Seçim sonrasında toplu bir açıklama yapan AK Parti cephesi, “Seçim sonuçlarından memnunuz” başlığı ile ortak açıklama yapıyor, ‘başarılıyız’ pozu ile bir açıklama yapıyor…

HDP’nin 12 ilçeyi kazandığı 30 Mart ile karşılaştırılınca 2’den 6’ya çıkarılan AK Partili ilçelerin sayısı düşünüldüğünde ‘Nur âlem nur’ farz ediliyor sonuçlar.

Peki, gerçekten bu seçim sonuçları Van’da siyasi partiler tarafından doğru okunuyor mu? Okumayan varsa o gün Ak Parti tarafından açıklamadan bir küçük parça paylaşayım:

‘‘Biz bugün Türkiye geneli çok tatlı bir sonuç alarak, Sayın Başbakanımız cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı. İlimizdeki başarı ise çok ayrı bir başarıdır. Birçok engellemelere rağmen, birçok baskı ve şiddete rağmen cumhurbaşkanı adayımız Van’dan da güzel bir oy almıştır ve geçen seçime göre de oylarımızı arttırmıştır. Bugünkü sonuçlar, yerel seçimlerle kıyaslandığında birçok ilçelerimizde biz belediyeyi almıştık. İpekyolu, Tuşba, Erciş, Gevaş, Muradiye, Bahçesaray ilçelerimiz şu an AK Parti belediyesinde olacaktı.”

Bu açıklamadan önce köşeme taşıdığım o ‘rehavete kapılma ihtimali’ daha yazı yayına çıkmadan gerçek olmuş maşallah. Biz seçimi yorumlamadan rehavet erken başlamış.

Ama ne demiştik?

-Bu başarı katıksız bir teşkilat, milletvekili ve spesifik bir siyasetçi başarısı değildir.

-Oylar AK Parti’ye değil Recep Tayyip Erdoğan’a, milletvekillerine değil milletvekillerinin seçildiği partinin liderine verildi.

-Ak Parti’nin seçimde kaybettiği 4 ilçede Erdoğan’ın kazanması sonucunda BDP/HDP’ye tepki çıkarımını yapmak partiye bir şey kazandırmayacak.

Bu noktada AK Parti cephesi büyük bir yanılgıya düşüyor.

Zamanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Van konusunda yanlış bilgilendiren odaklar ve dinamikler öyle görünüyor ki yeni Başbakan veya genel başkan kimse onun üzerinde aynı etkiyi bırakmayı hedefliyor.

Bu noktada, “Belediyede 2 olan ilçemizin dışında, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 4 ilçe kazandık” sevinciyle Ankara’ya koşacak olan Ak Parti İl teşkilatına ve milletvekillerine sormak gerekiyor:

-Madem bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu 6 ilçede büyük bir başarıya imza atıp Erdoğan’ı kazandırdınız, bu azim ve kararlılıkla 30 Mart seçimlerinde neden çalışmadınız?

-Neden kiminiz kende ilçenize küsüp adeta uğramazken, kiminizde istediğiniz aday çıkmadı diye çok da oralı olmadınız?

-30 Mart seçimlerinde umutsuz vaka olarak gördüğünüz ve gitme gereği duymadığınız ilçelerdeki HDP oylarında yaşanan patlamayı nasıl izah etmeyi planlıyorsunuz? Yoksa onları da Başkale gibi artık kapsama alanınızda olmayan ilçeler olarak mı sayacaksınız?

-Velev ki AK Parti’yi teşkilat ve milletvekilleri olarak büyük bir çıkışa geçiren isimlersiniz çok değil Haziran 2015 seçimlerinde bakalım aynı başarı ve aynı oy oranını bireysel olarak alabilecek misiniz?

-Her defasında kırsaldaki baskıdan söz etmenize rağmen ‘devlet’ olarak bu işi hükümet nezdinde çözüme kavuşturmak için neler yaptınız? “Baskı yapıyorlar” demekten öteye geçmiş bir çalışmanız var ise halkı bilgilendirmeniz fazlasıyla elzem bir durum. Varsa böyle bir durum bu baskıyı sadece Van’da halk arasında konuşmaktan ziyade Ankara’da somut temellerde konuşmanız daha mantıklı değil mi?

