Ne zaman kirlilikten, çöpten, sokakların kirletilmesinden konu açılsa aklıma Siirt Belediyesi’nin 2014 yılında şehrin dört bir köşesine astığı afişler geliyor.

Sokak kirliliği noktasında belediyeye artık gına gelmiş olacak ki tepkiyi çok farklı bir şekilde göstermek zorunda kalmışlardı.

Kentin dört bir kenarındaki afişlerde şu ifadeler yer alıyordu:

“Siirt Sokaklarını uzaylılar mı kirletiyor?

Siirt Sokaklarını robotlar mı kirletiyor?

Siirt Sokaklarını, bu kentte biz yaşayanlar kirletiyoruz.

Lütfen sokaklara çöp atmayalım. Çöpleri saatinde çıkaralım.”

“Lütfen sokaklara çöp atmayınız.” Ya da “Lütfen sokakları kirletmeyin” gibi kibar bir dil ile konuyu çözüme kavuşturamayanın belediyenin tepkisinin dışa vurumu idi bu ifadeler.

Ne yalan söyleyeyim dikkat de çekti hani.

O afişleri asana kadar kimseye sesini duyuramayan, kirliliğin önüne geçemeyen Siirt Belediyesi bu afişlerle sadece sokağı kirletenlere değil tüm Türkiye’ye ulaştı.

Ha ne kadar netice aldı tartışılır

O afişler uzunca süre gündem oldu, konuşuldu, tartışıldı.

***

Bölge illerinin kaderi değişmiyor sanırım.

Bu kirlilik olayı, doğayı kirletme alışkanlığı, kullanılan her yeri ‘tek seferlik’ olarak görme hastalığını bir türlü yenemiyoruz.

Kışın karlar falan üstünü örtüyor görünmüyor da kentin kirliliği yaz aylarında ciddi manada dışa vuruyor.

Her gün tonlarca atık ile kirlenen ve her geçen gün daha da ölen Van Gölü’ne yaptığımız bu ihanet yetmiyormuş gibi çevresinde büyük bir tahribat yaratmaya devam ediyor.

Göl boyunca kullanılan tüm piknik, mesire alanları çöp yığınları içerisinde.

Kentin turizmdeki geleceği, el değmemiş güzelliği olan Mollakasım, Ayanıs, Amik Sahilleri’nin “Hah şurada bir durayım” diyebileceğiniz her yer çöp yığınları içerisinde.

Gerek kurumların gerek dernek ve sivil toplum örgütlerinin zaman zaman yaptığı temizleme çalışmalarına rağmen kirlilik bitmiyor.

Göle gittiğinizde şehir çöplüğü kenarında mı oturuyorsunuz, sahil de mi karar veremiyorsunuz?

Gölde yüzerken envai çeşit çöpe denk geliyor, bu güzelliğin nasıl hunharca kullanıldığına tekrar tekrar şahitlik ediyorsunuz.

Lafa gelince de: “Vay efendim denizimiz, vay efendim gölümüz.”

***

Sözde turizm kentiyiz ya…

Sözde geleceğimiz turizmde ya…

O yüzden gelen gidenimiz de çok oluyor.

Ve…

İnsanlar gelip bu kirliliği, bu ihaneti görüyorlar.

Tam bu noktada, değerli bir turizmci ağabeyimize iletilen bir şikayeti sizinle paylaşmak isterim.

Ona da kente gelip bir grup ile kentte tur düzenleyen bir acente sahibi göndermiş.

İsim vermeden, olduğu gibi paylaşayım:

“Yaklaşık 2-3 hafta önce bir turumuza başladık. Misafirlerimiz İtalyan asıllı idiler. Turumuz Diyarbakır’da başlayıp Van da bitti. Maalesef Misafirlerimiz ve ortağımın anlattıkları ve gördükleri hem kendilerini hem de beni çok üzdü. Konumuz Bölgenizde olan ve daha önce de oraya geldiğimizde karşılaşmadığımız ÇÖPLER’dir. Özellikle Baykan tarafında doğa içinde bulunan tesislerin atıklarını vadilerden aşağı doğru atmaları, Nemrut Krater Gölü etrafında oraya gelip de tur, piknik, ziyaret vs. yapanların artıkları, Van Kalesi’nde patika yollarda bulunan çöp ve artıkların görüntüleri ve bundan ziyade bu çöplerin o muhteşem doğanıza zarar vermeleri bizi derinden üzmüştür. Dün akşamdan beri inanın buna nasıl bir çare bulunabilir, duyduklarımı nereye iletebilirim diye düşünüp durdum. Bu konu ile ilgili ne yapabilirsiniz onu henüz bilmiyorum. Ancak bunu öğrenmek ve bilmek de istiyorum.”

***

Mesajın öncesi, sonrası, satır aralarında bazı diğer bilgiler de var.

Tur düzenleyen acente bölgede kurulan bir acente.

Amaçlarını anlatırken, bölge turları ile bölgeye dikkat çekmek, bölgeyi tanıtma amacıyla çalıştıklarını söylüyorlar.

Normalde yurtdışı olarak da çalışan ve bu anlamda zaten yurtdışı ile işi götürebilecek durumda olan bir acenteler. Ama zaten dezavantajlı bir bölgede olmanın bilincinde olacaklar ki turlarına Van ve bölgeyi dahil edip inisiyatif alıyor, bireysel bir çaba sergiliyorlar.

Son dönemlerde bunu Van’ın birçok acentesi de yapıyor.

Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nü ve diğer yetkili kurum, kuruluşu beklemeden Vanlı turizmciler kendi elleriyle müthiş bir tanıtım ve gayri resmi bir master planı oluşturmaya çalışıyor.

VAHATUDER adıyla kurulup, VANHAT adıyla bir Van Gölü Havzası Turu şeklinde konsept oluşturup son birkaç yılda bunu markalaştırmayı da büyük ölçüde başaran Van Gölü Havzası Turizm Derneği turizmci paydaşlarla bu anlamda müthiş bir çaba sarf ediyor.

Yurt içinden, yurt dışından turizmcileri, turizme yön verenleri, turizm yazarlarını getirip günlerce onlara dil döküp “Van Gölü Havzası’nı programlarınıza alın” diyorlar.

Kimselere minnet etmeden, birçok önemli ismi ağırlayıp Van konusunda çaba harcıyorlar.

Sonuç: Gelenlerin çer çöpten dolayı esas güzelliğini göremediği bir Van algısı ile misafirlerini geri gönderiyorlar.

***

Kimse kusura bakmasın ama gerçekten Van kirli, dağınık ve özensiz bir kent.

Allah vergisi güzelliklerimiz, onlarca medeniyetten kalma mirasımıza rağmen biz kendi elimizde bu kenti itici kılmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

Yukarıdaki mesaj belli bir bölge için kaleme alınıp paylaşılsa da kentin birçok bölümü, önemli yerleri, doğal güzellikleri, tarihi alanları bu şekilde.

Ne kadar temizlenirse temizlensin bizlerin özensiz bakması, tek seferlikmiş gibi kullanması bu işin önünü kapatıyor.

Sadece memleketin güzel olduğu noktasında çağrılar yaparak, övgüler yaparak bu kenti daha iyi noktalara getiremeyiz.

Yapmamız gereken bu kente değer katmak.

Bunu da gelenlerin hayranlık ile izleyeceği bir kent yaratarak yapacağız.

Bu haliyle kimsenin gelip yatırım yapmasını falan bekleyemeyiz.

Bu kirlilik işi ciddi bir mesele.

Tekrardan bize hatırlatıldığı için ben de gündeme getirmek istedim.