Van’ın ekonomik anlamda büyük sıkıntılarla boğuştuğu bu süreçte Ak Parti Van Milletvekili Bilici’den önemli bir çalışma geldi. Bilici, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na Van’daki mevcut sorunlar, yapılması gerekenler ve kente kalkındıracak önemli çalışmaların yer aldığı bir çalışma sunarak hükümetten özel destek ve çalışmalar talep etti.

2011 yılında meydana gelen depremden sonra zor günler geçiren ve ekonomik anlamda yaşanan sıkıntıların zirveye çıktığı şu dönemde Ak Parti milletvekili Mustafa Bilici ilk etapta gerçekleştirilmesi gereken önemli konuları Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sundu. Geçtiğimiz günlerde Van’daki Ak Parti İl Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Van’a gelen Ahmet Davutoğlu’na vergi terkini, sahil yolu, çevre yolu ve benzeri birçok konu hakkında bir dosya sunan ve bu anlamda destek isteyen Milletvekili Bilici, özellikle ekonomik anlamdaki sıkıntıları da ön plana çıkararak bazı kolaylıklar da talep etti. Van’daki ekonomik gücün oldukça zayıf olduğunu dile getiren Bilici, sınır kapıları ve Kapıköy konusunu da ön plana çıkarırken Van Gölü için de özel bir çalışma sunarak gölü kurtarma adına bir dosya sundu. Şehrivan’a özel değerlendirmelerde bulunan Milletvekili Bilici, sunduğu o dosyadaki veriler ve Van’a dair talepleri paylaşarak o dosyayı paylaştı.

ÖNCE POTANSİYELİ ANLATTI SONRA DESTEK İSTEDİ

Başbakan’ın Van ziyaretinde hem özel bir dosya hem de sözlü olarak paylaştığı kente dair önemli talepleri sunan Bilici Şehrivan aracılığı ile paylaştı. Yerel seçime sayılı aylar kala Van konusundaki taleplerini artıran AK Parti Van Milletvekili Mustafa Bilici, Van’ın en çok ihtiyaç duyduğu bir dosya ile Başbakan ile görüştü. Hazırladığı dosyada öncelikle Van’a dair temel konuları dile getiren ve Van’ın önceliğindeki sektörlere vurgu yapan Bilici, özellikle ekonomideki hamlenin Kapıköy Sınır Kapısı olduğunu belirtti. “Van, ekonomik gücü çok zayıf bir kenttir.” Diyerek yaşanan sıkıntılara da değinen Bilici; tarihi, kültürel, inanç, su sporları, kış turizmi gibi zengin bir potansiyele sahip Van’ın bunca zenginliklerine rağmen turizm de hak ettiği yerde olmadığını belirtti. Aynı şekilde tarımda da Türkiye’de tarıma en uygun kentlerden birisi olmasına rağmen halen potansiyelin altında olunduğuna dikkat çeken Bilici, tüm bu verileri paylaştıktan sonra Van’ın ilk etapta ihtiyaç duyduğu önemli yatırım, destek ve tedbirleri Başbakan Davutoğlu’na sundu.

