HABER-ANALİZ: ERGİN SARI- (YYÜ, Radyo TV Bölümü, Öğretim Görevlisi)

 

Sıkıntılı bir süreci geride bırakan Van, 2014 yerel seçimlerine hazırlanıyor. 2011 yılında peş peşe yaşadığı iki yıkıcı depremin izlerini silmiş görünen şehrin gizli gündemi 2014 yerel seçimleri. Üstelik bu seçimlerin ayrı bir anlamı var: Van ilk defa bir seçimle büyükşehir belediye başkanını seçecek. Öte yandan şehir içindeki iki yeni merkez belediyede de müthiş bir çekişmenin yaşanması bekleniyor. Van’ın seçiminde her zaman olduğu gibi iki parti yarışacak: AK Parti ve BDP. Her iki parti de geçmiş seçimlerde Van seçmeninin hem takdirini hem de hezimetini gördü. 2004 Yerel Seçimleri’nde büyük sürpriz yaparak DEHAP’ın elinden belediyeyi alan AK Parti, herkesi şaşırtmıştı. O seçimlerde DEHAP- SHP ortak çatısının adayı olan, 91-92 yıllarında belediye başkanlığı yapmış Mesut Öztürk açık ara seçimin favorisi olarak gösteriliyordu. Üstelik Mesut Öztürk, sadece 1,5 yıl süren belediye başkanlığı dönemine çok başarılı işler sığdırmış, adeta Van’ın efsane belediye başkanı olmuştu.

 

SÜPRİZ ADAY: BURHAN YENİGÜN

 

İşte böyle bir ortamda AK Parti’nin kiminle yarışa gireceği merak ediliyordu. Aday adaylarının kampanyalarına başladığı dönemde Şehrivan’ın başyazarı Aziz Aykaç, “AK Parti’nin adayı Burhan Yenigün” başlığı taşıyan bir yazı yazdı. Bu isim Van kamuoyu tarafından pek ciddiye alınmadı. Üstelik daha önce belediye başkan yardımcılığı görevini yürüten Yenigün ismi Van halkı tarafından da pek bilinmiyordu. O yazıdan iki hafta sonra Van’daki AK Partililer, Ferit Melen Havaalanı’nda belediye başkan adayları olarak Burhan Yenigün’ü karşılayacaktı. DEHAP-SHP kanadında Mesut Öztürk ismi hemen kabul görürken, AK Parti kanadında Burhan Yenigün ismi ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi. Adayların açıklandığı son güne kadar AK Parti’nin adayı olarak çok daha güçlü isimler zikrediliyordu. Bunlardan biri de partinin kurucu merkez ilçe başkanı İkram Dinçer’di. Dinçer, belediye başkanlığı için 2002 Genel Seçimleri’nde partisince teklif edilen milletvekilliğini de kabul etmemiş ve 2003’ün yazındaki merkez ilçe olağan kongresine aday olmayarak yerini Vesim Yaviç’e bırakmıştı. Yenigün ismi başta İkram Dinçer olmak üzere birçok partiliyi şok etmişti. AK Parti’ye gönül verenler, bu beklenmedik adaya rağmen Hüseyin Çelik ismine güveniyordu. O dönemde görüşlerine başvurduğumuz AK Partililer, “Hüseyin Bey’in bir bildiği vardır” diyorlardı. Öyle de oldu: AK Parti seçimlerden beklenmedik bir zaferle çıktı. Mesut Öztürk gibi bir ismin karşısında oldukça zayıf değerlendirilen Yenigün artık Van Belediye Başkanı olmuştu. Yenigün, AK Parti’nin Van’daki ilk belediye başkanıydı. Belediyecilikte gösterdiği başarılar ile iktidara kadar yükselmiş bir partinin belediye seçimlerini kazanması, Van için büyük şans olarak değerlendirildi. İlk yıllarında beklentiler karşılandı diyebiliriz. Sonra ne olduysa çalışmalar bir anda durdu. İki yılda açılan yeni yollar, altyapı çalışmaları başarılı bulunsa da sonraki dönemde belediye içinde söylentiler yükseldi. Belediyenin borçlanması, işçilerinin paralarını alamaması, şehir içindeki çalışmaların durması tüm okları Yenigün’e çevirdi. AK Parti nokta hedefi yaparak belediye seçimlerini kazanmış ama kimi meclis üyesi seçimlerinde ciddi hatalar yapmıştı. Bazı meclis üyesi yakınlarının belediyede işe alınması gibi olaylar ile belediyenin yüzlerce trilyon olduğu iddia edilen borçlarının faturası Yenigün ismine kesildi. Van halkı da bu faturayı AK Parti’ye kesecek ve 2009 yerel seçimlerinde iktidar partisini adeta hezimete uğratacaktı.

