Ömer Aytaç AYKAÇ/Şehrivan ÖZEL Van depremden sonra yapılan bir çok yatırım ile hareketlenmeye çalışırken, bir zamanların en önemli sektörü olan Tarım ve Hayvancılık ise hızla kan kaybediyor. Et üreticileri ne yem maliyetini karşılayabilir ne de besledikleri hayvanları satabiliyor. Et Balık Kurumu’nun hayvan alımını ve kesimini durdurması ile ciddi sıkıntıya giren et üreticileri bir taraftan da yalnızlıktan yakınıyor. Fakat yıllardır zararına da olsa bir şekilde piyasaya et sunmaya çalışan et üreticileri de artık umudu kesti. Besiciler ve et üreticileri daha fazla bu sıkıntılara dayanamayacağını söylüyor. Van’da hayvancılık ve et üreticiliği sektöründe yaşanan sıkıntılar ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Van İli ve İlçeleri Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sabri Yılmaz, üreticilerin ciddi sıkıntılar yaşandığını ve yetkili kurumlardan bir çözüm beklediklerini kaydetti. Konu ile ilgili sert açıklamalara yer veren Yılmaz, Van’daki sivil toplum örgütlerine de çağrıda bulunarak sorunlarının çözümü noktasında ortak hareket etmeleri gerektiğini belirtti. Yılmaz, ayrıca “Et Balık Kurumu üreticisini artık unuttu. Yıllardır et üreticisinin bel kemiği olan bu kurum artık bize tamamıyla sırtını dönmüş durumda. Yıllardır bu yükün altında ezilen üreticinin de artık ne ithal yem alma gücü var ne de buna daha fazla dayanma gücü. Hayvancılık bitti bitiyor. Yetkililer bu sese kulak versin. Bu yıl Van için tam bir kopma noktası. Üretici pahalıya et üretip ucuza satarken, birileri de ucuza alıp tüketiciye fahiş fiyatlar ile et satıyor.” Şeklinde konuştu. Vali Karaloğlu’nun kendilerini sık sık sorduğunu söyleyen Yılmaz, “İsmimizi kullanıp bizden nemalanan odalar var. Bugün niye yanımızda değiller? Bu günde yanımızda olsun. Bize bir hak tanındığında alıp değerlendiren arkadaşlarımız bize destek olsun.” Diyerek de STK’lara tepki gösterdi. ET BALIK KESİMİ DURDU, VANLI ÜRETİCİ PERİŞAN OLDU! Et üreticilerinin yaşadığı sıkıntılar ile ilgili olarak zehir zemberek açıklamalarda bulanan Yılmaz, “Bizim en temel sorunumuz nakliyattır. Biz ne alırsak alalım maliyetimiz tüm Türkiye’den her zaman yüksektir. Sonraki sorun ise bizim sürekli olarak güvenip, ana kapısı olarak gördüğü Et Balık Kurumu’nun artık eski verimliliğinde hatta hiç çalışmamasıdır. Bakınız birileri hiç vicdanının sesini dinlemeden, bu vatandaşın sıkıntısını dinlemeden gelip hasarlı raporu vermiş. Bunun sıkıntısını da Van’daki hayvancılar ve et üreticileri çekmiştir. Geçen yıldan beridir de biz bu tesisten mahrum kaldık, hala da bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bu durumda hayvancılığın merkezi olan bu il, mağdur edilmiştir. Tesis de zaten şu an durmuş durumda. Hatta Et Balık Kurumu yakın zamana kadar da haftalık 100 civarında bir kesim yapıyordu, ama artık onu da yapmıyor. Hayvancıların sıraları da iptal edildi ve yapılan açıklamada kesimlere ara verildiği açıklandı. Biz bu haftalık 100-200’lük kesime de razıydık. O da durdu.” Dedi. “YEM ALACAK GÜCÜMÜZ KALMADI” Van’daki