Vanlı iş adamı Yunus Gökçenay 2021 yılının 2018’den süregelen ekonomik kriz ve sonrasında pandemi etkilerinin artarak devam ettiği bir yıl olduğunu ifade ederek, bu ekonomik darboğaz ve sıkıntıların herkes gibi kendilerini de olumsuz etkilediğini söyledi. Sektör olarak şu anda ciddi bir mücadele verdiklerini dile getiren Gökçenay, “İnşallah önümüzdeki yıllarda bunlar telafi edilir. Çünkü Türkiye’nin potansiyeli, hem coğrafi hem fiziki hem de sosyal anlamda buna müsaittir. Türkiye gerek turizm gerek tarım açısından dünya ticaretine müsait bir ülke. Bu açıdan dolayı erken toparlanacağını düşünüyorum. Her ne kadar dövizdeki artışlar ciddi bir tahribat oluştursa da başta turizm olmak üzere inşaat sektörünün, içe dönük tarımın, sanayinin ve sınır illerindeki ticaretin bir an önce hızlandırılması ve desteklenmesi gerekiyor. Nitekim İran hükümeti kendi başına aldığı bir karar doğrultusunda 15 gün süreyle kapıyı kapattı. İran sınır kapısının tekrar kapanması otelcileri, turizmcileri, esnafı ve bizleri üzdü. Bu sorun aynı zamanda uluslararası bir sorundur. İran hükümetinin aldığı bu kararı bir kamuoyu oluşturularak; Van milletvekillerinin, mülki amirlerin, iş adamlarının, STK’ların aynı baskıyı kurarak, kapının tekrar açılmasını sağlamalarını dilerim. Bunun için de her türlü kurum ve kuruluşun buna destek vermesi gerekir” dedi.