BİR VERGİ TERKİNİ BAŞVURUSU DAHA

Daha önce aylarca gündemde kalmasına ve Van TSO başta olmak üzere siyasilerin de girişimlerine rağmen yapılmayan vergi terkini Bilici’nin sunduğu o dosyada bir kez daha Başbakan Davutoğlu’nun masasında yer aldı. Bilici, sunduğu o dosyada vergi terkini konusundaki gerekliliği bir kez daha gözler önüne sererek, bu terkine duyulan ihtiyacı şu şekilde gözler önüne serdi; “2011 yılında Van’da meydana gelen depremler sonrasında mücbir hal ilen edilmesiyle bu güne kadar vergisel ödevlerini yerine getirmeyen mükelleflerin ciddi bir vergi borçları birikmiş bulunmaktadır. 31.12.2014 tarihinde son bulacak mücbir sebep hali ile birlikte vergi sorunu 2015 yılında karşımıza önemli bir sorun olarak çıkacaktır. Bu soruna şimdiden önlem alınması mali idarenin gelecekteki yükünü hafifletecektir. 2011 -2013 yılları itibariyle yaklaşık 637.284.000 TL olduğu kabul edilen vergi tutarı ülkemizin toplam vergi tahakkuku içerisinde sadece binde 2 ‘ye tekabül etmektedir. Vergi Usul Kanuna tabi Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisinin terkin edilmesi Ülkemiz ekonomisine ciddi bir yük oluşturmayacağı gibi zor zamanlar yaşayan Van ekonomisine büyüme yönünde çarpan etkisi yaratacak taciri, tüccarı ve esnafı borç batağından kurtaracaktır. 1999 yılında meydana gelen Marmara depremi sonrasında 7 Nisan 2002 tarihli resmi gazetede yayınlanan 4731 sayılı kanun kapsamında vergi terkini yapılmıştır.” Dedi.

SINIR TİCARETİ VE KAPIKÖY SINIR KAPISI

Ardından Van’ın en önemli gündem maddesi olan Kapıköy Sınır Kapısı hakkında da vergler paylaşarak Van’ın beklenilen konuma gelmesi için Kapıköy’ün tam kapasite çalışması gerektiğine vurgu yaptı. Önemli cümleler ile Kapıköy’ün Van ve Türkiye adına önemine değinen Bilici, bu sözlerinin ardından Kapıköy sınır kapısının aktif hale getirilmesi burada yapılan sınır ticareti kapsamında kota uygulamasından vazgeçilerek İran ile yapılan bölgesel ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasının ekonomik canlanmaya önemli katkı sağlayacağının altını çizdi. Bu sözlerin ardından mevcut sorunlara ve yaşanan olumsuzluklara değinen Bilici, bu konuyu şu sözlerle Başbakan Davutoğlu’na aktardı:

“KAPIKÖY ULUSLARARASI ALAN OLMALI”