çiftçinin de besicinin de artık dayanacak gücü kalmadığını ve bu sıkıntı yaşayan üreticinin bu duruma daha fazla tahammül edemeyeceğini söyleyen Yılmaz, “Ben bütün üreticiler adına konuşuyorum. Bizim şu anda artık arpa ve yem ihtiyaçlarımızı karşılayacak gücümüz kalmadı. Olay bu kadar ciddi duruma geldi. Bu konuda tek bir hayvanı bile satıp getirip yemini temin edecek bir durum bile yok şu anda. Hayvanlar elimizde kaldı zaten. Saman konusunda yine dediğim gibi Türkiye’nin en yüksek maliyetli samanı bize geliyor. Bu da bizim coğrafi olarak en son il olmamızdan da kaynaklanıyor. Nakliye giderleri yüzünden dışarıdan aldığımız yem ne kadar ucuz olursa olsun Van’a gelene kadar oldukça yüksek bir fiyata varıyor. Dolayısıyla bizim gibi sadece Et Balık Kurumu’na endeksli olan üreticiler de Van’da özel ve büyük şirketler bulunmadığından bu gibi sorunlar yüzünden ciddi zararlar görüyor.” Şeklinde konuştu. “BİZİ ÇOK ARAYACAKLAR” Tarım ve hayvancılığın Türkiye’nin en zor sektörlerinden biri olduğunu söyleyen Yılmaz, Van’da et üreticilerinin sıkıntılarının hat safhaya ulaştığını, böyle devam etmesi halinde daha bu kesimin de daha fazla dayanamayacağını söyledi. Kendilerinden sonra artık bu sektörde çalışacak adam kalmayacağını söyleyen Yılmaz ayrıca şu sözlere yer verdi, “Biz Et Balık Kurumu’nu tüccar olarak görmüyoruz, üreticinin bel kemiği olan bir devlet kurumu olarak görüyoruz. Kendi üreticisini de unutan bir Et Balık Kurumu’nun bu hali kabul edilmeyecek bir durumdur. Et Balık Kurumu şu anda sadece ticaretini düşünen ve bunun peşinde koşan bir devlet kurumu haline gelmiştir. Bizim gerekli diğer birimlerimiz, sivil toplum örgütlerimiz zamanı geldiğinde çok pişman olacaklar. Gelecek yıllarda ne onlar ne de şu anda bize sahip çıkmayan meslek örgütleri ve STK’lar bize ihtiyaç duyduklarında artık bizim de piyasada olmadığımızı görecekler. Hal böyle olunca da hem Van hem de vatandaş kaybedecek. Bakın biz iflas ettikten sora birileri o rahat hayatını bırakıp hayvancılık yapmaz. Çünkü, biz bu işi babadan kalma bir meslek olarak yapıyoruz. Bu işi mesleği olduğu için yapan vatandaşımızın sayısı çok. Fakat borcunu ödeyemez hale gelen çiftçi ve üreticinin bu işi yapmasının da anlamı yoktur.” “SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ BİZE SAHİP ÇIKSIN” Sivil toplum örgütleri ve odalara çok sert tepki gösteren Yılmaz, “Zamanı geldiğinde bize sahip çıkan, bizi sahiplenen oda ve STK’lar bize sahip çıkmalı. Sıkıntı yaşandığı zaman bu üretici yalnız bırakmak olmaz. Bizim ürettiğimizi hakkıyla ve en azından emeklerimizin karşılığıyla değerlendirilmeli. Biz üreticiyiz ve dolayısıyla ürettiğimiz etin maliyetini çıkaralım. İşte bu noktada biz biraz da yalnız kaldık. Bizim adımıza konuşan çok oldu zamanında, ya da bizim üzerimizden kar elde edeceği zaman bizim sahibimiz gibi davranan çok oldu ama çözüme kavuşturan olmadı. Keşke şu an Van’daki diğer meslek örgütleri, STK’lar, ilde çok etkili bir konumda olan odalar da yanımızda dursa ve bizim sorunlarımızı anlatmamızda bizimle birlikte