Kimi için sadece organ olabilir. Tüm organların beyni bence kalptir. Kimi zaman acıyan, unutulan, olsa da kimi zaman kelebekler uçuşturan bazen de bir sessizlikte daralan bir yerdir.
İnsanın göğsünde sessizce atan ama aslında bütün yaşamı taşıyan bir güç. Vücudun en önemli organlarından biridir. Çünkü kanı pompalar, oksijeni taşır. Birine sevgiyle baktığımızda kırıldığımızda hep orası sızlar. Kalp sevinciyle güler, acısıyla ağlar. Bazen bir sözle çarpar, bir hatırayla ağırlaşır. Aklımız sustuğunda bile kalbimiz konuşmaya devam eder. Bu yüzden kalp hem hayatın devamı hem de insan olmanın özüdür.
“Kalbin attığı sürece umut vardır. Çünkü kalp, hem yaşamanın hem sevmenin adıdır”
Kalp… Kimi için sadece göğsün sol tarafında atan bir organ, kimi içinse sessizce konuşan biri. İnsan aklıyla yolunu çizer belki ama kalbiyle yolunu bulur. Çünkü kalp bazen sevdanın yankısı, bazen de suskunluğun hüznü. Aklın “git” dediği yerde kalp “ biraz daha kal” der. Bu yaşanılan ikilem aslında tamda insan olmanın özü denebilir. Bu yaşanılan ikilem aklın ve kalbin arasında verilen en çetin savaşlardan biridir. İşte o an, insan iki farklı hakikatin ortasında kalır; biri aklın gerçeği, diğeri kalbin duygusu.
Kalp sevgiyi de taşır kırgınlığı da. Aynı yerde umut ve sızı büyür. Hem güzel duygularımız, hem de en derin acılarımız aynı oda da yan yana kalırlar. Ama her şeye rağmen kalp, yaşamın en dürüst tarafıdır. Çünkü o, ne yalan söyler nede unutur. Kalp her zaman bildiğini söyler.
Akıl mantığın yankısıdır, seni korumak ister incinmeni kırılmanı istemez. Kalp ise başka türlü duyar, onun mantığı güven değil bağdır. Bağla beslenir. Aklın kararsız kaldığı yerde kalp çoktan kararını verir bile. Biz sadece duymaya cesaret edemeyiz. Çünkü kalp, bazen bizi acıtacak şeyleri bile dürüstçe söyler. Çünkü kalp her zaman bildiğini söyler, çünkü o yalan bilmez. Kalp hatıralarla dokunuşlarla yaşar. Ve yankıyla konuşur. Bu yüzden biz onu bazen yanlış anlarız, oysa kalp hiçbir zaman yanılmaz, sadece biz bazen onu duymak istemeyiz.