Sokağa çıkıp şu soruyu mutlaka sormuşsunuzdur; ‘’Başarılı insan kimdir?’’ Bu soruya verilecek cevaplar içerisinde kıymeti olan iki cevap vardır ve bu iki cevap arasında da kefenin ağır basacağı cevap şu olacaktır, ‘’Ekmek parasını kazanabilme becerisi, kimseye muhtaç olmama durumuna gelmiş olmak’’ Öbür duyacağımız cevap ise ‘’Toplumca değerli görülmüş ve konum olarak en üst değere sahip mesleklere sahip olmaktır.’’ Evet, iki cevaba da katılabilirim, ötesi var mı? Bilmiyorum. Ama benim için, bir kişi kendini gerçekleştirmişse yeteneklerini keşfetmişse ve bu keşiflerden maksimum verim almışsa o kişi başarılı sayılır. Çok değil daha 10 gün önce 5 kızımız kendi alanlarında ve kendilerini keşfettikleri alandan maksimum seviyede verim aldılar. Bu kızlarımız en iyi üniversitelerde eğitim görmediler ama doğru yerde doğru eğitimi aldılar. Anne babaları, ‘’siz kız’sınız kır dizini otur evinde çeyiz ör, oğlan beğen…’’ Demediler. Başkalarıyla kıyaslamadılar, başkasının okul başarısını, başkasının mesleğini başlarına kakmadılar… Güvendiler inandılar ve olur olmaz her basamağa müdahale etmediler. Sonuç, maksimum verim.

Burada çok haddimi aşmadan siz velilere daha çok sınav kaygısı, sınav kaygısıyla baş etme yolları ve veli olarak tutumlarımızla ilgili naçizane fikirlerimi sunmaya çalışacağım.

1- Niyet, Beklenti ve Çabaya önem verin. Çocuklarımızın çalışmadaki niyetleri bizim için önemlidir. Hedeflerinin ne olduğunu bilmesi ve o doğrultuda sureci iyi işletmesi bizim için önemlidir. Sürece tamamen konsantre olmak başarının en büyük anahtarlarından biridir. Haliyle sizin de sonuca değil sürece değer verdiğinizi göstermeniz ve onu bu yönde desteklemeniz içinin rahatlamasını sağlayacaktır. Ona her zaman gösterilen çabanın istediğimiz gibi sonuç veremeyebileceğini hatırlatarak bunun sizin için bir sorun olmadığını söyleyin. Önemli olanın gösterdiği çaba olduğunu ve çabasının farkında olduğunuzu dile getirin. Bunu yaparken de sürekli aynı temenniyi dillendirerek çocuktaki konsantreyi de negatif şekilde etkilemenin de önüne geçin. Laflarınızı doğru zamanda ve doğru yerde kullanın.

2-Sınav Kaygısı Sonucu Oluşan Stresi Normal Karşılayın. ‘’Çocuğumuz bir insandır.’’ Evet, bu cümlem biraz ironi kokabilir ama bazen bu sade cümleyi unutabiliyoruz ve çocuğumuza bir robotmuş gibi roller yüklüyoruz. Çocuğumuz stresli olabilir, ağlayabilir, duygusal bir boşluğa düşebilir… ‘’Tam sınav zamanı olacak iş mi bu, böyle aptalca şeyleri yaşama zamanı değildir, topla kendini.’’ Bu cümleler bir veli olarak notlarınızı kırar ve sizi sınıfta bırakır.  Bu sert mizacınızı mümkünse öldürün ve daha mantıksal yaklaşmaya çalışın. Biliyoruz, ebeveyn olarak çocuğunuz bir duygu yaşadığında benzer duygular hissetmemek elde değil. Mutlaka üzülürsünüz ya da sizin de stresiniz artar. Fakat bu üzüntünüzü, stresinizi yansıtmamanız en mantıklısı olacaktır. Siz üzüldükçe stres yaptıkça ve olur olmaz olayları olumsuzluğa yorup bunu sözlü ve fiziki olarak karşı tarafa yansıttıkça onun da stresi artma eğiliminde olacaktır. Onun yerinde olsaydınız sizin de benzer duygular içerisinde olabileceğinizi kabullenmeniz mantıksal yaklaşarak stresi normal karşılamanızı sağlayacaktır. Böylelikle çocuğunuzun da sınav stresi oranı düşecektir.

