Çatışmalı sürecin devam ettiği, gerginliğin hat safhada olduğu 1 Kasım seçimleri öncesi sandık üzerinden partilerin ‘tepkileri’ sürüyor. Van’da her iki parti de sandıktan yana açıklamalar ve tepkiler ile gündeme gelirken tüm bu yaşananlar Van’ın sandıkla ilgili durumunun Ankara’ya taşınmasına neden oldu.

 

Sayılı günlerin kaldığı 1 Kasım seçimleri öncesinde ülkede ‘sandık’ tartışması devam ediyor. YSK’nın reddetmesine rağmen bazı ilçelerde sandıkların taşınması kararı alınmaya devam ederken istisnasız sandıklarla ilgili tartışmaların birçoğu Van ve diğer doğu illerinin arasında bulunduğu iller üzerinden yapılıyor. Zira başbakan Davutoğlu’nun da dile getirdiği sandık güvenliği noktasında HDP de tepkili. 7 Haziran’dan daha gergin bir şekilde gidileceği beklenen seçim öncesi partilerin ‘sandık kavgası’ büyümeye devam ederken bu gerginlik vatandaşa da yansıyor… Tüm bu tartışmalar devam ederken son günlerde HDP tarafının da sıkça dillendirdiği muhtarlar ve köylülerden imza toplandığı, seçime yönelik askerler tarafından baskı yapıldığı iddiası ise Van milletvekili tarafından meclise taşındı…

 

HER İKİ PARTİ DE ‘SANDIK’TAN YANA TEPKİLİ!

İlçe ve köylerde sandık konusunda köylülere ve muhtarlara baskı yapıldığını dile getiren HDP kanadı sandık taşımalara tepki göstermeye devam ediyor. AK Parti’nin de HDP’nin de yakındığı ‘sandık’ baskısı ve güvenliği gündemin ana maddesi olurken, Başbakan Davutoğlu seçim öncesi Van’da sandıklar konusunda sert bir çıkış yaparak; “Şimdiden uyarıyorum; halkımıza şu veya bu partiye oy vermeleri için baskı yapmaya kalkan kim olursa olsun, en şiddetli şekilde adaletin önüne çıkartılacak. Kimseye bu milleti, bu ülkeyi, bu sandıkları terk etmeyeceğiz.” Demişti. Öte yandan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili ve Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk ise son zamanlarda Erciş ve Çatak ilçesine bağlı mahallelerde, mahalle muhtarlarının ve vatandaşların karakola çağırılarak seçim öncesi imza vermeleri iddialarını İçişleri Bakanı Selami Altınok’a sordu. Hezer halktan imza alındığını iddia ederken bu konudan bakandan bilgi istedi.

 

VAN MİLLETVEKİLİ BAKANDAN BİLGİ İSTEDİ

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili ve Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk, Erciş ve Çatak ilçesine bağlı mahallelerde, mahalle muhtarlarının ve vatandaşların karakola çağırılarak seçim öncesi imza vermeleri iddialarını İçişleri Bakanı Selami Altınok’a sordu. Hezer verdiği soru önergesinde Bakan Altınok’a şu soruları sordu: “Bakanlık olarak jandarma ve kolluk kuvvetlerine 7 Haziran seçimlerinde HDP‘nin yüksek oy aldığı bölgelerden seçmenlerden imza alınması talimatınız var mı?. Böyle bir talimatınız yoksa Van ilinin 6 farklı bölgesinde jandarmanın 7 Haziran seçimlerinde oy kullanan vatandaşlardan imza örneği istenmesinin sebebi nedir?”

 

ÖZTÜRK: KÖYLÜLER TEHDİT EDİLDİ

Tuğba Hezer Öztürk ilk olarak köylülerin, karakol tarafından tehdit edildiğini ifade ederek, şu ifadelere yer verdi: “17.10.2015 tarihinde Van ili Erciş ilçesinin Doğancı, Koç Köprü ve Gergili köy muhtarları Altındere jandarma Karakolu tarafından çağrılıp 7 Haziran seçimlerinde HDP’ ye yüksek oranda oy çıkmış bu köylerde, seçmenlerin karakola gelip imza vermeleri gerektiği belirtilmiş. Bu alınacak imzaların 7 Haziran seçimlerinde verilen imzalar ile karşılaştırılacağı söylenmiştir. Köy muhtarları, yine 1 Kasımda yapılacak seçimlerde de HDP ’ye oy çıkarsa buradaki köylülerle görüşeceğiz şeklinde tehdit edilmişler. Köy muhtarlarına savcılıktan herhangi bir tebligat verilmemiş ve bu imzaları savcılığın istediği belirtilmiştir. Yine değişik tarihlerde Van ili Çatak ilçesinde Kaçit Köyü Sar mezrası, Uzun Tekne Köyü İkindi Mezrası, Andiçen Köy muhtarları karakola çağrılıp 7 Haziran seçimlerin de bu köylerde HDP’ ye neden bu kadar çok oy çıktığı ve korucuların var olduğu bu köylerde,  korucuların neden AKP’ye oy vermediği şeklinde tehdit edilmişler.”

