Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, tatil için bulunduğu İstanbul'da darbecilere direnirken omuriliği kırılan gazi Rıza Demir, "Biz biliyorduk ki o gece yalnız değildik, ilahi güç arkamızdaydı. Selaların vermiş olduğu iman, o anda göğsümüzde uyandırmış olduğu vatan sevgisi hiçbir şeyin önümüzde duramayacağını bir kez daha göstermişti." dedi. Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğünde memur olarak çalışan 37 yaşındaki Erzurumlu gazi Rıza Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz tarihinde İstanbul'da bulunduğunu belirterek, olayı arkadaşlarıyla otururken kendisini arayan ailesinden öğrendiğini söyledi. Haberleri televizyondan takip ederek ne olduğunu anlamaya çalıştığını anlatan Demir, "AK Parti İstanbul İl Başkanlığının duyurusuyla 'Atatürk Havalimanına reisimizi, cumhurbaşkanımızı karşılamaya gideceğiz.' dedik. Abdestimizi aldık, yola çıktık." ifadesini kullandı. Demir, şöyle devam etti: "Vatan Caddesi'ne geldiğimizde araçlar yolları kapatmış, halk İl Emniyet Müdürlüğüne koşmaya başlamıştı. Çatışmanın en yoğun yaşandığı yerler Saraçhane, havalimanı ve Vatan Caddesi idi. Biz yine de havalimanına gitmek için kararlıydık ama gidemedik. Hasdal Kışlası'ndan o esnada iki tank çıktı. Biz tankın peşine düştük. Halk o sırada TEM Otoyolu'nda tankın önünü kesmeye çalışırken yolda parçalanan araçları gördük. Tank, içinde çoluk çocuğun olduğu araçların üstünden geçe geçe son noktaya kadar gidebildi." Yanındaki arkadaşları Murat Bingöl ve Sami Yılmaz ile tankın üzerine çıktıklarını söyleyen Demir, o esnada cuntacı askerlerce tankın üzerinden havaya ateş açılmaya başlandığını ifade etti. "BENİM ASKERİM YAPMAZ" DİYEN KADINI KATLETTİLERBu sırada arkadaşlarının makineli tüfeğini kurmaya çalışan bir askeri arkasından sarılarak durdurmaya çalıştıklarını anlatan Demir, şunları söyledi: "Ben de ön tarafından tanka çıktım. Tekrardan ateş açılmaya başlanınca komutanın talimatıyla tank tekrar hareket ederek yoluna devam etmek istedi. Dipçik darbesiyle beni tankın üzerinden attılar, bariyerlerin üstüne düştüm. Biraz ileride 5 dakika önce bizim bulunduğumuz noktadan bir abla bağırıyordu, 'Benim askerime dokunmayın, benim askerim yapmaz.' dedi ama benim ablam bilmiyordu ki 5 dakika sonra o hain yüzünden şehadete erecekti." Dipçik darbesiyle düştüğü sırada omuriliğinin kırıldığını belirten Demir, tankın daha sonra Haliç Bağlantı Köprüsü'ne kadar gittiğini anlattı. Demir, "Sözde Emniyet Müdürü Mithat Aynacı da bu tankın içinden çıktı." dedi. "JENERATÖR VE SPİRAL İLE TANKIN KAPAĞINI KESİP HAİNLERİ ÇIKARDIK"Demir, cuntacıları tanktan çıkarmaya çalıştıklarını ama cuntacıların direndiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Bijon anahtarı, levyelerle tankın kapağına vurmaya başladık ama mümkün değildi, açamadık. Biz biliyorduk ki o gece yalnız değildik, ilahi güç arkamızdaydı. Selaların vermiş olduğu iman, o anda göğsümüzde uyandırmış olduğu vatan sevgisi hiçbir şeyin önümüzde duramayacağını bir kez daha göstermişti. Bu sırada Vatan Caddesi'ne yakın bir karayolunda jeneratör ve spiral ile tankın kapağını kesip hainleri çıkardık. Tatil için gitmiştim. İyi ki gitmişim ve iyi ki bu mücadelede vatanım, bayrağım ve milletim için bir nebze de olsa mücadele etmişim." Darbe girişimi sonrası devlet büyüklerinin kendileriyle ilgilendiklerini belirten Demir, 15 Temmuz'u unutturmamak adına gazi arkadaşlarıyla lise son sınıf öğrencilerine yaşadıklarını anlattıklarını söyledi. Demir, darbe girişimine katılanların yargılandıkları davaların takipçisi olacaklarını ifade ederek, "Takım elbiseli, kravatlı şekilde davalara çıkmaları zorumuza gidiyor, kanımıza dokunuyor. Suçsuz olduklarını iddia ediyorlar ama o gece suçsuz olanlar ayıklandı, suçlu olanlar da yüce adalet önünde hesap veriyor. Hiç kimse kusura bakmasın. Benim can dediğim insan bana kurşun sıkmazdı, ailemin üstünden tankıyla geçmezdi." dedi.