SABAH Spor yazarları Ali Gültiken, Fatih Doğan, Bülent Timurlenk ve Levent Tüzemen, Beşiktaş-Sporting maçını değerlendirdi. Usta isimler birbirinin kopyası olarak gözüken goller, bazı futbolcuların kötü performansları ve Sergen Yalçın'la ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı. İşte son dakika haberinin detayları...

ALİ GÜLTİKEN - BU GOLLER BEŞİKTAŞ'A YAKIŞMADI

Portekiz futbolunu iki kelimeyle tarif et desek, 'Küçük Brezilya' deriz. Aynı dili konuşan iki futbol ülkesinin oyun düzenleri de birbirine benzer. Bugün Portekiz liginde en alt sıradaki takımı bile izleseniz bazı temel özellikleri çok net görürsünüz. Bireysel yeteneği yüksek, dar alanı iyi kullanabilen, top tekniği yüksek birçok oyuncu vardır.

Yani topa sahip olarak oynamayı severler. Bu konuda çok da başarılıdırlar.Sporting geçen senenin Portekiz ligi şampiyonu olarak bunu en üst seviyede uygulayan takım. Beşiktaş'ın kadro tercihine baktığımızda eldeki en iyi oyuncularla oynamaya çalıştığını gördük. İleri uçtaki Ghezzal, Larin ve Batshuayi üçlüsünde verimlilik anlamında çok problem yaşamadı.

Orta alana baktığımızda Josef'in yanında Pjanic ve Alex tercihi kağıt üstünde güzel. Topa Beşiktaş sahipken de sorun yok, bu oyuncular ön plana çıkıyor. Maçın içinde birçok defa da pozitif etkilerini gördük. Fakat top rakibe geçtiğinde bu iki oyuncunun savunma tarafında Beşiktaş büyük problem yaşadı.

Özellikle orta alanda kaybedilen toplar ve ikinci toplardaki rakibin üstünlüğü rakibin çok çabuk kontraya çıkmasında büyük etken oldu. Belki bu çıkışlar direkt golü getirmedi ama tehlikeli pozisyonların getirdiği ölü vuruşlara sebebiyet verdi. Özellikle ilk yarıdaki rakibin bu ölü vuruşlardaki üstünlüğü oyunu da skoru da Beşiktaş adına bitirdi. Duran toplar her takım için tehlike yaratabilir. Ama aynı golleri fotokopi gibi yemek Beşiktaş'a yakışmadı.

Rakibin kopyala, kes, yapıştır şeklinde ön direğe attığı ve oradan sektirdiği toplar, iki gol ve bir penaltıya sebebiyet verdi ki anlamak mümkün değildi. Coates attığı iki gol ve yaptırdığı bir penaltıyla hem maçın adamı oldu hem de Beşiktaş'ın ipini çekti. Bu işler Şampiyonlar Ligi seviyesinin işleri değil. Bu kadar basit hatalarla gol yerseniz dün akşamki gibi hem maçı erken kaybedersiniz hem de oyunun kalan süresi ızdırap haline döner.

FATİH DOĞAN - ACI VEDA!

Postacı bile iki kez kapıyı çalmaz' derler. Sporting, ilk 30 dakika iki kez kapıyı çaldı. İki korneri, aynı köşeden aynı noktaya ortaladı ve Coates aynı şekilde sektirilen topu fotokopi çekilmiş gibi iki kez kafayla filelere gönderdi. İşin en acı tarafı, bir gol bulmak için varını yoğunu ortaya koyduğun dakikalarda çalışılmış duran toptan 2 gol yemen değil!

En acısı iki golde de pozisyon hatası olan Welinton'ın ikinci gol öncesi Batshuayi'yi eliyle düzeltip nasıl pozisyon alacağını göstermeye çalışması! Tam trajikomik olay. Batshuayi kibar adam "Git kendine akıl ver" dese yeridir! Hırs, niyet ve mücadelede sorun yok. Ancak bu pozisyonlarda, özellikle Şampiyonlar Ligi'nde oyuncu vasatsa, bu daha da belirginleşiyor!

Yenilen 3 gol oyunun hakkı değildi. İlk yarıda bir şutu direkten dönen Batshuayi, 2. yarının ilk bölümünde de fırsatlar buldu. Ancak kaçırdığı net 2-3 pozisyon, gayretini gölgeledi. Devler Ligi'nde kaçan pozisyonların mazereti olmaz. Bunları atamayacaksan neyi atacaksın! Sergen Yalçın, Gökhan Töre hamlesini Larin yerine o ana kadar oyuna neredeyse katkısı olmayan Ghezzal ile yapsa daha iyi olurdu.

Alex-Kenan değişikliği de sonuca etki etmezken Beşiktaş sorunu kanat beklerinin yeteri kadar oyuna girmemesinde yaşadı. 3-1'den sonra Ghezzal ve N'Sakala oyunda kalmayı hiç hak etmedi. Rıdvan ve Can önceden oyuna dahil edilmeliydi. İlk kez tribünden duyulan N'Sakala, Welinton ve Gökhan için yükselen ıslıklardan da ders çıkarmalı. Uzun süredir alkışlarla karşılanıp alkışlarla uğurlanmaya alışkın olan Beşiktaş'ta ilk kez bazı futbolcular ıslıklarla tanıştı. Bu ince bir uyarı.

