Mustafa Kemal Atatürk, Sakarya Muharebesi sırasında işgal altındaki ülkenin sadece bir kısmı için mücadelenin yeterli olmayacağını savunur. Atatürk’e göre kısmı planlar ya da belli bölgeleri kapsayan vatan parçası için bir savunma sisteminden ziyade, işgal altından kurtulmanın tek yolu vatanın en ücra köşesine kadar mücadeleye destekli bir şekilde iştirak etmek gerekiyordur. Bu iradeyi ortaya koymak için de “Hattı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır.” Sözünü söylemiş ve uzun yıllar unutulmayacak bu cümleyi hafızalara kazımıştır.

 

***

 

Eveeet... Bizler de seçim sürecine girmiş bulunmaktayız.

Kasım 2019’a niyet, Haziran 2018’e kısmet olan seçimler biraz ‘şok’ etkisi yaratsa da, politikayı seven bir ülkenin, politik vatandaşları olarak sürece çabucak adapte olduk.

Takvim hızlıca şekillendi, Van’da da süreç aynı hızda adaptasyonu sağladı.

Ankara, daha çok Cumhurbaşkanlığına ve muhalefet bloğunun seçim hamlesine odaklandığı sırada Van’da başvurular hızlıca yapıldı.

Hele ki Abdullah Gül’ün ‘çatı’ aday olmayacağını deklare etmesiyle birlikte seçim tekrar milletvekilliği başvuruları üzerinden yürüyen bir eksene oturdu.

 

***

 

Biz Van’ın siyasi nabzına gelelim...

İstifalar edildi, başvurular yapıldı. Ve dün itibariyle de başvurular sonlandı.

Dün itibariyle de 168 aday adaylığı başvurusu yapıldı.

Türkiye’de de 6 bin küsür adayın başvuru yapıp rekor kırdığı başvuru da Van da önemli pay sahibi oldu. Van’da da son seçimlere oranla en yüksek rakama ulaşıldı.

Hele ki 7 Haziran ve 1 Kasım gibi sıkıntılı seçimler düşünüldüğünde AK Parti kaybettiği heyecanı yakalamış gibi görünüyor...

Sebebine gelince...

AK Parti cephesinde geçen seçimin aksine HDP’nin bu seçimde barajı aşamayacağı ile ilgili beklentiler de yüksek seviyede.

Böylesi olur, İYİ Parti, CHP öyle hatırı sayılır oylar almazsa AK Parti’nin 8-0 ile seçimi alması ihtimal dahilinde.

HDP’nin geçmesi halinde ise tablo biraz daha farklı.

AK Parti’den başvuru yapacak olanları düşündüren en önemli etken de bu.

Farklı bir senaryo düşünüldüğünde ise tablo şöyle:

7 Haziran 2015’te sadece 1 vekilin, 1 Kasım 2015’te de 2 vekilin seçildiği Ak Parti’de milletvekilliğine ‘niyet’ etmiş çevreler bu dönem için tabloda çok aşırı bir değişim olmayacağı tereddüdünü yaşıyor.

 

***

 

Fazla dallandırmayalım.

Van’daki başvurulara bakıp şöyle genel bir profil çizmek gerekirse, tespitlerimi sıralamak istiyorum:

 

-Bir kere ‘kadrolu’ diye nitelendirebileceğimiz aday adayları yine listede yerini aldı. Her seçimde aday adaylığı yapmazsa hanesine günah yazılacakmış gibi düşünen isimler listelere adını yazdırdı. Fakat geçtiğimiz yıllara oranla bu oranda azalma var. Bu bir demokratik haktır, bir şey dediğimiz yok. Bunu da ifade etmek gerek.

 

-Öyle görünüyor ki Ak Parti’de Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ söyleminden sonra başlayan yenileşme ve gençleşme süreci milletvekili listelerine de yansıyacak. Son dönemlerdeki bu değişim bir çok ismi motive etmiş olacak ki uzun süre sonra listelerde çok yeni isimler görebiliyoruz. Listede genç ve vizyoner isimler de var, 18’lik delikanlılar da. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, son dönemlerde gençleri önemsiyor. MKYK’da, genel merkezde gençlerin sayısı arttı. Öyle tahmin ediyorum ki bu dönem listede genç bir aday olacak. Genç aday adayları da listede kendisini iyice htiriyor.