“Çevre yolu ihalesinin verildiği Elazığlı firma ile herhangi bir ortaklığım yok”
Van’da yaklaşık 11 yıldır çözülemeyen çevre yolu ile ilgili çalışmalara değinen Başkan Gökçenay, “Çevre yolu 11 yıldır adeta bir kangren haline geldi. Biz 11 yıl önce 41 kilometrelik yolun tamamının ihalesini aldık. Ancak maalesef yarısına yakınını yaparak asfalt seviyesine getirdik. Bunu Erciş tarafından Özalp yoluna kadar ciddi manada zorlu bir süreç geçirip, gece gündüz çalışarak böyle bir duruma getirdik. Fakat yapıların olduğu yerde karşımıza kamulaştırma sorunu çıktı. O dönemde kurumlardan daha çok mücadele verdim ama bir sonuç alamadık. 18. Madde uygulandı ama maalesef o da yıllarca sürüyor. Öte yandan Edremit’ten Kurubaş geçidine kadar karayolları ile birlikte yaptık. Burada da yine karşımıza kamulaştırma sorunu çıktı. Şu anda Kurubaş’a gelene kadar yaklaşık 300’e yakın bir yapı var ve kamulaştırma sorunu çözülmediği için aşılamadı. Bunun yapılması için yeniden ihale edildi. Türkiye’nin her tarafında bu tür sorunlar, ilin örgütlülüğü ile çok rahat çözülüyor ama maalesef Van bu konuda çok ciddi manada sahipsiz kaldı ve bu ihale Elazığlı bir firmaya verildi. Yine Vanlıların yararlanamayacağı, Van’da istihdam oluşturan firmaların olmadığı Elazığlı bir firmaya verildi ve bunun 150 gün içerisinde tamamlanması istendi. Fakat 150 günde bu işin bitmesinin mümkün olmadığını ileriki zamanlarda göreceğiz. Şuanda bu 150 günün dolmasına 3 ay kalırken, mevcut firma daha şantiye bile kuramamış. Bu durum Van’ın hiçbir yerel firmasının desteklenmediği bir hale geldi. Bu da Van’a ve bize haksızlıktır. Çünkü biz tüm tesisimizi, tüm şantiyelerimizi çevre yoluna göre kurmuşuz ve büyük yatırımlar yapmışız. Sadece yaz aylarında bile oralarda 200 kişi istihdam ediliyor. Maalesef böyle bir sorunla karşılaştık. İnşallah paralı diye bulunan bu Elazığlı firma, bir an önce yolu yapar. 150 gün değil 250 günde de yetiştirse razıyız. Fakat bunun mümkün olmadığı ileriki süreçte görülecektir. Bu çerçevede Vanlıların bu yola daha bilinçli olarak sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Bizler 11 yıl boyunca burada çalışanların sigortalarını yatırmışız. Tüm her şeyi karşılamışız. 11 yıldır beklediğimiz işte, uhdemizde devam eden kısmın haricinde bizim herhangi bir iş paylaşımımız yoktur. Elazığlı firmayla herhangi bir ortaklığımız yok. Biz, sadece 11 yıl önce aldığımız işi yapıyoruz. Bunu da bitirmek için önümüzde ciddi kamulaştırma engeli kaldı. Aslında bu sezon bitirmemiz gereken kısmı da bitiremedik. Çünkü birkaç kere yazılı ve sözlü ikazda bulunmamıza rağmen hatta Sayın Valimiz Mehmet Emin Bilmez ile yaptığımız bir toplantıda kamulaştırmanın bir an önce çözülmesi gerektiğini ifade ettim. Ama maalesef hala çözülmedi” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dışında kimse Van Mermer'e sahip çıkmadı”
2012 yılında Van Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulan ve Türkiye'nin en büyük mermer fabrikası olan Van Mermer ve Granit Fabrikasının sahiplenmediği için kapatıldığına dikkat çeken Gökçenay, “Dünyada üçüncü, Türkiye’de ise en büyük mermer fabrikası olan Van Mermer, en modern teknoloji ile kurulup yaklaşık 400 kişinin burada yetişmesine olanak sağladı. Şu anda Türkiye’nin birçok yerinde ve yüzde 90’ı Vanlı olan insanlar, mermer sektöründe veya taş sektöründe önemli yerlere geldiler. Kimi yönetici olurken kimileri ise kendine tezgâh açtı. Bu manada Van Mermer, bir sanayi fabrikası olduğu kadar aynı zamanda bir eğitim yeriydi. Peki niçin Van mermer kapatılma durumuna geldi. Dünyanın hiçbir yerinde üçüncü dünya ülkeleri dahil, böyle büyük bir fabrikanın yeri parayla tahsis edilmemiştir. Ancak biz Van Mermerin yerini parayla satın aldık. Maalesef o dönemin müteşebbis heyeti içinde yer alan ve sözde bizi temsil eden oda temsilcisinin engeli ile karşılaştık. Van OSB’de bize yer verilmedi. O dönemin ticaret odası yönetiminin isteğiyle biz Van Mermer'in yerini o tarihte 2,5 milyon TL’ye satın aldık. Oysa bu parayla yatırımlarımıza devam edebilirdik. Şimdi soruyorum. İlinde yatırım yapmak isteyen hangi sanayiciye yer tahsisi parayla satıldı. Ama ne yazık ki bize yapıldı. Gerek Van’ın sanayicisi, iş adamı, Van’da yetişmiş insanların gerekse mülki amirlerin ve yerel yönetimlerin sahip çıkmaması nedeniyle Van Mermer kapandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında kimse Van Mermere sahip çıkmadı. Bu konuda Cumhurbaşkanımız birçok TV kanalında destek amaçlı dile getirdi. Ama maalesef bunu Van’ın siyasetçisinde, iş adamında veya Vanlının kendisinde bulamadık. Yerel yönetimler de buna dahildir. Ben hiçbir zaman Van’a yatırım yaparken siyasi olarak yapmadım ve hiçbir zamanda düşünmedim. Ama maalesef biz bunu yaptığımız zaman her taraftaki siyasi partiler, bunu kendine çekmeye çalıştı ve aleyhte oldu. Biri desteklerken diğeri aleyhte oldu. Aslında destekleyen de samimi değildi ve kendi çıkarı doğrultusunda kullanmaya çalıştı. Hatta bir kurumumuz ihaleye çıkardığı işin mermerinin Ünye mermer olmasını şartnameye yazdı. Peki ben Van’da bu kadar tesisi niye kurdum? O zaman biz niçin böyle büyük bir yatırım yaptık? Van’ın resmi devlet kurumu veya yerel yönetimlerinden hiçbiri bize destek vermedi. Van Mermere de sahip çıkmalıydık. Van Mermer yaşamalıydı, ölmemeliydi. Aslında Van Mermer hala yaşayacak durumda. Biz kimseden hibe para istemiyor, sadece destek talebinde bulunuyoruz. Bu fabrikanın, bu taş ocaklarının değerlendirilmesi dahi orada 400 kişinin istihdam edilmesine sebep olacak. Bu da yaklaşık 4 bin kişiye tekabül ediyor. Yaklaşık 50 milyon dolara mal olan bir tesisten bahsediyoruz. Şuan bile resmi kurumuyla, yerel yönetimiyle sahip çıkılsa Van Mermer, Van’ın en büyük ihracatçı sanayi kuruluşu olur. Bu kapsamda resmi kurumlardan veya yerel yönetimlerden talep olması halinde Van Mermeri tekrar aktif hale getirebileceğimizi dile getirmek istiyorum” dedi.

