Unutursam fısılda!

Abone Ol

Minibüsler ve minibüs durakları kent hafızasının süre geldiği mekanlardan bir tanesi. Şehiriçi bir minibüs yolculuğu yaparken adeta o kentin hafızasına tanıklık edersiniz.Kısa süren yolculuk boyunca artık olmayan, fakat kent ve kentli hafızasında yer etmiş bir çok mekan ismi duyar eskiden o mekanlarda olan yerleşkeler ve anılar gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçer!

Kentimizdeki eski mekan isimlerinin hala sahiplik yaptığı durak isimleri varlığını sürdürüyor. İpekyolu Caddesi’nden, Edremit’e giderken ESKİ EMNİYET, ÇEŞME DURAĞI, SGK, DOĞUMEVİ, KURDOĞLU, SERHAT gibi isimler kente yeni gelenler için pek bir şey ifade etmese bile , kent sakinlerinin her biri için bu isimlerin onların zihinlerinde işgal ettiği anılar silsilesi bambaşkadır. Çalı durağında gözler çalılık arasa da bulamaz, Topraksu denilince öyle bir binanın veya kurumun olmayışı karşısında kentin kadim sahipleri hiç bir endişe göstermezler, “eski araştırma” nidası minibüste yankılanınca, bir parkın önünde inenlerin muhayillesinde o eski bina tüm ihtişamı ile durmakta, karşısındaki sabahçı kahveleri hala varlığını sürdürmektedir.

Kentteki bu eskimeyen isimler kent hafızasına büyük katkılar yapmaktadır. Bu şekilde hafızalarda yaşayan isimler elbet bir gün unutulacak yerlerine yenileri gelecektir. Belki şimdi özlemle yad ettiğim ve yazıda bahsettiğimiz isimlerin yerine bir zamanlar başka mekan isimleri ile anılmakta idi. Kentimiz her gün ruhunu kaybedip, mekanik bir robota dönüşürken, kentin ruhuna ait bir şeyleri anımsamak için illa minibüslere mi binmek gerekecek? Bir kentin ruhu sadece eski mekan isimlerinde yaşamamaktadır. Kentin hafızası demek o kentin nirengisi alan kültür alanlarını, sanatsal niteliklerini, tarihi alanlarını ve kenti soluyan kentlilerinin yaşatmakla olur.

Bir kaç kuşak sonra bahsettiğim bütün alanlar ve onların belleklerdeki izleri tamamen silinmiş olacak, bazen eski bir resme denk gelindiğinde yaşaran bir gözle kentte neleri kaybettiğimiz yeşil alanlarımızın, kültürümüzün, tarihimizin, gölümüzün nasıl yitip gittiğini bir iç sızlayışıyla idrak edeceğiz. Gidenler gitti elde kalan ufak tefek kırıntılar kent hafızasını muhafaza etmek için hala bir fırsat var. Moderniteye yenik düşmeden kent hafızasını yaşatmak bizim elimizde bunun mücadelesinin nasıl verileceği ise enine boyuna kentlilerle birlikte istişare edilmelidir.