Van’da depremden bu yana tartışma konusu olagelen Van’ın yeşil alan ve park sorunu tartışılmaya devam ediyor. Özellikle yıkılan ve şehir dışına çıkarılan kurumların yerine Büyükşehir Belediyesi yeşil alan yapmak için çalışmaları başlatırken, devlet ise bu alanları yine kurumlar ile değerlendirmeyi hedefliyor. Bu ikililik kimi zaman kurumları da karşı karşıya getirirken, bu kez de Şerefiye Mahallesi muhtarının açıklaması ile STK’lar da işin içine girdi. Geçtiğimiz günlerde bir açıklamasında Van Merkez Komutanlığı’nın arazisinin yeşil alan değil ticari alan olmasını isteyen muhtara ÇEVDER Başkanı Ali Kalçık’tan cevap geldi. Kalçık; “Kentte çok fazla yeşil alana ihtiyaç varken, biz bu kadar yeşil alan için uğraşırken Şerefiye Mahalle muhtarının böyle bir açıklama yapması talihsizliktir.” Dedi. Kalçık, Van’ın oksijensiz kaldığına vurgu yaparak oranlarla yeşil alan gerekliliğinin altını çizdi.

 

Çevre Derneği (ÇEV-DER) Başkanı Ali Kalçık geçtiğimiz gün Şehrivan Gazetesi olarak askeri alanlarla ilgili görüştüğümüz Şerefiye Mahalle Muhtarını sert bir dille eleştirdi. Uzun yıllardır Şerefiye Mahallesi’nde bulunan ve kenti ciddi anlamda sıkıştıran askeri alanların boşaltılması ve yıkılmasının ardından, boşalan alanların TOKİ mi olsun yoksa yeşil alan mı olsun tartışmaları devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde gazete olarak görüştüğümüz ve askeri alanlarla ilgili görüşünü aldığımız Şerefiye Mahalle Muhtarı Şükrü İnan, boş alanlar için ‘Yeşil alan istemiyoruz. O alanların ticari alan olmasını istiyoruz’ demişti. Askeri alanların tartışma konusu olduğu bir dönemde böyle bir açıklama yapan muhtar İnan’a ilk tepki ise Çev-Der Başkanı Ali Kalçık’tan geldi. Kalçık “Kentte çok fazla yeşil alana ihtiyaç varken, biz bu kadar yeşil alan için uğraşırken Şerefiye Mahalle muhtarının böyle bir açıklama yapması talihsizliktir.” Dedi.

 

KALÇIK: DEPREM AVANTAJ OLABİLİRDİ

Depremde yaşanılan üzüntülerin yanı sıra yeşil alanlar için bir fırsat ve avantaj olduğunu dile getiren Başkan Ali Kalçık şu ifadelere yer verdi: “2011’de depremler olduktan sonra çok büyük acılar yaşadık. Ama her olumsuz bir gelişmenin olumlu bir tarafı da vardır. Bu depremi bir şansa ve avantaja çevirme gibi bir heyecanda yaşadık, o üzüntünün yanında. Aslında o üzüntü ve kedere sevinmek elbette ki olacak bir şey değildir. Ancak bazen olumsuzluklardan olumlu şeyler yaşanabiliyor. Bundan yaklaşık 20-25 yıl önce yani Van’ın nüfusunun 50-60 bin olduğu dönemlerde Van ‘Yeşil Van’ olarak biliniyordu. İşte her evin bahçesinde bostanının olduğu, meyve ağacının olduğu zamanlardır. Ve bizler o zaman bahçe içerisinde ikametgah ederdik. Siz o zamanlar yüksek bir yerden Van’a baktığınız zaman Van o dönemler yemyeşildi. O yeşillikten evleri göremezdiniz. Ama şimdi yüksek bir yere çıktığınız zaman Van’da yeşili göremiyorsunuz. Özellikle yeşilliği ile bilinen, ağaçları ile bilinen İskele Caddesi, televizyonları siyah-beyaz olduğu dönemlerde, televizyon arızalandığı zaman İskele Caddesi’nin görüntüsü insanlara izletilirdi. Böyle olağan üstü bir şehir ve yeşillikti.”

 

OKSİJENSİZİZ HABERİMİZ YOK!

Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilir kılmaları için kişi başına 10-13 metre kare olduğunu söyleyen Kalçık bu oranın Van’da 2.7 olduğunu söyledi. Kalçık, “Yaşanıla bilinir, yani canlıların yaşayabileceği bir yaşam standardı var bu yaşam standardı göre kişi başına düşen yeşillik 10-13 metre kare olması gerekiyor. Bu oran Van’da 2.7’dir. İşte böyle bir durumdayız ve nefes alamayacak bir duruma gelmiş bulunmaktayız. İşte en başta ifade ettiğim ve deprem avantaj oldu dediğimde tam olarak budur. Daha önce Van’ı algıladığımızda; Van’da dar alana yerleşmiş o günün koşullarıyla insanlara ve kurumlara yetecek kadar bir yapıdır. Biz o günün Valisi Münir Karaloğlu’na, ilgili bütün kurumlara yazdık. Belediye meclis üyeliğinde, il genel üyesiydim, çevre koruma başkanıydım bunla ilgili o dönem 4-5 raporda hazırladım. Yeşilimizin yetersiz olduğunu ve muhakkak yeşilin üretilmesi, şehrimizin bu sıkışıklığından dolayı kurumların yerlerinin mutlaka ama mutlaka yeşil alan olması gerekiyor. İkinci bir konu bu tür kurumların şehir dışına çıkarılmasını istedik. Maalesef arazi rantı gibi düşünülüp havamızı, suyumuzu bize parayla satan hükümet arazi rantıyla ilgili birçoğuna müsaade edilmedi.” Dedi.