***

ÜSTE ÇIKTIM DİYE SEVİNME!..

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından da paylaştığımız üzere bu seçimin iki parti açısından da bir zafer anlamı taşıması gerekmiyor.

Çünkü Van son zamanlarda ne hükümet nezdinde, ne de son seçimlerde seçtiği yerel yönetimler nezdinde o istediği temsiliyeti de hizmeti de almış değil. Bir tarafta ‘devlet baba’ tarafından ilgisi alınmış bir Van var. Diğer tarafta da yerel yönetimler anlamında henüz işe koyulmamış belediyeler.

Haliyle halkın verdiği oylar partilere, il/ilçe başkanlarına, milletvekillerine değil Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş’adır.

Yine halk 9’uncu zaferine koşan AK Parti’ye de Türkiye partisi olma anlamında başarıda ilk adımı atan HDP’ye de son ‘büyük’ şansı da vermiş oldu!

Bununla övünmekten ziyade ‘çözüme dair’ hareket etmenin vakti çoktan geldi de geçiyor bile…

***

Her tarafta bir başarı kutlama havası var;
AK Partililer ilçe artırdık,
HDP’liler Demirtaş’ın oyunu ‘biz’ artırdık, sevincini yaşıyor.

İyi güzel de;

-Ekonominin iyice kan keybettiği,
-İşsizliğin zirveye çıktığı,
-Turizmin bir türlü hüreketlenmediği,
-Tarım ve hayvancılığın eski günlerini mumla aradığı,
-Sanayinin üretim değil tüketim üzerine kurulduğu,
-Esnafın sinek avladığı,
-İnşaat sezonunun kış uykusuna yattığı,
-Belediyelerin sadece çöp toplayıp, çarşaf asfalt serdiği,
-Kurumların nadasa çekildiği,
-STK’ların ölüm sessizliğine büründüğü,
-Kentin bilumum sorunlar içerisinde yüzdüğü bir kentte

NEYİ KUTLUYORSUNUZ?
YA DA NEYİ KUTLUYORUZ?

***

BÜYÜK KÖYÜN AHVALİ

Bence seçim gündemlerinden, oy muhabbetlerinden, siyasi adamcılıktan kurtulup biraz da gerçek gündeme eğilmenin vakti çoktan geçiyor.

Dünyadaki her konuya müdahil olduğunuz şu kentte biraz da bu kentin insanlarına eğilip onların sorunları üzerinde konuşup, onların sorunları üzerine raporlar, projeler, programlar yaparsanız iyi olur diye düşünüyorum. Lakin konumu itibariyle bu toprakların stratejik ve coğrafi olarak en önemli noktalarında bulunan bir kentin bu kadar gerçeklerinden ve potansiyelinden kopuk olarak yaşaması beni ve bu kentin insanlarını fazlasıyla rahatsız ediyor. Hal böyle olunca, Van Büyükşehir Belediyesi’nin Stratejik Planlama toplantılarında da ön plana çıktığı şekliyle; Bu kent şu anda BÜYÜK KÖY izlenimi vermekten başka bir hava ve görüntü içerisinde değil, kısa vadede de bundan kurtulacağı çok benzemiyor.

Stratejik Planlamaları işin içine bu kentte elini taşın altına koyması gereken kim varsa ‘ivedilik’ ile konuşmaya ve hayata geçirmeye ihtiyaç var. Öncelikle imar, ekonomik rahatlama gibi konularda adımlar atılarak kentin nefes alması, ardından da sahip olduğu potansiyelleri artık panellerde, toplantılarda değil de uygulamaya geçirme aşamasında konuşmaya başlaması gerekiyor.

Şahsım olarak ben, bu kentin potansiyellerini ve sahip olduklarını ileriye dönük projeler ve programlar üzerinde yazmaktan ve konuşmaktan iyice sıkıldım. Öyle hissediyorum ki VAN BÜYÜKŞEHİR’deki hiç kimse bu şehirde, bu haliyle hele de BÜYÜKŞEHİR adı altında yaşıyor olmaktan memnun değildir.