3- Monoton veli olmaktan çıkın. Gereksiz bir şekilde sürekli gaz veren ve her olur olmazı hayatın akışına bırakma monotonluğundan vazgeçelim. Doğru konuşma, doğru zaman, doğru davranış… Bu zamana kadar ama doğru ama yanlış yaptıklarınızı yaptınız, şimdi son düzlükteyiz. Özellikle bu son dönemde öğrenciler motivasyona çok ihtiyaç duyarlar. Son dönem sınavın yaklaşmasıyla beraber öğrencilerin gerginlikleri ve stresleri artar, hatta tavan yapar. Ebeveyn olarak bu gerginliği azaltmak için günlük ödüllendirmeler yapabilirsiniz. Onun en sevdiği yemekleri yapmanız, arada bir rahatlaması için onu dışarı çıkarmanız basit ama etkili ödüllendirme yöntemleridir. Ödüllendirilen çocuklar bir yandan biraz olsun emeklerinin karşılığını aldıklarını hissederler. Diğer yandan sizin verdiği emeğe saygı duyduğunuzu görmeleri de psikolojik olarak rahatlatıcı olacaktır. Lütfen bunun da dozunu iyi ayarlayalım, yoksa hiç beklemediğimiz sonuçlara ön ayak olmuş oluruz.

4-Ailedeki büyüklerin destekleyici tavır içinde olmalarını sağlayalım. ‘’Bize sürekli gelen deden ve ninenden bir isteğin var mı? Bizden istediğin ve değiştirmemizde bize faydalı olacağını düşündüğün bir davranışımız var mı?’’ Bu basit gibi görünen sorular çocuğu size karşı daha da olumlu tavır içerisine girmesine vesile olacaktır. Zaten bildiğini düşünerek söylemediğiniz cümleleri çocuğunuzun duymaya ihtiyacı olabilir. “Senin yanındayım.” “Ben sana güveniyorum.” “Ne olursa olsun seni seviyorum.” ‘’Görüşlerin bizim için değerlidir.’’ Gibi cümleler rahatlamasını sağlayacaktır. Baba aynı zamanda finansal figür olarak görüldüğü için babanın maddi ve manevi olarak yanında olduğunu göstermesi sınav stresini azaltmak için çok ama çok değerlidir.

5-Duygularını Paylaşması için Çocuğunuza Fırsat Tanıyın. Ebeveyn olarak diğer göstermenizin faydalı olacağı tutum ise ona duygularını paylaşması için fırsat tanımaktır. Sınav öğrencileri zaman zaman yüksek streslerini aileleri üzülmesin diye yansıtamayabilir ya da bazı duygularını paylaşmakta zorluk çekebilirler. “Nasıl hissediyorsun?” “Stresli olmanı anlıyorum. Stresli olmakta çok haklısın” “ Neler seni zorluyor. Belki konuşmak iyi gelebilir sana da.” Gibi cümlelerle duygu paylaşımını kolaylaştırmanız ona huzur verecektir.

         Son düzlükte olduğumuz bu dönemde çok fazla yazıp kafanızı bulandırmak istemiyorum. Biz veliler olarak hiç şüphesiz yıllarca yapacağımız yaptık diye düşünüyorum artık son düzlükte çocukları çok boğmadan yardımcı olmaya özen göstereceğiz.    

         Bu yazımda en önemli kaynağım Doğan CÜCELOĞLU’nun Başarıya Götüren Aile kitabı olmuştur.

Teşekkürler…

                                                                                                              Ercüment ZÜNGÜR