 

“TOPRAK KALE’NİN ORMANLIK ALAN OLMASI GEREKİYOR”

Yıkılan askeri binaların ardından bu alanların yeşil alan olması gerektiğini belirten Kalçık şöyle devam etti: “Bununla birlikte en yakın tarihte Toprak Kale’nin ve bu askeri alanların hayatı tıkadığını ve bu askeri hizmet veren kurumun kendi askeri hizmetini veremeyecek bir sıklığın içindedir. Buradaki o askeri alanların boşaltılıp yeşil alan olması. Toprak Kale’nin ise hem tarihi bir alan olması hem de yeşil alan olması Van için çok çok önemli bir konudur. Mutlaka ki bu iki yer Şerefiye Mahallesi’ndeki 7 parselin de yeşil alana dönüştürülmesi, Toprak Kale’nin de ormanlık alan olarak oluşturulması taleplerinde bulunduk. Tabi biz çevreciler ve çevre dostları olarak burada yaşan insanlar olarak yeşili önemsiyoruz ama çokta yaptırım gücümüz yok. Biz burada kamuoyu oluşturup bu şekilde bir neticeye ulaşmaya çalışırız.”

 

BAŞKAN KALÇIK: ŞEHRİVAN’I ELEŞTİRİYORUM

Önceki gün Şerefiye Mahalle muhtarının yapmış olduğu açıklamalar üzerine de konuşan ve açıklamalarda bulunan Kalçık, kentte olarak bu kadar çok yeşilliğe ihtiyaç varken muhtar İnan’ın yaptığı açıklamayı talihsizlik olarak gördüklerini söyledi. Kalçık, “Tam biz bunları düşünürken, yeşil alan olmazsa olmazımız derken. Havamızı, suyumuzu ve yeşilimizi koruyalım derken. Önceki gün çıkan haberinizi okudum tüylerim ürperdi. Hele hele Şerefiye Mahallesi gibi bir mahalle muhtarının ‘Ben yeşili istemiyorum. Rant istiyorum’ demesi benim tüylerimi ürpertti. Hatta Şehrivan Gazetesi’nin bunu haber yapmasına dahi kızıyorum. Böyle bir haber yapılmaması gerekiliyordu. Özellikle bu muhtarın böyle bir beyanatta bulunması; ahlakla, insan haklarıyla, çevreyle bağdaşmayacak bir şeydir. Ben kendisini şahsen tanıyorum. Hangi çıkar ilişkisi var, hangi menfaati var bilmiyorum ama yaptığı son derece kuralsızdır, ölçüsüzdür, kabul edilecek bir olgu değildir. Bizim birinci önceliğimiz. Geleceğimiz olan çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız temiz bir çevredir. Biz hepimiz bu doğa üzerinde emanetçiyiz ve ona göre davranarak bu doğayı geleceğe aynı şekilde emanet olarak bırakmalıyız. 50 kuruş para kazanacak ve rant elde edeceksin diye sen bu ilin yerel sorunlarına ilgisiz kalıp böyle talihsiz bir beyanatta bulunulması abestir. Bu kabul edilecek bir olgu değil. Muhtarın bu yorumunu kınıyorum, Şehrivan Gazetesi’nin de bu haberi yapmasından dolayı eleştiriyorum.” Sözlerine yer verdi.

 

YEŞİL ALAN ACİLYETİMİZ VAR!

Kentteki hemen hemen bütün parkların beton park olduğunu söyleyen Kalçık, Şerefiye Mahallesi’ndeki bu alanın muhakkak ve acil bir şekilde yeşil alan ve bahçe olarak kullanılması gerektiğini vurguladı. Kalçık son olarak şunları kaydetti: “Benim çocukluğum o yerlerde geçti. Orada 70 yıla varan çam ağaçları var. Bu çam ağaçlarının korunması ve o alanların park ve bahçeler olarak yapılması gerekiyor. İlimizde bir park bulamazsınız. Mevcut parklarda taş yığına haline getirilmiş. Belediye park ve bahçeler birimini de yeterli görmüyorum. Park yaparken yem yeşil alanlar, ağaçlar ve bahçeler yapılmalıdır ve ancak bu yerlere park denilir. Taş yığınlarının olduğu yerler, kesilip ucube şeklinde yapılan çardaklar park olmaması gerekiyor. Bu anlamda Kurtuluş Parkı iyidir. Ancak geriye kalan tüm parklarımız beton yığınıdır. Bizim kentimizin yeşilliğe ihtiyaç var. Bu yüzden siz her yerde dükkân, AVM ve binalar yapabilirsiniz. Ama siz her yerde bu alanlar oluşmuyor. Bu yüzden iç içe geçen şehir için bu alanlar şarttır. Kamu alanı olan yerlerinde kamuya yararlı olacak işler yapması ve olması gerekir. Askerin oradan çıkması çok doğrudur ama o alanların rantta çevrilmesi bu yerlere binaların ve AVM’lerin yapılması halka hakarettir. Her yere bu binalar yapılabilir. Ancak yeşil alanlar için bu alanlara ihtiyaç var. Böyle olmazsa bizler soluk alamayız. Bu yüzden tüm kurum alanlarının il dışına taşınması gerekiyor. Çünkü bu bizim acil yetimiz var. Bu anlamda herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Bir mahalle muhtarının bu söylemesi talihsizliktir ve bana göre bu muhtarın, muhtarlığı tartışılır.”


ŞEHRİVAN ÖZEL-ÖNDER ALTINAL

Editör: TE Bilisim