Kentin turizminin günlük politikalar ile ilerlediğini söylememize gerek yok.

Hepimiz bunu biliyor ve görüyoruz.

Uzun yıllardır kentte turizmde dair çalışmaların bir bütün halinde planlanarak yapılmıyor ve çalışılmıyor.

Her dönem farklı yöneticiler eliyle dönemsel bazı çalışmalar yapılıyor.

Sonra… Devam ettiği yere kadar götürülüyor.

Götürülmezse de oracıkta bitiyor.

Fakat diğer kentlerin turizme dair çalışmaları böyle değil.

Programlar, planlar uzun vadeli yapılıyor.

Mesela Güneydoğu illerinin yerli turizmin gözdesi olması süreci böyle bir çalışma ve planlı çalışmanın ürünüdür.

Türlü türlü çalışma ve programlar yapılmış, planlanmış daha sonra da bu kapsamda takip edilmiş.

Ha keza Akdeniz ve Ege illerinin turizm konusundaki planlaması da böyle.

Bir tek bizde işler günlük politikalarla yürüyor.

Eğer bu işi dert eden bir yönetici vs. yoksa ortada, rüzgar nasıl esiyorsa o tarafa savuruluyoruz.

Ya da bu işi gerçekten isteyen sivil yapı ve oluşumlar eliyle şekilleniyor.
İran politikası böyle bir sürecin ürünüdür.

Şahıslar sayesinde gelişen bir turizm altyapısıdır.

Kentin diğer turistik çıkışları da böyle.

Oysa olması gereken topyekün bir şekilde ilerlemekti.

Dönemsel olarak belli başlı alanları öne çıkarmaktı.

Gerekirse kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar ile farklı alanları çalışmaktı.

Ama bizde böyle yürümüyor.

Şu sıralarda konuşulduğu için aklıma gelen tren meselesi var örneğin.

Doğu Ekspresi Kars ve diğer iller için müthiş bir potansiyel.

Daha 10 yıl önce kimsenin uğramadığı Türkiye’nin doğusundaki kentler artık kış aylarında tıklım tıklım doluyor.

Kış aylarında yaz aylarına oranla daha çok turist ağırlanıyor.

Oteller dolup taşıyor, mekanların doluluğuna yetişilmiyor.

Tren biletleri bulmak neredeyse imkansız.

Ve bu alana yatırım hız kesmiyor.

“Bu kadarı bize yeter” gibi rahat bir anlayış yok.

Her geçen gün kapsamı daha da artırıyorlar.

Bizim de bir Van Gölü ekspresimiz var mesela.

Kars ve diğer illerin yaptığı gibi uğraşan, peşinde koşan yok.

Bu tren hattı bir şekilde planlanmış konulmuş ilgi de görmüş.

Başladığı şekliyle yürüyor.

Doğu Ekspresi için çeşitli eklemeler, artırmalar, kapasite yükseltmeler, yataklı vagon eklemeler yapıldı.

Bizimki merkezden alınan kararlar ile yürüyor.

Yıllarca bastırdığımız Kuzey Van Gölü Demiryolu hattı için birkaç isim dışında çağrıya ortak olan olmadı.

Bu hattın gelmesiyle sadece turizm hattında değil, taşımacılıkta da müthiş bir atılım olacağı tarafından kimse bakmadı.

Bu hattın Van’a büyük kazanımlar olduğunu az kişi konuştu.

Yapabilseydik.

Şu an Türkiye’nin çok başka bir rotası olarak bizler de sadece yazın değil Kışın da dolu dolu geçen iller arasında bulunacaktık.

Yaz kadar kışa da uygun alanları bulunan, kış turizminde öne çıkabilecek bir coğrafyada yer alan kentin bu anlamda dışarda kalıyor olması gerçekten üzücü.

Bu tren gelip de Tatvan’da gemiyle Van’a taşınıyor olmasaydı.

Büyük bir ağa sahip ve kendi tren yolu hattı olan bir tren olarak çalışıyor olsaydı sadece Van değil bölgede patlama olacaktı.

Belki Hakkari Türkiye’nin kayağa en uygun tesisleri kurulacaktı.

Belki Van’ın otel sayıları 2’ye, 3’e katlanacaktı.

AVM’ler açılmak zoruda kalacak, Van daha çok yatırım yapacaktı.

Ama bizde herkes sadece olanla yetinmek durumunda.

Kimse bu kara trenin nasıl geldiğini, ne gibi bir önem taşıdığını düşünmüyor.

Sadece küçük ve dar bir kesim dert ediniyor.

Onların dert edinmesi de yetmiyor zaten.

Böyle olunca da kara tren ağır ağır ilerliyor.

Kendi halinde gidip geliyor.