Anayasa Mahkemesi (AYM), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in, HDP'nin kapatılması istemiyle hazırladığı ikinci iddianamesine ilişkin ilk incelemeyi dün yaptı. Yüksek mahkeme, görevlendirilen raportörün, yeni iddianamenin kabul edilmesi yönündeki görüşüne uydu ve iddianameyi kabul edilebilir nitelikte buldu.

AYM, Başsavcı'nın tedbir olarak dava sürecinde HDP'nin banka hesaplarına el konulması istemini ise reddetti. Bu ret kararı, AYM'nin, Anayasa'da kapatma davasıyla ilgili yaptırım yollarından sayılan, HDP'nin hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması kararı vermesine engel değil. Anayasa Mahkemesi, savunmaların alınmasından sonra HDP'nin kapatılarak, iddianamede hakkında siyasi yasak istenen 451 yönetici veya üyesinin tümüne veya bir kısmına siyaset yasağı getirebileceği gibi, sadece hazine yardımının kesilmesi yönünde de karar verme hakkı bulunuyor.

5 YIL BOYUNCA YÖNETİCİ OLAMAYACAK

Söz ve eylemleri ile partinin kapatılmasına neden olan parti yöneticisi, deneticisi veya üyeler 5 yıl boyunca herhangi bir siyasi partinin kurucusu üyesi veya yöneticisi olamayacak.

60 GÜN SÜRE TANINDI

AYM'nin iddianameyi kabul etmesi ile HDP hakkındaki kapatma davası süreci de resmen başlamış oldu. AYM, davanın kabulünün ardından, iddianameyi HDP'ye gönderecek ve partiye ön savunmasını yapmak için 60 günlük süre tanıyacak. HDP'nin savunma için ek süre istemesi halinde bu süre en fazla 90 güne uzayabilecek.

EK SAVUNMA VE EK DELİL SUNMAK MÜMKÜN

HDP'nin ön savunmasını vermesinin ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, esas hakkındaki görüşünü AYM'ye sunacak. Şahin'in sözlü görüşünün HDP'ye iletilmesinin ardından, Şahin sözlü açıklama, HDP'liler de sözlü savunmalarını yapacak. Sözlü açıklama ve savunmaların tamamlanmasının ardından görevlendirilen AYM raportörü, gerekli bilgi ve belgeleri toplayarak esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu süreçte gerek HDP; gerekse Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mahkemeye ek savunma ve ek delil sunabilecek.

Anayasa Mahkemesi bu sürecin ardından toplanarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsacılığı'nın kapatma talebini esastan görüşmeye başlayacak.

ÜÇTE İKİNİN ÇOĞUNLUĞU İLE KARAR VERİLECEK

Anayasa Mahkemesi, siyasi parti kapatma davalarında üyelerin üçte iki çoğunluğunun oyuyla karar alabiliyor. Buna göre HDP hakkındaki kapatma davasında da partinin temelli kapatılması ya da hazine yardımından yoksun bırakılması kararları 15 üyenin en az 10'unun kabul yönündeki oyuyla mümkün olabilecek.

Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak.

HDP TEMELLİ KAPATILABİLİR

AYM, HDP'nin temelli kapatılmasına karar verebilir. Böyle bir durumda, söz ve eylemleriyle partinin temelli kapatılmasına neden olan parti yöneticisi deneticisi veya üyelerine 5 yıllık siyasi yasak getirecek, partinin mal varlıkları da Hazine'ye devredilecek.

HAZİNE YARDIMINDAN YOKSUN KALMASI DA GÜNDEMDE

Mahkemenin önündeki ikinci seçenek ise HDP'nin kapatılması yerine hazine yardımından yoksun bırakılması. Buna göre parti faaliyetine devam eder ve yöneticileri ve üyeleri için siyasi yasak söz konusu olmaz, suçun ağırlığına göre Mahkeme, partinin hazine hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.

TEMELLİ KAPATMA DURUMUNDA NE OLUR?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP'nin, Anayasa'nın 68. Maddesinin 4. Maddesinde sayılan "devletin bağımsızlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, insan haklarına, eşitlik ve hukuk ilkelerine, milletin egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamayacağı, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya bir tür diktarlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz, suç işlenmesini teşvik edemez" hükmüne aykırı fiilleri nedeniyle, temelli kapatılmasını istedi. Anayasa'nın 69. Maddesi, bir siyasi partinin 68. Maddesinin 4. fıkrasındaki eylemlerinden dolayı temelli kapatılmasına, ancak onun bu nitelikteki fiillerinin, o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiğinin Anayasa Mahkemesi'nce tespiti halinde karar verebileceğini hükme bağlıyor. Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'nda "odak olma hali" şöyle tanımlanıyor:

"Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller (68-'deki fiiller) o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır."

PARTİ BAŞKA BİR İSİM ALTINDA KURULAMAYACAK

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamesinde 451 kişi hakkında siyasi yasak istedi. AYM; bu kişilerin tamamına siyasi yasak getirebileceği gibi, delil durumuna göre daha az kişi için de siyasi yasak kararı getirebilir.

Anayasa Mahkemesi'nin temelli kapatma kararı vermesi halinde, parti başka bir ad altında kurulamayacak. Partinin kapatılmasına söz ve eylemleri ile neden olan kurucuları dahil üyeleri, AYM'nin temelli kapatmaya ilişkin kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin yöneticisi, kurucusu, yöneticisi veya deneticisi olamayacak. Buna göre hakkında yasak kararı verilen siyasetçi milletvekili ise milletvekilliğini engelleyen başka bir suçtan hüküm giymemiş veya parlamentoda milletvekilliği düşürülmemişse bağımsız milletvekili olarak faaliyetlerini sürdürebilecek.

Hakkında siyasi yasak kararı bulunmayan siyasi parti yöneticileri veya milletvekillerinin başka bir partide siyaset yapmasının önünde engel bulunmuyor.

ÇEŞİTLİ SEÇENEKLER TARTIŞILIYOR

Siyasi kulislerde, Anayasa Mahkemesi'nin davayı en kısa sürede ve hatta 6 ayda sonuçlandırılabileceği beklentisi hakim. Kapatılması siyasette de önemli etkiler yaratacak olan HDP'de yeni parti kurma, halen kurulmuş bir başka partiye geçme, partinin feshedilerek topluca başka partiye katılma yoluyla davayı düşürme ve bağımsız olarak bir sonraki seçimlere girme seçenekleri tartışılıyor.

HDP, KAPSAMLI BİR HAZIRLIK YAPTI

HDP yönetiminin ise önceliği ise "partiyi savunmak" ve bu konuda kapsamlı bir hazırlık yapıldı. Bu çerçevede partinin Hukuk Komisyonu güçlendirilirken, kamuoyunda tanınmış hukukçuların içinde yer alacağı bir hukuk bürosu oluşturulması kararlaştırıldı. İddianamenin Genel Merkez'e ulaşmasının ardından HDP Eşbaşkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan'ın katılımıyla yapılacak toplantılarda, dava ve savunma sürecine ilişkin yol haritası belirlenecek ve daha sonra da hukukçular iddianamedeki iddialara ilişkin savunmaları hazırlayacak.

Editör: TE Bilisim