ŞEHRİVAN HABER-ÖMER FARUK TOKTAŞ- 2020’nin başlangıcından bu yana gerek ülke gerek kent olarak yoğun bir gündem trafiği devam ederken Van Ticaret ve Sanayi Odası da gündemdeki olayları sıcağı sıcağına takip eden kuruluşlardan biri oldu. Elazığ’da yaşanan deprem felaketinden bu yana Bahçesaray’da meydana gelen çığ felaketi, korona virüsü vakaları ve Başkale depremi ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi basın ile bir araya geldiği toplantıda yaşanan olaylar karşısında sunmuş oldukları destekler hakkında bilgiler verdi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva felaketler karşısında gerçekleştirdikleri çalışmaların yanı sıra oda olarak yürütmüş oldukları mevcut projeler hakkında da bilgiler verdi. Kapıköy sınır kapısının kapatılması konusunda benimsemiş oldukları duruşla birçok tepki alan Takva oda olarak misyonlarının kentin ekonomik refahını düşünmek olduğunu belirterek sınır kapısının kapatılması konusunda görüşlerinin değişmeyeceğini ifade etti. Başkale depremi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Takva yaşanan can kayıplarındaki en büyük etkenin bölgedeki evlerin yapısından kaynaklandığını belirterek mimarlar ve mühendisler odası gibi kurumlara eleştiride bulundu. 

TAKVA: SON DÖNEMDE YAŞANAN TAHRİBATLAR DERİN YARALAR AÇMIŞTIR
 
1 aydır Van’ın ciddi sınavlar verdiğini ifade eden Van TSO Başkanı Necdet Takva şunları söyledi: “Birinci ve ikinci çığ felaketi ile başlayan, düzensiz göçmelerin hayatını kaybetmesi ile devam eden,  ardından İran’ın Hoy kentinde meydana gelen depremin ilimizi etkilemesi sonrasında hayatını kaybeden Başkaleli hemşerilerimiz başta olmak üzere, şehrimizde  ciddi bir sınav süreci yaşıyoruz. Ayrıca İran’da virüsün ortaya çıkmasıyla birlikte şehrimizde ortaya çıkan panik havası bir tahribata neden olmuştur ve ne yazık ki bu devam ediyor.”


 
“ŞEHRİMİZE YABANCILAŞTIK”
 
“Şehir olmak şehirli olmak bir anda olan bir şey değil” diyen Başkan Takva, “Bunun için uzun süreçler gerekiyor. Bunu başarabilme konusunda da çok mahir bir toplum değiliz ne yazık ki. Şehrimiz çok fazla göç aldı. Öyle zamanlar oldu şehrimize yabancılaştık. 2008-2010 yıllarında 700-800 bin olan nüfusumuz, şu anda 1 milyon 150 bine çıktı. Bu sadece nüfus arttı anlamına gelmiyor. Bunun yanı sıra Van çok göçte verdi. Birçok hemşerimiz şehri terk etti. Farklı şehirlere insanlarımız gitti ve onun yerine başkaları geldi. Van bu süreçte her anlamda kaybetti. Hem sermaye hem de beyin göçü verdi. Bunun yerine daha az sermayeli ve niteliksiz insanları misafir etmeye başladık. Bu bir şehrin başına gelebilecek en büyük felaketlerden bir tanesidir. Nitelikli göç verip, niteliksiz göç almak bir şehrin yok olması anlamına gelir. Van’da bunu derinden yaşayan bir şehirdir. Bu bizim en büyük dezavantajımız oldu. 2011 yılından bu yana yalpalıyoruz. Nasıl bir dengede duracağız ve ne yapacağız bunu henüz bilmiyoruz. 10 yıldır böyle bir süreç yaşıyoruz.” Dedi.
 
KAR BAZEN KARADIR!
 
Bu yıl zorlu bir kış yaşandığını aktaran Takva, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çığ, deprem ve virüs derken, Van hiç beklemediği bir süreci yaşamaya başladı. Van-Bahçesaray Karayolunda meydana gelen çığda biri kepçe operatörü olmak üzere 15 vatandaşımız çığ altında kaldı. 7 vatandaşımız kurtarılırken, 7 vatandaşımızda hayatını kaybetti. (4 Şubat 2020) 1 kişinin çığ altında kaldığı bölgede arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği sırada ikinci bir çığ meydana gelmiş ve 33 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 84 vatandaşımız ise yaralanarak kentteki hastanelerde tedavi altına alındı.  (5 Şubat 2020) 2 günde yaşanan çığ felaketi sonucunda 41 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 91 vatandaşımızda yaralanmıştır. Çığ altında kalan bir vatandaşımız ise, çığ felaketi ve olumsuz hava şartları nedeniyle henüz çıkarılamamış. Bu büyük bir dramdır! Ben orada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.”
 