“Kapıköy Sınır Kapısında yapılan Sınır Ticareti kapsamındaki günlük ticaret hacminin 430 Avro olarak belirlendiği ve muhteviyatı yaklaşık 100 kalem olan ticarete konu malların, miktarlarının az olması ticareti yapılamaz hale getirmektedir. Günlük 430 Avroluk ticari mal giriş çıkışının en fazla 10 kalem olarak belirlenmesi ve miktarlarının artırılması gerekmektedir. Yine İran İslam Cumhuriyetine, Kapıköy Sınır Kapısından yolcu statüsünde günlük giriş çıkış yapan şahısların, yanlarında getirdikleri malların herhangi bir uygunsuzluğa konu olmaması için, ilçe özelinde, kamu kurumları yetkililerinin içinde olduğu (Jandarma, Emniyet, Gümrük Müdürlüğü, Kaymakamlık) bir komisyon kurulması, günlük yolcu statüsünde yapılan ticareti kolaylaştıracaktır. Bu uygulama Yüksekova ve Doğubayazıt Sınır Kapılarında mevcuttur. Bir diğer konu Kapıköy sınır kapısında işlem yapan Gümrük Müdürlüğü personeli mesai saatlerinin, herhangi bir aksi hüküm olmamasına rağmen geç saatlerde işleme başlayıp, erken saatlerde mesailerini bitirmektedirler. Bu uygulama haliyle sınır ticaret işlemlerinin günde 3-4 saat gibi kısıtlı bir zamanda yapılmasına neden olmaktadır. Bu kısıtlılıkla beraber diğer bir sorunda elektrik kesintileri ve gümrük sistemlerin çalışmamasıdır. Günde en az 2 kez kesilen elektrik, zaten kısıtlı olan ticaret yapma zamanını daha da azaltmakta bu durum ticareti daha da zorlaştırmaktadır. Yine Kapıköy sınır kapısında yapılan sınır ticareti kapsamında araçların uluslararası alana geçmediği halde, uluslararası geçiş belgesi olan C2 Taşıma yetki belgesi talep edilmektedir. İthalat işlemlerinde talep edilmeyen C2 belgesi, ihracat işlemlerinde talep edilmektedir. Uluslararası alanı kullanmayan esnaflardan talep edilen C2 belgesinin temin edilme koşulları göz önüne alınırsa, bu belgenin yüksek bedellerle alınması zor durumda ticaret yapan esnafı daha da zor duruma düşürmektedir. Bu anlamda C2 Yetki belgesinin Sınır Ticareti Kapsamında işlem yapan esnaftan istenmemesini gerekmektedir. Ayrıca Kapıköy sınır kapısında, mülkiyeti Van İl Özel İdaresi’ ne ait olan dükkânların ve sosyal mekânların fiziki durumu çok kötü durumdadır. İran tarafından ülkemize geçiş yapan kişilerin temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaması gerek ilimiz gerekse ülkemiz adına olumsuz bir izlenim yaratmaktadır. Bunun yanı sıra büyük araçlara ayrılan alanının yetersiz olması zaman kaybına neden olmaktadır. Bunlara ek olarak İran İslam Cumhuriyeti ile karşılıklı yapılan ticaret dâhilinde ayda 4 kez İran tarafına geçme hakkı bulunmaktadır. Bu süre ticareti sınırlamaktadır. Aylık geçiş süresinin arttırılması ticaret hacmini genişletecektir. Bununla beraber Sınır ticareti ilke olarak sınır bölgelerinin iki yanında kalan halkın bölgesel ihtiyaçlarının karşılanmasını içerir. Bu amaca uygun olarak Kapıköy sınır kapısının açık Pazar olarak yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Tüm bunlara ek olarak; Dış Ticaret Risk Esaslı Kontrol Sistemi Ofisi ile TAREKS Ofisinin Van İlinde açılması gerekmektedir.”

GELİNCİK SINIR KAPISI DA O DOSYADA!

Öte yandan Gelincik sınır kapısı konusuna da değinen Bilici, son zamanlarda gündeme sıkça gelmeye başlayan o kapıya dair ise şu sözleri paylaştı; “Gelincik sınır kapısı 1989 yılında komşumuz İran ile ticari ve ikili ilişkileri geliştirmek amacıyla açılmıştır. Yaklaşık 5-6 aylık bir faaliyet yürütüldükten sonra 1990 yılında güvenlik gerekçesiyle kapatılmıştır. Başkale Gelincik Sınır Kapısı’nın açılmasını bölge ekonomisini çok önemli ölçüde etkileyecektir. Geçimlerini sadece hayvancılıkla sürdüren bölge halkı için sınır kapısının açılmasıyla alternatif bir geçim kaynağı oluşturulacaktır. Sınır kapısı ile birlikte Başkale’nin refah düzeyi artacak, bölgeye yeni yatırımla yapılacaktır. Önemli bir sorunu olan işsizlik azalacak ve işsizlikten kaynaklanan göçün önüne geçilecektir. En önemlisi geçim sıkıntıları nedeniyle kaçakçılık yapmak zorunda kalan bölge halkı legal ticarete yönelecek ve kaçakçılık asgari düzeye inecektir. Önemli bir istihdam kapısı olacak sınır kapısı ile birlikte insanlarda girişimcilik ruhu gelişecek ve ticari faaliyetlerde bulunan girişimciler, gençler ilçesine, bölgesine katma değer sağlayacaktır.”

OSB’YE TREN HATTI!

