Bitlis ili sınırları içerisinde yer alan Nemrut Dağı Krater Gölü ve Kalderası’na ‘tuvalet’ ve ‘sosyal tesis’ adı altında betonarme inşaat yapılıyor. 2 bin 800 rakımda 13 kilometrekarelik yüz ölçümüyle bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri, endemik bitki örtüsü ve doğal dokusuyla dünyanın sayılı güzellikleri hiçe sayılarak betonarme yapıya devam ediliyor. Öte yandan betonarme inşaat yapılan alan ‘Tabiat Anıtı’, ‘Turizm Alanı’, ‘1. Derece Doğal Sit Alanı’ ve ‘Ramsar Alanı (Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan) statüsünde bulunuyor. Van Gölü Aktivistleri Nemrut Kraker Gölü’nde yapılan betonlaşmaya tepkilerini sürdürerek betonarme yapılaşmanın olmayacağını madde madde sıraladılar.

“ULUSLARARASI KORUMA STATÜLERİNE SAHİP BİR ALAN”

Van Gölü Aktivistleri, Nemrut Kalderası, hem ulusal hem de uluslararası koruma statülerine sahip bir alan hatırlatması yaparak şunları sıraladı: “Birinci koruma statüsü 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nca tanımlanmış olan “1. Derece Doğal Sit Alanı.” İkinci koruma statüsü 1983'de hazırlanan Milli Parklar Kanunu ile tanımlanmış bulunan “Tabiat Anıtı” statüsüdür. Üçüncü koruma statüsü ise 1971’de İran’ın Ramsar şehrinde imzalanan ve Türkiye’nin 1994 yılında imzalayıp tarafı olduğu Ramsar Sözleşmesi uyarınca taşıdığı sulak alan sebebiyle verilmiş “RAMSAR Alanı” statüsü ki bu statü Türkiye’de sadece 14 alan için verilmiştir.”

TEPKİLER BÜYÜYOR!

Süphan Dağı’yla birlikte Nemrut Dağı’nı ve dolayısıyla Nemrut Kalderası’nı da içine alan bölgenin bir Jeopark alanı olarak tescil edilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü de biliyoruz tepkilerinde bulunan Van Gölü Aktivistleri, “Bu koruma statülerine aykırılık teşkil eden durumlarda gerek uluslararası gerekse ulusal mekanizmalarla belli yaptırımların uygulanması söz konusu. Yani bu statüler usulen ya da şeklen çizilmiş çerçeveler değil. Bağlayıcılığı ve yaptırım gücü söz konusudur.” İfadelerine yer verdiler.

Editör: TE Bilisim