DÜZENSİZ GÖÇ CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
 
Ülkeye yasa dışı yollarla girerekken donarak can veren göçmenlerle ilgili de bilgiler veren Takva, “Bahçesaray’dan sonra 13 göçmenin hayatını kaybettiği bir olay yaşadık. Aralarında bebeklerinde olduğu aileler donarak hayatını kaybetti. Bu haberler her zaman ıskalanıyor ama sizin yaşadığınız şehirde böyle bir dram olduğu zaman üzülüyor ve hüzünleniyorsunuz. Tüm bu karmaşa içerisinde bizde Van TSO olarak bulunduğumuz konum gereğini, doğasını yerine getirmek için bir pozisyon belirlemeye çalışıyoruz.” İfadelerini kullandı.
 
VAN TSO’DA BİR MESLEK ODASIDIR
 
Van TSO’nun görevleri hakkında bilgiler veren Başkan Takva, şöyle konuştu: “Van Ticaret ve Sanayi Odası bir dernek gibidir. Yasayla kurulmuş, özel mevzuatça belirlenmiş görevleri olan, bir meslek odasıdır. Türkiye’de tüccar ve sanayicinin aşağı-yukarı Odalar Birliği bünyesinde örgütlediği 365 oda/borsa var. Bunun yanı sıra binlerce esnaf odası var. Onlarda aynıdır. Mimarlar, eczacılar, inşaatçılar gibi çok sayıda örgütlü oda var. Yarı kamu, yarı sivil yapılardır bu kuruluşlar. Her mesleğin Türkiye’de örgütlendiği ve şemsiyesinin altına girdiği meslek odaları var. Bizde böyle bir kuruluşuz. Bakkallar Odası neyse Van TSO’da odur. Bakkalın tanımı farklıdır, tüccar ve sanayicinin tanımı farklıdır. Ancak diğer odalar neyse bizde aynıyız.
 
GÖREVİMİZ; HAK VE MENFAATLERİ KORUMAKTIR
 
Van’da 19 tane meslek odası var. Bizde bunlardan bir tanesiyiz. Peki, biz ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız? Bizim görevimiz şudur; etki alanımızda bulunan yerlerde ticareti ve sanayiyi geliştirmek, yatırım ortamını iyileştirmek ve istihdam sağlamak için çalışan bir meslek odasıyız. Görevimiz budur. Şehrimizi zenginleştirmenin derdindeyiz. Bunu yaparken de bazı zorluklar ile karşılaşıyoruz. Şehrimizi kötüleyerek yatırımcı davet edebilir miyiz? İnsanlara buraya gelmeyin her şey çok kötü diyemeyiz. Biz şehrimizi çok iyi tanımlamalıyız, eksikleri tamamlamalıyız. İnsanları buraya yatırım yapamaya davet etmeliyiz. Bunu yaparken de insanın inancına, şekline, şemaline bakamayız. Görevimiz gereği, üyelerimiz onların hak ve menfaatini korumamızı bekler ve bunu söyler. Bizden bunun dışında başka bir şey beklenmelidir? Bizim yapacağımız budur.”
 
