Neredeyse bir yıldır ağzımızdan, dilimizden, yazılarımızdan düşmeyen tek bir konu var:

KORONAVİRÜS…

Dile kolay geçtiğimiz bir yıl boyunca hep hayatımızda oldu!

Yakınlarımızı, dostlarımızı, sevdiklerimizi bizden ayırdı.

Dünya adeta 1 yıldır her şeyi askıya aldı, dünyadakilerin tamamını topladığınızda birkaç gramı geçmeyen bir virüs nedeniyle adeta her şeyi seferber etti.

Tüm bunlara rağmen bitmedi, tükenmedi!
O virüs hala hayatımızda…

Hala kurtulmak için müthiş bir mücadele veriyoruz.

***

Bir yıl önce birisi kalkıp bize dünyaca bu kadar süre evlerde kalacağımızı, bu kadar zaman dışarıya çıkamayacağımızı, işi gücü bırakacağımızı söylese inanmazdık!

Dünyada yaşanan hiçbir felaket, deprem, sel, fırtına, tsunami bu kadar uzun süreli bir devamlılık yaratmadığı gibi yaşanan hiçbir olay her şeyi bu kadar durdurmadı.

Ve bu mesele.

Bir kesimin, bir ülkenin değil tüm dünyanın sorunu olarak önümüzde durmaya devam ediyor.

Bizlerde kentimizde, yerel ölçekte aynı acıyı dünya ile birlikte yaşamaya devam ediyoruz.

Başta ekonomik olmak üzere kayıpları daha büyük oranda yaşasak da tüm dünya ile birlikte olumlu sayılabilecek bazı gelişmelerden biz de nasiplendik.

***

Yaşattığı olumsuzlukların yanında pandemi sonrası yaşanan küçücük olumlu işleri konuşmak ne kadar karşılık bulur bilmez…

Ama birkaç konu var ki deyinmeden geçilmeyecek türden.

Mesela okumak.

Pandemi sürecinden dolayı eve kapanan insanlar en çok iki şeye yöneldi: Okumak ve izlemek.

Bu süreci fırsat bilen belediyelerimiz geçen 1 yıl içinde çok güzel işlere imza attılar.

İnsanların bu ilgisi ve yönelimini farkeden merkez belediyeleri vatandaşa kitap sağlama konusunda müthiş etkinlikler düzenledi.

Sadece kitap değil, insanların ev içerisinde moralini düzeltebilecek, biraz da olsa tebessüm etmesini sağlayacak çok güzel etkinlikler oldu.

Edremit kapıya kitap gönderdi, İpekyolu kapıya kadar gidip dışarıda müzik dinletisi sundu. Bir diğeri hediye paketi gönderdi, ötekisi çocuklara oyuncak verdi.

Ama dedim ya en önemlisi ve anlamlısı kitaplarla buluşturmak oldu.

Şu sıralar Şehrivan olarak bizler de minik de olsa kampanyalar ile insanları kitapla buluşturmaya çabalıyoruz.

Ve görüyorum ki kitap okumaya, kitap sahibi olmaya hazır çok büyük kitleler oluşmuş.
İnsanlar kitapla buluşmuş, kitapla haşır neşir olmuş.

Bilinmeyen kitaplar, yazarlar bilinir olmuş.

Yıllardır ertelenen kitaplar okunmuş.

Yeni kitaplara ilgi artmış.

Hatta kargo firmalarının en çok dağıttığı kargo paketlerinin başında kitaplar gelmeye başlamış.

Bunlar yiten canlar dışında olumlu sayabileceğimiz ufak tefek şeylerin en başında geliyor.

Tüm bunlar yitip gittiğinde, bu hastalık bittiğinde belki de bize geriye kalan en anlamlı şey yeniden yüzlerimizi kitaba dönmemiz olacak.

Ve bu olay beni fazlasıyla mutlu ediyor.
Bu süreç ailemize yönelmeye, çocuklarımıza zaman ayırmaya, kitapla buluşmaya, okumaya, okutmaya olan katkısı ile bize ihmal ettiğimiz çok şeyi hatırlattı.

Umarım ki salgın bittiğinde zor bir süreçte hatırladığımız bu kazanımlarımız silinip gitmez.

Çünkü bunlar zor kazanılan güzelliklerdi.

Bir kere kazandık.

Kaybetmeyelim…