hareket etse. En azından seslerini yükseltip, sıkıntılarımızı çözüme kavuşturmamıza yardımcı olsalar Van esnafı şimdi bu sıkıntıları yaşamayacaktı.” UCUZA ALINAN ET, VATANDAŞA PAHALIYA SATILIYOR! Yılmaz ayrıca, “Biz pahalıya mal edip, ucuz satıyoruz. Tüketici ise ucuza mal edilen malı pahalıya yiyor. Buna da müdahale edilmeli. Bunlara neden müdahale edilmiyor? Bakın şu an Van’da en basitinden sucuğun kilosu 40-50 liraya satılıyor. Bu neden daha ucuza üretilip daha ucuza satılmasın. Neden bu noktada biz birlikte çalışmayalım ki? Biz üreticiye daha ucuz ve daha sağlıklı et ulaştırmanın derdindeyiz, tüketici ve yetkili merciler de bizi düşünmeli bazen. Ama bizim umut bağladığımız Et Balık Kurumu ne yapıyor. Hayvan almak için konuşmuş anlaşmışken birden arıyor vazgeçtiğini söylüyor. Dolayısıyla aylarca bu hayvanı besleyen ve tam da kesilmeye hazır hale getiren üretici ortada kalmış oluyor. Sonra da bu hayvanı piyasada çok ucuz bir fiyata kestirmek zorunda kalıyor. Hal böyle olunca da üreticiler yavaş yavaş bu işten kopmaya başlıyor. Bizim zararına sattığımız ve sattığımız eti de piyasada 30-40 lira gibi fahiş fiyatlardan satıyor. Neden kimse bu etin bu kadar ucuza mal edilirken, bu kadar pahalıya satıldığını sormuyor? O zaman bizim için de bir serbest piyasa oluşturulsun? Et üreticilerinin günahı ne? Geçtiğimiz yıl yaşanan depremde yine herkes Van’dan kaçıp canını kurtarma peşindeyken, hayvancılar hayvanlarını götüremediği için yine Van’da kaldı üretim yapmaya çalıştı. Onlar böyleyken birilerinin de onları görmesi gerekiyor.” İfadelerine yer verdi. “VAN TARIM VE HAYVANCILIK KENTİDİR” “Et üreticilerinin şu anda mücadelesini verdiği bu sıkıntı küçük bir sıkıntı değil. Van bir sanayi kenti, bir turizm kenti değil. Göz önünde bulundurulması gereken bir durum var ki Van tarım ve hayvancılığa uygun bir yerdir. Diğerleri ikinci etapta düşünülmesi gereken sektörlerdir. Van hayvancılığın bu kadar ilerde olduğu ilken neden bu hale geldi. Zamanında hayvancılık piyasada bir canlılık olmasında en büyük pay sahibiyken şu anda göz ardı ediliyor ve çekilen zahmetler görmezlikten geliyor. Neden büyük üreticiler bu işi yapmıyor? Kar etmeyen büyük firmalar neden en ufak durumda ithal et alma peşinde? Onlar böyle yaparken biz onun peşindeyiz. Biz yaptığımız ahır için milyonlarca lira para harcadık, hayvan almak için milyonlarca lira kredi çektik. Şimdi ise yem fiyatlarından, EBK’nın yaşattığı sıkıntılardan dolayı elimiz kolumuz bağlı bir şekilde bekliyoruz. Yok, olma noktasındayız ve bu böyle devam ederse Van’ın ikinci büyük depremi de et piyasasında yaşanacak. Gerekli kontroller yapılmıyor. Şimdi bir lokanta etin kilosunu 12 liraya alıp, getirip kebabı 11-12 liraya veriyorsa gerekli mercilerin de bunun kontrolünü yapması gerekiyor. Yine kasaplar ile görüşüyorum. Daha önceden 15 liraya et alıp, lokanlara bunu 20 liraya satan kasaplar iş yapamıyoruz diyorlar. Çünkü lokanlar 12 liradan piyasada et buluyor. Bu etlerin nereden geldiği, ne şartlarda kesildiği, sağlıklı olup olmadığı da belli