KORONAVİRÜS MESELESİ
 
Kentteki Koronavirüs meselesini de değerlendiren Takva, “Şimdi bildiğiniz gibi bir virüs meselesi var. Dün arkadaşlarım bana istatistiki veriler verdiler. Google’de ‘Van’da Koronavirüs’ yazıyorsun 0,53 saniyede 13 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. “Van Gölü” yazıyorsun 0,79 saniyede 9 milyon 710 bin sonuç çıkıyor. Bu rakamlardan sonra ne diyelim. Milyon senedir Van Gölü var, virüs meselesi 10 gündür var. Varın bunu siz değerlendirin. Virüs yoktur ya da vardır demiyorum. Ama şehrimizde korku yaratmaya gerek var mı? İnsan kendi şehrine bunu yapar mı? Rakamlar ortada işte. İtalya’da virüs yok mu ve bu adamlar buraya gelmiyor mu? Almanya’dan, Amerika’dan insanlar buraya gelmiyor mu? Buradaki kapıları kapattık, sorunu çözmüş mü olduk? Böyle bir şey yok. Van fakir bir şehirdir. Bunu her ortamda söylüyorum. Bunu bir kere kabul etmeliyiz. Ben zengin biriyim diyen adam işçilerine şu anda maaş ödeyemiyor. Keşke 10 tane güçlü zenginimiz, holdingimiz olsaydı. Bundan kötülük, bela gelmez.” Şeklinde konuştu.
 
TAKVA: BİZİM YAPTIĞIMIZ DOĞAL VE OLAĞANDIR
 
Takva, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İtalya’da virüs ortaya çıktığında, İran’da henüz yoktu. Bir düşünün! Avrupa Birliği’ne üye olan İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinin nasıl bir politika izlediğini. Sınırlarını kapattılar mı? Ne oldu. Komşularının çoğu Avrupa ülkeleridir. Onlar ne yaptılar? Sınır kapılarını kapattılar mı? Peki, biz Çin’in komşusu olsaydık ne yapacaktık? Bunları şunun için söylüyorum. Ticaret ve Sanayi Odası kalkıp salgın tehlikesi var, kapıları kapatalım, ticaret dursun derse haber konusu olur. O zaman kalkıp siz bunu nasıl söylersiniz diye sorarlar. “Ama çözüm kapıları kapatmak değildir, virüsün girişini engelleyecek tedbirler alınmalı” demek, Ticaret ve Sanayi Odasının fıtratına uygundur. Okuma budur. Bir tane sağlıkçı çıkıp kapıları fiziksel girişlere kapatmalıyız diyebilir. Adam da görevinin gereğini yapıyordur. Biz kapatın dersek bunu nasıl açıklarız. Bizim yaptığımız açıklama çok doğal ve olağandır. Bize bunun üzerinden saldırı yapanlar anormaldir. Biz bu açıklamayı yaptığımız için yediğimiz küfrün haddi hesabı yok. Olayı sadece İran’dan gelen turistlerle değerlendirmeyin. Bütün Avrupa şu an Van’a gelişi riskli görüyor. İç turizmde ciddi iptaller var. Biz şehri tevatürle öyle bir hale getirdik ki, o kadar abarttık ki, Van’da Koronavirüs Van Gölü aramalarının üstüne çıkmış.”
 
“HER ŞEYİ BİLİRLER AMA BİR RAPORLARI YOKTUR”
 
Başkale’de yaşanan depremler sonrası hayatını kaybeden vatandaşlar ve ortaya çıkan mağduriyeti de anlatan Başkan Takva, “Başkale’nin de bir ekonomik maliyeti var. Ben 150 köye gittim daha önce. Çoğunda da konakladım. Oradaki konutlara ve yaşam alanlarına baktım. Orada insanlar çocuklarına, hayvanlarına tuzak hazırlamışlar. Orada bir konut yok. O köylerdeki yapı stokları tamamıyla kerpiç evler üzerine oluşturulmuş. Briketli evler yapılmış ancak gerekli altyapı hazırlanmadan dar bir yöntemle geçiştirilmeye çalışılmış. Yıkımlar olduğunda da duvarlar direkt yıkılmış. Bu bir tuzaktır. Geçen, Olağanüstü Meclisimizde de söyledim. Mimarlar Odası, Mühendisler Odası ve bazı meslek odaları Nuh Tufanını bilirler. 124 bin peygamberin yaşadığını bilirler, pozitif akımları bilirler, ideolojik derinlikleri, Kürtlerin tarihini, Türklerin tarihini, Osmanlı’yı bilirler ama Başkale’deki evlerin nasıl iyileştirileceği konusunda tek bir raporları yoktur. Bu bir eleştiridir. Özellikle teknik meslek odalarının siyaset dışında davranış sergilemediklerinin göstergesi olan bir tespittir. Hazırlamış oldukları tek bir raporlarının dahi olmadığını bilirler ancak her konuşmada fay hattı üzerindeki konutlar dönüştürülsün derler.
 
