Gündemi az çok takip ediyorsanız 2020 yılının bize pek de iyi gelmediğini anlamanız mümkün.

Bizim yanı sıra Dünya çapında bile şimdiye kadar kazandırmış olduğu olumlu bir yönü olmadı.

Felaketler zinciri Çin’de ortaya çıkan virüs ile başlayarak yavaş yavaş birçok ülkeden alınan haberler ile ardı sıra gelmeye başladı.

Filistin’de yaşanan can kayıpları, Amerika Birleşik Devletleri ve İran arasında yaşanan gerilimler arasından bir de ülkemizden yükselmeye başladı çığlıklar.

Tarihler 2020 yılının ilk ayının 24’ünü gösterdiğinde Sivrice’den; Elazığ’dan yükselmeye başladı çığlıklar.

Bir akşam vaktinde ansızın düştü tüm Türkiye’ye 6,8’lik badirenin haberleri ve o andan itibaren de ülkenin dört bir yanından insanlar akın etti bölgeye.

39 kişi, ülkenin 39 evladı, ailelerin 39 babası-annesi hayatını kaybetti ve en son rakamlara göre de 1700’den fazla kişi de hastanelere yaralı olarak getirildi.

Elbette ki Elazığ’da soluğu ilk alan kentlerden biri hafızalardan silinmeyen deprem tablolarını yaşamış ve bu acıyı en iyi bilen kentlerin başında gelen Van olmalıydı.

Öyle de oldu, Van’dan birçok ekip ve sivil vatandaş yardım elini uzatmak için Elazığ’daydı.

Daha Elazığ’ın yaşatmış olduğu acı bile taze iken, Van’dan giden ekipler bile henüz dönmemişken, depremin yaraları doğru düzgün sarılamamışken Salı günü çığlıkların yükseldiği adres bu kez Van oldu…

Enkazın adı, adresi değişti ama acısı aynıydı.

Bahçesaray’da evine gitmek isteyen bir araçta bulunan vatandaşlarımız bir çığ felaketinin yaşanması ile birlikte hayatlarının son yolculuğuna çıkmış oldular.

Çığlıklar daha da yükseldi; bu kez onları kurtarmaya giden aralarında askerinden, sivil vatandaşına ve kurtarma ekiplerine kadar sayısı 50’yi geçen vatandaşımız ikinci bir çığ felaketini yaşadı.

Yaşanan felaketin acı bilançosu aradan vakit geçtikçe yüreklere kor gibi düşmeye başladı.

Tam 41 can verdi Van çığ felaketinde ve bu sayıdan çok daha fazlası da yine hastanelere kaldırıldı.

Geriye ağlayan çocuklar, gözü yaşlı anneler, dizlerinin feri çözülen babalar ve bir de Türkiye’nin gündemine oturan Mehmetçiğin arkadaşının yeleğinin önünde diz çökerek ağladığı o fotoğraf kaldı.

Tüm bu yaşananlara rağmen bile 2020 yılı acımasızlığını göstermeye doymamıştı…

Ülkenin gözü Van’da iken bir anda İstanbul’dan yükselmeye başladı çığlıklar.

Acımızı bile henüz hazmedememiş, çığın altından vatandaşlarımızın bile tamamını çıkaramamışken bir yolcu uçağının Sabiha Gökçen Havalimanı’na inişte pistten çıkarak toprak zemine düştüğü haberini aldık.

O olayda da 3 kişi hayatını kaybetmiş, 174 yolcu ve 6 mürettebat yaralanmıştı.

Velhasıl iyi gelmedi bize bu yıl; feryat figan oldu ortalık…

Üstelik daha yolun başındayız ilk ayı deprem, ikinci ayı çığ olan bir yılın diğer ayları tedirgin etmeye başladı bile…

Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara geçmiş olsun dileklerimle…