Parti’nin ilk günlerinde yıllarca Doç. Dr. Hüseyin Çelik’le Bakanlık koltuğuyla temsil edilen Van’ın yeniden Büyükşehir olarak bir Bakanla temsil edilmesinin siyaseten çok gerekli ve ivedi bir ihtiyaç olarak göründüğünü belirtmek isterim. 

 

Önümüzde yerel seçimler var  ve vizyon sahibi, karizmatik adaylarla geçmesini ümit ediğimiz yerel bir demokrasi yarışını arzuluyoruz. Takım tutar gibi siyasi partilerin desteklendiği değil, büyükşehrin ne demek olduğunun farkında olan kadrolar ve vizyoner adaylarla projelerin yarıştığı, gelecek vizyonlarının olgunlaştırıldığı bir yerel seçim yarışına göre karar vermeyi bu toplumun artık fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum.

 

Son zamanlarda gözüme ilişen bir durumuda paylaşmak isterim. Özellikle depremlerden ve çözüm sürecinden önce ‘Billboardlar ’da sizin ve partinizin resimlerinin tamamı olmasa da önemli bir kısmının tahrip edilmiş olduğunu görüyordum, ama özellikle bayram mesajınızın ve gelişinizi duyuran spotların bu yazı yazıldığı vakte kadar aynı şekilde duruyor olması aslında çok önemli bir gelişmedir.

 

Ayrıca ötesi Saray olan ve daha sonrası Türkiye’yi İran’a bağlayan Özalp’e bir ziyaretiniz olacak. 33 Kurşun vakasının kederi ‘Muğlalı’ isminin kışladan kaldırılması ile önemli ölçüde azalmış olsa dahi o gün babasını kaybeden kundaktaki bir bebek bugün 70 yaşına geldi. Bu ziyaretinizde gönül ister ki bu zalimane katliamın mağdurlarının çocukları ve akrabalarıyla bir araya gelip gönüllerine bir dokunabilseniz. 

 

Son olarak şu an az sayıda kalan konteyner kentlerde çaresizliklerini haykırarak yaşam mücadelesi veren hemşerilerimiz var. Cuma namazlarında Suriyeli vatandaşlar ve diğer ihtiyaç sahipleri için yardım topladığımız bir ülkede, az sayıda kalan ve en büyük dayanaklarıolan çaresizliklerini haykıran bu vatandaşlarımıza devlet-millet ortaklığıyla yardım elinin uzatılmasının öncüsü olunuz, bu soruna son noktayı koyunuz.

 

Hizmeti ibadet ahlakıyla gerçekleştiren, kültürün ve eğitimin beraberce yükseldiği, insanı ve demokrasiyi merkezine alan, siyaset orucunu sonlandıracakkendi gençliğinizdeki gibi yeni nesil bir kitlesel siyasi uyanışa vesile olmanızı umut ediyor, Yüce Allah’tan size sağlık ve esenlikler diliyorum.

 

Saygılarımla