Sadece Türkiye’nin değil bölgenin de en önemli kentlerinden birisi olan Van, aynı zamanda tarihi ve kültürel yapısıyla da zenginliği ile adeta büyülüyor. Tarih boyunca onlarca medeniyete ev sahipliği yapan kent özellikle Urartu Krallığı’nın başkenti olması nedeniyle büyük önem arzediyor. Urartu Medeniyeti’nin adından söz ettirdiği bir coğrafyada muhteşem eserler bırakıp ilkleri hayata geçirdiği Van’da onlarca yıldır da bilim insanları bu medeniyetin izlerini sürüyor. İstanbul Üniversitesi eliyle Van Kalesi’nde, Erzurum Üniversitesi eliyle Ayanıs Kalesi’nde yıllardır süren çalışmalar ile Urartular’ın izi sürülmeye devam edilirken son yıllardaki ataklarla büyük oranda aşama kat edildi. Yıllarını kentte kazılar yapmaya veren bilim insanları Van’da önemli bulgulara ulaştı. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erkan Konyar ve ekibi Van Kalesi eteklerinde Urartu Mahalleleri ortaya çıkarırken aynı zamanda Van Kalesi eteklerinde eski Van Şehri’ni yeniden ayağı çıkarmak için çalışıyor. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı ve ekibi ise 30 yıldır devam eden Ayanıs kalesi kazılarında gün yüzüne çıkarılan yerleşim yerlerini ve eserleri yakın zamanda turizme kazandırıp halka buluşturmak için büyük bir gayret ve titizlikle çalışmaya devam ediyor.

Tarihi Van Kalesi höyüğünde yapılan kazı çalışmaları sırasında bulunan 2 bin 700 yıllık Urartu Mahallesi’ndeki evler, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle yeniden ayağa kaldırılıyor.  Urartu Krallığı’nın başkenti Tuşba’nın merkezi olan Van Kalesi ve çevresinde 10 yıl önce kazı çalışması başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları, bu yıl da devam ediyor. Eski Van şehri, kale ve höyüğü olmak üzere üç lokasyonda başlatılan çalışmalar, Türkiye’nin değişik 10 üniversitesinden öğretim üyesi ve öğrencilerin katılımıyla sürüyor.

URARTU EVLERİNİ BULDULAR, DOKUSUNA ZARAR VERMEDEN AYA KALDIRIYORLAR

Bu yıl Van Kalesi höyüğünde devam eden kazı çalışmalarında koruma, onarım ve restorasyon yürütülüyor. Önceki yıllardaki kazı çalışmalarında höyükte çok sayıda Urartu evi bulunmuştu. Bulunan taş temelli 2 bin 700 yıllık kerpiç evlerin tahribatını en aza indirmek için de çeşitli koruma yöntemleri kullanılıyor. Bu çerçevede inşa edilen Urartu evleri, orijinal dokusuna zarar verilmeden yeniden ayağa kaldırılıyor.

URARTU MAHALLESİ DE BULUNDU!
 

Yıllardır Van’da çalışan ve önemli yapıları gün yüzüne çıkaran isim olan Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar, daha önceki kazı çalışmalarında çok sayıda Urartu evi bulduklarını belirtti. Van Kalesi Höyüğünde yürütülen kazı çalışmalarının bu yılki etabında daha çok koruma, onarım ve restorasyon yaptıklarını ifade eden Konyar, “2010 yılında bu yana Urartu Mahallesi alanında çalışıyoruz. Burada birçok Urartu evi ortaya çıkardık. Bunlar taş temelli kerpiçten evlerdir. Nispeten yüksek duvarlı evler olarak ortaya çıktı. Büyük bir Urartu Mahallesi ortaya çıkardık. Tabi bu evler kerpiçten olması hasebiyle tahribat da fazla olabiliyor. Tahribatı en aza indirmek için çeşitli pasif koruma yöntemleri uyguluyoruz. Son iki yılda da Urartu kerpiçleri döküp gerekli ayırıcılarla pasif koruma yöntemlerini daha da yoğunlaştırdık” dedi.

2 BİN 700 YIL ÖNCESİNE GİDECEĞİZ!

Restorasyon çalışmalarında ahşap sandıklarla duvarı bir çerçeveye aldıktan sonra ayırıcı filelerle sarıp onun üzerine uygulama yapıldığını dile getiren Konyar, böylece orijinal dokuyla daha sonra yapılan dokunun rahatlıkla farkına varılacağını söyledi. Bu çalışmayla hem orijinal dokunun korunduğunu hem de Urartu evlerinin daha da görünür hale geldiğine dikkat çeken Konyar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ziyaretçiler bir Urartu evi nasıl olur, kaç odadan oluşuyor, içindeki sekileri, ocakları görebileceği bir hale getiriyoruz. 2 bin 700 yıllık bir Urartu evinin ve Urartu Mahallesi’ni tamamen ayağa kaldırıp ziyaretçilerin 2 bin 700 yıl önce insanlar nasıl evlerde yaşıyorlardı, bunun kurgusunu yapmaya çalışıyoruz. İnsanlar bu evlerin içine girdiklerinde 2 bin 700 yıl önceki havayı algılamış olacaklar.”