Ardından Önceki Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da gündemine aldığı OSB tren yolu hattı konusunu da bu kez de Başbakan Davutoğlu’na sunan Bilici, bu konudaki gerekliliği şu şekilde paylaşarak bu hattın getireceği avantajları da paylaştı; “Van Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren firmaların hammadde temini ve üretmiş oldukları malların nakliyesinin daha kolay ve ekonomik yapılabilmesi amacıyla Devlet Demir Yolları Van İstasyonundan Organize Sanayi Bölgesine İltisak Hattı çekilmesi önem arz etmektedir. OSB sahası içerisinde küçük ve orta ölçekli 175-200 firma bulunmakla birlikte firmaların % 30’u henüz kurulma aşamasında olup ithalat, ihracat, akaryakıt, tuz, granit taşı, çimento ve cam gibi malzemeler demiryolu ile taşınabilecektir. Van OSB’den 2013 yılında demiryolu ile 12.000 ton yük taşınmış olup firmaların faaliyete geçmesi ile birlikte ilk etapta 100.000 ton olacağı tahmin edilmektedir. Van Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Sanayicilerimizin talebi doğrultusunda Devlet Demir Yolları Van İstasyonu ile Organize Sanayi Bölgesi arasında demir yolu hattı döşenmesi ile ilgili çalışmalar başlattık. Ancak yapılan fizibilite etüdü sonucu söz konusu proje, maliyetleri gerekçesiyle Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülmedi. Ön teknik incelemelere göre söz konusu iltisak hattı Van İskele yolundan ayrılarak 7,7 km. uzunluğunda planlanmıştı. Güzergâhın 6,1 km’si şahsa ait, 1,6 km’si OSB’ye aittir. Söz konusu iltisak hattı için 116.432 m2 alana ihtiyaç duyulmakta olup bunun 92.432 m2 si şahsa ait, 24.000 m2’si ise OSB’ye aittir. Ön teknik incelemelere göre iltisak hattının tahmini maliyeti yaklaşık olarak; alt ve üstyapı maliyeti 11.245.240 TL, kamulaştırma maliyeti 14.789.120 TL, Proje ve Kontrollük maliyeti 100.000 TL. Olmak üzere toplam 26.134.360 TL olarak hesaplanmıştır. TCDD’nin söz konusu projeye olumlu bakmasına ve yapmak istemesine rağmen, kamulaştırma maliyetlerinin yüksek görülmesi projenin gerçekleşmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Projenin daha düşük bir maliyetle gerçekleşmesi için kamulaştırma maliyetinin azaltılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle, diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarının taşınmazlarının değerlendirilmesi ya da başka uygun bir modelin tatbik edilerek imar planı çalışmasının yapılması konusu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına 23.10.2013 tarihinde iletilmiştir.”

TOKİ ÖDEMELERİNDE YAPILANDIRMA!

Bu konular dışında bir çok önemli konuyu da dosyasında bulunduran Ak Parti Van Millevekili Bilici, Van adına en önemli başlık maddelerinden oluşan o dosyada kente dair ayrıca şu başlıkları, çözüm önerilerini ve talepleri paylaştı; “Deprem sonrası TOKİ marifetiyle Van ve Erciş ilçesinde yapılan 17.489 Afet konutunun aylık ödemeleri Nisan 2015 tarihinde başlayacaktır. TOKİ’lerin aylık taksitleri yaklaşık 6.7 milyon TL dir. Aynı şekilde KOSGEB kredilerinin geri ödemesi aylık olarak 12 milyon TL tutarındadır. Van ilinden aylık olarak sadece iki kalemden yaklaşık olarak 20 milyon TL sıcak para çıkmış olacaktır. Bu durum Van’ın ekonomisini önemli ölçüde etkileyecek ve durma noktasına getirecektir. Bu nedenle ödemelerin yeniden yapılandırılarak Nisan 2016 tarihine kadar ertelenmesi önem arz etmektedir.”