 

-Van’ın en büyük eksiği başarılı, liyakatli, gelecek vadeden, proje üretebilen isimlerin bir türlü sürece dahil olmamasıydı. Bu seçimde listelerde heyecan yaratacak isimler olduğunu görüyoruz. Projeci, kalkınmayı bilen ve konuşan önemli isimler de var. Bu isimler arasından birilerini seçmek gerekten zor olacak!

 

-Kadın kotası yine önemli bir faktör. Bir genç bir kadın adayın yer bulabileceği Van’da bu anlamda başvuran kadın sayısı da azımsanacak gibi değil. Listenin kadın adayları güçlü isimlerden de oluşuyor. Şimdiden kadın adaylardan birisi için ‘kesin listede olur’ konuşmaları yapılmaya başlandı bile.

 

-Önemli görevi bırakan tek isim Ankara’dan başvuru yapan ve önemli görevleri bırakan danışmanlar değil elbette. Cumhurbaşkanlığından Gülşen Orhan ve Başbakanlıktan Adnan İnanç dışında Ankara’dan hazırlanan çok çarpıcı isimler var. Bu isimlere ek olarak Ankara’da görev yapan bürokratlardan hatırı sayılır başvuru var. Ankara havası solumuş, bürokrasiyi ve siyaseti iyi bilen isimlerin olması heyecan verici.

 

-Ankara bürokrasisi kadar Van’ın Kamu kurumlarından önemli isimler de bu seçimde ‘temsiliyet’ yarışına dahil oldu. Onlar da en az Ankara’dan gelen isimler kadar çarpıcı isimler. Şimdiden isim verip öne çıkarmak ya da arka planda tutmak gibi yanlışa düşmeden ‘güçlü’ ve ‘etkili’ diyebileceğim çok fazla bürokrat listede yer alıyor ve heyecan veriyor. Bir çoğunun geçmişinde hizmet, proje, eser olan çok nitelikli isimler büyük ‘risk’ alarak önemli görevleri bırakmaları ile dikkat çektiler. Bu isimler dışında daha bir çok önemli kurumdaki görevinden ayrılıp Temsiliyet yarışına dahil olanlar var.

 

-Öyle görünüyor ki Van listesi bu seçimde sil baştan yenileniyor. Yani bu seçimde devreden vekilimiz olmayacak gibi görünüyor. Eğer 3 dönem kuralı geçerli olursa Burhan Kayatürk (Ki aday adaylığı başvurusu da yapmadı) aday olamayacak ya da gösterilmeyecek. Beşir Atalay da emekli ayrılacağını defalarca beyan etmişti. Yani tamamı yeni isimlerden oluşan bir listenin önümüze gelmesi mümkün. Buna ek olarak eski tüm vekillerin başvuru yaptığı listeyi görünce listenin en tepesine ‘tecrübelilerden’ birisinin eklenecek olması da ihtimaller arasında.

 

-Yeni liste de akıllara yine ‘dışarıdan’ aday ihtimalini getirmiyor değil. Mesela sosyal medya da ve siyasi kulislerde Ethem Sancak ismi çok konuşulur oldu. Bu noktada kimisinin Ethem Sancak kimisinin farklı bir ‘ağabey’ tahmini yürüttüğü Van için yine 1 numara görevlendirmesi çıkar mı bilmem ama Van bu dönem dışarıdan aday konusuna hiç mi hiç sıcak bakmıyor. İl başkanlığı ve karar vericiler bu kararlılığı önemserse ‘yerli’ bir listeye destek oranı daha yüksek olacaktır.

 

***

 

Bunlar sadece kısa sürelik başvuru sürecinin satır başlarıydı.