 

“SEÇİMLER DEMOKRASİNİN EN NET GÖSTERGESİDİR”

İnsanların hedef gösterildiği ifade eden Öztürk, “Jandarma muhtarlara 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye tehditle oy verdiklerini beyan etmelerini istemiştir. Seçimler demokrasinin en net göstergesidir. Kimin hangi partiye oy verdiği veya hangi köyde mezra da hangi partiye ne kadar oy çıktığını biliyoruz şeklindeki tehditkâr açıklamalar kamuoyuna beyan edilip hedef gösterilmektedir. Geçmiş dönemde Enerji Bakanlığı yapan Taner Yıldız’ın basına verdiği bir demeçte bir polis lojmanında HDP ye yüzde 62 oy çıkıyorsa o lojmanın hangisi olduğunu çok iyi biliyorlar. Ben buna demokrasi diyemem şeklinde demeç vermiştir. Son günlerde yaşananlar Sayın Taner Yıldız’ın bahsettiği demokratik anlayış sanırım. Bunun demokrasi ile bağdaşmadığı ve oy kullanmanın kişin hür iradesine bağlı olduğu şüphesizdir. Hangi sandıkta veya hangi yerleşim yerinde hangi partiye ne kadar oy çıktığının kamuoyuna duyurulması ve buradaki seçmenlerin baskı altında bırakılması kabul edilemez bir durumdur.” Dedi.

 

İŞTE ÖZTÜRK’ÜN, ALTINOK’A YÖNELTTİĞİ SORULARI

Öztürk verdiği önergede şu sorulara yer verdi: “Bakanlık olarak jandarma ve kolluk kuvvetlerine 7 Haziran seçimlerinde HDP‘nin yüksek oy aldığı bölgelerden seçmenlerden imza alınması talimatınız var mı? Böyle bir talimatınız yoksa Van ilinin altı farklı bölgesinde jandarmanın 7 Haziran seçimlerinde oy kullanan vatandaşlardan imza örneği istenmesinin sebebi nedir? Çeşitli basın yayın kuruluşlarında geçen haberlere göre jandarmaların köy muhtarlarını çağırıp 7 Haziran seçim sonuçlarına ilişkin tehdit edildiğine ilişkin haberler vardır. Bu haberlere ilişkin bahsi geçen yerleşim yerlerindeki jandarma komutanlıklarına ilişkin başlatmış olduğunuz bir soruşturma veya inceleme var mı? Herhangi bir soruşturma veya inceleme başlatmadıysanız sebebi nedir? Jandarma komutanlarının 7 Haziran seçim sonuç tutanakları ve imza tutanaklarını nasıl ve ne şekilde elde etmişlerdir? Bu konuda ki çalışmalarla ilgili bilginiz var mı? 7 Haziran seçimlerinde daha önce eski Enerji Tabii Kaynakları Bakanı olan Taner YILDIZ kimler HDP’ ye oy vermiş hepsini biliyoruz şeklindeki açıklamaları seçim güvenliğini tehdit etmiyor mu? Bu verilere nasıl ulaşıla biliniyor?”

 

ÖZTÜRK: BİR SÖZ ALINIYOR MU?

Öztürk soruların devamında, “Yine MHP genel başkanı danışmanı Metin Özkan’ın bir TV kanalında HDP’ ye oy veren 3000 kişinin listesi çantamda demeci seçim güvenliğini tehdit etmiyor mu? Bu listeler nasıl ve ne şekilde bu kişilere ulaştığı hakkında herhangi bir inceleme veya soruşturma başlattınız mı? Soruşturma veya inceleme başlatılmadıysa bunun sebebi nedir? Soruşturma veya inceleme başlatıldıysa bunun sonucu kamuoyuna açıklanacak mı? 1 Kasım seçimleri için de benzer bir tablonun oluşmaması için herhangi bir ekstra önlem alınacak mı? 1 Kasım seçimlerinde seçim güvenliği ve gizliliği için 7 Haziran seçimlerinden farklı olarak nasıl önlem alınacaktır? Geçici köy korucularına ve kolluk kuvvetlerine hangi partiye oy vermesi gerektiği konusunda herhangi bir talimatınız oldu mu? Geçici köy korucuları alınırken iktidar partisine oy vereceklerine dair yazılı veya sözlü olarak bir söz alınıyor mu? Kırsal kesimlerde görev yapan devlet memurlarına dönük seçimlerde herhangi bir partiye çalışmasına dönük bir talimatınız oldu mu? Jandarmalara 1 Kasım seçimlerinde AKP’ye oy toplanması için herhangi bir talimatınız oldu mu? Böyle bir talimatınız yoksa kırsal kesimlerde Jandarma komutanlarının köylülere neden AKP’ye oy vermediklerine dönük baskı ve sorgulamaları vardır? Bu konuda herhangi bir soruşturma veya inceleme başlatmayı düşünüyor musunuz? Herhangi bir inceleme başlatmayacaksanız sebebi nedir? 1 Kasım seçimlerinde AKP’ye oy vermeyen köylerdeki geçici köy korucuların sözleşmelerini feshedecek misiniz? Ülke de yapılan seçimlerde kolluk kuvvetlerinin kime oy verdiğini takip eden bir sistem var mı? Bu konuda yapılan herhangi bir istihbarat çalışması var mı?” Soruları sordu. 

Editör: TE Bilisim