Hayat, bazen bizi mevsimlere göre şekillendirir. Yazları ayrı, kışları bir arada yaşarız bazı insanlarla. Herkesin bir yaz dostu olabilir belki. Birlikte tatillere gidilen, uzun günlerde sohbet edilen,güneşin altında kahkahalar atılan biri. Ama benim bir “kış dostum”var.
O yazın gelmesiyle başka yüklerin altına girer, başka insanlara yetişir, kendi hayat mücadelesinde yorulur. Yaz boyunca nadiren konuşuruz, belki birkaç mesaj, belki kısa bir telefon. Ama sonbahar kendini hissettirmeye başladığında , bizde birbirimize yaklaşırız yeniden. Kışla birlikte dostluğumuz tekrar filizlenmeye başlar, ama bu filizlenme ilk kesmiş gibi değil. Sanki hiç ara vermemişiz gibidir.
Kış dostumla olan bağım, güneşin doğduğu zaman değil, kalplerin ısınmaya ihtiyaç duyduğu zaman denk gelir. Çünkü dostluk, her gün konuşmakla, her anı birlikte geçirmekle ölçülmez. Bazen sessizliktir dostluk. Yazın yokluğu kışın varlığına daha çok anlam katar.
Benim için kış, sadece bir mevsim değil, bekleyişin, yeniden kavuşmanın, uzun sohbetlerin mevsimi. O yüzden ona hep şöyle diyorum “sen benim kış dostumsun”. Çünkü O, kışın o soğuğunda içimi ısıtan kişi.
Bazı insanlar yıl boyu yanınızda olur. Bazıları ise tamda ihtiyacınız olduğunda. Kış dostları, zamanı beklemez; zamanı geldiğinde oradadır. Sıcacık bir çay gibi, yağmurun sesi gibi, sobanın başında anlatılan eski hikayeler gibi. Sen daha yoldayken senin için hazır bekleyen bir fincan filitre kahve gibi. Ve ben biliyorum ki, kış geldiğinde dostumda gelecek. Bu bekleyişle bana en soğuk mevsimi dört gözle bekleme sevinci yaşatan kış dostum.
Kış mevsimini sevmemin bir sebebi de var. Kitapların ve dostluğun birbirine karıştığı o güzel akşamlar. Özellikle de kış dostumla geçirdiğimiz, satır aralarına sığınan, çay buharına karışan sessiz ama derin sohbetler.
Biz onunla ne zaman bir araya gelsek, elimizde mutlaka bir kitap olur. Bazen aynı kitabı okuruz, bazen farklı kitaplardan bahsederiz. Ama ortak bir dilimiz vardır altı çizili cümleler. “Bak tam da senlik bir cümle bu!”deriz mesela, ve o anda sanki o satır yazıldığından beri bekliyordur bizi.
Birbirimize sadece kitap anlatmayız aslında, ruh halimizi anlatırız. Hangi satırın neden dokunduğunu söyleriz. Bazen bir şiir açarız ortadan, bir mısrada takılıp kalırız. Sonra susarız, çünkü bazen şiirden sonra konuşmak gerekmez.
Ben bu yüzden kış dostumu çok severim. O, sadece yanımda olan değil, içimde bir yer açan biridir. Kitaplarda buluşuruz, şiirlerde yakınlaşırız, cümlelerin gölgesinde içimizi ısıtırız. Ve kış boyunca bilirim yeni bir kitap, yeni bir şiir, yeni bir sohbet bizi bekliyordur.