BİR TARİH DE AYANIS’TA YAZILIYOR

Van’da devam eden bir diğer önemli çalışma da Ayanıs Kalesi’nde devam ediyor. Urartu Kralı II. Rusa tarafından Van Gölü'ne hakim bir tepe üzerinde yaptırılan, süslemeleri, mimari yapısı ve kalıntılarıyla Urartular dönemine ait önemli bilgilerin elde edilmesini sağlayan Ayanis Kalesi'ndeki kazı çalışmaları 30 yıldır kesintisiz sürüyor. Taş ve kerpiç işçiliğinin yanı sıra tapınak bölümündeki süsleme ve surlardaki kabartmalarla dünya üzerindeki en önemli ve özel Urartu tapınaklarından biri olan Ayanis Kalesi'ndeki kazı çalışmaları, Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülüyor.

KAZI TAM 30 YILDIR DEVAM EDİYOR!

Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülen kazıların bu yılki bölümüne başlandı. Prof. Dr. Işıklı, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle bu seneki kazıları Temmuz ayı itibarı ile başladığını söyledi. Bu seneki kazılarında 30'uncu yılını kutladıklarını ifade eden Prof. Dr. Işıklı, “Ayanis Kalesi kazıları Anadolu arkeolojisinde ve Doğu Anadolu arkeolojisinde en uzun soluklu kızlardan biri olma unvanına sahip. 30 yıldır bu kazı hiç durmadan devam etti. Ben bayrağı hocam Altan Çilingiroğlu’ndan devraldım. Son 5 yıldır da ben elimden geldiğince sürdürmeye çalışıyorum” dedi.

“AYANİS KALESİ URARTU'NUN EN GÖRKEMLİ KALESİ”

Hepinizin bildiği gibi Ayanis Kalesi hem Urartu arkeolojisi için hem de bölge arkeolojisi için çok önemli bir merkez olduğunu ifade eden Prof. Dr. Işıklı, “Urartu'nun en iyi korunmuş kalelerinden biri. Son büyük görkemli kalesi olarak kabul ediyoruz. O görkemli kelimesinin sonuna kadar hak eden bir kale. Çünkü 30 yıl boyunca yaptığımız kazılarda gerçekten hem Urartu'nun hem de bu kaleyi kuran Kral II. Rusa’nın görkemini biz ortaya çıkardık adım adım.” Dedi.

“GENİŞ ÇAPLI BİR ÇEVRE KORUMA DÜZENLEME ÇALIŞMALARI YAPILDI”

Kazılarda buldukları buluntuların kültürel buluntular olduğunu ifade eden Işıklı, “Kazılarla tespit ettiğimiz kültürel buluntular, Urartu arkeolojisine ait essiz ünik eserler ve yine anıtsal boyutta kabul edilebilecek şaheser niteliğinde yapılar ile karşılaştık. Bu yapıların hiç biri şüphesiz hepinizin de bildiği gibi özellikle Urartu arkeolojisi ile ilgilenen uzmanların çok yakından tanıdığı Tanrı Haldi’ye ithaf edilen tapınak. Bu seneki çalışmalarımızın büyük bir kısmını o alanı oluşturuyor. Bilindiği gibi Tuşba Belediyesi’nin bölgedeki diğer kurum ve kuruluşların desteği ile son 2 yıldır Ayanis Kalesi'nde çok geniş çaplı bir çevre koruma düzenleme çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalar kapsamında Haldi Tapınağı, çekirdek tapınak, geçici çatıdan kurtulup kalıcı çatı ile koruma altına alındı. Ve bu koruma çatısında altındaki tapınağın artık hak ettiği noktaya ulaşması gerekiyor.” Şeklinde konuştu.

“NİHAİ HEDEFİMİZ TAPINAĞIN BİR AN EVVEL TURİZME KAZANDIRILMASI”

Bu sene bu çalışmalarını tapınak üzerinde yoğunlaştırdıklarını ifade eden Prof. Dr. Işıklı, “Özellikle üst yapı dediğimiz kerpiç yapının daha net ortaya çıkarılması için yoğun çaba sarf ettik. Çünkü eski dönemdeki kazılarda kalıcı çatıyla korunmadığı için tapınağın duvarları çok net olarak kazılmamıştı. Kazı tamamlanmamıştı. Biz bu kazılarla hem Urartu'nun bu önemli tapınağının mimari gizemlerini ortaya çıkarmaya başladık hem de aynı zamanda tapınağa daha gözde estetik olarak güzel görünecek bir nokta ulaştırmaya çalışıyoruz. Zaten nihai hedefimiz tapınağın bir an evvel turizme kazandırılması.” Diye konuştu.

“KÜLTÜREL TURİZME KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Işıklı konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu tapınak gerçekten Urartu arkeolojisine ulaşan, arkeoloji dünyasındaki birçok uzmanın dikkatini çekiyor ve her biri bu tapınağı görmek için büyük bir heyecanla çaba sarf ediyorlar. Biz bu tapınağı gezilebilir bir düzeye taşınabilir noktaya getirmek için büyük çaba sarf ediyoruz. Bununla ilgili ön çalışmalarımızı yaptık. Bir sonraki aşamada yine tabii ki bu konuda büyük desteğe ihtiyacımız var. İnşallah temin edeceğimiz desteklerle bu tapınağı hem podyumlu salonunu, hem de mermer bezemeli süslemeli platformunu, hem de eşsiz kabartmalarını, hem insanlığa hem de dünya turizm ve kültürel turizme kazandırmayı hedefliyoruz.”  

Editör: TE Bilisim