 

SESSİZ, SAKİN BİR ADAM: BEKİR KAYA

 

İşte bütün bu tartışmaların içinde 2009 yerel seçim maratonu başlamış oldu. AK Parti’de yine ciddi adaylar varken, merkez mevcut başkan Yenigün’den yana tavrını koydu. Mali Müşavir Selahattin Direk ve Avukat Zahir Soğanda gibi isimler aday adaylıklarını açıklasa da, parti teşkilatı genel merkezin işaret ettiği ismi destekledi. Bu dönemde AK Parti içerisinde muhalefetin homurdandığını, seslerini çıkarmak için seçim sonucunu beklediğini belirtmemiz gerekiyor.  Yarım bıraktığı işleri tamamlayacağı vaadini veren Yenigün, borç söylentilerini de ciddiye almıyordu. İşte bu noktada DTP’nin adayı merak ediliyordu. En güçlü isimlerden biri, il başkanlığı yapmış, ‘bedel’ ödemiş Abdurrahman Doğar’dı. Lezgin Botan da güçlü aday adayları arasındaydı. Tam bu sırada Van kamuoyunda ismi yine pek bilinmeyen başka bir aday vardı: Avukat Bekir Kaya. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarındandı ve ‘Öcalan’ın avukatı’ olarak lanse ediliyordu. AK Parti’nin aksine DTP’nin bütün aday adayları birlikte hareket ediyor, görev kime verilirse verilsin ‘birlik’ mesajı iletiliyordu. Ziyaretlerde sessiz, sakin tavrıyla pek dikkat çekmeyen Bekir Kaya, haftalar sonra DTP’nin Van Belediye Başkan adayı olarak duyuruldu. Coşkulu bir kalabalık tarafından karşılansa da ismi pek duyulmayan Bekir Kaya için yanlış seçim değerlendirmeleri yapılıyordu. Oysa Van seçmeni belediyecilikte bir önceki dönem DEHAP’a olan güvenini yitirdiği gibi bu dönem de AK Parti’ye olan güvenini yitirmişti. Ve Bekir Kaya’lı DTP 29 Mart 2009’da AK Parti’ye fark atarak Van Belediyesi’ni kazandı. DTP’nin kazanmasında, AK Parti’nin başarısız sayılan bir dönemi geride bırakmasının etkili olduğu söylense de perde arkasında seçimin sonucunda direk etki eden başka durumlar da vardı. DTP, parti olarak 2004’teki yanlışlara kapılmamış, seçimlere ‘çantada keklik’ gözüyle yaklaşmamıştı (Hatırlanacağı gibi DEHAP 2004’teki yerel seçimlerde, Hacıbekir Mahallesi’ne “Nasıl olsa bizim tabanımız” deyip gitmemiş ve kaleleri olan o mahallede AK Parti’ye ciddi oranda oy çıkmıştı). DTP’li gençlerin seçim süresince Van’da uğramadıkları ev kalmadı diyebiliriz. 2009 Yerel Seçimleri’ndeki DTP başarısı Şehrivan Gazetesi’nde ‘gençlerin başarısı’ olarak tanımlanmıştı. Bunun yanında AK Parti Van İl Teşkilatı içerisinde başlayan huzursuzluk seçim çalışmalarını da etkilemişti. Milletvekillerinin inatlaşarak yaptıkları meclis üyesi ve ilçe belediye başkan adayı seçimleri, partililerce kabul görmüyordu. Bu huzursuzluk sadece Van merkez değil, ilçe ve belde belediye seçimlerinden de başarısız olmalarına neden oldu. Özalp, Muradiye, Edremit gibi ilçeler DTP’ye kaybedilmiş, Gürpınar’da Saadet Partisi, Saray’da ise CHP’ başkan adayı kazanmıştı. Belde belediyelerinde de ciddi kayıplar vardı. AK Parti kendi içerisinde bu ve benzeri tartışmalar yaşarken, DTP’nin birlikteliği onları fazlasıyla öne geçirmişti. Ve DTP 2009 Yerel Seçimleri’nin Şehrivan’ın o zaman attığı manşetle ‘Kaya gibi’ kazanmıştı.

