Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne yaptığım ziyarette Eğitim Fakültesi Dekanı, sayın Prof. Dr. Zihni MEREY ile tanışma fırsatım oldu. Kendisinin bana karşı gösterdiği mütevazı ve nazik tavrının yanında üniversitelerimizin okullarla olan ilişkisinin önemi hakkında konuşma fırsatımız oldu. Sayın Merey, okullar ile üniversiteler arasındaki ilişkiye çok büyük önem vermektedir ve bunun yanında üniversitelerin okullara yaptığı ve yapacağı ziyaretlerin ne kadar ehemmiyetli olduğunu bizlere açıkça belirtmiştir. İkimiz bu konuda birbirimizin muhatabıydık, kendisi üniversiteleri temsil ediyordu ben ise milli eğitimde görevli bir öğretmen olarak okulları temsil ediyordum. Aramızda geçen konuşmaları röportaj şeklinde değil, toplu olarak yaptığım çıkarımları ve bunun yanında yaptığım araştırmaları sizlere açıklamaya çalışacağım.

           Yeni nesil çocukların ve gençlerin kendilerine hitap eden bir toplum arayışı içinde olduklarını çok somut bir şekilde görmekteyiz. Bizler ise okullar ve üniversiteler olarak halkanın iki ucu konumundayız ve aradaki dengeyi en iyi şekilde korumak için var gücümüzle çalışmalıyız. Toplumun dinamikleri olarak içinde bulunduğumuz çağa ayak uydurabilmemiz ve küreselleşen dünyada önemli bir yere sahip olabilmemiz için eğitimin çok önemli bir etkisi vardır. Eğitimin kalitesinin yüksek olması demek, nitelikli işgücü demek, gelişmiş toplum demek, geleceğe umutla bakan çocuklar ve gençler demek ve dinamik bir toplum demektir. Böyle bir toplum içinde yer alan bireyler de, uygun koşullar sağlandığında, ülkenin gelişimine katkıda bulunacaklardır. Bu nedenledir ki, eğitimde yapı taşı görevini gören okullar, nitelikli insan yetiştirmede ve ülkenin refah düzeyinin artırılmasında hayati bir önem taşımakla birlikte okullara destek olabilecek her türlü sistemin de devreye sokulması hayati önem taşımaktadır. Burada bahsettiğimiz dinamiklerin olumlu bir şekilde topluma yansımasını görmek için aradaki iletişimlerin çok iyi olmasına dikkat etmeliyiz. Üniversiteler, okullar olmadan yürüyemeyeceği gibi; okullar da üniversiteler olmadan toplum nezdinde kendine bir yer bulamayacaktır. Üniversitelerin okullara yaptığı ziyaretler sadece sahadaki sonuçları görmek değil aynı zamanda çocuklara yaygın eğitim kapsamında hizmet götürmeye çalıştığı, onları akademik bilgi ve donanımla buluşturan, onlara küçücük yaşlardan itibaren Profesörlerle, Doçent, Dr ve akademisyen adaylarıyla sohbet etme şansı sunan ve onlara akademisyenlerin bakış açısını kavrama fırsatı sağlayan yegâne ziyaretlerdir.

         Buradaki ziyaretlerin karşılıklı olması da bizim için çok önemli bir konuma sahiptir. Üniversitelerin akademisyenler aracılığıyla yaptığı ziyaretlerin yanında ufacık çocuklarımızın üniversiteleri ziyaretleri de bizim için önemlidir. Buradaki kastımız lise son sınıf öğrencilerin üniversitelere yaptığı ziyaretler değildir. Asıl kastımız ilkokul birinci sınıftan başlayarak yapılacak ziyaretlerdir. Bir yandan çocuklar ufak yaşlarda üniversitenin havasını solarken öbür yandan öğretmen adaylarıyla birlikte derse katılan öğrencilerin gözlemlenmesi sonucunda verilen eğitimlerin çıktılarını görme fırsatı sunulacaktır. Staj programlarının bu doğrultuda bize sağlıklı tecrübeler ve sonuçlar veremeyeceğini çok iyi bir şekilde bilmekteyiz. Bu nedenle çocukların okullara yaptığı ziyaretler esnasında öğretmen adayları ve akademisyenler arasında yapıcı tartışmaların olmasına da imkân verilecektir.

          Üniversiteler tarafından yapılan ziyaretler ya da çocukların üniversitelere yaptığı ziyaretler çocukların olaylara çok boyutlu bakmasına olanak sağlayacaktır. Üniversite ortamında az da olsa bulunan çocuklar, özellikle eleştirel düşünme ve yaratıcılık gibi becerilerinin geliştirilmesi üzerinde kafa yorarken aynı zamanda onlara genel eğitim sisteminde alamayacakları gökbilim, arkeoloji, canlı bilimi vb. alanlarda derinlemesine bir içerikle karşı karşıya kalırlar. Tek taraflı olmayacak şekilde birçok kazanım kazanılmış olur. Çocukların bu ortamdan alacağı heyecanın yanında, öğretim görevlileri ve öğretmen adaylarının kazanacağı birçok önemli deneyim de olacaktır. Bizim yetiştirdiğimiz öğretmenlerin sahada verdiği eğitim, amacına ulaşmış mı? Öğretmenlerin gözden kaçırdığı detaylar var mı? Bu durumla karşılaşılması halinde öğretmen adayı arkadaşlarımızın tepkisi nasıl olacaktır? Öğretmen adayı arkadaşlarımız bu işe hazırlar mı ya da burada açıkça görünen eksiklerin çözümü için gerekli donanıma sahipler mi? … Gibi sorulara üniversite sıralarında ya da okullarda karşılarında bulunan örneklere bakıp gerekli beyin fırtınası yapma olanağına sahip olacaklardır.

