ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM-UĞURCAN DEMİR

Yeşilin, ağacın, ormanın öneminin her geçen gün daha büyük önem arz ettiği süreçte kentler ormanlaşma oranını artırmak için büyük mücadele veriyor. Özellikle bu yıl yaşanan orman yangınları orman alanlarında büyük kayıplar oluşturmasına rağmen ağaçlandırma çalışmaları, kampanyaları ile Türkiye’nin yeşilinin artması için çetin bir mücadele veriliyor. Bu çalışmalar istatistiklere de yansırken Van ve bölge illerinin ormanlaşmadaki tembelliği ise devam ediyor. Orman Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan verilerde Van’ın ormansızlaşmadaki sorunu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye genelinde 2020 yılına ait açıklanan orman verilerinde Van, yüzde 2’lik bir oranda verilirken, gözler tekrar yeşil alanların azlığı ve beton binalara çevrildi. Yıllardır yüzde 2’lik ormanlaşma oranını bir türlü aşamayan Van’da bu anlamda Edremit Belediyesi dışında ağaçlandırmaya yönelik çalışma adeta yok denecek kadar düşük kalırken orman sayısının artmasına, yeşile olan ihtiyaç bir kez daha gündeme gelmiş oldu. Öte yandan kişi başına düşen orman alanında da Van Türkiye illerinin çok gerisinde kaldı. Ormanlaşmada Van ile birlikte TRB2’deki Van’ın komşu illerinin en diplerde olması ise yine dikkatlerden kaçmadı.

VAN’IN CİDDİ ORMAN SORUNU VAR

Van’daki orman yüzdesinin düşüklüğünü vce kişi başına düşen orman alanının düşüklüğü zaman zaman gündem olsa da bu anlamda çok az adım atılıyor. Bu eksikliğe rağmen büyük ölçekte adımlar atılmazken sadece belli başlı kurumlar bu anlamda çaba sarfediyor. Bu adımlar da kent için yetersiz kalıyor. Bu alandaki düşüklük devam ederken Şehrivan’a değerlendiren Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma, Araştırma ve Geliştirme Derneği (ÇEV-DER) Başkanı Ali Kalçık, Orman Genel Müdürlüğünün yayınladığı yüzde 2’lik orman varlığının parklardaki ağaçlardan hesaplandığına dikkat çekti. Başkan Kalçık, Van’daki orman varlığının yüzde 2 bile olmadığına vurgu yaparak şunları söyledi: “Orman İşletme ve Tarım Müdürlükleri ne iş yapıyor ben hala anlamış değilim. İlimiz de çok ciddi anlamda bir ormansızlık vardır. Buna bağlı olarak canlıların da nefes alamayacağı bir duruma geldik. Mevcut olan ağaçları bile koruyamıyoruz.”

“HİÇ BİR KURUMUN ÖNEMSEMEDİĞİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Bir fidanın maddi anlamda bir değerinin olmadığını belirten Kalçık, “Fidan toprağa girince bir can oluyor. Biz ağaçları ve ormanları yok edince aslında can aldığımızın farkına varamıyoruz. Öte yandan Kurubaş sırtına bakınca devasa bir kent ormanı tabelası var ama ağaç yok. Hiçbir kurumun önemsemediği bir durumla karşı karşıyayız. Şu an ormanlaştırma adına kente çalışmalar yapılmıyor. Yakın tarihe bakacak olursak sel felaketlerinin yaşandığını biliyoruz. Böyle de devam ederse ileri zamanlarda çok büyük sorunların yaşayacağının da farkındayız. Kuraklık, sel, orman yangınları vb. felaketlerin önlemesi lazım. Tabi diğer taraftan da canlıların yaşamı ve kentteki yeşil alanların artması adına ormanlaştırmanın şart olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum” dedi.

“HER ŞEYİN BETONLAŞTIĞI BİR DÖNEME GELDİK”

Dünya iklim kriziyle karşı karşıya olduğunun altını çizen Kalçık, “Ağacın bu kadar önemli olduğu bu zamanda ağaç dikmemek ciddi bir sorundur. Van’da en azından 15 bin metrekarelik bir alanın orman olması lazımdı. Bununda eksik olduğunun farkındayız. Ama en azından bu kadarlık bir ormanın olması gerekirdi. Yıllardır kent bu sorunla mücadele halindedir. Eskiden yüksek bir yere çıktığınız zaman ağaçlardan dolayı ev damlarını göremezdiniz. Şimdi ise betondan başka bir şey göremiyoruz. Her şeyin betonlaştığı bir döneme geldik” diye ekledi.