“Yusuf Gökçenay Bilim ve Sanat Merkezi, başarı elde eden bir okul haline geldi”
Van’da 2013 yılında Yusuf Gökçenay Bilim ve Sanat Merkezi’ni hizmete açarak, bölgedeki zeki çocukların fark edilmesini sağlamayı hedeflediklerini vurgulayan Başkan Gökçenay, “Babam 1960’lı yıllarda burada en etkin kişilerden biri olup aynı zamanda çok hayırsever biriydi. Bu hayırsever insanın mutlaka ismi yaşamalıydı. Bende bunun için o dönemde Van Valisi olan Münir Karaloğlu’na bir şart koştum. Bölgenin üstün zekalı çocuklarının bu okulda değerlendirilmesini istiyorum dedim. Geleceğin bilim adamlarının, geleceğin teknolojisine ayak uyduracağı çocukların yetişmesini istedim. Şuan çok büyük gurur ve onur duyuyorum. İyi ki böyle bir okul yaptım. İyi ki böyle bir okulu Van’a bıraktık. Yusuf Gökçenay Bilim ve Sanat Merkezi, başarı elde eden bir okul haline geldi. Şu anda 210 öğrencisi, ki her biri seçilerek ve bizim değerlendirilmeyen üstün zekalı öğrenciler, burada değerlendiriliyor. Lütfen Vanlılar gidip görsünler. Tam da amacına uygun yapıldı bu okul. Ben bu anlamda babamla, atalarımla gurur duyuyorum. İyi ki bu okulu yapmışız. En son gittiğimde, Türkiye birincisi, dünya ikincisi olan birçok dalda öğrencilerle karşılaştım. Gözlerim doldu. Onlara hediyeler verdim. Çok mutlu oldular, ben de çok mutlu oldum” şeklinde konuştu.

“Yatırımlarımın tamamını Van’a yaptım”
Vanlı olup dışarıda başarı gösteren iş adamlarımız var. Bende bu başarılı iş adamlarımız gibi yatırımlarımı dışarıda yapabilirdim ama yapmadım. Ben yatırımlarımın tamamını Van’a yaptım. Bu anlamda başarılarının daha da ileriye gitmesini dileyerek, onlardan isteğim Van’ı ihmal etmemeleridir. Gelsinler Van’a da yatırım yapsınlar. İstanbul, Antalya, İzmir veya Türkiye’nin her yerine yatırım yapabilirler fakat Van’ı ihmal etmemek kaydıyla. Van’a hiçbir çivi çakmayıp, Van’a çivi çakanı da ahmaklıkla suçlamaktalar. Asıl buraya çivi çakmayanları değerlendiririm. 1990’lı yılların öncesinde burada iki kişiden biri turistti. Ben bu noktada tekrar turizmin canlanması için bütün Vanlı iş adamlarından bu desteği talep ediyorum” ifadelerine yer verdi.

“Uluslararası fuarlar Van’da düzenlenecekti”
Açıklamalarında Van’a yatırım yapmaktan dolayı hiçbir zaman pişman olmadığına vurgu yapan Başkan Gökçenay, sözlerine şöyle devam etti: “İstanbul’da bir tekne aldım. Tekne, eski Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’un teknesiydi.Haluk Ulusoy bana şunu sordu. İstanbul Boğazında tur atmak varken ya da Ege, Akdeniz’de, Antalya ve Bodrum’a götürmek varken bunu neden Van’a götürüyorsun' diye sordu. Dedim ki, Van Gölü buna layıktır. Göreceksiniz ben bunu Van’a götürdükten sonra birçok Vanlı bu veya buna benzer tekneyi Van’a getirerek, deniz turizmini canlandıracaklardır. Nitekim öyle de oldu. Benim tekneyi getirdiğim tarih 2011. Şimdi o tarihten sonra onun yanına dizilen teknelere bakılsın. Bu bir teşviktir. Van Mermer kurulurken de aynı düşüncelerle kuruldu. Van’a hizmet açısından kuruldu. Van’da sanayi kültürünü geliştirmek için kuruldu. Bazı rakiplerim o zamanlarda biz de mermer fabrikası açacağız diyorlardı. Ben de teşvik amacıyla kendilerine hem Ar-Ge grubunu hem de taş ocakları noktasında her türlü desteği vereceğimi dedim. Yeter ki Van’da mermer, granit, traverten gibi değerli taşlar çıkarılsın. Eskiden Ankara’dan ötesinde granit yoktur derlerdi. Ama biz granit te çıkardık. Ne kadar çok Vanlı bu alana girse o kadar çok kazancımız olurdu. Uluslararası fuarlar belki de burada düzenlenir, Van’ın zenginliğine zenginlik katılırdı.”

Editör: TE Bilisim