 

ŞANSIZLIKLAR DÖNEMİ: DEPREM VE KCK DAVASI

 

DTP’li Belediye Başkanı Bekir Kaya, koltuğu devralır almaz işe koyuldu. Seçim sürecinde söz verdikleri gibi ‘katılımcı’ bir belediyecilik yapma uğraşına başladı. Bu anlamda rahat çalışabilmek için Belediye binasındaki makamından çok, Van Kalesi civarındaki Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nü tercih etti. Basınla arasına mesafe koyduğu şeklindeki haberler de bu yüzdendi. Bekir Kaya, uzun bir süre gazete ve yerel televizyonlarda boy göstermedi. Bazı gazeteciler bu durumu, “Birileri Başkan’la yerel basın arasına mesafe koyuyor” şeklinde yorumladı. Yeni projeler hazırlayan Kaya ve ekibi, kenar mahalle yollarını asfaltlama işini kısa sürede tamamladı. Daha önce asfalt görmemiş birçok mahalle toprak ve stabilize yollardan kurtuldu. Şehir merkezine ise bir önceki başkan Burhan Yenigün’ün projesini ve ihalesini yaptığı kelebek taşları döşendi. İki yıllık süre bu gibi çalışmalarla devam ederken 2011 yılında meydana gelen iki yıkıcı deprem, belediyeyi de hazırlıksız yakaladı. Sebebi kimin olduğu hâlâ bilinmeyen deprem sürecindeki Valilik ve Belediye arasındaki koordinasyonsuzluk Van’a çok şey kaybettirdi. Bu dönemde Münir Karaloğlu gibi yerel yönetimlerde başarılı işler yapmış bir Vali ile yaşanan iletişimsizlik, kimi zaman tartışmalarla gün yüzüne çıktı. Bekir Kaya’nın halk tarafından daha çok sevilmesi de depremin hemen ardından döktüğü gözyaşları ile oldu. Bu dönemde birlikte hareket etmeyen Vali Karaloğlu ile Belediye Başkanı Bekir Kaya, her şeye rağmen çoğu Vanlı için büyük bir şans olarak görülüyordu. BU duyguları depremin ardından toparlanalım diye kaleme aldığım bir yazıda açıkça dile getirmiş ve bu iki ismin Van için son derece önemli olduğunu belirtmiştim.