“ADIMIZ BÜYÜKŞEHİR AMA ŞEHİR BİLE DEĞİLİZ”

2011 yılında yaşanan depremi bir kez daha hatırlatan Kalçık, depremden sonra sağlıklı bir kentleşmenin gerekli olduğu vurgulayarak şunları kaydetti: “Merkeze yoğunluk olmasaydı ve boş alanlarda konutlar yapılsaydı. Daha ferah alanlara yayılsaydık. Yeşil alanlar içinde imkanımız olurdu. Adımız büyükşehir ama şehir bile değiliz. Koskocaman betondan bir köy olmuşuz. Halende ahırlarla mücadele halindeyiz. Böylesi çarpık kentleşmeden dolayı sorun yaşıyoruz. Yani ağaç ve yeşilliğin görünmediği bir hale geldik. Yeşilliğin yoksun olduğu yerlerde sorunlar da yaşanıyor. Biz gün geçtikçe sorularla karşılaşıyoruz zaten.”

“DİKİLDİKTEN SONRA KORUNMALI”

Yeşil alanlar için çalışmaların yapılması gerektiğini dile getiren Başkan Kalçık, eski Van’ı kazanmanın basit bir yolunun olduğunu söyledi. Kalçık, “Önce elimizi gölden çekmeli ve kirletmemeliyiz. Bir de canlıların yaşayabilmesi için ağaçlara ihtiyaç olduğunu belirtmiştim. Ondan sonra coğrafya ve iklim olarak da yeşil alanları yaratmada çok uygun olduğunu da biliyoruz. Ancak kurumlar başta olmak üzere vatandaşların bu sorunu öncelikler sırasına koyması lazım. Ağaçların nefesimiz olduğunu bilmeliler. Kampanya başlatılmalı, herkes buna aşılanmalı. Geniş alanlar yaratılıp ve ağaç dikildikten sonra korunmalı” bilgisine yer verdi.

“BİZ BU DOĞANIN EFENDİSİ DEĞİLİZ”

Lokal anlamda kentte küçük küçük ormanların yapıldığını kaydeden Kalçık, “Her dönemde yeşili ve ormanı önemsiyoruz deniliyor ama maalesef önemsenmiyor. Van’da bulunan herkesim için konuşuyorum. Hepsi çok çevreci olarak kendilerini tanıtır. Ancak kimse de bu konuyu kitapçığına alıp korumuyor. Biz bu doğanın efendisi değiliz, ekolojiyi korumamız lazım. Bunların hiçbirini yapmayıp tahribatlar yaratmaya devam ediyoruz.”

AKTİVİST ERDOĞAN ÖZEL: YÜZDELİK ORANI ARTTIRABİLİRİZ

Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel ise, Van’ın orman varlığındaki yüzde 2’lik oranı Şehrivan’a değerlendirdi. Başkan Özel, “Sürdürülebilir bir orman veya yeşil alan ile ilgili çok düşük oranda çalışmalar yapılmıştır. Dikilen fidanların boylu olmaması, yetersiz bakım ve fidan dikme bilincinin olmamasından dolayı yüzdelik oran düşmektedir. Betonlaşma yapılırken ağaçların kesilmesi ve betonlaşmış alanlarda ağaçlar için alan düşünülmediği için betona boğulmuş bir şehre dönüşmektedir. Fidan dikiminin süreklilik arz etmesi gerekmektedir. Topyekûn bir bilinçle bu yüzdelik oranı arttırabiliriz” görüşlerine yer verdi.

“ORMAN VARLIĞI İÇİN SEMBOLİK DİKİMLER OLMAMALI”

Van’da ormanlarla ilgili çalışmalardan söz eden Özel, ormanların hemen oluşmadığını ve uzun vadede ilgi isteyen canlı varlıklar olduğu hatırlatarak şöyle devam etti: “Sembolik dikimler yapılmaması, şehrin bir ucunda olmaması ve bakımsızlıktan yok olmaması gerekmektedir. Toprağının verimi, suya ulaşımı ve bakımı için özel alan oluşturulup mühendisler tarafından değerlendirilerek ormanlar oluşturulabilir. Kurum ve kuruluşların bu konuda ilgili olması gerekmektedir. Halkımızı belirlenecek fidan dikim günleri ile davet edip katkı sunmaları istenebilir. Orman genel müdürlüğü ve sivil toplum örgütlerinin harekete geçirilmesi ve halkı bilinçlendirmesi gerekmektedir.”

“NEFESİMİZE NEFES KATMALIYIZ”

Vangölü Aktivistleri Derneği olarak kuruldukları yıldan itibaren fidan dikimleri için sahada çalışmalar yaptıklarını söyleyen Özel, “Fidan bağışı kampanyaları düzenledik ve fidan dikim etkinliklerine katılım sağladık. Van ve Bitlis illerinin birkaç noktasında diktiğimiz fidanlar meyve vermeye başladı. Fakat pandemiden dolayı 2020 ve 2021 yıllarında fidan bağış kampanyası yürütemedik. 2022 yılı için büyük bir fidan bağışı kampanyası düzenlemeyi planlıyoruz. Fidan dikiminin alışkanlık haline getirilmesi gerekmektedir. Gelecek nesiller için fidan dikmeli ve nefesimize nefes katmalıyız” cümlelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim