Van’da 2011 yılındaki depremde evleri yıkılan aileler için kurulan 35 konteyner kentten ikisinde hâlâ yaşam var. Anadolu ve Tahirpaşa konteyner kentinde 53 depremzede aile, barınma hakkı talebiyle konteynerde yaşamaya devam ediyor. Anadolu konteyner kentinde kalan depremzede aileler, geçen yıl taleplerini duyurmak için açlık ve ölüm orucuna girmişti. Konteynerleri boşaltmadılar, direnmeye devam ediyorlar. 

'Kira yardımına güvenemiyoruz'

Ev sahibi depremzedelere kalıcı konutlar verilmişti. Konteynerde kalan bu aileler ise kiracılar. Valilik onlara da kira yardımı teklif ediyor ancak bu yardımın sürekli olmayacağı gerekçesiyle teklifi reddediyorlar, kalıcı konut istiyorlar.

Ceylan ailesi de bu 53 aileden biri. KOAH hastası İbrahim Ceylan günün büyük bir bölümünü solunum cihazına bağlı geçiriyor. Geriye kalan kısmında ise büyükşehir belediyesinin temizlik işlerinde asgari ücretle çalışıyor. Ceylan konteynerde yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor.

"Benim burada yaşamam çok zor. Ama yapacak bir şey yok. Depremden önce bir solunum cihazı kullanıyordum. Konteynerden çıkmadığımız için elektrik kesintileri yapıyorlardı. Büyük sıkıntı yaşadım. Ölümden döndüm. Sonra yardımseverler tarafından iki cihaz verildi. Bunun yanı sıra poşet poşet ilaç kullanıyorum. Solunum cihazını en az 16 saat kullanmam gerekiyor. Sonra gidip beş saat kadar çalışıyorum. Başka çaremiz de yok. Devletin gücü büyüktür. Bu insanlara yardım edilsin’’ dedi.

'Mağdur olduğumuz teyit edildi'

Ölüm orucuna ailesiyle birlikte katıldığını anlatan Ceylan, durumu istismar etmeye çalıştıkları eleştirilerine karşı çıkıyor:

"Devlet depremde mal sahiplerine konut verdi. Ama kiracılara, yani bizlere bir şey yapmadı. Yoldan geçenleri konteynerlere yerleştirmediler. Bizim kiracı ve mağdur olduğumuzu teyit ettirdikten sonra yerleştirdiler. Kiracıları da hak sahipleri gibi yapacaklardı. Yanlışlar yapıldı. Ben ölene kadar buradan çıkamam. Hasta halimle çok uğraştım. Çalmadığım kapı kalmadı. Ben dar gelirli bir insanım. Barınma hakkı için burada bekliyorum. Sonuna kadar da bekleyeceğim. Ne zaman ki gelip zorla çıkarırlar, o zaman çıkarım. Başlarda 200’ü aşkın aileydik. Sadece biz direnenler kaldık. Diğerleri valiliğin baskısına dayanamadı. Kira yardımına kandılar. Biz kalıcı bir çözüm olarak konut istiyoruz."

Yasal olarak hakları yok

Konteynerlerde yaşamaya direnen bu ailelerin yasal olarak bir hakkı yok, ancak durumlarının kiraya çıkmaya uygun olmadığını söylüyorlar. 

Yedi çocuklu Gülnihal Aran da kendi ifadesiyle "Üç yıldır savaşmaya ve direnmeye devam" diyor.

Soğukların başladığını, bir kışı daha burada geçirmek istemediklerini söyleyen Aran, bununla birlikte kalıcı konut verilmezse konteynerden çıkmayacaklarını belirtiyor:

"Biz kiracıyız. Kalıcı bir çözüm bulunsun. Çok zor bir şey değil. Gidecek yerimiz yok. Önümüz kış olduğundan, kalıcı da bir çözüm bulunmadığından buradan çıkmak istemiyoruz. Valiliğin kira yardımında da kararsızız. Ne kadar güveneceğiz bilmiyoruz. Ne böyle oluyor, ne de diğer şekilde. Kararsız ortada kaldık. Aşırı zorluklar yaşıyoruz. Önümüz kış olduğundan elektrikler kesilse biz ne yapacağız? Sokakta kalırsak donarız. Bu işin tek çözümü barınacak bir yer istiyoruz. Bunu sağlamadıkları süre içinde buradan çıkamayız."