BÜLENT TİMURLENK - KİMLİĞİNİ KAYBETTİ

Sergen Yalçın yönetiminde şampiyon olan Beşiktaş'ın kısa tarifi şuydu: Takım savunmasını iyi yapan, bu sayede gencecik Ersin'e rahat bir sezon yaşatan, sezonda maç başına bir gol yiyip 2+ atan, Ghezzal'ın asistleri, santrforu ve Larin ile skor bulmakta zorlanmayan bir takım. Bu kimliğinizi yitirirseniz başınıza bunlar gelir.

Altay ve Ajax maçları, sakatlıklar yüzünden kaybedilmiş olarak açıklanabilir ama Başakşehir maçındaki takım savunmasının verdiği sinyaller dün gece pahalıya patladı. Dortmund maçı gibi hızlı başlayan ve Sporting'e çıkarken sürekli top kaybı yaptıran Beşiktaş, yine ilk çeyrekte golü bulamayıp kalesinde golü gördü. Sanki bu golü izlemeyenler için bir tekrarıymış gibi Coates ile kornerden ikinci golü gördü.

Yine bir kornerin sonucu penaltı ve 45 dakikada yenilen 3 gol. Vodafone Park'ta bir rakip 45 dakikada Beşiktaş'a karşı 13 hücum geliştirmemeli, 6 kez çerçeveyi bulmamalı, Ersin 3 net kurtarış yapmamalı. Beşiktaş'ın ideal 11'i budur ama başta iki bek Rosier ve N'Sakala, Dortmund maçındaki gibi Ghezzal ve Larin kötü olunca, bir de üzerine bir topu direkten dönen, 3 net fırsat harcayan Batshuayi eklenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Sergen Yalçın, Rıdvan'ı kulübede unuttu. Doğrusu onun dışında da oyun 1-3 iken maçı değiştirecek adam kulübede yoktu. Dortmund maçı öncesi basın toplantısında, "Her takımın yumuşak karnı vardır. Önemli olan o handikapları lehine çevirmektir" diyen Yalçın, haklıydı. Dün Sporting, Beşiktaş'ın bütün zafiyetlerini sahaya ve tabelaya yansıtırken ev sahibi, Portekiz ekibinin savunmasında verdiği bütün ikramları ya son vuruşta ya son pasta heba etti.

LEVENT TÜZEMEN - AVRUPA DEFTERİ ARTIK KAPANDI!

Sergen Yalçın, kaleci Ersin dışında tamamen yabancılardan kurduğu kadroyla evindeki ikinci maçını da kaybetti. Transfer edilen kaliteli yabancılar, Devler Ligi'nde Beşiktaş'ı sırtlayamadı. Atletik yapısıyla göze çarpan Sporting, top Beşiktaş'a geçtiğinde çok adamla hemen baskı yaptı.

Pjanic pas yapacağı ve rahat top kullanacağı konforlu alanı bulamayınca orta alanda oyun liderliği üstlenemedi. Ghezzal, Batshuayi ve Alex gibi teknik becerileri yüksek oyuncular birbirine yakın oynamaları gerekirken maalesef uzak kaldılar. Hırsıyla öne çıkan Alex'in attığı gol eğer ofsayt olmasıydı gecenin en iyi golü seçilirdi.

Batshuayi çalışkanlığı, hırsı ve çok pozisyon bulmasına rağmen ya direğe takıldı ya kaleci Adan'ı geçemedi ya da ofsayta yakalandı. Sporting hızlı hücumlarla Beşiktaş kalesini fazlasıyla tehdit etti. Kaleci Ersin 4 gol yemesine rağmen alkışlanacak muhteşem kurtarışlar yaptı. Rosier ile N'Sakala kanatlardan etkili ortalar yapamadı.

Devler Ligi arenasında Beşiktaş bir büyük takıma yakışmayacak hatalı goller yedi. İlk Dortmund maçında Beşiktaş golü, rakibin taç atışından yemişti. Sporting kaptanı Coates birbirinin kopyası iki tane kafa golü attı. Portekiz takımının zaten duran toplarda etkili olduğu biliniyordu. Coates'e attığı ikinci gol öncesi önlem almamak çok şaşırtıcıydı.

Beşiktaş, Dortmund ve Ajax'a kaybederken bile bu kadar dağınık, uyumsuz bir futbol sergilemedi. Sakatlıktan dönen oyuncular fizik olarak rakiple mücadele edecek güçte değildi. Souza orta alanda yeterli desteği alamadı ve baskıdan kurtulamadı. Beşiktaş bu yenilgiyle bence Avrupa defterini erken kapattı. Çünkü Sergen hocanın 'Avrupa Ligi'ne sıcak bakmadığını duymuştum.

Editör: TE Bilisim