Erzurum Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gürkan Öztürk, Türkiye'de yaklaşık 70 bin böbrek, 2 bin karaciğer nakli bekleyen hasta bulunduğunu belirterek, "Bu insanların hepsi başka insanların verecekleri ciddi kararı bekliyor. Yani beyin ölümü gerçekleşmiş birinin yakınının yoğun bakım önündeki o zor anında 'Evet organ bağışı yapıyorum' gibi çok yürekli cümle kurmasıyla insanların hayatı değişiyor." dedi.

 

Öztürk, yaptığı açıklamada, organ bağışının hayat kurtardığına işaret ederek, Türkiye'de organ bağışı açısından Erzurum ve çevre illerin geri sırada bulunduğunu kaydetti. Yöredeki en büyük sıkıntılardan birinin organ bağışının azlığı olduğunu vurgulayan Öztürk, "Organı nakletme konusunda sıkıntımız yok, aslında iyi ve başarılı merkeziz ama organ bağışı konusunda insanların daha duyarlı olmasını istiyoruz. Çünkü donörler ve yakınları olmasa, onlar ellerini taşın altına koymayıp organ bağışını kabul etmeseler nakil yaptığımız hastaların hayatlarında herhangi bir değişiklik olmayacak ve halen kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor olacaklar." diye konuştu. Türkiye'nin organ naklindeki başarı konusunda dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer aldığını belirten Öztürk, bu durumun Türkiye'deki sağlık sisteminin başarısını gösterdiğini dile getirdi.

 

"BEKLEYENLERİN NAKİLDEN BAŞKA ÇARELERİ YOK"

Beyin ölümü gerçekleşen birinin organlarının başka merkeze ulaştırılmasından, organın çıkarılıp başka birine nakledilme aşamasına kadar hem cerrahi hekimin hem de hastane ve personel donanımın yeterli olduğunu aktaran Öztürk, "Tek eksiğimiz Türkiye'de organ bağışı. Lütfen organ bağışlayalım çünkü organ bağışı bekleyen hastaların nakilden başka imkan ve çaresi yok. Bu insanlara ya organ bağışlanacak ya da kimi diyalizle kimi de karaciğer hastalığıyla bir ümit beklemeye edecek." ifadelerini kullandı.

 

DÜZELTİLEBİLEN TEK KANSER TÜRÜ KARACİĞER KANSERİ

Türkiye'de organ nakli bekleyen on binlerce hasta bulunduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de yaklaşık 2 bin civarında karaciğer, 70 bin civarında böbrek nakli bekleyen insan var. Bu insanların hepsi başka insanların verecekleri ciddi kararı bekliyor. Yani beyin ölümü gerçekleşmiş birinin yakınının yoğun bakım önündeki o zor anında 'Evet organ bağışı yapıyorum' gibi çok yürekli cümle kurmasıyla insanların hayatı değişiyor. Nakille düzeltilebilen tek kanser karaciğer kanseri. Bağış yaparak karaciğer hastası ve böbrek hastası birini kurtarabiliriz. Organ naklinin gerçek kahramanları cerrahlar, koordinatörler ya da sağlıkçılar değil. Gerçek kahramanlar o anda çok yürekli cevap vererek, 'evet' diyerek yakınlarının organlarını bağışlayıp başka insanların hayatını kurtaranlardır."

 

Organ bağışıyla diyalizdeki bir hastanın tedavi masraflarının düşmesiyle ülke ekonomisine katkı sağlanacağını da anlatan Öztürk, "Tek cevapla yani 'Organ bağışı yapıyorum' demekle insanların hayatını kurtarabildiğimiz gibi ülke ekonomisine katkıda bulunabiliyoruz. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin o saatten sonra tekrar hayata dönme ihtimali yok. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra organlarının bağışlanması birçok insanın hayatını kurtarabilir." diye konuştu.

 

ÇANKAYA EN İYİ ÇÖZÜM BÖBREK NAKLİ

Aynı hastanenin Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Çankaya da böbrek çalışmadığında bütün vücut sisteminin etkilendiğini anlattı. Böbrek yetmezliğinin tedavi seçenekleri arasında en iyi yöntemin organ nakli olduğunu kaydeden Çankaya, "Böbrek rahatsızlığında en iyi çözüm böbrek nakli. Türkiye'de böbrek hastası giderek artıyor, böbrek nakli için bekleme listemizdeki hasta sayısı da artıyor. Kadavradan böbrek için toplumun bilinçlendirilmesi lazım. Organ bağışının çoğalması gerekiyor." diye konuştu.

 

Organ Nakli Merkezinde görevli Yardımcı Doç. Dr. Nurhak Aksungur da öğrencilik yıllarında organ bağışı yaptığını belirterek, "Kadavra ya da donör var" diye haber geldiğinde mutluluk ve hüznü bir arada yaşadıklarını ifade etti. Organ bağışıyla insanların hayatının kurtulduğuna işaret eden Aksungur, "Organlarımız toprak olacağına bağışlansın, hayat kurtarsınlar. Belki zor durum ama organ bağışı yaparak insanları hayata bağlamamız lazım." dedi.

 

ÇOMAKLI: İMKÂNLARIMIZI SEFERBER EDİYORUZ

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı da organ bağışıyla hastaların sağlıklarına kavuşma şansı yakaladığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "İnsanların en zor anında 'Organ bağışı yapıyorum' veya ‘Organ bağışına müsaade ediyorum' cümlesini kurmak bir anda birden fazla insana umut ışığı oluyor. Organ bekleyen hastalar için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Başarılı ekibimiz ve teknik altyapımız ile organ nakli için tüm şartlara sahibiz. Ancak doktorlarımız iyi, teknolojimiz gelişmiş olsa da hasta veya hasta yakınlarının organ nakillerinde rızalarının olmayışı bizi bir adım öteye geçirmiyor." Çomaklı, herkesi organ bağışı konusunda daha duyarlı davranmaya çağırdı. 

Editör: TE Bilisim