TAKVA: SAHADA TESPİT YAPMALILAR
 
Bu şehrin mühendisi, mimarı, belediyesi yok mu? Cumhuriyet kurulduğundan bu güne kadar Başkale Belediyesi oradaki insanlar için ne yapmış? 5 şiddetinde bir depremle insanlar ölmeli mi? Orada, deprem oldu diye insanlar ölmemiştir. Oradaki yaşam koşulları, konut stoku ve insanların tercihleri sonucun bu hale gelmesinde bir etkendir. Bu durum uzun zamandır böyledir. O hat üzerinde depremler olmaya devam edecek ne yazık ki bu bakış açısı ve mevcut durumun dönüştürülmemesi sonucunda insanlar hayatını kaybetmeye devam edecekler. Yetkililer saha da tespit yaparak ilgililerle paylaşmalıdır. Çünkü bu insanlar sorumludur. Orada 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 66 kişi yaralanmış, 1'i yoğun bakımda olmak üzere yaralılardan 12'sinin de tedavisi devam ediyor. Deprem üssü o köylerden 200 kilometre uzaklıkta. Ayrıca, bu depremlerde 376 ev, 447 ahır ve 65 depo yıkıldı. 600’ün üzerinde de hasarlı yapı bulunuyor. Yıkılan ahırlar sonucunda 3 bin 329 küçükbaş, 72 büyükbaş hayvan telef olmuş.
 
 
BİZ BAŞKALE’DE NE YAPTIK? ONLARI DA SİZİNLE PAYLAŞAYIM
 
Odamız tarafından Başkale için yapılan/aracılık edilen yardımlar:
- 100 Paket gıda (Van TSO)
- 20 Paket gıda (Genç Girişimciler Kurulu)
- 30 Paket gıda (Toptancılar Sitesi)
- 1 Kamyon gıda ve ısıtıcı (Diyarbakır TSO ve Diyarbakır TB)
- 1 Kamyon battaniye (Gebze Ticaret Odası)
- 300 Paket Gıda (Fevzi Ç:eliktaş’ın aracılığıyla Mersinli İşadamı - TAT Bakliyat)
- 30 Bin lira nakdi bağış (Van TSO Yönetim Kurulu)
- 18 Bin lira (Van TSO Meclis-Meslek Komite-genç Girişimciler Kurulu Üyeleri)
- 4 gün boyunca oda personeli tarafından yardım dağıtımı ve çadır kurulumuna destek verildi
 
SOSYAL DESTEK MERKEZİ KURULDU
 
Şunu da belirtmek isterim. Kriz Merkezi çok klasik bir söylemdir. Biz, Van TSO Sosyal Destek Merkezi’ni kurduk. Bunun tanımını da yaptık. Bu merkezin yöneticileri gelişen olaylara göre değişecek. Olay Başkale’de olduğu için Başkaleli isimler var, bir de yönetim kurulumuz var. 1 Nisan’dan sonra daha spesifik olarak kurumsal yapısını sizlerle paylaşacağız. Şu anda bununla ilgili çok paylaşımda bulunmak istemiyorum. Ancak bu merkez halka dokunacak. Kurumsal bir şekilde ve insanların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet verecektir. Bu bir eksikliktir. Biz bunu yapacağız. Bahçesaray ve Başkale’de yaşanan afetlerden sonra böyle bir ihtiyacın olduğu ortaya çıkmıştır. Bağışlardan rakamlar verdim. 30 Bini yönetim kurulumuz olmak üzere geri kalanı meclis, meslek komitesi, genç girişimciler kurulu üyelerimiz ve oda üyelerimizin destekleri ile toplamda 48 bin liralık bir destek şu ana kadar toplandı. Biz bunu sosyal medyada çok paylaşmıyoruz.
 