Bahar aylarının gelmesi zor bir kışı geride bırakan Vanlılar için ayrı bir önem taşıyordu. İktidarın yapımına kış aylarında başladığı TOKİ evleri Van eteklerinde yükselmeye başlamıştı. Bunun yanında Van için son derece önemli olan şehir içi su hatları Belediye ve Şehircilik ve Çevre Bakanlığı’nın ortak projesi ile yenileniyordu. Çünkü Bekir Kaya’nın depremden bir yıl önce yerel bir gazeteye verdiği röportajda söylediği gibi Van’ın en ciddi problemi su sorunuydu ve mevcut hatlarla Van’a gelen suyun yüzde 89’u su borularının eski olmasından dolayı kayboluyordu. Depremle birlikte Van merkezdeki bütün yollar bozulmuş adeta köstebek yuvası halini almıştı. Vanlılar bunun için belediyeye tepki gösteriyordu. Baharla birlikte Belediye önce bozuk yolları düzeltme işine girdi. Tam bu sırada ülkenin tamamında süren KCK davaları Van’a da yansıdı ve Van Belediye Başkanı Bekir Kaya tutuklu yargılanmak üzere cezaevine konuldu. Bu durum hem Başkan Kaya hem de Van için büyük şansızlıktı. Depremin yaralarının sarılacağı bir dönemde Van Belediye Başkanı’nın tutuklanması Van kamuoyunda ciddi tepkilere neden oldu. Bekir Kaya 10 ay süren tutukluluk döneminden sonra görevinin başına dönse de bu süre kayıp dönem olarak algılandı. Bu 10 aylık sürede Başkan Vekili Sabri Abi’nin de iyi niyetiyle çalışmaları devam ettirmeye gayret sarf ettiğini belirtmemiz gerekiyor.

 

2014’TE NE OLUR?

 

Yukarıda özetle anlattığımız olaylardan çıkarabileceğimiz en önemli sonuç şudur: Van seçmeninin tercihleri kaygan bir zeminde şekilleniyor. Van, ne Diyarbakır veya Batman gibi sürekli BDP siyasi hareketinin kazandığı bir yer, ne de Bitlis gibi sürekli AK Parti’nin kazandığı bir yer. 1999’da DEHAP, 2004’te beklenmedik bir şekilde AK Parti kazandı. 2009’da ise DTP bayrağı tekrar geri aldı. 2014’teki seçimlere bütün bu bilgilerin ışığında bakmakta fayda var. Burada değinmemiz gereken başka bir konu var ki, o da barış sürecinin nasıl nihayetleneceğidir.  Barış sürecinin sorunsuz atlatılması 2014’teki yerel seçimleri özellikle ‘nitelik’ bakımından etkileyecektir. Daha önce BDP’ye oy verenlerin büyük bir çoğunluğu belediye hizmetlerinden ziyade tercihlerini siyaseten yapıyorlardı. Önümüzdeki seçimlerde bu tercih büyük oranda ‘belediyecilik’ üzerinden şekillenebilir. Bu durumda Van’da yarışması kesin olan iki parti, BDP ile AK Parti’nin, aday seçimlerine önceki seçimlerden farklı olarak yeni kriterler getireceklerini bekleyebiliriz. BDP, bundan önceki seçimlerde olduğu gibi son güne kadar sessiz kalacağa benziyor. Ancak AK Parti’de aday adaylarının şimdiden çalışmalarına başladığını söyleyebiliriz. Birkaç gün önce güvenirliliği sorgulanmaya açık bir şirketin yaptığı anketin yerel medyaya servis edilmesi bunun en büyük göstergesi. Bizim kanaatimize göre;  AK Parti tüzüğünde bulunan milletvekilliği ile ilgili ‘3 dönem’ şartının değişmemesi durumunda, partinin ağır toplarından birinin Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması kimseyi şaşırtmamalı. Üstelik bu isim Hüseyin Çelik de olabilir, bakanlık yapmış başka biri de…Ya da ismi bizde saklı çok büyük bir sürpriz adayla da karşılaşabiliriz.  Bu durumda Van’da nabız yoklayan birçok aday adayının isimlerini hemen zikretmemeleri kendileri için daha iyi olacaktır. Üstelik analizimizin başında belirttiğimiz gibi Van merkezdeki iki yeni belediye, İpekyolu ve Tuşpa, çok önemlidir. Hem BDP hem de AK Parti’nin bu iki belediyeye gösterecekleri adaylar ile il genel ve belediye meclis üyesi adaylarının nitelikleri de Van seçiminin sonucunu etkileyecektir.

Editör: TE Bilisim