VAN GÖLÜ 1655 AFET KODUNUN DÜŞÜRÜLMESİ

“90’lı yıllarda Van Gölü su seviyesinin yükselmesi nedeniyle Bakanlar Kurulu tarafından Van gölü etrafında 1655 kodu sınır olarak kabul edilmiştir. Ancak 1655 kodu altında yapılaşma olduğundan dolayı bu konuda vatandaşlar mağdur edilmiştir. Yaklaşık 20 bin vatandaşın etkilendiği söz konusu afet kodunun tekrar değerlendirilerek kodun 1652 sınırına çekilmesi Van Gölü çevresinde 3000 yapıyı bu mağduriyetten kurtaracaktır.”

“KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞLAMALI”

Van’da sorunlu alanların belirlenip, yaşam alanlarının sağlıklı ve daha yaşanılabilir hale getirilmesi amacı ile uygulanan kentsel dönüşüm projesi, İlimizde 2011 yılında meydana gelen depremler sonrasında başlamıştır. Ancak Bakanlık tarafından yayınlanan genelge kapsamında ağır hasarlı, risk taşıyan, yıkılmamış binalar kapsama alınırken, maalesef binalarını valilik ve afet müdürlüğü tavsiyesi doğrultusunda vatandaşlık bilinci yıkan vatandaşları uygulamadan muaf tutulmuştur. Önemli bir uygulama olan ve vatandaşlar tarafından benimsenen Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında ruhsat harçlarında sağlanan muafiyet ve kredi borçlanmalarında faiz yükünün bir kısmının devlet tarafından karşılandığı uygulama, deprem sonrası ekonomik kriz yaşayan Van halkı için önem arz etmektedir. Bu nedenle ağır hasarlı ve riskli binalarını yıkan vatandaşlarımızın mağduriyetinin giderilmesi amacıyla buralarda oturan mülk sahiplerinin de uygulama kapsamına alınması önem arz etmektedir.

BEKLEYEN EN BÜYÜK PROJE: ÇEVRE YOLU!

Bölgenin yöneten ve yönlendiren kenti konumunda bulunan ilimizin gelişmesi ve kalkınmasına katkı sağlayacağına inandığımız 41 kilometrelik çevre yolu projesi 2010 yılında başlamıştır. Ancak kamulaştırmadan kaynaklı problemler nedeniyle sürekli ertelenen çevre yolu projesi halkı hayal kırıklığına uğratmıştır. Belediye tarafından sürekli engellenen çevre yolu projesinin gerçekleşmesi ve kamulaştırma sorunlarının çözülerek arazinin çevre yoluna terkin gerekmektedir. Yaklaşık beş yıl önce başlanılan ve ağır aksak devam eden Van çevre yolu projesinin tamamlanması önem arz etmektedir.

SAHİL YOLU VAN’IN UMUDU

Ülkemizin en önemli değerlerinden biri olan Van Gölü, ilimize ve bölgemize turizm açısından önemli katkılar sunabilecek potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyel bugüne kadar yeteri kadar değerlendirilememiştir. Yıllardır gündem de yerini koruyan ve halkının 40 yıldır rüyası olan Van Gölü Sahil Yolu Projesi maalesef bugüne kadar hayata geçirilememiştir. Sahil Yolu’nun hayata geçmesi ile birlikte Edremit'ten başlayarak birçok saklı kalmış güzellik ilin turizm halkasına katılmış olacak ve Van için yeni bir turizm hamlesi olacaktır.

VAN GÖLÜ İÇİN ÖZEL ÇALIŞMLA

“AK Parti Grup Başkanlığımıza Van Gölü Havzası Koruma Kanunu teklifi arz ettim. Grup Başkanlığımızca söz konusu kanun teklifim Başbakan Yardımcımız Sayın Yalçın Akdoğan beyefendinin oluru ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderildi. Kanun teklifi genel olarak ekolojik dengesi hızla bozulan Van gölü havzasında su-toprak-insan ilişkilerini yeniden düzenleyerek 200 bin yıllık doğal mirasımızın korunmasını amaçlamaktadır. Bu hususta takdirlerinizi saygılarımla arz ederim.”


ÖMER AYTAÇ AYKAÇ -ŞEHRİVAN ÖZEL

Editör: TE Bilisim