Türk halkı 24 Haziran'daki seçimlerde kararını verdi ve tekrar ' Erdoğan' dedi. Peki Türkiye'nin yeni bir dönemin kapılarını açtığı bu süreçte hükümet nelere dikkat etmeli? Dikkat çeken analiz..

 

Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimini geride bıraktı. Seçimin galibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı oldu. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı oylamasında yüzde 52.38 ile ipi göğüslerken, Ak Parti'nin oyu yüzde 42.56'da kaldı. Seçim sonuçlarına ilişkin analizler peş peşe gelirken Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu bugünkü köşe yazısında hükümetin seçim sonrası dikkat etmesi gereken üç hususa dikkat çekti.


İLK HUSUS: AK PARTİ VE ERDOĞAN ARASINDAKİ OY FARKI

 

"Birinci husus, AK Parti'nin kurumsal kimliği ve siyasi devamlılığıyla ilgili. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi, evladı gibi nitelemiş ve "4 çocuğumu bu yüzdenihmal ettim" diyerek partisine ne kadar değer verdiğini söylemişti. 24 Haziran gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aldığı oy ile AK Parti'nin oy oranı arasındaki farkı iyi etüt etmek gerekiyor. Birbiriyle bağlantılı pek çok faktör sayılsa da mühim olan AK Parti'nin kurumsallaşma düzeyinin geriletilememesi. Bir başka anlatımla Erdoğan ile AK Parti arasında makas açılmamalı. Bugünkü tablonun tekrar etmesine izin verilmemeli. Aksi takdirde, "Erdoğan'ı destekleme görüntüsü altında partisini zayıflatma" planı -Allah muhafaza- kalıcı oldu mu, 2019'daki yerel seçimler de sonrası da riske girer. Siyasette ortaya çıkması muhtemel dağınıklığın ve hatta kişisel hesapları da içeren yarışın bu ülkeye ödeteceği bedel ise çok ağır olur. Bu da demek oluyor ki AK Parti, "metal yorgunluğu" teşhisi ile başlayan yeniden yapılanma sürecini bir defalık bir hamle gibi okumamalı. Bünyesel dönüşümünü,  Cumhurbaşkanı'nın yeni dönemdeki politika yapma biçimi ile uyumlu hale getirecek önlemleri de almalı. Unutulmamalı ki, AK Parti gerçekleştirdiği tüm reformlar bir yana Kürt kökenli vatandaşları siyaset eliyle hâlâ Ankara'ya bağlayabilen, milli birlik ve bütünlüğü teminat altına alan yegâne siyasi kurum olma özelliğini korumakta.

 

İKİNCİ HUSUS: HÜKÜMET SİSTEMİNİN ŞEMATİK YAPISI

 

İkinci husus, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin şematik yapısı. Cumhurbaşkanı etrafında kurgulanan ofis ve kurulların, yeni bürokratik katmanlara dönüşmemesine, bilhassa bakanlarla açık veya örtülü rekabetin aracı olmamasına bu davaya inananlar dikkat etmeli. Devlet yönetimi, "irade, kararlılık ve takipçilik" gerektirdiği için "Davul birinin sırtında, tokmak öbürünün elinde" algısına da fırsat verilmemeli. Dizginler Cumhurbaşkanı'nda oldukça, Cumhurbaşkanı adına ahkâm kesen değil, Cumhurbaşkanı'na fikir ve proje üreten mekanizmalar işledikçe, ilerisi için umutlanmaya epeyce nedenimiz var demektir.

 

ÜÇÜNCÜ HUSUS EKONOMİ

 

Üçüncü husus ise ekonomi. 2019 Bütçe hazırlıklarına hemen başlanarak, 2018'deki harcamaların finansmanını da içeren yeni bir program oluşturulmasında sayısız fayda var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin başarısı, -kuşun iki kanadı misali- Külliye'deki şematik yapı kadar, yenilenmiş ekonomik ve siyasi programı da zorunlu kılmakta. Faizde, enflasyonda ve cari açıkta düşüş trendinin başlaması, kalıcı olması ve milletin gözünü döviz bürolarından asli işine çevirmesi için yeni program ve güven veren yeni ekip zorunluluktur.Ve nihayet... Görünür gelecekte ittifakların işleyişi ile seçim barajının düzeyi de tekrar değerlendirmeye tabi tutulmalıdır."

Editör: TE Bilisim