Konya Şeker, hinterlandında bulunan 217 köyde ve 467 bin 263 dekarlık alanda 13 bin 735 üreticiye sözleşmeli olarak ektirdiği şeker pancarlarının, 8 bölgede 36 kantar ve 66 boşaltma makinesiyle 7 gün 24 saat esasına göre alımını gerçekleştiriyor. Pancar üreticisi için oldukça yoğun bir süreç olarak kabul edilen bugünlerde Konya Şeker'in dağıttığı motorin avansı üreticiye can suyu gibi geliyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, üreticinin en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerde Konya Şeker'in her zaman üreticinin yanında yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: "1999 yılında göreve geldiğimizde ilk önce üretimi ve üreticiyi desteklemeyi önceliği kabul eden yapı kuracağımızı ifade etmiştik. 22 yıl geçti, bu önceliğimizden 22 yıl boyunca hiç taviz vermedik. 22 yılda kazandırdığımız 46 üretim tesisinin hiçbiri nam olsun, şan olsun diye kurum bünyesine kazandırılmadı. Hepsi üretici daha çok üretebilsin, üreticiyi daha çok destekleyebilsin diye kurum bünyesine kazandırıldı." "Üretici daha fazla üretmek istiyor" 22 yıl boyunca varlık nedenleri olarak gördükleri üreticiyi destekleme konusunda hal ve şarta bakmadıklarını, imkanların el verdiğinin bir üstünü yapmaya, "üreticiye destek" denilince sınırları zorlamaya çalıştıklarını aktaran Konuk, "22 yıllık bu yaklaşımın bundan sonra da devam edeceğinden eminim. Çünkü bu uygulama üreticimizin emanetindedir ve obamızda bir yiğit gider, obaya bir yiğit gelir ama obanın kuralları da, gelenekleri de gidene ve gelene göre değişmez, sürgit devam eder." ifadelerini kullandı. Konuk, üreticinin daha fazla üretmek istediğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Her ortamda ifade ediyorum; bizim çiftçimiz dünyanın en fedakar çiftçisidir. Dünyanın en maharetli üreticisine, en karakterli milletine, en verimli topraklarına sahibiz. Bu ülkede başka seçeneğimiz yok. Çünkü bizim altın madenlerimiz, petrol kuyularımız yok. Bizim tek seçeneğimiz; üretim, üretim, üretim... Bunun da tek yolu üretene ve üretime destek. Bu konuda devletimiz elinden geleni yapıyor, daha fazlasını yapmak için de gayret gösteriyor. Biz şunu biliyoruz; bu ülkenin birinci meselesi, bu ülkenin her vatandaşının birinci vazifesi bu ülkeye sahip çıkmaktır. Ülkeye sahip çıkmak sadece sözle olmaz, ülkenin bayrağına, kurumlarına, işletmelerine, markalarına sahip çıkmakla olur, tarlasına, tapanına, ahırına, ağılına sahip çıkmakla olur. Bu vatanı en çok seven, bu vatan için en çok üretendir. Bu ülkenin laf üretenden daha çok iş üretene ihtiyacı var. Çünkü laf üreten üretime sözde, iş üreten özde destek verir.”