Başvuru sayısı hedeflenen doğrultuda mı bilmem, ama geçmiş yıllara göre daha nitelikli isimlerin yer aldığını, liyakatin konuşulabileceğini, bürokrasinin ağır toplarının Ankara’ya gidebileceğini kestirmek mümkün.

Ama...

Esas olay süreci doğru yürütebilmekte.

Tam burada virgülü atıp yazımın en başındaki cümleden hareketle olayın ehemmiyetine vurgu yapmak isterim.

Niyetim Van’daki seçimi bir kurtuluş mücadelesine benzetmek ya da bir savaş ortamı hazırlamak değil. Ama ortada bir mücadele var.

İşte bu mücadelede Sakarya Muharebesi’nde dillendirilen “Hattı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır.” Sözü bu seçimde yeni teşkilatın, Kayhan Türkmenoğlu’nun, Van’ın temsilcilerini seçecek isimlerin, genel merkezin yani bu işte belirleyeci olan herkesin Van’a uyarlaması gereken bir söz.

Zira geçtiğimiz yıllarda, seçimlerde şunu gördük:

Van’da belli kesimleri kapsayan, belli çevrelerin işaret ettiği isimlerden oluşan, belli aşiretlere ve belli ailelere göre düzenlenen listeler ve temsiliyetler bu kente kaybettirdi.

Ya da bu dengelerin hiç biri gözetilmedi. Birilerinin ağırlığı üzerinden, ya da birilerinin masa başında hazırladığı listeler üzerinden ‘yüzeysel’ ve ‘bireysel’ bir seçim politikası yürütülüd.

“Benden başka güçlü olmasın, 1 numara da benim, ağabey de benim.” Şeklindeki isimler ardındaki isimleri de kenti de hep gölgede bıraktı.

Türkiye’de bir çok ilin Ak Parti dönemlerinde ihya olduğu süreçlerde Van ‘yanlış’ isimlerden dolayı hep yerinde saydı.

Siyasi mücadelesini alanın tamamına yayıp herkesin ‘mutabık’ kaldığı isimler yerinde hatta yayan düşünce Van’a hep kaybettirdi.

İşte bu yüzden, AK Parti’nin Van için “Hattı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır.”  Demesinin vaktidir.

Listede önemli siyasi isimler var,

Önemli bürokratlar var,

Kadınlar var,

Gençler var,

Kamuoyunda kabul görecek yeni isimler var,

İsmi kirlenmemiş, temiz yüzlü, liyakatli adaylar var.

Ak Parti’ye düşen bir kez daha yanlış yapmamaktır.

Yüzeysel değil Van’ın her köşesini ve tüm dengelerini gözeten ‘doğru’ bir liste halihazırdaki konjonktürde AK Parti için zeminin maça bu kadar müsait olduğu süreçte büyük avantaj sağlayacaktır.

 

***

 

Ne kadar da bu seçim genel seçimdir, adayların seçimi değildir desek de Vanlı’nın gözünde bir belediye başkanı seçmek ile milletvekili seçmenin ayrımı kalmamıştır.

Üstelik Türkiye’nin yeni sistemi de bu noktada Vanlı’nın düşüncesi ile eşdeğer bir zemine oturmuştur.

Artık Cumhurbaşkanı ayrı seçilecektir, milletvekili ayrı.

İnsanlar nasıl ki belediye başkanını ayrı partiden, encümenini ayrı partiden seçebiliyorduysa aynı şekilde artık Cumhurbaşkanını ayrı partiden, milletvekilini ayrı partiden seçebilecektir.

Yani artık söylemlerde Recep Tayyip Erdoğan ile başlayıp Erdoğan ile bitirmek bu kentte siyaset düşünenlere yetmeyecektir.

Van’ı temsil etmeye namzet olan isimlerin bu kente bir şeyler söylemeye mecburdur.

Haliyle... Vanlı kendisini mecliste temsil edeceği için en azından bu seçimde ve bundan sonra kendilerinin sözüne kulak verilmesini beklemektedir.

AK Parti’ye düşen de gerçekten kulak vermektir.

Gazamız mübarek olsun!

Editör: TE Bilisim