Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün akşam TRT'deki programda HDP ve Kobanê'ye ilişkin söylemlerine HDP'den cevap geldi. Erdoğan'ın çözüm süreci konusunda HDP'yi suçlayarak, "samimi bulmuyorum" sözleri ile Kobanê'nin özgürleşmesine yönelik duyduğu rahatsızlığı değerlendiren HDP Grup Başkanvekili ve İmralı heyeti üyesi İdris Baluken, "Uzun süredir aslında Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu pratik, AKP genel başkanı pratiğidir. Cumhurmbaşkanı hala bütün siyasi partilere ve bütün halk kitlelerine eşit mesafede olduğu bilincinde davranmıyor" dedi. Erdoğan'ın programdaki tavrını, "TRT'de seçim çalışması ve programı yapmıştır" sözleriyle değerlendiren ve "Bunu da bir siyasi partinin çıkarları doğrultusunda halkların hassasiyetlerini gözetmeyen değerlendirmeler yapmıştır" eleştirisinde bulunan Baluken şöyle konuştu:

"Çözüm süreci ile ilgili ortaya koyduğu yaklaşımlar son derece gayri ciddidir. Özellikle Cizre başta olmak üzere bölde yaşanan gelişmelerden bahsederken, son bir ayda 6 çocuğun cizrede polis kurşunlarıyla öldürülmesine ilişkin tek bir cümle etmemiştir. Gözaltılar, cinayetler, üyelerimize yönelik tutuklamalar devam ederken, bunları yok sayıp HDP'yi, Kürt tarafını sorunun bir tarafı olarak göstermesi, AKP gömleğini çıkarmadığı anlamına geliyor. Bizim çözüm süreciyle ilgili muhatabımız hükümettir. Bu şekilde HDP'yi hedefleştirerek anlamlı derin müzakerelere geçme konusunda üzerinde oluşan kamuoyu baskısını azaltmaya çalışıyorlar. Kamuoyu'nun bu konuda uyanık ve dikkatli olması gerekir. HDP'yi hedef göstererek somut adım atmamasının, süreci zamana yaymanın ve gerekli adımları atmamanın gerekçesi yapılmak isteniyor. Hükümetin yapması gerekenlerle ilgili tartışmalarla kaybedilecek zaman yok. AKP hükümetinin bir an önce somut adımlar atmasını konu başlıklarını tartışmaya açması gerektiğini düşünüyoruz."

"Malum parti şeklinde ismimizi anmadan yaptığı açıklama pozisyonunu göstermesi son derece önemlidir" diyen ve "Böyle devam ederse, kendisi de HDP'i kitleler açısından malum cumhurbaşkanı olarak anılır" uyarısında bulunan Baluken, Erdoğan'ı söz konusu tutumundan vazgeçmeye çağırdı.

'Davutoğlu'nu boşa düşürüyor, onun cevap vermesi gerekir'

Erdoğan'ın Kobanê ile ilgili yaklaşımlarının daha da vahim olduğunun altını çizen Baluken, "Bu konudaki tutumu çözüm sürecini ne kadar bilince çıkardığı konusunda soru işaretleri yaratmıştır" dedi. Baluken, "Muhatabımız kendisi değildir şuan görev başında olan bir hükümet ve başbakanı vardır. Bu konuya aslında cevap vermesi gereken Başbakandır. Başbakan'ın kullanmış olduğu cümleleri 24 saat geçmeden tekzip eden bir cumhurbaşkanı pratiği ile karşı karşıyayız. Kendisini yürütmenin başı sanan cumhurbaşkanına cevap vermesi yerinde olur" diye konuştu.

'Biz sizin TOKİ'nizi depremlerden biliyoruz'

Erdoğan'ın "Kobanê harap oldu şimdi kim inşa edecek" sözlerine tepki gösten ve "Kobanê'nin bombardımanla bu hale gelmiş olması yönünde yaptığı yorumlar herhalde bütün dünyada hayretle takip ediliyor" diyen Baluken, "Kobanê'nin bu şekilde enkaz haline gelmesinde sorumluluğu olan ülke ve liderlerin rolü bütün dünya tarafından biliniyor. Kendisi bundan rahatsızlık duyuyorsa Kobanê'nin bu hale gelmesinde izlediği politikaları sorgulamalıdır" önerisinde bulundu. Erdoğan'ın açıklamasında sanki Kürt hareketinin TOKİ'yi Kobanê'ye davet ettiği yada inşaa konusunda Türkiye'den yardım istediği yönünde bir algı yarattığını belirten Baluken, "Bu bir çarpıtmadır. Ne böyle bir açıklama nede böyle bir beklenti var. Aksine bu yönlü taleplerden Kürtler rahatsız olmaktadır" diye konuştu. "Halen Türkiye Kobanêye koridor açmamıştır" hatırlatması yapan ve "Bir hassasiyet varsa insani koridoru açarak başlaması gerekir" şeklinde konuşan Baluken, "Dost halkların seferber olacağı bir inşa süreci olacaktır. Cumhurbaşkanına şunu söylüyoruz. Gölge etme başka ihsan istemez. Koridoru açın dayanışmaya giden halkları engellemeyin biz orayı inşaa ederiz" diye konuştu. Baluken, bunun bir maskeleme girişimi olduğunun altını çizerek, "Maskeleme girişimidir, Efrin'e iki yıla yakındır sınır kapısı açılması konusunda yaptığımız görüşmelerde taleplerimizi var; İlaçlar bile gidemiyor, bu konuda adım atmayan ve hala mevcut durumda bile oradaki büyük trajediyi sonlandırmak istemeyen bir anlayış var" diye konuştu. TOKİ'nin Türkiye'deki depremlerde ve doğal felaketlerde bile bir ticarethane mantığı ile hareket ettiğine işaret eden Baluken, "Biz TOKİ'nizden bir hayır gelmeyeceğini ve sadece sömürdüğünü biliyoruz" diye konuştu. Baluken, Erdoğan'ın "TOKİ'yi göndermeyiz" sözlerinin aslında bilinç altında yatan tersi bir istemi yansıttığını söyledi.

'Hükümetin yaklaşımı kaygılandırıyor'

Baluken, hükümetin zaman kazanma ve sorumluluklarını yerine getirme, adım atmama konusunda pratikte de ciddi işaretler olduğunu belirterek, "Pratik'te de bu yönlü yaklaşımlar var. 9 Ocak'tan sonra yaptığımız görüşmeden (İmralı görüşmesi) sonra bazı görüşmeler yaptık ve yine hızla tekrar adaya gitmemiz gerekirdi. Hükümetin mevcut tutumunu eleştiriyoruz, kaygı ile karşılıyoruz. Demokratikleşme adımları beklentisi ortaydeyken hükümetin güvenlik paketleriyle kamuoyu karşısına çıkmış olması, seçim barajıyla ilgili herhangi bir adım atmadan HDP'yi parti olarak seçime girmekten vazgeçirmeye yönelik kampanya yürütmesi, bölgede baskı ve sindirme politikalarına hız vermesi hükümetin samimiyeti konusunda kaygılara neden oluyor" diye konuştu. "Hükümet ve AKP ne yapacağına karar vermelidir" diyen Baluken, hızla müzakere başlıklarının tartışmaya açılmasını istedi.

Editör: TE Bilisim