TAKVA: VAN TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL ŞEHRİDİR
 
Van’ın başka şehirlerle kıyaslanmaması gerektiğini belirten Takva, daha yapıcı bir bakış açısı içerisinde olunması gerektiğini belirtti. Takva, “Bizim dayanışmaya ihtiyacımız var. Şehrimizi kazadan, beladan, afetlerden, musibetlerden, uzak tutacak bir akılla hareket etmek durumundayız.1 milyon 150 bin insanın yaşadığı bir şehirde sorun olmamasını beklemek fantezidir, böyle bir şansımız yok, biz topyekûn şehrimize sahip çıkacak bir akılla hareket etmeliyiz. Şehrimizi diğer şehirlerle kıyaslayacak bir zafiyet içinde olmamalıyız. Ben her zaman şunu söylüyorum; “Van Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biridir.” Hiç bir ayrım yapmadan şehrimize bakış açımızı bu çerçevede tanımlamamız lazım. Şehrimizi kötüleyerek, vatandaşlarımızı kötüleyerek kendimizi var edemeyiz. Ne yazık ki bu şehirde böyle bir akıl tutulması var. Birbirimize olan sevgisizliğimizi bütün dünyaya ilan etme gibi bir mecburiyetimiz varmış gibi hareket ediyoruz, kimse kimseyi sevmek zorunda değil, aramızda çelişkiler de olabilir, hepimizin düşünceleri, görüşleri farklı olabilir, bu görüşlerimizle şehrimize zarar vermemiz doğru bir yaklaşım değil.” Diye belirtti.

“100 KİŞİLİK BİR EKİBİN LOJİSTİĞİNİ SAĞLIYORUZ”
 
Başkan Takva, 100 kişiden oluşan ve Elazığ depreminde de rol aldıktan sonra Başkale’de gönüllü olarak çalışma yürüten Sivil Toplum Kuruluşu, Afet Koordinasyon Platformu’nun Van’daki lojistiğini sağladıklarını ifade etti. Takva, devamında şunları söyledi: “Elazığ depreminde de görev üstlenen bir sivil toplum kuruluşu platformu var, bunlar şu anda sahada çalışıyorlar. Yaklaşık sayıları 100 kişiden oluşuyor akredite edilmiş ve afet dönemlerinde çalışan gönüllülerden müteşekkildir. Bu gönüllülere ulaşım ve kumanya konusunda destek veriyoruz. Afet bölgesine giderek orada çadırların kurulumunda, düzenlenmesinde yardımcı oluyorlar. Ayrıca, Van Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sayın Mehmet Aslan’da çadırların ısı yalıtımına ilişkin önemli bir destek sunmaktadır.  

“TARIM VE HAYVANCILIK PROJELERİMİZ HER PLATFORMADA TAKDİR GÖRÜYOR”
 
Yaklaşık bin kişinin istihdam edeceği, 15 büyükbaş hayvan kapasiteli TDİ-Besi OSB Projesinin belirli bir aşamaya geldiğini ifade eden Takva,  “Tarıma Dayalı Organize Besi projemiz ile ilgili de süreç devam ediyor şu anda ÇED raporlama aşamasındayız. Tarım Bakanımızın geçenlerde Van’a geldiğinde yapmış olduğu sunumda bizim projelerimize öncelik verdiği bilgilerini aldık. Tarım Bakanı Van’da bir sunum yapıyor ve sunum yaparken de bizim projelerimiz üzerinden gidiyor. Bu gerçekten oldukça gurur verici bir tablodur. Organize Sera Bölgesi kurulması için de girişimlerimizi başlattık ve ilk toplantısını gerçekleştirmiştik. Tarım bakanımız bu projenin hayata geçmesi için gerekli destekleri sunacaklarını belirttiler. Bunlar uluslararası ölçekte yapılan projelerdir. Jeotermal sera bölgesi Türkiye’de çok örneği olan bir şey değil. Ama bizim sıcak sularımız akıyor, bu bir zenginliktir, biz o zenginliği halkın faydasına dönüştürmenin çabası içerisindeyiz. Bu çalışmaların mihenk taşı Van Ticaret ve Sanayi Odası’dır. Bu konuda alçakgönüllü olmayacağız.” Dedi.
 
“YAPILANDIRMALARIN YÜZDE 92’Sİ BOZULDU”
 
Vergi terkini ile ilgili yapılan yapılandırmalar ve yaşanan son gelişmelerle ilgili bilgiler veren Van TSO Başkanı Takva, “Vergi terkini konusunda da geçenlerde Maliye Bakanı ve Gelir İdaresi Başkanı buradaydı. Kendileri ile bir araya geldik. Yapmış olduğumuz görüşmelerde; “Depremden sonra yapılandırmaya gidilen vergilerin ödemelerinde yüzde 92’lik bir zafiyet olduğu ve  yüzde 8’inin düzenli bir ödeme gerçekleştirdiğini belirttik.  Daha sonraki süreçte heyet olarak Gelir İdaresi Başkanı ile görüştük, onlarda durumun farkındalar. Olası kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması gündemi tartışılmaya başlanmış durumda bu konu gündeme gelirse Van’a pozitif bir ayrıcalıkla daha uzun vadeli bir yaklaşım içerisinde olacaklarını belirttiler.” İfadelerini kullandı.
 
