Erciş'te 'Deprem gerçeği ve normalleşme' sempozyumunda konuşan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, şehircilik kültürünün barışa bağlı olduğunu belirterek, " Eğer biz Kürdistan’da demokrasiyi inşa edemez isek ve hep olağanüstü koşullarda yaşarsak bize hep olağanüstü davranılacak" dedi. Erciş Belediyesi tarafından “Deprem gerçeği ve normalleşme” konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun son oturumuna Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, Sosyolog Ceyhan Timur, Psikolog Hüseyin Erol ile Erciş Ticaret Sanayi Odası Başkanı İzzet Yağar konuşmacı olarak katıldı.

DEPREMİN YARATTIĞI PSİKO-SOSYAL DURUM TARTIŞILDI

Sempozyumun ilk konuşmasını yapan Psikolog Hüseyin Erol, Van depremine tüm kurumların hazırlıksız olması büyük sıkıntılar yarattığını belirterek, bireyler üzerinde ciddi travmalar yarattığını söyledi. Erol, kentte yaşanan travmalarla ilgili örnekler de verdi. Daha sonra konuşan Sosyolog Ceyhan Timur, deprem sonrasında fiziksel ve sosyal durumların alt üst oluşu nedeniyle barınma vb sorunların ortaya çıktığını belirterek, deprem sonrası devletin hazırlıklı olmamasından kaynaklı insanların ölümle karşı karşıya geldiğini söyledi. Devletin insanın yaşamını esas almaktan ziyade belli grupların çıkarına hizmet ettiğini aktaran Timur, Van depreminde bu durumun net bir şekilde ortaya çıktığını söyledi. Yine yönetim ve organizasyon eksikliğinin en temel sorunlardan biri olarak karşılarına çıktığını ifade eden Timur, “Yerel yönetimlerin ve organizasyonların yerinde müdahale etmememsi halkın kendi kendisine çözüm araması toplumsal kırılmaya yol açtı” dedi.

ÇOBAN: KÜRDİSTAN'DA MUTLAKA DEMOKRASİYİ İNŞA ETMEMİZ GEREKİYOR

Daha sonra konuşan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban ise, Türkiye’nin olayların yaşanmasından sonra sorumluluğunun öz eleştirisini yapan bir devlet olmadığını söyleyerek, özeleştiri değil siyaseten bunun üzerinden propaganda yapan bir devlet mantığının olduğunu belirtti. Vatandaşı suçlayan, vatandaşa baskı kuran ve aşağılayan bir yapının mevcut olduğunu ifade eden Çoban, bunu en önemli örneğinin ise Van depreminde çadır talep eden halkın üzerine gaz bombalarıyla saldırılması olduğunu söyledi. Görev yapması gereken devletin şiddete başvurduğunu söyleyen Çoban, "Eğer biz Kürdistan’da demokrasiyi inşa edemez isek ve hep olağanüstü koşullarda yaşarsak bize hep olağan değil olağanüstü davranılacak. Depremin yarattığı tahribatlardan bahsederken esas olarak şehircilik kültürünün barışa bağlı olduğunu görmemiz gerekiyor. Bütün bunların barış ile Kürt kimliğinin kabulü ile bağlantısı var. Kimlik kabulünden sonra ancak bize o zaman bize insancıl yaklaşılabilinir" dedi.

"DEVLET İNSAN ODAKLI PLANLAR YAPMIYOR"

Devletin kentlere insan temelli bakmadığını aktaran Çoban, "Devlet insan odaklı düşünseydi yerinden inceleme yaprak şehircilik planını buradan geliştirirdi. Oysa Van'ın planı Ankara'dan geliştiriliyor. Kente ilişkin bütün oluşturulan kodlar, Ankara'dan oluşturuluyor. Bu yüzden yerel yönetimler önemli. Biz hala doğusuyla, batısıyla şehircilik özelliğine sahip değiliz. Eğer şehircilik ilkelerini oluşturmazsak, şehircilikle ilgili herkesin kafasında bir plan olur. Bu ilkeleri benimsemezsek biri yüksek kat bina kurar, diğeri gecekondu yapar ve siz şehircilik açısından hiçbir şey yapamazsınız. Bu böyle giderse yaşayacaklarımız yaşadıklarımızdan daha acı olur" diye konuştu.

ÇOBAN: KİMLİKLİ KENTLER OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR

Ülkede yaşanan depremlerde kasaba ve köyleri oluşturacak sayıda insanların öldüğünü hatırlatan Çoban, tedbir alınmadığı için insanların ölüme gittiğini aktardı. Dünyanın birçok ülkesinden gelir düzeyi yüksek olduğu halde kiracı konumunda olduklarını ve devletin güvenli konutlar yapması zorlayıcı olduklarını aktaran Çoban, "Ancak bizler vergisini ödediğimiz, askerliğini yaptığımız devletin politikalarını zorlamıyoruz, taleplerimizi istemiyoruz. Talepte gevşeme oldukça bizde de gevşeme oluyor. Yerel yönetimler olarak imar konusunda özeleştiri noktasında olduğumuzu biliyoruz. İmar konusu asla taviz vermemiz gereken bir konudur. Bunu mutlaka başarmamız gerekiyor" diye konuştu. Kentlerin kimliklerinin olduğunu söyleyen Çoban, kimlikli kentlerin hangi noktasına dokunulursa değiştirilebilir ve yeniden bir kimlik kazandırılabileceğini belirtti. Bu kimliği hala kentlere kazandıramadıklarını aktaran Çoban, 15 yıllık yerel yönetim deneyiminde bunu başaramadıklarını söyledi.


ŞEHRİVAN

Editör: TE Bilisim