          Akademisyenlerimizin üniversitelerde öğretmen adaylarına verdiği eğitimin niteliğini iyi bir şekilde görmesi için sahaya inip orada yapılan çalışmaları yakından görmeleri gerekmektedir. Burada ki ziyaretler ezberlenmiş okullardan ziyade gidilebilecek en ücra okula kadar gidip ziyaretlerde bulunulması ile önem kazanacaktır. Ülkemizin önemli konumlarına gelen kişilerin hep ezbere bilinen okullardan çıkmadıklarını da çok iyi bilmeliyiz. Konuşma fırsatımızın olduğu Sayın MEREY de doğunun en ücra köylerinden birinden çıkmış biridir ve ülkemizin önemli makamlarından olan Eğitim Fakültesi dekanlığını yapmaktadır. Hatta kendisinden aldığım bilgilere göre aynı köyden çok önemli makamlara gelen kişilerde mevcuttur. Bu tur köylerdeki okullarda öğrenim gören çocukların neredeyse hiçbiri o vakitlerde ne üniversiteleri ziyarete gidebilmiş ne de öğretim görevlileri tarafından ziyaret edilmiştir. Sayın MEREY ile yaptığımız sohbette, kendisinin de bir akademisyen olarak bu konuya çok önem verdiğini ve ciddi çalışmalarının olduğunu da kendisinden öğrenmiş oldum. Hatta bu konuda yapılacak önemli çalışmaların amacına ulaşması için öncülük yapmaktan da geri durmayacağını bana söylediler.

        Köy okullarına yapılacak ziyaretleri sadece çocuk eksenli düşünmek te çok kısır bir döngüye girmemize sebebiyet verecektir. Burada en önemli ayak çocuklar olabilir ama işin temeli, gövdesi ailelerdir, köylülerdir. Karşılarında üniversiteden gelmiş akademisyenleri gören veliler işin daha da önemine vakıf olacaklardır. Kendilerine ve çocuklarına önem verildiğini, akademisyenlerin onlarla gönül bağı kurduğunu gören veliler hedefe odaklanmada daha da güdüleneceklerdir. Akademisyenlerin ve beraberinde götürecekleri öğretmen adaylarının sadece okulları değil evlere geçip ev ahalisiyle bir çay içmeleri, hallerini, hatırlarını sormaları da bu süreçte bize önemli kazanımlar sağlayacaktır. Çocukların çalışma ortamı nasıl? Aileler, eğitim surecinde çocukların ihtiyaçlarını karşılamada ne kadar deneyime ve bilgiye sahiptir? İçinde bulunan koşullar çocuğun öğreniminde olumlu olumsuz nasıl etkileri vardır? … Gibi sorulara verilecek cevaplar öğretmen adaylarının, öğretmenlikten önce gerekli ön bilgiye sahip olmalarına fırsat verecektir. Bunun yanında akademisyenlerimizin üniversitede verilen eğitimin köylerde ne kadar verimli olduğunu ya da hangi konuların formatlanmasının gerekli olduğunu yerinde görmüş olacaklardır.

         Son olarak değinmek istediğim bir diğer konu ise yapacağımız bu karşılıklı ziyaretlerin çocukları sanal dünyadan az da olsa uzaklaştırmasına yapacağı olumlu katkılardır. Günümüzde çocukların bilgisayar başında oyun oynayarak büyüdüğü, hayatı televizyon programları/dizileri ya da bilgisayar oyunları üzerinden gördüğü, yaşadığı, değerlendirdiği bir dünyada erken yaştan itibaren bilimle tanışması çok önemlidir. Çocuğun hayal dünyasının zenginliği ve beraberinde getirdiği yaratıcılığının bilgisayar oyunları dünyasında körelmesine izin verilmemelidir. Bu tur ziyaretler daha ilkokuldan itibaren çocuğa okulun sahip olmadığı uzmanlık bilgisi ile bilimsel farkındalığa önemli bir katkı sağlamanın yanı sıra, doğru soru sorma yöntemlerini ve derinlemesine öğrenmenin doğasını, özgür tartışma ve ifade ortamı içinde çocuklarla paylaşır.  Üniversite ortamı ile tanışan çocuklar dünyaya kendi bakışları ile ama farkındalık edinmiş biçimde bakabilme imkânını keşfederler.