TAKVA: 14 İLE HİTAP EDECEK
 
Van TSO girişimleri ile hayata geçecek olan Facebook Bölgesel Topluluk Merkezi ile ilgili açıklamalarda bulunan Takva, şunları söyledi: “bu proje ile ilgili ayın 4’ünde İstanbul’daki ana merkezi ziyaret edeceğiz. Ondan sonra da paydaşlarımızla yani kalkınma ajansı, üniversite ve bölge odalarının desteği ile binamızın 5’inci katında kendilerine ayırmış olduğumuz alanda kurulacak istasyonla, belki de bizi en çok heyecanlandıran işlerden birini gerçekleştirmiş olacağız. Burada, eğitim ve dijital dönüşüm merkezleri olacak. Bütün kent ve bölge bundan faydalanacak ayrıca burası 14 ile hitap edecek. Bunun protokolünü imzaladık. Merkezi ziyaret ettikten sonra da buranın fiziksel alt yapısını oluşturma konusundaki süreci başlatacağız.”

FEVZİ ÇELİKTAŞ: PANİK HAVASI OLUŞTU!
 
Toplantıda konuşan Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş’ta Suriye’nin İdlib kentinde Esad rejimi tarafından yapılan saldırı sonucu şehit düşen askerler için başsağlığı mesajı diledi.

Kapıköy Sınır Kapısının kapatılmasıyla ilgili konuşan Çeliktaş, “Yasa dışı yollarla ülkemize giriş yapan göçmenler var. Bunların girişini önlemek sorunlu bir durumdur. Belki de Kapıköy Sınır Kapısı’nın kapatılması gerekiyordu. Ancak kentte öyle bir panik havası oluşturduk ki, iç turizmi bir defa da öldürdük. Van, Kum kentinden daha fazla konuşulmaya başlandı. Buna gerek yok. Daha sakin olmalı ve gereken tedbirleri alarak sağlık konusunda yeterli altyapının oluşturulması ile birlikte Devletimizin ilgili birimlerinin kontrolünde komşularımızla ticaretimizin devam etmesi gerekiyor.” Dedi.
 
“GELECEK NESİLLERE TEMİZ BİR VAN GÖLÜ BIRAKACAĞIZ”
 
Van Gölü Koruma Kanunun ve Acil Eylem Planıyla ilgili de bilgiler veren Çeliktaş, şunları söyledi: “Ticaret Odamız ile Van Gölü Aktivistleri’nin düzenlemiş olduğu ‘Van Gölü İçin Bir Adımda Sen At’ etkinliğine katıldım. 400 kilometre yol yürüdük ve bu epeyce gündem oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rıfat Hisarcıkoğlu sürekli bizi takip etti ve bu çalışmadan dolayı bizleri tebrik etti. Daha sonra Ankara’da 3’üncüsü düzenlenen Coğrafi İşaretler Fuarına katıldık. Emine Erdoğan hanımefendi standımızı ziyaret ederken ‘Van Gölümüz ölüyor’ dedim. Van Gölü koruma yasası için destek istedik. Kendileri bizden çalışmalarla ilgili dosya talep ettiler. Bizde yaptığımız çalışma neticesinde gerekli dosyaları kendisine taktim ettik. Gönderdiğimiz dosyaların ardından Emine Hanım, Çevre Şehircilik Bakanlığındaki yetkililere konuyu aktarıyor. Bizleri de bu çalıştaya davet ettiler ve katılım sağladık. Çalıştay Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan koordinatörlüğünde yürütülüyor. Önümüzde ki süreçte Van Gölü’yle ilgili çalışmalar başlayacak. Kanalizasyonlarda akan dip çamurlar temizlenecek, Van Gölü havzası temizlenecek. Bu sayede gelecek nesillere temiz bir Van Gölü bırakacağız. Van Gölü eskisi gibi temiz olacak.”

 

Editör: TE Bilisim