değil tabi ki. Tarım Müdürlüğü, Belediye bu noktada kontrolleri sıklaştırmalı. Bizim bu durumumuza onlar da kendilerince müdahale etmeli artık.” “ET VE BALIK KURUMU BİZİ CİDDİYE ALMIYOR” Zamanında EBK’nın kendilerine muhtaç olduğunu ve her şartta Vanlı üreticiden et istediğini ve üreticilerinden hiç tereddütsüz et ihtiyacını karşıladığını belirten Yılmaz, “Zamanında binlerce ton et ihtiyacını gününde, saatinde et üreticisinden temin eden EBK, şu anda ithal etten dolayı minnetsiz olduğu için bizi hiç ciddiye almıyor. Biz üretici olarak sorunun ne olduğunu bilmiyoruz ama ciddi bir zarar gördüğümüzü biliyoruz. Zamanında verdikleri faizsiz krediden de faydalandık. Hayvan da aldık. Ama sonra bir anda kesimi durduran EBK biz almıyoruz dedi. Biz oda olarak da kendileri ile görüştük. Türkiye geneli böyle bir durma olduğunu söylediler. Ama şöyle bir durum var Türkiye’deki diğer kurumlar tam kapasite çalışırken Van yine haftada sadece 2 gün çalışıyordu. Yani Van’da bir problem var diye düşünüyorum. Bu problem de depoların tıka basa ithal et ile dolu olması. Yerel üreticiden faydalanmayınca, ucuz ithal et olunca dolayısıyla bize de ihtiyaç olmuyor. Kimse de yerel üreticinin sıkıntısını ciddiye almıyor dolayısıyla. Saydığım sıkıntıların yanında geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık da durumun böyle olmasında pay sahibi. Bir yıl önceki kuraklık, şu an hem yem sıkıntısının hem de etle ilgili diğer sıkıntıların yaşanmasına da sebebiyet veriyor. EBK bizim en büyük Pazar payımızdı. Orası gittikten sonra diğer alıcılar artık keyfe davranmaya başladı.” Dedi. KARALOĞLU DURUMUMUZLA YAKINDAN İLGİLENDİ Yılmaz son olarak bu sözlere yer verdi, “Bize bu konuda en çok soran ve durumumuzla ilgilenen kişi de Sayın Valimiz Münir Karaloğlu’dur. Ona teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonra da bizim yanımızda olmasını da istiyoruz tabi. Onun dışında milletvekilleri ve ilin diğer temsilcilerine de biz sürekli sorunları aktarıyoruz. Kendilerine zaten daha önce de birkaç defa durumu anlattım. Ama şu ana kadar atılmış somut bir adım yok. İşin açıkçası benim kanaatimce de bu işin çözümü de öncelikle EBK’nın eskisi gibi tam kapasite çalışması ve üreticinin ihtiyaçlarına karşılık vermesi. Olmaması halinde daha önce de dediğim gibi Van en geç bir yıl içinde tamamıyla dışarı bağımlı ve et piyasasının oldukça farklı olduğu bir yer haline gelecektir. Buna ek olarak Van’da da artık ciddi bir denetimin yapılması gerekiyor. Van’da üretici etini ucuz fiyata da olsa satamıyorsa bunun altındaki sebepler araştırılamlı ve Van’lı hayvancıların her geçen gün biraz daha erimesinin önüne geçirilmeli. Ya da Van’daki üretici için ildeki önde gelen insanlar tarafından bir standart fiyat belirlenmeli, onların öncülüğünde birimler oluşturulmalı. Hal böyle olunca da etini satmak için besicilik yapan insan da 6 ay sonra etini ne kadara satacağından ya da satabileceğinden emin olsun. Böyle olursa bu sıkıntılar giderilir Van hayvancılıkta hakkettiği yere de gelir.”   
Editör: TE Bilisim