 

gulnihal aran
Soğuk havalar Gülhihal Aran'ı kara kara düşündürüyor
[Fatih Sevinc: Al Jazeera]

 

'Kiralık evden sonra saray'

Aran tekrar kiraya çıkmak istemiyor: 

"Açlık ve ölüm orucu tuttuk. Çok perişan olduk. Protestolarda daha kalabalıktık. Sonunda birlik beraberlik olmadığından aramızdan ayrılanlar oldu. Valiliğin tekliflerini kabul edip gidenler de oldu. Aileler birbirleriyle uğraştılar. Biz ev sahibi olmadığımız sürece buradan çıkmayacağız. Zorla çıkarmaya kalkışsalar yapacak bir şeyimiz yok. Bir çocuğuma veya aileme zarar geleceğini bilsem her şeyi göze alır çıkarım. Sadece çözüm istiyoruz. Kiracılıkta çok çektim. Kiraya gitmek istemiyorum. Burası kiracılıktan ötürü bize saray gibi geliyor.’’  

'Suistimal ediliyor'

Van Afet ve Acil Durum İl Müdürü Cafer Giyik'e göre durum suistimalden ibaret:

"Kalıcı konut istiyorlar. Bunun suistimal edildiğini görüyoruz. Biz kendilerine de söyledik. Bu şekilde bir noktaya ulaşmalarının imkânı yok. Yürürlükteki mevzuat gereği, sadece orada kalan ailelere konut verilmesi ne hakkaniyete uygundur, ne de pratikte uygulanabilir iştir."

Geçici barınma tedbirlerinin süresinin bir yıl olduğuna dikkat çeken Giyik, ailelere Van Valiliği'nin kira desteği teklifini kabul etmeleri çağrısı yaptı:

‘’Van depreminde kurulan konteynerlerin depremden bir yıl sonra kaldırılması icap ediyordu. 30 bin konteynerin büyük kısmı kaldırıldı. 35 konteyner kentten 33’ünü kapattık. İki tane kaldı. Onlarda da kısmi bir yaşam söz konusu. Valiliğimiz konteynerde kalanlara mağduriyetleri devam ettiği süre zarfında kira desteği sundu. 255 aile varken bu destekle aile sayısı 53’e düştü. Bunların da bu hakları kullanarak buradan çıkmaları icap ediyor. Bu işin bir sonu yok. Girdiklerinde 'İdare arzu ettiğinde terk edeceğim' diye imzaladıkları taahhütname var. Çıkmaları gerekir."

 konteyner hasar

Depolanan konteynerlar büyük zarar gördü
[Fotoğraf: Al Jazeera]

 

Konteynerler harap durumda

Van depreminde depremzedelerin barınması için 30 bin konteyner gönderilmişti. Konteynerlerin büyük bir kısmı daha sonra Suriye’de yaşanan iç savaş nedeniyle sınır illerine gönderildi. Van’da kalan konteynerlerse olası bir felaket için oluşturulan toplama merkezlerinde bekletiliyor.

Boş konteynerler de ayrı bir sorun; bir kısmı hırsızların talanı ve kötü kullanım nedeniyle hurdaya döndü.

Van’da 10 bine yakın konteyner kaldığını söyleyen AFAD Müdürü Giyik, konteynerlerin bir kısmını satışa çıkaracaklarını açıkladı:

"Başbakanlığın bize verdiği talimat çerçevesinde, Milli Emlak Müdürlüğü ile çalışma yürütüyoruz. Son aşamaya geldi. Yakında ilan edilecek. Bu konteynerin bir kısmının satışını yapacağız. İhtiyaç duyulursa diğer illere göndereceğiz. Van’da bin civarında konteyner kalacak. Hasar gören var. Gece bekçi koyuyorsunuz, sabah delinmiş görüyoruz. Ne yaparsanız yapın, koruyamıyoruz."

Kaynak: Al Jazeera

Editör: TE Bilisim